halk için, halka yönelik olan, bir anlamda da medeniyet göstergesi sayılan ulaşım hizmeti. özellikle de emekçi, çalışan, öğrenci, memur için ucuz ve sürekli bir ulaşım seçeneğidir.
devamını gör...
üç ay aradan sonra bugün ilk kez kullandığım ulaşım.

bir kez daha tiksindim toplumdan.
devamını gör...
bu tanım bir metrobüsten gönderilmektedir. *
korona sayesinde sefer sayısının artması ile ilk defa rahat ulaşım sağladığım taşıma türüdür. yine de bomboş olsa çekilmez. haftaya küçük ve sakin hayatıma geri dönüyorum..
devamını gör...
istanbul'da yaşayanların her gün deneyimlediği inanılmaz sinir bozucu deneyim. yolun uzunluğu ve otobüsün kalabalık seferleri vs. vs. etmenleri vazgeçilmezdir. sabahları ve mesai bitiminde yorgun argın insanların binmesi gereken koltuklarda, gezip tozanlar ve bedava kartları olan gezip duran bilinçsiz hareket eden yaşlılarımız bulunmaktadır. sırf bu yüzden insanlar iş yerlerine yakın evleri tercih etmektedir. istanbul'dan kaçmayı tetikleyen olayların başında gelmektedir. not istanbul'da yaşıyorum*
devamını gör...
2 yıldır kullanmıyorum ve gerçekten unuttum, mutluyum darısı sizin başınıza.
devamını gör...
arabam var kullanmıyorum, çok nadir trafik var diye 2 3 defa kullandım hayattan sogutur.
devamını gör...
az önce iki teyze sesli konuşuyor diye öndeki amca tarafından susturuldu, ölüm gibi bir şey oldu şu an, teyzeler sessizce camdan bakıyor. böyle durumlarda ben neden geriliyorum, bilmiyorum, ben de teyzeler gibi candan bakiyorum, yılgın bir sessizlikle.

(bkz: belediye otobüsü)
devamını gör...
çok iyi modernize edilmediği müddetçe* neden tercih edilmediği konusunda yakınılmasının anlamsız olduğu ulaşım türü.

gideceğim yer, arabayla gidiyor olsam trafiğe bağlı tercih edilebilecek yollara göre 10-15 kilometre arası bir uzaklıkta. trafiğe bağlı olarak normal şartlarda 20-40 dakika arasında gidebilirim.

toplu taşıma ile ise bu kısacık mesafeyi 2 otobüs ile, alakasız yerlerde dolana dolana ancak gidebiliyorum. süre olarak ise yine trafiğe bağlı olarak 50 dakika-100 dakika arası bir süre zarfında gidebiliyorum. 50 dakikada katedebilmek icin çok alakasız saatlerde çıkmak gerekiyor. ortalama 80-90 dakika sürüyor.

konfor kısmı ise malum. çoğunlukla ayakta gidiyorsun, daha geçen gün telefonla ilgilenirken demire tutunmadigim için ani frende minik bir dayının üstüne münasip olmayan bir pozisyonla yapıştım.

türklerdeki bakma hastalığı malûmunuz, sürekli insanlarla bakisiyorsun, yine daha geçen gün teyzenin tekiyle romantik bakismalar yaşadık. teyzeyle önce göz göze geldik, sonra doğal olarak kafamı başka yöne çevirdim. sonra kontrol etmek için tekrar baktım ve teyzenin hala bakıyor olduğunu gördüm. inat ettim ve ben de kafamı cevirmeden teyzeyle bakismaya başladım. yok arkadaş, teyze inatçı çıktı. zerre kadar utanma yok kadında. bir süre daha bakistiktan sonra artık ben utandım ve yarışmanın kazananı teyze oldu. ben 2-3 dakika dayanabilirken teyze 5-6 dakika kadar aralıksız baktı.

biraz da kendimize batiralim. daha önce de sözlükte yazdığım gibi apaçi gibi parfüm sıkan biriyim. hem çok sıkarım, hem de duzenli tercih ettiğim bir parfüm de yoktur. her şişe bittiğinde yerine kafama göre bir şeyler alırım. tam apaçi style anlayacağınız. insanlar buna katlanmak zorunda mı? bir keresinde kadının tekini -ki bu şaka değildir- bayılma noktasına getirmiştim. kadın artık astım miydi bilinmez, bunalmaktan tuhaf hareketler sergilemeye başladı.

durum budur efendim. arabası olan ve maddi durumu da elveren bir insan neden metro* harici toplu taşıma tercih etsin? bu şartları yerine getirsem metroya bile binmem yahu. trafikse trafik, gerekirse 5 kilometrelik mesafeyi 1 saatte giderim, yine arabayı tercih ederim.

