herkese iyi sabahlar çok sevgili yazarlar. umarım başlığım ve tanımım silinmez çünkü artık sizlere bu durumu anlatmam gerekiyor.
şehir ve üniversite ismi vermeyeceğim çünkü mahkeme sürecine bir zarar gelmesini istemiyorum, umarım anlayış gösterirsiniz.
üniversite hayatıma devam ediyorum bu sene son senem (son senem olacaktı normalde) ailemin isteği doğrultusunda çok da istemeyerek bir taşra üniversitesinde hukuk fakültesindeyim. çocukluktan beri hayalim rtv okuyup radyo programcısı ya da spor spikeri olmaktı. üniversiteyi kazandığım ilk sene yoğun bir arayış sonrası kendime bir iş buldum ve yerel bir gazete/internet haber sitesinde bir iş buldum. yönetmenim ile işi zamanla büyüttük ve amatör lig maçlarını naklen yayınlamaya başladık, ben de bu maçları dilim döndüğünce anlatmaya ve aktarmaya başladım. aynı zamanda muhabirlik ve yazarlık da yapıyorum.

şimdi gelelim başlıkta yazan disiplin ve uzaklaştırma sürecine. 2024-2025 eğitim öğretim yılı dönem başında kampüs içerisinde bir haber yaptım. bu haber otobüsler ile alakalıydı, tahmin edersiniz ki bir taşra üniversitesinde öğrencilerin yaşadığı sıkıntılar bitmiyor. en büyük sıkıntılardan birisi de ulaşım. kışın en soğuk günlerinde yüzlerce öğrenci bir durakta toplanır kar/yağmur altında bir saate yakın otobüs bekler. ben de artık bunun böyle olmaması gerektiğini ve bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşündüğüm için aldım elime mikrofonumu, bir arkadaşımın eline de kamerayı tutuşturdum. otobüs sorunu ile alakalı bir anons çektim ve durakta bekleyen röportaj vermek isteyen öğrencilerden röportaj aldım. küçük bir şehir olduğu için çok büyük bir etkileşim aldı ve tahmin edersiniz ki rektör/belediye başkanı/vali herkesin kulağına bir şekilde gitti bu haber. haberden birkaç gün sonra - yine görevini ve ismini veremeyeceğim ama yüksek yerlerden- bir 'üniversite memuru' beni yanına çağırdı. bir takım tehditler, bazı küfürlü deyimler, bak buradan mezun olamazsınlar, ya üniversitede başına iş gelir ya yerel basında tarzında pek çok 'tehditkar' uyarılar tarafıma yapıldı. neyse dedim yakmayalım öğrenciliği yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik tamam dedim evet dedim geçtim. olaydan iki gün sonra öğrendim ki üniversitede o muhitten sorumlu 5-6 güvenlik görevlisine disiplin cezası uygulanmış ve maaşlarında kesinti yapılmış (kendimi hiç bu kadar salak hiç bu kadar kötü hissetmemiştim) sebebi de şu, nasıl olur da benim bu eylemime izin verirlermiş nasıl görmemişler nasıl müdahale etmemişler? saçmalık...
bu olaydan birkaç hafta sonra tüm ülkece lanet ettiğimiz kanımızın çekildiği ikbal ve ayşenur cinayeti gerçekleşti. olayın ardından üniversitede bazı kadın öğrenciler onları anmak adına bir 'toplanma' gerçekleştirdi ve ben de bir muhabir olarak bu toplanmayı takip ettim. tabi bu birkaç haftalık süreçte güvenlik görevlileri tarafından yakın takibe alındım ve o gün de basın kartım kontrol edildi. yine de yasak olduğu söylendi ama ben dinlemedim ve işimi yapmaya devam ettim.
neyse günler geçiyor ama ben tarafıma hala bir soruşturma bekliyorum bu 'otobüs' haberinden dolayı. ha bugün ha yarın gelecek elime biliyorum çünkü. bir gün fakülte tarafından arandım ve adıma bir zarf geldiğini öğrendim. zarf mı? o senin zarf dediğin şey bir zarf değil memur abla o zarf benim kalemimin kırıldığının belgesi. her neyse gittim zarfı aldım içini açtım ne göreyim? soruşturma 'otobüs' haberinden dolayı değil 'kadın hakları ile ilgili toplanmadan' dolayı açılmış. ne??? iyi de benim bu toplanma ile bu eylemle hiçbir alakam yok sadece takip ettim çekimini yaptım o kadar. ben böyle düşünüyorum ama rektör bey böyle düşünmüyormuş eylemi organize ettiğim ve "öğrenme ve öğretme hürriyetini engelleyici eylemlerde bulunmak" suçundan dolayı bizzat kendi imzası ile tarafıma bir soruşturma açmış. okkalı bir yazılı savunma hazırladım tabi hukuk fakültesi okuyoruz biz de şunun şurasında. "kendi hakkımızı savunmayacaksak..." gibi idealist cümleler kurasım hiç de gelmiyor bu ülkede. ardından soruşturmayı takip eden hoca tarafından sözlü savunmam alındı ve 'takma ya sen kafaya ben hakkındı olumlu rapor vereceğim zaten, senlik bir olay yok' ferahlatılması ile işime geri gittim. ek olarak belirtmek isterim de bu soruşturma sadece bana değil eylemi gerçekten organize eden iki kadın arkadaşımıza daha açıldı.
(tabi bu süreçte kampüs içerisinde terörist muamelesi görüyorum. yolda dümdüz yürürken öğrenci kimliği sorgulamaları, yakın takipler, fakülte binası dışında yemekhane, kütüphane dahil bütün binalara girişim yasaklandı.)
gel zaman git zaman derken bir telefon daha bu da demek oluyordu ki bir zarf daha e bu da demek oluyordu ki uzaklaştırma cezası. e hani soruşturmayı takip eden hakkımda olumlu rapor verecekti?? zarfı bir açtım 30 gün. 30 gün mü? ne yaptık ula adam mı vurduk? 30 gün ne? 'tarihe bakayım hangi günler arası almışım'. o ne kanka final ve bütünleme sınavı zamanıma denk geliyor??? e ne olacak şimdi??? kadın arkadaşlarımız ile iletişim sağladım onlara 7 gün. 7 gün mü? e benim alakam yok bu olayla ben niye 30 gün? kişisel bir husumet besleyebilir mi bir rektör öğrencisine? profesörsün kanka sen. hatırlatmak lazımsa alarm kur kendine her sabah sekizde çalsın başlığı da 'sen profesörsün' olsun. anam bende bir sinir bende bir öfke patlaması. dedim ki baltayı bu kez taşa vurdunuz. hemen bir idari dava hemen bir yürütmenin durdurulması kararı. arkasından da iptal kararı. tabi inanılmaz yorucu oldu bu süreç, aileme haber veremedim bu durumu tek başıma idare ettim hep. çünkü biliyorum öğrenirlerse bu işi yapmayı bırakmamı isteyecekler. e diyeceksiniz ki şimdi oğlum yavrum sen hukuk fakültesinde değil misin hocalarından hiç mi yardım almadın. çok denedim. neredeyse bütün hocalar bu durumdan korktu, fakültede benimle yan yana görünmek istemedi. bel altı hizasından bana 'git git' anlamına gelen o el hareketi var ya hah işte o yapıldı. bir hocam var sağ olsun bana maddi manevi yardımcı oldu. eksik olmasın...
ek olarak belirtmem gerekir ki üniversite 'rektörü' bu süreçte beni ınstagramdan engelledi, o zamana kadar ne takip etme durumum vardı ne bir mesaj ne de başka bir şey. profesör herif beni ınstagramdan engellemiş, eski sevgilim sanki :)

