türk kahvesi

lezzetini başka hiçbir yerde bulamayacağım en güzel bağımlılığım.

su yerine sütle yapılınca ayrı bir güzel oluyor. ama kahve makinesinde yapmayın bozulabilir.

sabah gözümü açar açmaz aradığım ilk şey olur kendisi.bu arada yurtta içince evde içilen gibi güzel olmuyor nedense.

ağalara paşalara yakışan, içene hatır koyan, ruhsal ve bedensel iyiliği sağlayan çok faydalı bir içecektir. köpüklüsü makbuldur. tıbbi birçok faydası var elbet, ama en önemlisi o faydayı hissedeceğiniz sohbetlere eşlik ediyor olmasıdır. yalnızlığa da birebirdir; çok tükettiğinizde kalp çarpıntısı yapar, sanırsın aşk kapını çaldı*.

ben sevdiğime kahve, sevmediğime çay ikram ederim. hatrının üstüne bende hatrımı koyarım.
sonra oturup fal bakarız.

1 fincan soğuk suya 1 tatlı kaşığı kurukahveci mehmet efendi ekleyip bakır cezvede karıştırıyoruz. sonra köpükleri görene kadar bir daha dokunmayın ki köpürsün. göz göz olduğunda üstünden köpükleri kaşık ile fincana ayırıp kahveyi bir taşım pişirin, kaynatmayın ama. tarifi verdiğime göre benim de hatrım var kadar olmuştur umarım*. afiyet bal şeker olsun.

insanın aklına falı getiren içecek.. içtikten sonra mutlaka ters çevirip kapatılması gerekir.

tercih etmedigim kahve. miktari cok az oldugu icin cezve basinda durmaya, pisirmeye hatta bulasigini yikamaya bile üseniyorum, degmez diyorum, iki yudum aliyorsun gerisi telve, zaten hemen soguyor. makinesi olsa belki icerdim.

yine miktari cok az oldugu icin yaninda bir sey yemek mümkün degil. kahve yaninda kek, pasta, börek yemeyi seviyorum.
benim icin kahve 10-15 dakika ara verip keyif yapmak demek. espressoyu da ayni nedenle tercih etmiyorum.

kendilerini büyük fincanda günde en az üç-dört fincan tüketirim. zevkler tartışılmaz tabii ki ama aşırı görüşüm sadesi dışında içilmesinin yasaklanmasıdır.

en az bir fincan içmeden günü geçiremediğim muhteşem içecektir.

adını, pişirilme şekilinin farklılığından aldığını öğrendiğimde şaşırdığım kahve türü.

arbica kahve çekirdeğinden yapılan ve pişirilme usulünden ötürü türk kahvesi ismini alan içecek. tercihen köz ateşinde pişmiş sade olarak içerim

klasik fincanda iki fırt çekince biten, büyük fincanda ise fazla içildiğinden mütevellit mide bulantısı yapan nadide içeceğimiz. haftada 2-3 kez az şekerli tüketmeye çalışıyorum.

cezvede yapılan,fincanda ikram edilen,mümkünse yanında lokum ve ya çikolata ile servis edilen sıcak içimli bir içecek.benim merak ettiğim kısım kahverengi adında bir renk var.acaba bu kahveden mi geliyor o renk? buna da bir başlık açılır.

her evde bulunan ,çat kapı gelen misafiri minimum eforla ağırlama aracıdır.çay demlesen hem sohbet uzar hem yanına bir şeyler koymak gerekir ama kahve zahmetsizdir ve misafiri hızlıca def etmek için birebirdir.
yalnız kahveyi hangi markadan aktardan vs alırsam alayım hep fazla kavrulmaktan acılaşmış oluyor.kötü çekirdekleri fazla kavurup türk kahvesi şeklinde piyasaya kakalamak yaygınlaşmış.hayır kahveden çekirdekten çok anlamam ama eskiye göre böyle bir durum var gibi geliyor.şuradan alınmalı diyen varsa çok makbule geçer.

çok severim. fakat sosyal medyada o kadar abartılıyor ki insan soğuyor. hele birde kitap kahve muhabbeti var. hiç sormayın. alın kahvenizi için şov yapmayın. teşekkürler.

çaydan sonra en çok güzellemesi yapılan içeceklerin başında gelir.

kilosu 70-80 liraya dayanan kahve.
1 paket(100 gram) kahve almak bile lüks oldu.

tüm kahvelerin atası. soy ağacının en tepe noktası.

günde iki tane için, içirin sevgili yazarlar.

sohbetin muhabbetin baş tacı gönüllerin anahtarı.

eskiden hiç sevmediğim ve içmediğim fakat evlendikten sonra eşimin sayesinde biraz alıştığım ama hala pek sevemediğim içecek türü.
acı kardeşim acı, neyini severek içiyorsunuz? he, bir de sade içenler var, onları hiç anlamıyorum.
ama sütlü kahveye bayılırım bak. bir bardak süte, bir tatlı kaşığı türk kahvesi, bir miktar da şeker döküyoruz sonra karıştırıyoruz. sonrası lezzet şöleni.