türk toplumunda damak zevkinin karbonhidrat tercihli gelişmiş olması
başlık "meteoroloji" tarafından 04.04.2021 22:07 tarihinde açılmıştır.
1.
bunun en büyük nedeni ucuz ve kolay olmasıdır. ben ilkokuldayken çeyrek ekmek alırdık. biraz durumu iyi olan yağlı çeyrek ekmek alırdı. zengin olanlar yarım tost alırdı. ekmek hep vardı ve hala var. bugün bile geleneksel ve ev yapımı sofralarda kültür karbonhidrat ağırlıklı. yapılan çalışmalarda sofraların%95'ini karbonhidrat oluşturuyormuş.
not: çeyrek ekmek lan. fakir bile değilmişiz. bugünlere şükürler olsun.
not: çeyrek ekmek lan. fakir bile değilmişiz. bugünlere şükürler olsun.
devamını gör...
2.
italyan toplumunda da aynı tercih var. aklıma gelmeyen başka toplumlarda da olabilir.
devamını gör...
3.
ne yapalım şimdi mis gibi el açması ıspanaklı börek dururken avokado mu yiyelim sabah sabah. ucuz ve kolay denmiş başlıkta ucuz olabilir ama asla kolay değil bir börek yapmak
devamını gör...
4.
brokoliyi tüm karbonhidratlara tercih ederim. ohh canım çekti gece gece.
devamını gör...
5.
türk toplumunun uzun süreler boyunca sadece tarım / hayvancılık ile iştigal etmesi sebebiyledir.
aynı şekilde nişasta ağırlıklıdır hatta.
buğday > un > hamur işi (ekmek, lavaş vb.)
patates, pancar, mısır vb.
bu sebepten yüzyıllar boyunca anadolu tahıl ambarı gibi kullanılmış, halk saraya çalıştırılmış, kendisine kalanlar ile de en ekonomik şekilde, fiyat/performans oranı en yüksek olan doyurucu gıdalara yani karbonhidratlı yiyeceklere yönelmiştir.
onca boğaz doyurmak, aynı zamanda çalışmak için enerji, aynı zamanda dayanıklı gıda gibi etmenlerin sonucudur.
aynı şekilde nişasta ağırlıklıdır hatta.
buğday > un > hamur işi (ekmek, lavaş vb.)
patates, pancar, mısır vb.
bu sebepten yüzyıllar boyunca anadolu tahıl ambarı gibi kullanılmış, halk saraya çalıştırılmış, kendisine kalanlar ile de en ekonomik şekilde, fiyat/performans oranı en yüksek olan doyurucu gıdalara yani karbonhidratlı yiyeceklere yönelmiştir.
onca boğaz doyurmak, aynı zamanda çalışmak için enerji, aynı zamanda dayanıklı gıda gibi etmenlerin sonucudur.
devamını gör...
6.
tamamen fakirlikle alakalı. biz de çocukken kurban bayramında et yerdik. kasap nedir ben duymadım. sonradan açıldı ülke. z kuşağı bilmez tabi o dönemleri. steak ile büyüdükleri için.
edit: aslında fakirliğin gözünü seveyim. yediğimiz etin tadını alırdık. kurban bayramında 10 yaşında kendi başımıza kocaman tabassıra (büyük yassı tabak) eti yerdik. şimdi bizim oğlana güzelim kuşbaşı eti yediremiyoruz. dana eti sevmiyormuş. yaş 3.5
edit: aslında fakirliğin gözünü seveyim. yediğimiz etin tadını alırdık. kurban bayramında 10 yaşında kendi başımıza kocaman tabassıra (büyük yassı tabak) eti yerdik. şimdi bizim oğlana güzelim kuşbaşı eti yediremiyoruz. dana eti sevmiyormuş. yaş 3.5
devamını gör...
