sokak köpekleri

sokakların neşe ve enerji kaynağıdır. zamanım oldukça ilgilenir, mama vererim ve o günü tok geçirmelerini sağlarım bu da bana büyük mutluluk veriyor.

sokak köpekleri dahil olmak üzere bütün hayvanları sevin, onlara el uzatıp sevginizi gösterin, karınlarını doyurarak bu büyük mutluluğu kalbinizde hissedin.

birilerini silkip atmıştır. evet.

günümüzü neşelendiren sevimli canlılardır. bir tane su dolu kap koymuşlar üstünde de "dokunmayın söverim" diye uyarı asmışlardı.

bugün bir tane kız su koyuyordu kaplara. çok takdir ediyorum. çekemeyen de anten soksun bir yerlerine, pardon taksın.

sokakta olmaması gereken köpeklerdir.
konya'da kürekle bir köpeğin zalimce öldürülmesi ne kadar yanlışsa parkta, bahçede, şehrin içinde, üni kampüsünde saldırgan köpeklerin olması da o kadar yanlıştır.
köpekleri sokaklarda istemiyorum demek ben köpekleri zalimce öldürülmesini istiyorum demek değildir, hayvanlardan nefret ediyorum demek değildir.
bunu idrak edin.
dün köydeydim. bi tane çoban köpeği ve bir tane kedi besledim.
orası köy, orada kedi köpek olur. olması da gerekir.
ancak şehrin göbeğinde köpek olmaz.
bi'şey yapmazsan saldırmaz diyenleri aldırmayın.
gayet de saldırıyorlar.
100. yıl facebook grubunda her hafta ısırılan, kovalanan, korkutulan insanlar var.
insanlar eve giderken, okula giderken, işe giderken veya gelirken rahat rahat sokakta yürüyemiyorsa bu çok ciddi bir problem.

doğruya doğru eğriye eğri demek gerekir.
geçen haftalarda sarhoş bir sürü genç bir kıza çarptı ve yaşam mücadelesi veren kız bir kaç gün önce vefat etti.
bence bu sürücü kasti adam öldürmeden yargılanmalı.
ülkedeki ceza sistemi böyle maalesef.
diğer yandan kürekle köpeği öldüren adam da cezası neyse almalı.

ancak bir köpeğin kürekle öldürülmesi köpeklerin saldım çayıra meylav kayıra sokaklarda terör estirme özgürlüğü de vermiyor.

kısırlaştırma işe yaramıyorsa uyutulma gerekli.
vurmak, zehirlemek gibi şeyler acı çekmelerini uzatan insani şeyler değil. onlar da canlı.
yaralanan çocuklara öncelik verilmesi elzem.
köpekler insanlar için yaratılmış koruyuculardır.
doğada kalan, yaşayabilen köpek yoktur. nokta.

sokaklar insanlar içindir. medeni ve gelişmiş bir ülkenin sokaklarında başıboş hayvan olmaz. bununla beraber gelişmiş ülkelerde evcil hayvanınızın tasmasını dahi sosyal bir alana girdiğinizde çıkartmanız yasaktır. evcil hayvanınızın çevreyi kirletmesi durumunda cezalandırılırsınız. 21. yüzyılda bu ülkede bir avuç azgın azınlığının itperest faşizmine boyun eğmek zorunda değiliz.
köpeksiz sokaklar istiyoruz.

öncelikle köy ve kırsalda kayıt dışı köpek bulundurmanın önüne geçilmedikçe çözülemeyecek olan problemdir. dişi köpek yılda minimum iki doğum yapar, elde var ortalama 14 yavru köpek, iyimser olursak eş, dost, komşu, beğenilen yavrulardan dört erkeği sahiplenir. geriye kalan çoğu dişi olmak üzere on yavru nereye gidiyor dersiniz? biraz büyüdükten sonra elbette en yakın il veya ilçeye evin/köyün yolunu bulamasın diye salınır. sağ kalıp kısırlaştırılmayanların üreme potansiyelini varın siz hesaplayın.

zararsız canlılardır. sayıları daha da çoğalmalıdır.
gelecek tepkiler; al evinde besle o zomon wovovo..

evimde de besliyorum. itirazı olan?

