1.
bilindiği gibi yunan filozoflarından olan sokrates pazar pazar gezer insanlarla konuşur, onları düşünmeye, zihinlerini yormaya çalışırdı.
bir çoğumuzun ucundan kıyısından bildiği gibi sokrates felsefenin de kurucusudur. fakat felsefe yaparken dikkat ettiği daha doğrusu yaşam standartı haline gelmiş bir özelliği vardı: o da konuşma sanatı... evet evet yanlış duymadınız bir sanat. buna göre sokrat, bilerek yahut bilmeden -ki genellikle bilerek- bir yaşam biçimi olarak daha az koşup, insanları konuşturmak suretiyle onları düşünmeye sevkeder, ağızlarından gerekli kelamı kolaylıkla alıverirdi.
insanlar ise az konuşan bu adama, çok kolay dökülüveriyordu.
kimi vakit bir şeyi bilmiyor gibi sorabiliyorken kimi vakit de bilerek cahil numarası yapıyordu. işin garibi bazen insanlar ona bir şey öğrettiğini sanıyorken, çoğu zaman kendileri aptal durumuna düşüveriyor, tüm basitlik ve zayıflıkları bir anda ortaya çıkıyordu. işte sokrates'in cahil görünmesini sağlayan bu tavra; sokratik ironi denmektedir.
neticede onun sonunu getiren de bu hadise olmuştur. çünkü hedefinde her zaman pazarda, toplu ortamdaki sıradan insanlar yer almıyor, atina'nın soylu askerleri, aristokratik tabaka ve bilumum soylu sınıfının üyeleri de olabiliyordu. pek tabi felsefik etkinliğini sokaklara, daha doğrusu cemaatin bulunduğu alanlara taşımayı seven sokrates'in bu ironisi neticesinde küçük düşürülen yönetim tabakası tarafından antipatik biri haline dönüşmesi kaçınılmazdı, bu da uzun vadede açığı aranır bir adam halini almasına yol açtı..
hepsi bir yana sokrates'in bu ironisi yani sokratik ironi hala birçok alanda kullanılagelen bir tavırdır. biz bunu polisiye filmlerde yahut düşmanını alt etmeye çalışan birinin, ona dostu gibi yaklaşımı ve/veya the cars filmindeki ajan mater'ın tavrını örnek gösterebiliriz: herkes aptala gülerken, o işini hallediyordu. gerçi mater bunu, bilinçli yapmıyor bu onun karakteriydi ancak böyle bir gerçeklik var ki bu da, sokrates'in bilinçli cahil tavrından mütevellit, dünya literatürüne girmiş bir tavır, bir yaklaşım, bir proje olarak karşımıza çıkmaktadır.
bir çoğumuzun ucundan kıyısından bildiği gibi sokrates felsefenin de kurucusudur. fakat felsefe yaparken dikkat ettiği daha doğrusu yaşam standartı haline gelmiş bir özelliği vardı: o da konuşma sanatı... evet evet yanlış duymadınız bir sanat. buna göre sokrat, bilerek yahut bilmeden -ki genellikle bilerek- bir yaşam biçimi olarak daha az koşup, insanları konuşturmak suretiyle onları düşünmeye sevkeder, ağızlarından gerekli kelamı kolaylıkla alıverirdi.
insanlar ise az konuşan bu adama, çok kolay dökülüveriyordu.
kimi vakit bir şeyi bilmiyor gibi sorabiliyorken kimi vakit de bilerek cahil numarası yapıyordu. işin garibi bazen insanlar ona bir şey öğrettiğini sanıyorken, çoğu zaman kendileri aptal durumuna düşüveriyor, tüm basitlik ve zayıflıkları bir anda ortaya çıkıyordu. işte sokrates'in cahil görünmesini sağlayan bu tavra; sokratik ironi denmektedir.
neticede onun sonunu getiren de bu hadise olmuştur. çünkü hedefinde her zaman pazarda, toplu ortamdaki sıradan insanlar yer almıyor, atina'nın soylu askerleri, aristokratik tabaka ve bilumum soylu sınıfının üyeleri de olabiliyordu. pek tabi felsefik etkinliğini sokaklara, daha doğrusu cemaatin bulunduğu alanlara taşımayı seven sokrates'in bu ironisi neticesinde küçük düşürülen yönetim tabakası tarafından antipatik biri haline dönüşmesi kaçınılmazdı, bu da uzun vadede açığı aranır bir adam halini almasına yol açtı..
hepsi bir yana sokrates'in bu ironisi yani sokratik ironi hala birçok alanda kullanılagelen bir tavırdır. biz bunu polisiye filmlerde yahut düşmanını alt etmeye çalışan birinin, ona dostu gibi yaklaşımı ve/veya the cars filmindeki ajan mater'ın tavrını örnek gösterebiliriz: herkes aptala gülerken, o işini hallediyordu. gerçi mater bunu, bilinçli yapmıyor bu onun karakteriydi ancak böyle bir gerçeklik var ki bu da, sokrates'in bilinçli cahil tavrından mütevellit, dünya literatürüne girmiş bir tavır, bir yaklaşım, bir proje olarak karşımıza çıkmaktadır.
devamını gör...
2.
felsefe'nin babası sokrat’a özgü
ironi, bir konuşma hilesi olarak da değerlendirilebilir. bazı düşünürler,
sokrat’ın bütün yaşamının ironik bir renk taşıdığını cahil insan'ı oynadığını belirtirler. aslında buradaki amaç karşıdaki insanı kendi mantığı ile düşünmeye zorlamaktır.
kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.
sokratik ironi, bir tür hitabet hüneri olarak da tanımlanabilir.bu tür bir ironi, konuşmacının karşısındaki kişiyi överek, eleştirmesi ve suçlaması, dolayısıyla aldatması anlamına da gelebilir. ancak işin içinde alçakgönüllülükte vardır.
bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.
anne babaların çocuklarına,kendi mantığını kullansın diye bilmiyormuş gibi soru sormaları bu yönteme örnek gösterilebilinir.
ironi, bir konuşma hilesi olarak da değerlendirilebilir. bazı düşünürler,
sokrat’ın bütün yaşamının ironik bir renk taşıdığını cahil insan'ı oynadığını belirtirler. aslında buradaki amaç karşıdaki insanı kendi mantığı ile düşünmeye zorlamaktır.
kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.
sokratik ironi, bir tür hitabet hüneri olarak da tanımlanabilir.bu tür bir ironi, konuşmacının karşısındaki kişiyi överek, eleştirmesi ve suçlaması, dolayısıyla aldatması anlamına da gelebilir. ancak işin içinde alçakgönüllülükte vardır.
bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.
anne babaların çocuklarına,kendi mantığını kullansın diye bilmiyormuş gibi soru sormaları bu yönteme örnek gösterilebilinir.
devamını gör...
3.
...diyalektiğin gizli tanrısı, doğurtmasa da anestezisti...
devamını gör...