7.
sadece bizde değil ama doyurduğuna dair kanıksatılmış bir durum olabilir . ben küçüklük zamanlarımda annemin misafirler sadece gelirken yaptığı gözleme börek sarmaların buna sebep olduğunu düşünüyorum çünkü çok rastlanmayan bir durum olunca insan değer biçebiliyor.
devamını gör...
8.
yapılan araştırmalara göre son 6 ayda karbonhidrat tüketiminde çok büyük bir artış olmuş... ekmekten pastaya (pasta derken bildiğimiz pasta değil, ingilizcesi pasta olan makarnaya), pastadan ekmeğe geçiş yapmışız demek ki.. bunun, fakirlikle, işsizlikle, alım gücünün azalmasıyla, sürekli zamlanan sebze ve meyve fiyatlarıyla alakalı olduğunu hiç kimse inkar edemez herhalde...
devamını gör...
9.
karbonhidrat tercihi değil de daha çok, bir nevi zorunluluk diyebiliriz. halkın çoğu fakir olunca ve kültürel olarak da bir alışkanlık haline gelince o artık bir tercih olmuyor.
aynı zamanda, bu kadar çok karbonhidrat ağırlıklı beslenince, sürekli olarak sağlık sorunları yaşanması kaçınılmaz. e tabi, zeka ve beyin gelişimine olan etkisi de malumunuz. böyle beslenen insanların nasıl bir vücuda ve nasıl bir zekâya (!) sahip olduğunu az çok tahmin edersiniz.
aynı zamanda, bu kadar çok karbonhidrat ağırlıklı beslenince, sürekli olarak sağlık sorunları yaşanması kaçınılmaz. e tabi, zeka ve beyin gelişimine olan etkisi de malumunuz. böyle beslenen insanların nasıl bir vücuda ve nasıl bir zekâya (!) sahip olduğunu az çok tahmin edersiniz.
devamını gör...
10.
fakirler karın doyurma odaklı çalışır. karnı ekmek doyurur. bu yüzden karbonhidrat tüketir.
ayda yılda bir aldığı 500 gr kıyma ile ya da kurbandan kalan dondurucuya atılmış bi miktar kavurma ile karnını doyuramaz. bu yüzden de 'katık' denen kavram ortaya çıkar.
ama zengin öyle mi, değil. koy kardeşim ortaya kuzu çevirmeyi istediğin kadar ye.
ayda yılda bir aldığı 500 gr kıyma ile ya da kurbandan kalan dondurucuya atılmış bi miktar kavurma ile karnını doyuramaz. bu yüzden de 'katık' denen kavram ortaya çıkar.
ama zengin öyle mi, değil. koy kardeşim ortaya kuzu çevirmeyi istediğin kadar ye.
devamını gör...
11.
zengin ve fakir ayrımının en dip noktası burasıdır.
fakir çocuklara bakın hepsi cılız, ortalama boyda ve doğru düzgün kasları gelişmemiştir. boyu uzun olsa bile değnek gibidir.
zengin çocukları iyi beslenmenin etkisiyle daha sağlıklı, ortalama üzeri boya sahip ve kasları daha sağlıklı gelişmiştir.
bir insan evladının ortalama,
günlük kilosu*2 gram protein ve kilosu*2 gram karbonhidrat tüketmesi gerekirken, bu denklemde beslenenler sağlıklı gelişir.
bu denklemde beslenemeyenler sağlıksız gelişir.
100 gr anne sütünde 1.3 gram proteinden sonra çocuk sütten kesilip beslenmeye başladığında bu fark ortaya çıkar.
yakında ülkede afrikalı çoxuklar gibi çocuklar göreceksiniz.
fakir çocuklara bakın hepsi cılız, ortalama boyda ve doğru düzgün kasları gelişmemiştir. boyu uzun olsa bile değnek gibidir.
zengin çocukları iyi beslenmenin etkisiyle daha sağlıklı, ortalama üzeri boya sahip ve kasları daha sağlıklı gelişmiştir.
bir insan evladının ortalama,
günlük kilosu*2 gram protein ve kilosu*2 gram karbonhidrat tüketmesi gerekirken, bu denklemde beslenenler sağlıklı gelişir.
bu denklemde beslenemeyenler sağlıksız gelişir.
100 gr anne sütünde 1.3 gram proteinden sonra çocuk sütten kesilip beslenmeye başladığında bu fark ortaya çıkar.
yakında ülkede afrikalı çoxuklar gibi çocuklar göreceksiniz.
devamını gör...
12.
ışkııım bağa pasta alsana, bu akşam pizza söyleyelim yhaa sonra karbonhidrat tüketimi arttı.
bunun yanında yukarıda bir yazarın dediği gibi bizim ufaklığımızdan gelen alışkanlıklarda var.
bunun yanında yukarıda bir yazarın dediği gibi bizim ufaklığımızdan gelen alışkanlıklarda var.
devamını gör...
13.
gelişmiş ülkelerdeki beslenme olayı, bir türlü gelişemeyen ülkelerde karın doyurma olayı olarak kaldığı içindir.
devamını gör...
14.
devamını gör...
15.
altyapısı mutsuz ve gün yüzü göremeyen bir milletin kendini biyokimyasal olarak iyi hissetmek amacıyla karbonhidrata yönelmesini açıklamak için açılmış başlıktır.
devamını gör...
16.
tarihi coğrafya belirler. yabani buğdayın dünyaya yayıldığı bereketli hilalde olup karbonhidrat tercih demek gülümsetti yani.
ada olaydık da her gün suşi yeseydiniz mango yeseydiniz paşam.
ada olaydık da her gün suşi yeseydiniz mango yeseydiniz paşam.
devamını gör...
17.
aslında tüm dünya da öyledir. ve bu tutumumuzun evrimsel bir altyapısı vardır.
yüzbinlerce yıl önce kana en çabuk karışan, en çabuk enerjiye dönüşen şeyler en makbuldü ve organizmamız tarafınfan derhal dopamin ile ödüllendirilirdi.
düşünsene 10.000 sene önce beslenmen için sabahtan akşama kadar yiyecek araman, bulman ve bazen de yiyecek için dövüşmen gerekiyordu. ormanın orta yerinde bir kovan bal yada tatlı meyvelerle dolu bir ağaç bulman hazine bulmandan farksızdı, yiyebileceğin kadar çok tüketmen, ve yiyeceğin az olacağı zamanlar için vücüdunda yağ biriktirmen gerekiyordu.
şimdi durum değişti, organizmanın yüzbinlerce yıldan beri alıştığı herşey değişti. ama organizmalarımız hala 100.000 yıl öncesindeki gibi karbonhidrat içeren hızlı enerji veren şeyleri dopaminle ödüllendiriyor. sanırım organizmalarımız geç öğreniyor ve kodları yenilemesi uzun zaman alıyor, ve bizde maalesef bu yüzden karbonhidratları hala zevkle yiyoruz...
yüzbinlerce yıl önce kana en çabuk karışan, en çabuk enerjiye dönüşen şeyler en makbuldü ve organizmamız tarafınfan derhal dopamin ile ödüllendirilirdi.
düşünsene 10.000 sene önce beslenmen için sabahtan akşama kadar yiyecek araman, bulman ve bazen de yiyecek için dövüşmen gerekiyordu. ormanın orta yerinde bir kovan bal yada tatlı meyvelerle dolu bir ağaç bulman hazine bulmandan farksızdı, yiyebileceğin kadar çok tüketmen, ve yiyeceğin az olacağı zamanlar için vücüdunda yağ biriktirmen gerekiyordu.
şimdi durum değişti, organizmanın yüzbinlerce yıldan beri alıştığı herşey değişti. ama organizmalarımız hala 100.000 yıl öncesindeki gibi karbonhidrat içeren hızlı enerji veren şeyleri dopaminle ödüllendiriyor. sanırım organizmalarımız geç öğreniyor ve kodları yenilemesi uzun zaman alıyor, ve bizde maalesef bu yüzden karbonhidratları hala zevkle yiyoruz...
devamını gör...
18.
17. yüzyıla kadar avrupa da bu konuda oldukça sıkıntı çekti.
bu döneme kadar avrupa halklarının yetersiz beslenme sorunu yanında mesela fransa'da 1500'lerde çavdar zehirlenmesi nedeniyle haftalarca süren dans çılgınlığı yaşanmış, insanlar yemeden içmeden kesilmiş, kalıcı felç ve delilik vakaları görülmüş...
muhtemelen avrupalılar bugün patates ve mısır sayesinde mülteci değiller!
bu döneme kadar avrupa halklarının yetersiz beslenme sorunu yanında mesela fransa'da 1500'lerde çavdar zehirlenmesi nedeniyle haftalarca süren dans çılgınlığı yaşanmış, insanlar yemeden içmeden kesilmiş, kalıcı felç ve delilik vakaları görülmüş...
muhtemelen avrupalılar bugün patates ve mısır sayesinde mülteci değiller!
devamını gör...
19.
akdeniz mutfağı diye bişey duydunuz mu.. bu toplumda etin de sebzenin de kralı var yapmayı bilirsen az malzemeyle dünyanın en lezzetli ve doyurucu yemeklerini yersin.. öyle başka yerlerde olduğu gibi lezzet katmak için bi dolu baharat ve sosa bulamadan.. mutfak konusunda çok özel bi coğrafyadayız asla küçümsenecek bi yerde değiliz..
devamını gör...
20.
türk mutfağı açık ara dünyanın en zengin mutfağıdır. o kadar zengindir ki, tüm avrupa yemeklerinin toplamı bile çeşitliliğine yetişemez. bunun birçok nedeni vardır. öncelikle biz imparatorluk bakiyesiyiz. 72 milletle iç içe asırlarca yaşamışız (bilmeyenler için “72 millet” ifadesi bir kalıptır, kozmopolitizme vurgu yapar).
araplara, acemlere, rumlara, çerkeslere, kürtlere, lazlara, gürcülere, ermenilere, arnavutlara ve diğer uluslara ait olan önemli yemekler de “türk mutfağına” dahil olmuşlardır zamanla.
binlerce yemeğin bulunduğu bir mutfağın “karbonhidrat” ağırlıklı besinlerden oluştuğunu sanıyorsanız yaşadığınız mahalleden veya taşradan pek çıkmamışsınız demektir.
arkamızda böyle bir birikim varken özellikle son yıllarda hız kazanan taco, suşi, pizza, noodle çılgınlığını anlamlandırmakta zorluk çekiyorum. yerli üreticilerin teşvik edilmesi ve bu topraklara ait olan muazzam yemeklerin mükemmelen pişirilerek, mutfağımızın hak ettiği itibarı yeniden kazanması gerekmektedir. lisan ve yemek konusunda çok katıyım. yitip gitmelerine, zenginliklerinin unutulmasına asla müsaade etmem.
araplara, acemlere, rumlara, çerkeslere, kürtlere, lazlara, gürcülere, ermenilere, arnavutlara ve diğer uluslara ait olan önemli yemekler de “türk mutfağına” dahil olmuşlardır zamanla.
binlerce yemeğin bulunduğu bir mutfağın “karbonhidrat” ağırlıklı besinlerden oluştuğunu sanıyorsanız yaşadığınız mahalleden veya taşradan pek çıkmamışsınız demektir.
arkamızda böyle bir birikim varken özellikle son yıllarda hız kazanan taco, suşi, pizza, noodle çılgınlığını anlamlandırmakta zorluk çekiyorum. yerli üreticilerin teşvik edilmesi ve bu topraklara ait olan muazzam yemeklerin mükemmelen pişirilerek, mutfağımızın hak ettiği itibarı yeniden kazanması gerekmektedir. lisan ve yemek konusunda çok katıyım. yitip gitmelerine, zenginliklerinin unutulmasına asla müsaade etmem.
devamını gör...