sokakların doğal varlıklarıdır. bir daha yazıyorum doğal. hayatlarını skip atan ve zora sokan istilacı tür olarak koruyup kollama görevi de bizzat bize aittir.
başlığın tam da kuduzdan ölen mimar haberinden sonra hortlaması tesadüf değil elbette. sokak hayvanlarıyla alakalı ortaya çıkan sorunların çözümü devletin ilgili birimlerinin sorumluluğundadır ve görevlerini layıkıyla yapmak da onlara düşer, ağzı var dili yok hayvanlara değil.
kuduz mevzuu ise bambaşka. hala bu çağda kuduzdan birisinin oluyor olması demek sağlık bakanından tut, tarım ve orman bakanına kadar herkesin istifasını gerektiren daha girift bir konu. norveç te tabi olm. ne sandınız ya.

doğal varlıklar değildir. bir daha yazıyorum: doğal değillerdir.

köpek dediğin tür, sosyalleşmeye meyilli kurtlardan insan eliyle üretilmiş, insan ihtiyacına özel farklı ırkları türetilmiş, yeri ve üremesi daima insan kontrolünde olmuş bir türdür. doğada köpek yoktur. (dingo gibi doğaya sonradan adapte olmuş ırklar, çok yakın tarihlerde insan eliyle taşınmış ve salınmış ırklardır.)

yani biz şehirleri kurmadan önce oralarda köpek sürüleri vardı da yuvalarının üzerine otel yaptık diye bir durum yok. şehirle beraber çoğaldılar. bin tane hayvan için "alanlarını istila ettik" diyebiliriz, köpek için diyemeyiz. zaten bizim sokaklardakiler diplerinde insan nüfusu olmadan asla hayatta kalamazlar.

son kuduz vakası meselesini başlığında yazdım: #2650492

tarih ve istatistik gösteriyor ki, sayı arttıkça salgın riski artıyor.

akşamları bir kaç arkadaş bir araya geldiler mi birbirlerinden cesaret alıp saldırmaya meyilli oluyorlar.

benim yüzüme bile bakmıyorlar, arada pilav çorba falan veriyorum. "seni tanıyorum sen defol git, saldıracağımız tiplerden değilsin" der gibi bakıyorlar.

sevmiyorum.

hele ki geceleri birbirinden cesaret alıp saatlerce havlamalari yok mu... küfür yasak küfür...

bir an önce sokaklardan toplanması gereken rahatsız edici varlıklar.

sevmiyorum demenin hayvan düşmanı gaddar biri olarak fişlenmenize neden olacak insan üretimi canlı. (birey demedim pardon)

yıkıyorlar şu an sitenin önünde ortalığı havlayarak uluyarak. dışarı çıkmak zorunda olsan işin olsa yandın, paramparça ederler seni alan koruma refleksi ile. hiç kimse bana sokaktaki başıboş köpek çetelerini hayvanseverlik olarak kakalayamaz. ama ne mama ve bağış parası tezgahı dönüyor be! hayvanseverliği sömürerek öyle köşe olanlar var ki bu ülkede. ondan zaten "kardeşim köpeklerden dışarı çıkamıyoruz" diyenleri hayvan düşmanı ilan ediyorlar. tezgahlarına çomak sokulmasın istiyorlar.

bir türk punk grubu. 2000li yılların başlarında bir çok liselinin hastası olduğu parçaları bulunmaktadır. şu zamanlarda ise kendilerinden eser yoktur.

türkiye turizmine darbe vurmaya başlamış olan pis ve asalak canlılar. cami içlerine kadar girip oraya pisleyen bu yaratıklar artık mavi bayraklı plajlarda da görülmeye, itperestler tarafından kasıtlı olarak oralara sokulmaya başlandı.
bilindiği gibi mavi bayrak bir plajın kalitesini gösterir ve bu bayrağa sahip olmak için bazı şartlar vardır. bu şartlardan biri plajda evcil ya da yabani it olmaması.
her ne kadar mavi bayrak organizasyonunun bir yaptırım gücü yoksa da turistler gelecekleri yerlerdeki plajların mavi bayrak taşıyıp taşımadığına bakıyorlar. taşımıyorsa oraya gelmiyorlar. şu anda çeşme tekke plajı bu bayrağı kaybetmek üzere. çeşme yabancı turiste bay bay kemal diyebilir.

önce toplanıp sahiplendirilmeleri, sahiplendirilemeyenlerin de itlaf edilmeleri bir zorunluluk halini almış hayvanlar. sokakta hayvan olmaz, kedi ölümcül değil ancak köpek hiç olmaz.