hani hakkımda olumlu rapor verecek olan hoca vardı ya, heh işte o hocanın raporu elime geçti mahkeme sürecinde. neler yazmış neler, yok eylem organize etmek yok basın kimliğinin arkasına saklanmak. e kanka hani olumlu rapor verecektin ya niye ketenpereye getirdin bizi?


neyse işte sevgili yazarlar sevgili romalılar. bu iş burada tabii ki kapanmadı, hukuki süreç devam ediyor. e bundan sonra sıra bende artık sonuçta :)
hakkımızı aramaya devam, üç beş ay sonra size bir belgesel linki uçurmayı düşünüyorum. bizzat ben hazırlayacağım hem detaylı olarak bu süreci hem de üniversitesideki diğer bütün yolsuzlukları anlattığım. umarım destek olursunuz.
özet bir şekilde sizlere bu sıkıntımı anlatmak istedim, e çok da kafa açtım. ben uçuyorum, baybay hepinize, seviyorum sizleri...


dipnot: bu yazının amacı bir nebze de olsa birilerine derdimi anlatabilmek, çünkü bu süreçte tek başımaydım ve oldukça yorucuydu. başlığa ve tanıma anlam veremeyenler olursa diye belirtme ihtiyacı hissettim.
devamını gör...
#3674289

rezalet ki ne rezalet... muz cumhuriyetinde yaşamıyor olsaydık; rektör dahil herkes ceza alırdı bu tutumlarından ötürü. fakat muz cumhuriyetinde yaşadığımız için buradan sana ceza çıkarsa şaşırmam güzel kardeşim. gazetecilik büyük suç, biliyorsun.

umarım yanılırım da hakkını alırsın mahkeme kararıyla.
devamını gör...
#3674300

çok teşekkür ederim, yılmadık, yıkılmadık. hak aramaya devam :) benim için de staj niteliğinde oluyor hem fakülte hem de mesleğim adına.
devamını gör...
ibretlik bir olay.

-yolda dümdüz yürürken öğrenci kimliği sorgulamaları, yakın takipler, fakülte binası dışında yemekhane, kütüphane dahil bütün binalara girişim yasaklandı-

ben yaptım oldu ülkesinde böyle şeyler mümkün
alenen yetki gaspı var, öğrencilik faaliyetinin gerektirdiği eylemlerden uzak tutulması olur uzaklaştırma.

yemekhaneye almamak nedir?

neyse y.d talepli bir dava var anladığım kadarıyla
yolun açık olsun genco.
devamını gör...
her satırından ayrı rezalet akan soruşturma.
şu öğrencilerden hakikaten ne istiyorsunuz? insanları uğraştırdığınız şeylere bak ya.
"güvenlik şirketi böyle bir sebeple, bu şekilde çalışanlarından kesinti yapabilme hakkına sahip miymiş?" diye de ayrıca merak ettirdi.
özür dileyerek rektörün instagramdan engellemesine de bi tık güldüm. *
çok geçmiş olsun. umarım tüm süreç öğrenci arkadaşımızın lehine şekilde sonuçlanır.
devamını gör...
taşrada neden üniversite olmaması gerekliliğini gösteren rezalet bir olay.

üniversite dediğimiz kurum, normal şartlarda öğrencisiyle, mezunuyla, dernekleriyle bir bütün oluşturur.

öğrencisinin de, hocasının da çilesini doldurup şehirden ayrılmak için gün saydığı yerde, mülki ve mahalli idarelerin de tarafı olduğu bir ahbap çavuş ilişkisi olacaktır, oluyor.

hal böyle olunca, normal şartlarda o kadar da değil denecek şeyler vuku bulabiliyor.

bereket ki bu olayda yazar, hukuk fakültesi öğrencisi ki hemen idari davayı yapıştırabilmiş. idare mahkemeleri halen kör topal işlese de düzgün kalan kurumlardan biri.

bu konuda en faydacı yaklaşım, lisans aşamasında sessiz sedasız bir şekilde mezun olup, o diplomayı alıp, yüksek lisans/doktora aşamasında ateş serbest diyerek takılmak.

diğer türlüsü sabır testi.
devamını gör...
maalesef tweet atmanızdan, ekşi'ye entry girmenizden kısacası daha büyük kitlelere mevzuyu yaymaya çalışmanızdan başka bir tavsiye veremiyorum. eğer hatırı sayılır bir kamuoyu desteği alırsa dava sürecini belki olumlu etkileyebilir, hukukumuz "gelen tepkiler üzerine" mottosuyla hareket ediyor çünkü. eğer son 20 yılda açılmış bir üniversite ise bu daha büyük talihsizlik maalesef sizin açınızdan. umarım olması gerektiği gibi bir şey çıkmaz ardından, hayatınız ve akademik kariyeriniz zarar görmez. geçmiş olsun.
devamını gör...
taşra üniversitelerine hala daha "üniversite lan burası!" gibi bi yaklaşımda olmanızı hayretle karşılıyorum.

buralar üniversite değil, işsizlik istatiğini geciktirme kurumu.

rektörden rektörlük, hocadan hocalık beklemez şaşırtıcı.

haklı davanızda başarılar diliyorum.

ama aklıma bi şey takıldı;
siz tam oalrak kimi kime şikayet ettiniz ?
ya da şöyle sorayım daha net olsun; hakkınızı kim yedi de, savunması için kime başvurdunuz ?
devamını gör...
#3674648
öncelikle iyi dilekleriniz için hepinize teşekkür ediyorum. buradan açıklık getirmem daha uygun olur diye düşündüm.
henüz ortada bir şikayet yok idare mahkemesine bu uzaklaştırma kararının iptal olması için başvurdum, üniversite itiraz etti fakat ben kazandım.
asıl süreç ise bundan sonra benim için yeni başlıyor :) oyunu oynama sırası bize geçti yani, amaç bir şey kazanmak değil sadece haklı olduğumu herkes bilsin ve duysun istiyorum.
yine not olarak belirtmem uygun olur sanırım bu rektörü aslında yakın zamanda tweet kaydırırken vs elbette görmüşsünüzdür. çıkan haberlerin ardından yeni rektör ataması gerçekleştirildi.

ben yine de net cevap vermiş olayım
hakkım: eğitim öğretim, mesleki görevimi yerine getirmek
hakkımı elimden almaya çalışan: üniversite rektörlüğü
başvurduğum yer: idare mahkemesi


oooofff nasıl da böyle isim vermek falan istiyorum ha içim gıdıklanıyor ama şimdilik yapamıyorum. şu süreci atlatırsam isim vere vere yazacağım her şeyi.

son olarak da yaptığım meslek dolayısı ile ulusal basından birkaç tanıdık edindim. yavaş yavaş çevre edinmeye de devam ediyorum. sesimi ana akım medyadan duyurabilecek miyim onu deneyeceğim. bahsettiğim gibi bir de belgesel yapıp onun pr çalışmaları için belki sizlerden yardım isteyeceğim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"üniversite disiplin soruşturması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim