sokak itlerinin toplanması
başlık "speedy gonzales" tarafından 24.04.2024 00:48 tarihinde açılmıştır.
1.
devletin yeni getirdiği düzenlemenin maddeleri olduğu söylenen birkaç madde sosyal medyaya düşmüş.
0 belediyeler köpekleri toplayacak, belirli süre sonra sahiplenilmeyen köpekler bakanlık barınaklarına alınacak. (yeni durum, sokağa salma yok)
1 yaşlı-hasta vb. köpekler itlaf edilecek (mevcut yasada da var)
2 içişleri ve adalet bakanlıkları dahil olacak. (barınak güvenliği ve muhtemel provokasyonlara karşı olabilir)
3 köpek başına 3500 tl gibi bir maliyet öngörülüyor (10-15 milyon ile çarpınca korkunç bir rakam, gerçi haberde 4 milyon telaffuz ediliyor. gerçek sayıyı kimse bilmiyor)
cocukken kücük kopegim vardi sokakta ve belediye gelip tufegi dogrultup vurmuş.
yarım saat üzüldüm ama itin birini ısırma potansiyeli ortadan kalktı bence bu güzel çözümdü
0 belediyeler köpekleri toplayacak, belirli süre sonra sahiplenilmeyen köpekler bakanlık barınaklarına alınacak. (yeni durum, sokağa salma yok)
1 yaşlı-hasta vb. köpekler itlaf edilecek (mevcut yasada da var)
2 içişleri ve adalet bakanlıkları dahil olacak. (barınak güvenliği ve muhtemel provokasyonlara karşı olabilir)
3 köpek başına 3500 tl gibi bir maliyet öngörülüyor (10-15 milyon ile çarpınca korkunç bir rakam, gerçi haberde 4 milyon telaffuz ediliyor. gerçek sayıyı kimse bilmiyor)
cocukken kücük kopegim vardi sokakta ve belediye gelip tufegi dogrultup vurmuş.
yarım saat üzüldüm ama itin birini ısırma potansiyeli ortadan kalktı bence bu güzel çözümdü
devamını gör...
2.
elbette hepsinin toplanıp kısırlaştırılması onları çok seven bizlerden kesilen vergilerle de doğru düzgün şartlarda beslenme ve barınma ihtiyaçlarının giderilmesi, yine onları çok daha seven yuva açmak isteyen bizlere yuvalandırılması gereken dostlarımız. it ?
devamını gör...
3.
tehlike arz ediyor mu ediyor ama durduk yere mi arz ediyor dostlar dünyada kanser gibi çoğalan esasen insanlar değilmidir. aşılarla ilaçlarla doğal ömrünü 35-40 yıllardan 80 lere 90 lara çıakrıp dengesiz yayılım yapmıyor mu evet son tahlilde pratik çözümler gerekmekte realist olmak gerek ama toplumsal algıya göre söylev düşünüldüğü it kelmesinin imlemesi haksız çıkmayayım daha irite edici olsunmuş gibi geldi bana
devamını gör...
4.
devlet barınaklarda hayvanları ölüme terk etmese çoğu insan daha ılımlı yaklaşır ama hem hayvanlara zulmedip hem de işlerini yapmayınca insanlar karşı çıkıyor.
devamını gör...
5.
olması gereken. bu arada it eski türkçe bir kelime ve günümüz türkçesinde köpek anlamına geliyor.
devamını gör...
6.
ülke nasrettin hoca'nın sözünü ettiği "ne biçim yer burası. taşları bağlamış, itleri serbest bırakmışlar" diye tanımladığı köye döndü uluslararası gıda tekellerinin çıkarttırdığı 5199 sayılı yasayla. yasanın adı hayvanları koruma kanunu ama yasayla korunan hayvanlar sadece itler ve kediler. ama özellikle itler. itler bu yasayla özerk bir devlet kurmuş durumda.
bu doğal, çünkü uluslararası gıda tekellerinin ürettiği "pet food"ların adı "pet" aslında "it food".
avrupa'da ve özellikle abd'de konutlar birbirinden 100 metre uzakta ve müstakil olduğundan abd halkı ev içinde, bahçede 40-50 kglık it besleyebiliyor. bizim gibi 60 adet 110 m2 dairelerde yaşayanlar için bu itler uygun değil. itlere de uygun değil. onlara günde en az yarım kilo itfood yiyen itler lazım, bunlar da ancak sokakta beslenir. sokaklardaki itlerin hikmeti işte bu. itin sokakta olmasını savunuyorsanız unilever'in değirmenine su taşıyorsunuz demektir. o unilever ki, ceo'su "temiz içme suyu vazgeçilmez bir insan hakkı değildir" diyen bir onun bunun evladı. (nestle'nin ceo'su da olabilir bu lafı söyleyen. ha aliveli ha veliali). meclisimizdeki vatansever vekillerle anlaşıp, onlara da pastadan pay verince yasa şıkır şıkır çıktı. ne de olsa chp içinde de doğa aşkından yanan vekiller vardı. pasta deyince 2025 yılı sonunda ciro beklentileri 5 milyar dolar. paranız varsa itfood sektörüne yatırım yapın.
sonra yazın yaşayamazlar, kışın kalori ihtiyaçları artar diyerek "bir tas su bir kap mama" kampanyaları yaptılar. bizim doğa aşığı "hâlkimiz" de sokakları mama ve su kaplarıyla doldurdu. aynı hâlkimiz daha önce "hmm. vitamini kapağında demek" diyerek tonlarca pet şişe kapağı toplamıştı. allah akıl fikir verse de faydası yok bu saatten sonra.
bu arada belediyeler de bir şeyin farkına vardılar. sokak canlarını besliyoruz ayağına 100 ton itfood parasını firmaya ödeseler, ama 10 ton alsalar aradaki farkı da firmayla fifti fifti kırışsalar kim ne diyebilir ki? nerede bu itfood diye sorarlarsa itler yedi, bitti. sonuçta melik görtçek de ankara'ya onbinlerce pawlonia ağacı dikti. nerede bu ağaçlar diye sorsanız "kurudu gitti". 600 daire kolay alınmıyor.
tabi it sayısı artmaya başladı. kısırlaştırma? belediyeler görevini yapmamış.halen dahi itleri almak için geldiğinde iti yakalamaktan daha fazla itperestle uğraşıyor görevliler. bir de küpeli tasmalı diyorlar. hayvanın dalgası hıyar gibi sallanıyor alttan ama kısırmış. küpeyi internetten 10 liraya alıyordunuz.
