şubat 2021 chp belediyeleri grevleri
başlık "maximilian von richthofen" tarafından 26.02.2021 13:52 tarihinde açılmıştır.
21.
dolar kurunun 7.43, euro kurunun 8.98, asgari ücretin 2826 tl, gıda enflasyonunun %15 (tüik' e göre) olduğu ülkede gerçekleşen grevdir.
2021 şubat türk iş verilerine göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı 2719 tl, yoksulluk sınırı ise 8856 tl' dir.
ülkemizde emekçiye vadedilen genel itibariyle açlıktır. muhalif belediyeler bunun önüne geçmek için aynı zamanda bunu siyaset malzemesi olarak kullanarak işçi ücretlerinde zamlar yaptılar. gönül ister ki hiçbir emekçiye ne açlık ne de yoksulluk sınırının altında maaş verilsin. ücretlerin her geçen daha da eridiği, alım gücünün düştüğü ülkemizde maalesef sorun verilen maaşların azlığı değil, alım gücünün düşmesidir. sorunun kaynağını iyi analiz edebilirsek çözümü de bir o kadar kolaylaşacaktır.
2021 şubat türk iş verilerine göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı 2719 tl, yoksulluk sınırı ise 8856 tl' dir.
ülkemizde emekçiye vadedilen genel itibariyle açlıktır. muhalif belediyeler bunun önüne geçmek için aynı zamanda bunu siyaset malzemesi olarak kullanarak işçi ücretlerinde zamlar yaptılar. gönül ister ki hiçbir emekçiye ne açlık ne de yoksulluk sınırının altında maaş verilsin. ücretlerin her geçen daha da eridiği, alım gücünün düştüğü ülkemizde maalesef sorun verilen maaşların azlığı değil, alım gücünün düşmesidir. sorunun kaynağını iyi analiz edebilirsek çözümü de bir o kadar kolaylaşacaktır.
devamını gör...
22.
al işte bir "insanlar iyi şeyleri hak etmiyor" vakası daha.
eğer gerçekten 5000₺ beğenilmiyorsa, tekrar söylüyorum gerçekten bu idda doğruysa, yazıklar olsun.
şu pandemi döneminde, temizliğin en önemli olduğu zamanda, resmen ahlaksızlıktır.
benim bildiğim belediye ve kamuda işe girerken sözleşme imzalanıyor, savaş ve salgın durumunda çalışmak zorunludur diye sanırım yanlış biliyormuşum.
eğer gerçekten 5000₺ beğenilmiyorsa, biz boşuna üniversite okuyoruz o zaman. ben bu sene ikinci üniversite için 180₺ sınav parası verdim, bir aydır kendime gelemiyorum. ben kendimi eğitiyorum ediyorum destek almadan, binbir güçlükle. hani küçümsediğimden falan değilde cayır cayır, okumuş etmiş gençler asgari ücrete ekonomi kötü deyip tabi oluyorlar. belediye çalışanları da atom parçalamıyor sonuçta. şımarıklığın lüzumu yok.
alım gücünün düşmesiyse problem ve bu durumda tepki gösterdiğin taraf belediye oluyorsa, hele ki bu belediye şu zamanda 5000₺ veren belediyeyse kusura bakma da senden çok var kardeşim. bulunmaz hint kumaşı olduğunu düşünüyorsan bu inanılmaz yeteneğini, zekanı ticarete falan aktar, zaten şayet o kadar mükemmel bir şeysen milyoner falan olursun. biz de işini aksatmayan belediye çalışanlarından mahrum kalmamış oluruz.
eğer gerçekten 5000₺ beğenilmiyorsa, tekrar söylüyorum gerçekten bu idda doğruysa, yazıklar olsun.
şu pandemi döneminde, temizliğin en önemli olduğu zamanda, resmen ahlaksızlıktır.
benim bildiğim belediye ve kamuda işe girerken sözleşme imzalanıyor, savaş ve salgın durumunda çalışmak zorunludur diye sanırım yanlış biliyormuşum.
eğer gerçekten 5000₺ beğenilmiyorsa, biz boşuna üniversite okuyoruz o zaman. ben bu sene ikinci üniversite için 180₺ sınav parası verdim, bir aydır kendime gelemiyorum. ben kendimi eğitiyorum ediyorum destek almadan, binbir güçlükle. hani küçümsediğimden falan değilde cayır cayır, okumuş etmiş gençler asgari ücrete ekonomi kötü deyip tabi oluyorlar. belediye çalışanları da atom parçalamıyor sonuçta. şımarıklığın lüzumu yok.
alım gücünün düşmesiyse problem ve bu durumda tepki gösterdiğin taraf belediye oluyorsa, hele ki bu belediye şu zamanda 5000₺ veren belediyeyse kusura bakma da senden çok var kardeşim. bulunmaz hint kumaşı olduğunu düşünüyorsan bu inanılmaz yeteneğini, zekanı ticarete falan aktar, zaten şayet o kadar mükemmel bir şeysen milyoner falan olursun. biz de işini aksatmayan belediye çalışanlarından mahrum kalmamış oluruz.
devamını gör...
23.
istanbul dışında yaşayan bir vatandaş olarak konuyu yorumlayım.
öncelikle 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 8.856 lira olduğunu belirtelim. bu şartlar altında türkiye'de insanların büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşadığını görebiliriz.
o yüzden çalışanların zam istemesini normal görüyorum.
ülke vatandaşları olarak meslekleri küçümsemekten vazgeçmeliyiz. öncelikli sorunumuz insanca adil bir yaşam olmalı.
gelelim istanbul dışında olayı nasıl algıladığım konusuna.
şu an pandemi dönemindeyiz. bir çok kişi işsiz, yaşam şartları giderek zorlaşmakta. grev sürecinde bahsedilen rakamlar şu an ekonomik anlamda zorluk çeken insanlar tarafından şımarıklık olarak yorumlanmakta. pandemi döneminde temizlik gibi önemli bir olayın aksaması da zamanlama olarak çok iyi olmadı. işçiler haklı oldukları bu durumda halktan tam anlamıyla destek görmedi. bence disk hanesine eksi yazıldı. chp belediyelerinde dahi sıkıntı çekecekler.
işin siyasi olarak ne hissettiğine gelince gördüğüm kadarıyla ibb olaya müdahale etti. bu sefer de grev kırıcılığı olarak yorumlandı. chp ile disk karşı karşıya geldi ve hizmet vermek isteyen belediye iş yaptırmayan işçiler oldu. siyasi olarak da chp çok eksiye düşmedi.
yani kaybeden algı anlamında disk olacak gibi duruyor.
ayrıca şunu unutmamak gerekir. ülke ekonomik olarak iyi bir dönemden geçmiyor. belediye ödenekleri kısıtlı. bunun sadece chp belediyelerinde olması, dillendirilen maaşlar ve grevlerin ülkeye yayılmaması, farklı parti belediyelerinde olmaması işçileri çok haklı göstermedi.
münir özkul'un oh olsun filminde 'grev iş yerine değil işverene karşı yapılır.' sözü aslında olayı daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.
tamamen dışardan bir vatandaş olarak yorumladım. neler talep edildi, süreçte neler oldu bilmiyorum.
herkesin hakkettiği bir dünyada yaşaması dileğiyle.
öncelikle 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 8.856 lira olduğunu belirtelim. bu şartlar altında türkiye'de insanların büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşadığını görebiliriz.
o yüzden çalışanların zam istemesini normal görüyorum.
ülke vatandaşları olarak meslekleri küçümsemekten vazgeçmeliyiz. öncelikli sorunumuz insanca adil bir yaşam olmalı.
gelelim istanbul dışında olayı nasıl algıladığım konusuna.
şu an pandemi dönemindeyiz. bir çok kişi işsiz, yaşam şartları giderek zorlaşmakta. grev sürecinde bahsedilen rakamlar şu an ekonomik anlamda zorluk çeken insanlar tarafından şımarıklık olarak yorumlanmakta. pandemi döneminde temizlik gibi önemli bir olayın aksaması da zamanlama olarak çok iyi olmadı. işçiler haklı oldukları bu durumda halktan tam anlamıyla destek görmedi. bence disk hanesine eksi yazıldı. chp belediyelerinde dahi sıkıntı çekecekler.
işin siyasi olarak ne hissettiğine gelince gördüğüm kadarıyla ibb olaya müdahale etti. bu sefer de grev kırıcılığı olarak yorumlandı. chp ile disk karşı karşıya geldi ve hizmet vermek isteyen belediye iş yaptırmayan işçiler oldu. siyasi olarak da chp çok eksiye düşmedi.
yani kaybeden algı anlamında disk olacak gibi duruyor.
ayrıca şunu unutmamak gerekir. ülke ekonomik olarak iyi bir dönemden geçmiyor. belediye ödenekleri kısıtlı. bunun sadece chp belediyelerinde olması, dillendirilen maaşlar ve grevlerin ülkeye yayılmaması, farklı parti belediyelerinde olmaması işçileri çok haklı göstermedi.
münir özkul'un oh olsun filminde 'grev iş yerine değil işverene karşı yapılır.' sözü aslında olayı daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.
tamamen dışardan bir vatandaş olarak yorumladım. neler talep edildi, süreçte neler oldu bilmiyorum.
herkesin hakkettiği bir dünyada yaşaması dileğiyle.
devamını gör...
24.
sağlıkla tehdit olmaz, sağlıkla grev olmaz.
yarın çıksa doktor ameliyat masasında maaşım az yapmıyorum. dese inan aynı şey. pandemide birbirinden farkı yok.
kaldı ki 5600 tl sana verdiler, mühendise kaç para verecek bu belediye? 20.000 mi
yarın çıksa doktor ameliyat masasında maaşım az yapmıyorum. dese inan aynı şey. pandemide birbirinden farkı yok.
kaldı ki 5600 tl sana verdiler, mühendise kaç para verecek bu belediye? 20.000 mi
devamını gör...
25.
güzel ülkemin son 15 senede coğrafi ve insani olarak çölleşmesi karşısında bu kötü gidişin bir gün tersine döneceğine dair umudumu bir gün bile kesmemiştim. çok sevdiğim ülkem insanının akp öncesinden de resmi dini hep iki yüzlülüktü. ama bu son grevler vesilesiyle solcuların da iki yüzlülüğü ve aptalca ezberciliklerini görünce ilk fırsatta her şeye lanet edip yüzerek yunaniştan a kaçmayı düşünüyorum. bu maymunlar cehenneminde herkes birbirini yesin dursun.
devamını gör...
26.
grev yapılabilmesi güzel bir şey. polisle gözaltına alıp dövmedilerse ne güzel, ülkede gelişen bir şey var demek. burada sokaklardaki çöpü ayıp olarak görmüyorum. ama bu dönemde olmaması ve başka çalışanlar hatta taşeronlarla halledilmesi lazım. bana kalırsa her çalışan grev yapabilmeli. kasiyer, itfaiye çalışanı, herkes. fransa'da olduğu gibi.
devamını gör...