türban

hem siyasi hem dini bir simgedir. çünkü islam dini zaten siyasetle iç içe bir din. islam hem din hem de bir ideolojidir.

ben takanlara saygı duyuyorum kendi tercihleridir. keşke onlar da bana "dinden çıkmış, namussuz" demekten vazgeçse.

ailemin bana uygun görmesi ile ortaokuldan itibaren kullanmaya başladığım,
bilgimle, görgümle bana ait eylediğim,
son yıllarda yerine şalı ikame ettiğim, rabbimin rızasına mazhar olmak niyetiyle kullandığım teslimiyet timsalim.

bir ülkenin kaderini değiştiren o şey...

bir dönem kamusal alan, özel alan tartışmalarının odağında kalmış tekstil ürünüdür. sigaradan daha fazla tartışılmış olan bu ürün daha az öldürmesine karşın çokça da süründürür. müslüman mısın çek çek ciğerlerine, böbreklerine, beynine çek çileyi

her ne kadar kendini gizlemek için kullanılsa da bazı kadınları daha da seksi gösteren nesne.

20 senedir iktidarda olan siyasal islamcı bir partinin halen dahi mağduriyetini kastığı kumaş.

halen daha çıkıp 98 99 yıllarında üniversitelere giremedik diye ağlıyorlar. bugün gidin, her devlet kurumunda türbanlı bir sürü çalışan var. hatta kadın çalışanların çoğu türbanlı. türbanlı asker bile alındı

nam-ı diğer şulebaş. şule yüksel şenler'in tasarladığı mümine üniforması. zira biliyorsunuz bütün müslümanlar askerdir. anadolu'da da arap çöllerinde de herhangi bir karşılığı yoktur. yeşil kuşak ve ihvancılıkla semirtilmiştir. 90 öncesi anadolu'nun hiçbir yerinde rastlanmayan bir giysiydi konda'nın yaptığı araştırmaya göre kullananların oranı son 15 yılda %2'den %7'ye çıkmıştır. yani halen dahi azınlıktır. islam'da da yeri yoktur, kuran'da geçen örtünün adı hımar'dır. oradaki emir de saçların değil göğüs bölgesinin kapatılmasıdır. hımar ve diğer örtüler şöyle bir şeydir:

aslında türban kelimesi tesettüre hakaret amaçlı kullanılan bir kelime idi. şimdi halkın tesettürü tanımladığı kelime olarak kaldı. şuan gerçek tesettürü yani kur'an ın emri olan tesettürü çok az kişi yaşamaktadır. asıl tesettür başı omuzlara kadar örtmek, vücut hatlarını gizlemek, el ve ayak bileklerini örtmektir. ama günümüzde tesettür bile moda saçmalığına uydu ortaya absürt bişey çıktı. sonuç: sadece kafada bir çaput, kol boyu dirseğe kadar, bacak boyu bilekten 5 karış yukarıda, popo ortada, göğüs ortada.. sözde tesettür; kadının dikkat çekmemesi içindir. açık kardeşlerim bile daha derli toplu giyiniyor ve daha az dikkat çekiyor.

başörtüsü denilmesi gereken dini simge. dikkatinizi çekerim "dini simge". bazılarına inat ben bunu siyasi simge olarak görmüyorum. bazılarının oyuna gelmeyin. zira bunun üzerinden yapılan mağduriyetleri de aptal muhalifler körükledi biraz akıllı ve saygılı olun prim vermeyin.

asla anlam veremediğim şeydir.kendine saygısı olan bir kadın sırf erkekler tahrik olmasın diye dikkat çekmemek adına kendine bu eziyeti çektirmez.bir tanrı olsaydı eğer eminim ki milyonlarca galaksiden birindeki dandik bir gezegende yaşayan canlı türünün dişisinin saçının veya herhangi bir uzvunun açıkta olmasına takılmazdı.sonuçta çıplak doğuyoruz.bu yapılan şey dinin emri adı altında kadını aşağılayan bir olay.kitabı bir erkeğin yazdığı o kadar belli ki insanlar nasıl hala ayakta uyumaya devam ediyor anlam veremiyorum.

yıl olmuş 2022 artık insanları bı salın kim ne giyiyorsa giysin hiçbir kıyafet devlet meselesine dönmemeli diye isyan ettiren konu bana göre isteyen takar isteyen takmaz bize ne ki.