konfora bir madde daha ekleyeyim. bu entryi otobüste giriyorum ve yanımdaki adam ekranıma bakıp duruyor. wololoo brom, nabersin? çok önemli şeyler yazıyorum, okumaktan keyif alıyorsundur umarım? ahshsgahhshdhsgsgshdhsh

(bkz: delirmek üzereyken girilen manasız entryler)
(bkz: toplu taşıma effect)
(bkz: normal sözlüğün normal yazarı)
devamını gör...
bende huydur, birisi geberse bile yer vermem. uzun zaman önce zar zor koltuk denk getirip oturduğum bir dolmuşta, durağın birinde benden 3-4 yaş büyük, cazgır bir kadın bindi. onca insan arasından bula bula beni buldu ve gelip yanımda dikildi. ofluyor, pufluyor, duyuyorum ama duymazlıktan geliyorum.
+biri yer verse de otursam.
hiiic cevap vermedim. birden bire omzuma dokundu. manasız bir şekilde suratına baktım
+ biri diyorum yer verse de otursam.
- verirse oturursun.
+ sen niye yer vermiyorsun?
- niye yer vereyim?
+ çünkü ben bir kadınım.
- ben erkek olduğunu iddia etmedim.
+ hakkımı helal etmem sana.
- ne hakkı hanımefendi? sen bu dolmuşa 2.5 ₺ verdin de ben 1₺ mı verdim?
baktım gideceği yok, arkada oturan emmi de omzuma dokundu.
+ yeğenim sevaptır yer ver.
- sevaba muhtaç tek kul ben değilim amca, kalk istersen sen yer ver, cennetlik ol dedim.
yani kisadan hisse belki emr-i vâki yapacağına, kibarca yer isteseydi yeminle kalkıp yer verirdim, sadece kadın olduğun için neden kalkıp yer vereyim? belki kadınsın diye bazı kapılar yüzüne ardına kadar açılıyor olabilir ama bana sökmez olm. o koltuğu kazanmak için survivor parkurunda ter bile dökerim. bunu da neden yazdım bilmiyorum ama siz yine de hayatın anlamını yazmışım gibi davranın lütfen.
devamını gör...
döneminde az kanser vermedi bu bana. istanbul'da öğrenciysen ve ailenin durumu yeterince iyi değilse buna mecbursun metroysa okey bu arada ama o cama yapışmalı otobüslerde az preslenmedik.

8 senelik istanbul serüvenimde hatrı sayılır toplu taşıma hatıralarına sahibim.

-çiğ et poşetini arkamdaki boşluğa koyan ve montumu leş gibi kokutan dayı
-kurban kanının gölet olduğu otobüste yolculuk yapmak
-kavganın arasında kafana darbe yemek
-teyze tarafından otobüste sıkıştırılmak suretiyle ayak baş parmağının üzerinde yolculuk yaparken aynı teyze tarafından cıkcıklanarak ayıplanmak

gibi gibi olaylar, ha ben n'aptım bunun intikamını bunların yöntemleriyle aldım. o dönem çalıştığım ofiste bi'abla almanya'dan sucuk getirmişti, bilen bilir egetürk sucukları akar, dünyanın en güzel sucuğu.

2 kangal aldım ondan eve gideceğim, ben yine düşünceli bi' insan olduğumdan taksiye bineyim insanlar rahatsız olmasın diye düşündüm, sonra dedim ki ben niye bu kadar düşüncelilik yapıp para harcıyorum lan, çomarların onca yaptığı şeyi bi kere de biz yapalım.

size yemin ederim o poşetin içinde sucuğun kokusunu alması için iki limon koyulmuş olsa da
leşşş gibi kokuyordu ve metroda önümde oturan dayıya, sucuğu sallandıra sallandıra koklattım.

