tahammül

haml: taşıma, yüklenme
tahammül: yük yüklenme, dayanma
fersa: geçen, aşan
tahammülfersa: tahammül edilemez, çekilmez, dayanılmaz

sözlükteki boş tartışmalara tahammül edemiyordu.
böylesi tahammülfersa tartışmaları ilk kez görmüş, inanamıştı.

arada bir herkesi seviyorum arada da kimseye tahammülüm kalmıyor. şu sıra kalmadığı zamanlardayım. herkese ve her şeye muhalefet olma durumu yani.

sabır olarak tasvir edebiliriz. tahammülün kalmaması, sabrının kalmaması gibi.

yaş ilerledikçe azalan duygudur.

mesela ben de şimdiden hiç kalmadı.

başarıya giden yolda olmazsa olmaz duygudur.

bir insan hangi yola girerse girsin, uzun veya kısa girdiği her zorlu süreçten başarıyla çıkmasını sağlayacak şey tahammülüdür.

tahammüllü insan sabırlıdır. olaylara karşı ani refleksler sergilemez. tahamüllü insan tabiri caizse öfkeyle kalkmaz. tahamüllü insan anlayışlıdır. sürekli yeni insanlar kazandırır kendine. tahamüllü insan karşısındakine hata payı bırakır bu yüzden, affedicidir ve karşısındakine örnek olur. tahammüllü insan zorluk bilir pes etmez. tahamüllü insan hele birde yokluk gördüyse aza tamah eder. sabırlı olduğu için hedefine sağlam adımlarla yürür ancak bir anda en iyisini istemez. bilemiyorum, bütün güzel hareketlerin altında tahammülün yattığını düşünüyorum. benim için çok anlamlı bir duygudur. umarım sizlerde üstüne ince ince düşünür sizin içinde anlamlı bir hale gelir ve hayatınızın merkezine koyarsınız.

tahammül. kimsede olmayan ama ısrarla talep ettiğimiz doğa üstü güç.

ne kadar çok insan tanırsan azalan şeydir.

belli bir yaştan sonra çük kadar kalan eşik.

doğuştan 0 (evet sıfır) limitle bünyeme yüklen(e)memiş kişisel özellik.
ha ama evet sabırlıyımdır(o da bir yere kadar) , ikisi bambaşka tabi.
tahammülsüz olmak bana kalırsa bazı insanlara bahşedilmiş nadide bir özellik ki günümüz insanına gösterilmesi ultra gereksizdir.
edit : imla

kalmamıştır

her insan için bir seviyesi olan sey.

bir hiç uğruna kendini harcamak. (kesin bilgi: eksildiğiyle kalıyor insan)

kendisine bile eyvallahı olmayan insanların bazen gerek hayat şartlarından gerek maddi manevi durumlardan dolayı takındığı durumdur.

tahammül, özel yaşamımızda, iş hayatımızda, ikili ilişkilerimizde, insana her zaman lazım olacak tavrdır.

karşıt bir görüşe ve tavra saygı duymamak gerekir, saygı duymak kabullenmek ve karşı tarafın tavrını-düşüncelerini benimsemek demektir. insan bu gibi durumlarda tahammül etmelidir.

bir radikalleşme ve sizin yaşayışınıza müdahale bulunmuyorsa şayet,

imanınız yoksa itikat sahibine, solcuysanız milliyetçiye, gençseniz yaşlıya, dolayısıyla tam karşıda olana tahammül etmeli.

tahammül etmeli ki, hayat daha güzel ve insani yaşanabilsin.

insanları ve tüm dünyayı bütüncül görür, farklılıkları kabul eder ve özellikle ikili ilişkilerde karşı tarafa tahammül etmeye çalışırım. karşı taraftan da bunu beklerim.

tahammül bir muvazene işidir ve güzeldir.

kendimdeki tahammül sınırına kendim bile şaşardım.
yıllarca insanlara karşı, olaylara karşı,içinde bulunulan duruma karşı öyle tahammül gösterdim ki ;
ziyadesiyle tükendi..

dayanabilme gücü, dayanabilme sınırı.

dayanma eşiği.

bu hususta çıtam oldukça yüksek benim ama bu iyi bir şey değil.

çünkü zamanla bu suistimale dönebilen bir hâl alabiliyor, nasılsa sesi çıkmıyor vur semeri eşeğin sırtına diyor bazı insanlar.

tahammül etmek bazen zorunlu gibi olsa da süreklilik arz etmesi durumunda cıngar çıkar. bu tahammül işini fazla esnetmemek gerekir yoksa karşı taraf bunu anlayamadığı gibi giden de hep sizden gider.

bir yazıda söylediği gibi;

neye tahammül ettiğine dikkat et, insanlara sana nasıl davranacağını öğretiyorsun.