şimdiii. yolun sonuna geldi ülke. itperestlerin son kalesi "barınakların hali meydanda". itlerin barınaklardaki hali sokaklardakindan daha kötü değil. insanların da itlere beş yıldızlı otel konforu verecek hali yok. snuçta bunlar birbirlerinin bokunu yiyen canlılar. bu barınak mevzusunda benim bir hısmımla tartışmam oldu. ordu barınağı, ki gayet temiz düzenli bir barınaktı, arkası boka bulanmış bir iti soğuk suyla yıkayan bir görevliye "terbiyesize bak, çocuğa soğuk su tutuyor" demişti. kendisine "yenge keşke gelirken sıcak su, şampuan, sünger falan getireydin de çocuğu sen yıkayaydın" dediğim için benle konuşmuyor altı yıldır. tek oğlunu (o da itperest) iki it daladı, sol elinin parmakları hareket etmiyor. olsun o itlerin de travması vardır.
umarım bu kez toplanır sokaklardaki itler ve biz elimizde sopa, kaldırımda boka basmamak için dikkatle yürümekten kurtulacağız.
bu doğal, çünkü uluslararası gıda tekellerinin ürettiği "pet food"ların adı "pet" aslında "it food".
avrupa'da ve özellikle abd'de konutlar birbirinden 100 metre uzakta ve müstakil olduğundan abd halkı ev içinde, bahçede 40-50 kglık it besleyebiliyor. bizim gibi 60 adet 110 m2 dairelerde yaşayanlar için bu itler uygun değil. itlere de uygun değil. onlara günde en az yarım kilo itfood yiyen itler lazım, bunlar da ancak sokakta beslenir. sokaklardaki itlerin hikmeti işte bu. itin sokakta olmasını savunuyorsanız unilever'in değirmenine su taşıyorsunuz demektir. o unilever ki, ceo'su "temiz içme suyu vazgeçilmez bir insan hakkı değildir" diyen bir onun bunun evladı. (nestle'nin ceo'su da olabilir bu lafı söyleyen. ha aliveli ha veliali). meclisimizdeki vatansever vekillerle anlaşıp, onlara da pastadan pay verince yasa şıkır şıkır çıktı. ne de olsa chp içinde de doğa aşkından yanan vekiller vardı. pasta deyince 2025 yılı sonunda ciro beklentileri 5 milyar dolar. paranız varsa itfood sektörüne yatırım yapın.
sonra yazın yaşayamazlar, kışın kalori ihtiyaçları artar diyerek "bir tas su bir kap mama" kampanyaları yaptılar. bizim doğa aşığı "hâlkimiz" de sokakları mama ve su kaplarıyla doldurdu. aynı hâlkimiz daha önce "hmm. vitamini kapağında demek" diyerek tonlarca pet şişe kapağı toplamıştı. allah akıl fikir verse de faydası yok bu saatten sonra.
bu arada belediyeler de bir şeyin farkına vardılar. sokak canlarını besliyoruz ayağına 100 ton itfood parasını firmaya ödeseler, ama 10 ton alsalar aradaki farkı da firmayla fifti fifti kırışsalar kim ne diyebilir ki? nerede bu itfood diye sorarlarsa itler yedi, bitti. sonuçta melik görtçek de ankara'ya onbinlerce pawlonia ağacı dikti. nerede bu ağaçlar diye sorsanız "kurudu gitti". 600 daire kolay alınmıyor.
tabi it sayısı artmaya başladı. kısırlaştırma? belediyeler görevini yapmamış.halen dahi itleri almak için geldiğinde iti yakalamaktan daha fazla itperestle uğraşıyor görevliler. bir de küpeli tasmalı diyorlar. hayvanın dalgası hıyar gibi sallanıyor alttan ama kısırmış. küpeyi internetten 10 liraya alıyordunuz.
şimdiii. yolun sonuna geldi ülke. itperestlerin son kalesi "barınakların hali meydanda". itlerin barınaklardaki hali sokaklardakindan daha kötü değil. insanların da itlere beş yıldızlı otel konforu verecek hali yok. snuçta bunlar birbirlerinin bokunu yiyen canlılar. bu barınak mevzusunda benim bir hısmımla tartışmam oldu. ordu barınağı, ki gayet temiz düzenli bir barınaktı, arkası boka bulanmış bir iti soğuk suyla yıkayan bir görevliye "terbiyesize bak, çocuğa soğuk su tutuyor" demişti. kendisine "yenge keşke gelirken sıcak su, şampuan, sünger falan getireydin de çocuğu sen yıkayaydın" dediğim için benle konuşmuyor altı yıldır. tek oğlunu (o da itperest) iki it daladı, sol elinin parmakları hareket etmiyor. olsun o itlerin de travması vardır.
umarım bu kez toplanır sokaklardaki itler ve biz elimizde sopa, kaldırımda boka basmamak için dikkatle yürümekten kurtulacağız.
devamını gör...