sucuk dayının burnunun hizasında her sallandığında gümlememek için kendimi zor tutuyordum
kötü şeyler düşündüm gülmemek için
çok kötü şeyler.
devamını gör...
canım insanlar yüzünden çekilmez olan ulaşım şekli.özel araç kullanmayı hiç sevmem toplu taşıma kullanırım hep.ortak alan olduğu için insanların uyması ve katlanması gereken olaylar vardır.erkekler yanıma oturmasıncılar,yer verin banacılar(toplu taşımaya hepimiz para veriyoruz,kesin oturma garantisi yok kimsenin,özel koltukları dolduran birtakım şuursuzlar hariç kimse yerinden kalkmak zorunda değil),bağıra bağıra telefon konuşurumcular vs beni çok irrite ediyor.kimse özel araç konforu beklememeli ama toplu ortamda da nasıl davranılacağını bilmelidir.
benim asıl toplu taşıma sorunum ağzını kapatmadan hapşıran,öksüren şuursuzlar.ya insan hiç mi bilmez ya ne yapılacağını kafayı yiyeceğim gerçekten.hani öğrenemedin diyelim çok zor bir şey bu öğrenmemişsindir ama pandemi geçirdik biz ya.kuş domuz vsde hadi dikkate almadın ama eve kapandık be kaç zaman.insan bilir bunun iğrenç ve tehlikeli olduğunu ya.
maymunu,gorili falan geçtim ciddi söylüyorum hani evdeki kedime hapşırıken patinle ağzını kapat diye göstersem birkaç sefer o bile becerir.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yerlerini birbirlerine acele acele terk ederek değişen kısacık ömürlü insanlar.
devamını gör...
kimse sizin akşam evde ne pişireceğinizi ya da işe kaç refaransla başladığınızı öğrenmek zorunda değil. yaklaşık on dakikadır iki koltuk arkamda oturan iki öğretmenin sohbetinden son dakika gelişmeler; işe nasıl girdiklerini, kaç refaransla başladıklarını, birinin cuma günü izinli olduğunu çünkü o gün işlerinin olduğunu, diğerinin dün akşam bugün için taze fasülye yaptığını çünkü zeytinyağlıların dinlendiğinde daha lezzetli olduğunu öğrendim, size de aktardım. tabii dayanamayıp bir iki cümle kurdum arkama dönüp.

b:ben
ö: öğretmen

b: öğretmenlerim sizce de bu ses toplu taşıma için çok yüksek değil mi?
ö: öğretmen olduğumuz için mesleki deformasyon. (bir de gülümsüyor bu arada tabii ki)
b: tamam işte, öğretmen olduğunuz için sizin örnek olmanız gerekmiyor mu? saygılar. (ben de gülümseyerek konuşuyorum tabii.)
ö: error, not found.

ve evet sonuç olarak ölüm gibi bir şey oldu ama ama kimse ölmedi. *
devamını gör...
#3108909

toplu taşımada yapılan bu gibi davranışları gerçekten sevmiyorum ben de. ya iki kişi yanyana sesli sesli konuşur. ya biri telefonda bağıra bağıra konuşur. ha öğretmenler de insan elbette, hata yapılır da, toplu taşımada genel olarak her insanın daha duyarlı olması gerek diye düşünüyorum. kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok.
devamını gör...
#3108909

başka bir versiyon olarak oğluna kız arayan amcanın bağıra bağıra kızın adı çalıştığı yer oturduğu semt ve diğer bilgileri dahil bunu diğer yolcularla paylaşmasını dinlemiş olmak. amca o gür sesiyle tüm bilgileri öyle sıraladı ki tüm yolcular neredeyse kızı beraber istemeye gidecektik. bir de eşiyle ayrı ayrılmış bir beyefendinin çocuk konusunda telefonda eski eşiyle konuşmasına şahit olmuşluğum var. aman aman.sebep mi? topluma ve özellikle kendine saygısı olmayan bireyler.
devamını gör...
küçük şehirlerde çok ihtiyaç olmuyor.boluda hayatım boyunca 10 defadan az binmişimdir.her yere 15 dakikada gittiğim için.
devamını gör...
sabah dolmuşa bindim o kadar kirliydi ki . (cama hanginiznoarmak izlerini bıraktı ?) fosur fosur yıkamak istedim
devamını gör...
kimseyi topla binerken görmedim. toplu taşıma ismi değişsin. ya da her otobüse/metroya vs. binene top versinler ufakta olsa.
devamını gör...
toplu taşımaları ne zaman kullanırsam kullanayım her seferinde sinirlerimi bozan birçok durumla karşılaşıyorum.
bu yaz sıcağında deodorantın ve duşun varlığından haberi olmayan insanımsı varlıklar mı dersiniz, yukarıda bahsedildiği gibi sizi kendi hayat hikayesini ya da diğer şeyleri dinlemek zorunda bırakarak bağıra bağıra konuşan insanlar mı dersiniz, aşırı derecede agresif olan şoförler ve ondan daha agresif olan yolcular mı dersiniz, gençlere yer vermedikleri için öldürücü bakışlar atarak söylenen yaşlılar mı dersiniz, aynı yaşlı olan amcaların torunu yaşınca olacak olan kişileri taciz etmeleri mi dersiniz...
bunların hepsiyle bir günde karşılaştığım günler doldu, daha fazlasını gördüğüm günler de.
o yüzden artık gerçekten midem bulandırıyor bu tarz şeyler, yine de sıklıkla kullanmak zorunda kalıyorum tabii.

not: iett otobüsünde tırnağını kesen abiyi de yazalım, onu unutmuşum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"toplu taşıma" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim