türkiye'de ırkçılık sorunu

ırkçı değilim diyenler bile suriyelilerden nefret ediyor.

ülkede sığınmacı istememek ırkçılık değildir.

kendi ülkesindeki savaş bitmesine rağmen hala başka bi ülkede kalıp, o ülke insanının yaşam tarzını tehdit edenlerin gönderilmesini istemek ırkçılık değildir.

taliban'ın şeriati uygulamalarından kaçıp binlerce km yol katedip, sığındığın ülkenin insanını giyim-kuşamı üzerinden yargılamak, bunlar islami yaşamıyorlar demek, gelirken ülkeye yasadışı mal, eşya, silah ve uyuşturucu sokmakla meşgul kişilerden tiksinmek ırkçılık değildir.

ülkede çoğu insan/aile aç yatar iken ev parasına vatandaşlık satılmasını ve bu şekilde vatandaş olanları eleştirmek ırkçılık değildir.

kürdü, lazı, arabı, çerkezi, pomağı, boşnağı, arnavutu bir araya gelip, kan akıtarak can vererek kurduğu ülkeyi saçma sapan devlet hayalleri kurarak bölmeye çalışanlara karşı çıkmak ırkçılık değildir.

deprem felaketinden sonra yağma için ortaya çıkan tek hücrelileri eleştirmek ırkçılık değildir. evet yağma, tecavüz-taciz vs sadece mülteci ve sığınmacılarda değil. bu toprağın insanında da var. 99 depreminde bizim tek hücreliler yaptı benzer şeyleri. taciz, tecavüz, kadın cinayeti desen bizde de mevcuttu zaten ancak; kendi içimizde bu sorunu çözememişken bu tarz şeyleri kültür olarak benimseyen tek hücreli yaratıkların ülkeye dolmasına itiraz etmek ırkçılık değildir. pakistan ve afganistan'daki tecavüz, taciz kültürünü bi araştırın bakalım.

ben yurtdışına çıkmak istediğimde bir ton evrak, vize, para vs bok püsürle uğraşırken adamların yürüyerek sınırı geçmesini/bu duruma çanak tutan yöneticileri eleştirmek ırkçılık değildir.

türkiye cumhuriyeti devleti'nin hakim (çoğunluk anlamında kullanıyorum) milletin ırkçılık gibi bir sorunu yoktur. kimse kimseyi arap, kürt, laz vs diye sosyal hayatta ötekileştirmedi. devletin bazı yanlış politikaları sonucu yaratılan suni bir sorun mevcut. bu suni sorun geçmişte toprak reformu yapılamadığından, bölgedeki illegal ticarete (uyuşturucu, silah vs) göz yumulmasından vs oluştu.
günümüzde de yine benzer sebepler ve buna ek olarak siyasi oy/rant/radikal tarikat yapılarının güçlendirilmesi gibi sebeplerden yaratılmakta. savaşmayı değil de kaçmayı tercih ederek gelen suriyelilere, afgana, pakilere tepki gösterdiğim kadar bu durumu alenen destekleyen yöneticilere de tepki gösteriyorum.

kendi vatanımda "türkiyeli", ırkçı, tu kaka gösterilmeye tepki gösteriyorum. kimse iddia edemez ben yüzde yüz türküm, kürdüm, arabım vs diye. bunun farkında olan, olaylara kafatasçı bakmaktan kaçınan ancak türk kimliği altında kendimi gören, bu şekilde büyüyen biri olarak daha pek çok şeye öfkeli ve tepkiliyim. bu da beni ırkçı yapmaz.

türklüğü bir bok çukuru gibi göstermeye çalışan, kürt faşizminin ve teröristlerin kölesi haline gelmiş cihangir solcularından, ümmet/din kardeşimiz vs diyerek siyasi rant peşinde koşan siyasal islamcılardan, şeriat peşinde koşarak ne kadar tek hücreli radikal tarikatçı varsa ülkeye dolmasına tepki göstermeyen tarikat çocuklarına, ama ab izin vermez göndermemize, gönüllü göndericez vs diyerek olayı ılıştırmaya çalışan liboş insanlara karşı da tepkili ve öfkeliyim. bu da beni ırkçı yapmaz.

küçükken hep şey derlerdi bizim ülkemizde ırkçılık yoktur. tabii o zaman ırkçılığı sadece siyahi insanlara yapılan bir şey olarak bilirdik. büyüdüm ve söylüyorum ki bu ülkenin kanına işlemiş ırkçılık ve kimse bunu inkara edemez...

çoğunluk azınlığa hükmeder, türk kürt ayrımı varlığını korumaktadır. türkiye'deki bütün teröristler kürt olduğu için bu algı değişmiyor.
türkün türk'e savaşta ateş ettiğini gördünüz mü?

türklere karşı net bir ırkçılık bulunmaktadır. özellikle ümmetçiler türk milletine ihanet ve kin içerisindedirler.

milletimizin aidiyet hissini yaşamak için karşısına başka bir mefhumu konumlandırma hastalığıdır aslında bu.

sözde bir "türk" kavramı var. bu kavram dilde hep yüceltiliyor. karşısında araplar ve kürtler başta olmak üzere çeşitli ırk ve topluluklar var ve yine dilde sürekli tahkir ediliyor.

öte yandan bakıyorsun "türk" çatısı altında kendini birleşmiş gören insanlar arasında suç oranı tavan yapmış vaziyette.
insanlar birbirlerini trafikte öldürüyor.
kardeş kardeşi miras kavgası çıkarıp öldürüyor.
insanlar karılarını kocalarını öldürüyor.
kiracı ev sahibini, ev sahibi kiracıyı öldürüyor.

hadi bunları geçtim, devlete karşı suçlar da tavan vaziyette. vergi tarhiyat tahsilat oranında sonlarda seyrediyoruz dünya çapında.
iş mahkemelerinin her biri yılda 2-3 bin dosyaya bakıyor.
işçilerin neredeyse yarısı asgari ücret gösteriliyor, emeklilikleri çalınıyor.
kaçak yapılaşma had safhada.
taşrada halen tarla sınırlarını dahi gıdım gıdım artırma peşinde insanlar.
kyk kredileri ödenmiyor.
adi borçlar dahi ödenmiyor. ticarette takan takana.

hadi bunları geçtim, fenerli cimbomlu birbirine ana avrat düz gidiyor. birbirinden nefret ediyor.
siyaset zaten başka bir seviye. ona ya da buna oy veren benimle selamı sabahı kessin diyebilen binlerce insan var.

hepsi bir yana, bu insanların tamamı suriyeli çalıştırıyor, afgana ev kiralıyor, yapıyor da yapıyor.

ama söylemlere bakıyorsun, suriyeli şöyle afganı şöyle arabı böyle.
türk diye nitelendirdiği şahsı, yine türk diye nitelendirdiği diğerlerine karşı yukarıdakileri yapan insanlar, sözde mülteciye, sığınmacıya karşı.

ortak bir geçmişi olan, mutlulukta, kıvançta ve tasada ortak olan topluluk demektir millet.
birbirini bir kaşık suda boğan insan topluluğu değil.

bu bağlamda, bir kavme karşı değil, kendi rezilliğini sahte bir "türk" kavramı icat edip, onu yüceltmeye çalışarak kendini temize çıkarmaya yönelik bir ırkçılık sorunu var.

suriyelinin türk'e tercih edilebilecek olduğu bir haldeyiz ama gözlerimiz kör.

(bkz: milliyetçilikte ırkçılık sorunu)

günümüzde ırkçılığın tanımı değişti. şimdi bizim kültürümüze uymayan herkesi aşağı görme çabası var. özellikle son zamanlarda hemen hemen herkesin kurduğu/ kullandığı “biz kültür olarak farklıyız, diğerlerinin kültürel özellikleri bize uymaz, ya ayrı olmalıyız ya da aynı olmalıyız” cümlesi bile ırkçı bir yaklaşımdır.
eskiden biyolejik üstünlük sağlama çabası vardı şimdi olay tamammen kültüre döndü..
geçen gün medyada bir haber çıktı:
''camii ve mescid dışında herhangi bir yer ibadethane olarak kabul edilemez.''
bu söylem ırkçı bir söylem değil mi şimdi?
hâkim dinin mensubu olmayanlara yönelik bir dışlama var mı yok mu?
en basit örnekle bu sözlüktekürt böreği yerine küt böreği diyenler var linçden korktukları için..
bakın aslında bilerek veya bilmeyerek hepimiz ırkçılık yapıyoruz. bugün ev kiralarının artmasına sebep olarak herkes suriyelileri sorumlu tutyor ama ev sahipleri yapıyor aslında zammı. onu konuşan yok ya da bir hükümet yetkilisinin ''işsizliğin sebebi çalışan kadınlardır'' demesi bile ırkçılık aslında..
geçen gün izmirli bir arkadaşıma izmir'i sorduğumda:
doğudan gelenler yüzünden eski izmir kalmadı dedi ,..doğuda yaşayanlar izmir'e gelemez mi?
örnekler çoğalır ama insanoğlunda ki ego kendini diğerlerinden üstün görme durumu devam ettikçe ırkçılık bitmez.

dünyanın ezelden beri en büyük hastalığı ırkçılıktır. dünya tarihi ırk ayrımı üzerine yazılmışken biz türkler ırkçı değiliz demek komik olur. atatürk bunu fakir ve savaş yorgunu bir halkı motive etmek için söylemiş olsa dahi, bir türk dünyaya bedel sözü bile ırkçı bir söylemdir desek kim hayır diyecek? roma ' dan tut german'ına mısır 'dan osmanlı 'ya , ispanyollardan ingiliz imparatorluklarına hepsi ırkçı temellerde yükselmediler mi? beyazlar siyahlara ırkçılık yaparken, sanıyor musunuz siyahların da beyazlara ırkçılık beslemediğini, besliyorlar ama para ve güç beyazlarda. o yüzden siyahların sesleri çok yükselemiyor. para ve güç siyahlara geçsin , ilk kesecekleri beyazlardır. çünkü ırkçının rengi olmaz kendi haricindeki büyün renkler düşmanıdır. bir hastalıktır ırkçılık . insanlığın en büyük zaafıdır.

milliyetçilikten bağımsız düşünelim, dünya halkları, insanlık ırkçıyken evet türkler de ırkçıdır. bu da bir sorundur, gelecek 1000 yılda da çözülmeyecek bir insanlık sorunudur .