500 bin liralık cip kullanmanıza engel olduğuna inanılan tesettür malzemesi.

(bkz: 500 bin liralık cip kullanan türbanlı başlığı)

beni gören yazarlar bilir. zaten anonimlik gibi bir derdim de yok. kapalıyım sevgili yazarlar ve bence çok güzelim. bunu insanlar ya da para pul için yapmıyorum. din dediğim şey allah'la benim aramda.

kimse gibi ben de 4x4'lük müslüman değilim ama geyiğine de nude diyemeyeceksem neden yaşıyorum.* aman böyle işte.

dûlband denilen kavuk üstü sargısı (sözcük farsça; band, bend bağ demek, bendeniz derken sizin bağlınız köleniz demek istiyorsunuz) iran'dan (not arabiyadan) gelmiş osmanlı beldesine. dûl sözcüğü türk hançeresine uymadığı için (dyuül gibi bir şey) tülbent olmuş. pek bilmiyorum ama sararken şile bezi gibi hafif bir bez kullanmış olmalılar.
sonra bu sözcük uçmuş gitmiş fransa'ya. yol portekiz hindistan'ı - portekiz - italya - fransa aslında ve yıl 1520 falan. fransa o dönemde de modanın merkeziymiş demek ki. orada kadın bonesi haline gelmiş. ipekten örüldüğü için de aristokrat kadın örtüsü.
-----
bize girişi siyasal islamcı arapların kullanmaya başlamasından sonradır. arap egemenleri 1967 arap israil savaşında israil'den efsanevi bir dayak yiyip 100bin'den fazla insan ve dinlerinin direklerinden biri olan kudüs'ü kaybedince kitlelerini konsolide etmek için bir dizi hamle yaptılar. bunlardan biri kadınların kafasına türban geçirmekti. bize gelişi 1969-70 arasıdır. bizim egemenler de, ülkemizde sol güçlerin yükselişinden rahatsız olup bir takım girişimlerde bulundular. bir tanesi buydu.
50 yıl geçmiş hâlâ toplumda tam karşılık bulmamış bir serpuştur. dinin gereği değil siyasal islamın uydurduğu bir giysidir. kafasına bunu geçiren allah'ın değil suudi kralı suud abdullahbindamdanbunaldı'nın emirlerini yerine getriyordur.

pauperis denen yazarın camii duvarına doğru yol almasına sebep olan başlık.
sabahtan beri bir doğru tanımını okumadım.
sanırım hayatına bu şekilde ekşın katmak istiyor.
ona erbakan hoca'nın en sevdiğim sözü ile cevap veriyorum.
(bkz: hadi ordan).

nerdeyse benle yaşıt olan örtümle ilgili başlık.
ben onunla mutluyum
o benimle.
dilerim rabbim de kabul eder.

(bkz: türbanın kişisel tercih olmaması). henüz başlık açamıyorum yazar olmadığım için ama ona da sıra gelecek.

(bkz: irtica)nın ve gericiliğin sembolü kumaş parçası; islamcı/gerici siyasetin koçbaşı.

(bkz: şule yüksel şenler)
(bkz: mehmet eymür)
(bkz: ihvan)
(bkz: müslüman kardeşler)
(bkz: siyasal islam)
(bkz: milli selamet partisi)
(bkz: refah partisi)
(bkz: fazilet partisi)
(bkz: akp)

mutlaka okuyun (bkz: iblisin kıblesi) ve (bkz: cengiz özakıncı)dan izleyin: türban türkiye'ye nasıl geldi

ek olarak, şu entry bence gayet güzel tanımlamış:

türban'ı erkekler de takabilir. hatta turban afganistan'da (ve daha bir çok müslüman ülkede) sadece bir örtü değil, bir çeşit şapka biçiminde de kullanılır. türkçe'deki adı sarıkdır.

beni ikilemlere sürükleyen dini gereklilik.*
sıcak havalara nasıl dayandıklarını merak ediyorum türbanlı kadınların. takabilmek bence çok saygı duyulası bir şey zira asla takabildiğimi hayal edemiyorum. özellikle sıcaklarda elbise sandalet ile zor hayatta kalıyorum, sanırım canımı teslim ederdim uzun ve kapalı giyinseydim.

kadını çirkin gösteriyo maalesef..