uzun entrylerin okunmaması

bunu uzun olmalarına bağlıyorum.

genel olarak sırf entry uzun olsun diye kelimeleri gereksiz şekilde kullananları okumadığım doğrudur. her uzun yazı da doğru bilgi de olmayabiliyor.

yazarları üç grupta kategorize eden başlıktır.
1- sadece meja'nın ve yönetimin yazdığı uzun tanımları okuyanlar.
2- ne bulursa okuyanlar.
3- bir kaç cümle okurken bile sıkılıp kaydıranlar.

naçizane 2. gruba giriyorum efendim.

zerre umrumda olmayan durum .isteyen kısa yazar isteyen ise uzun yazar zaten bilgi almak isteyen istediği şekilde alır.

sözlükteki tüketimci davranışına yandaş arayan yersiz genellemeci bir tespitimsi. yanlışsam malayla düzeltin lütfen.
kısa şeyler okumak arzusu ağır basıyor, okumak zor geliyorsa 140 karakter sınırlaması olan güzide sosyal medya mecralarında da gezilebilir.
buralar bilgi, görgü ve deneyimlerimizi anlatırken daha özgür olabildiğimiz platformlar. en azından ben sözlükte öylesine gezerken de, ciddi bir takım okumalar yaparken de, goygoy bir edayla ya da ciddi bir paylaşım yapmak üzere yazarken de bu his ve dürtüyle hareket ediyorum.
benim de buraya salt eğlenmek, vakit öldürüp kafa dağıtmak için geldiğim zamanlar oluyor. hem kişisel hem toplumsal gündemden yorulup buraların akışında kaybolmak, alabildiğine boş ve goygoy bir şeyler yazıp okumak canım istiyor bazen. ve fakat o anlarda bile sırf uzun yazıldığı için ötelediğim girdi olmadı şimdiye dek, hatta daha sonra salim kafa okumak üzere kendime not ettiğim paylaşım linkleri bile oluyor.
sözüm meclisten dışarı, gereksiz uzayan, her paragraf birbirinin tekrarı gibi tınlayan paylaşımlar yok demiyorum, ama yaza yaza o da öğrenecek dimi dayısı...senin de okumayı öğreneceğin gibi.

uzun entry okumak bir kumardır.
ya kötü bir yazıysa.
gitti zaman eyvah.

zaman sıkıntısı olan, odaklanamama sorunu olan ve 140 karakterden fazlasını okuyamayanlardan kaynaklıdır.
ben okurum. hatta; ilgimi çeken bir girdinin yazarının bütün yazılarını okurum*. beğendiğimi favlarım, hiç çekinmem*. yazmayı okumayı sevdiğim için buradayım.

şükredin ben hiç bir entryi okumuyorum, başlıklara yazmak için giriyorum.

uzun hiç bir şeyin tüketilmemesiyle aynıdır.

günümüzde algımızı dağıtan bir sürü etken var o yüzden insanlar kısa şeyler tüketmek istiyorlar.
insanlar 2 saatlik film izlerken zorlanıyorlar.
kitap okurken zorlanıyorlar.

çabuk tüketmeye alıştığımız için her hangi bir uzun şey bize işkence gibi geliyor.
storyler o yüzden 15 saniye. twitter o yüzden karakter sınırlamasına sahip.

okuyorum merak etmeyin. yeter ki okunmaya değsin.

ben genelde orta uzunlukta olan ilgimi çeken konulardaki iletileri okuyorum.

sevilen yazarlar destan bile yazsa okunur.

uzun entry bazen çok daha keyif verebiliyor ama, dediğim gibi bazen..yazar yazmış ama ne yazmış nasıl bir dil kullanmış o yazı akıp gitmiş mi beni peşinden suruklemis mi falan filan yani..

okumak istemediğimde veya çok uzunsa favoriler ve sonra okurum.

okumuyorum, kısa kesin. sırada bekleyen çok başlık var.

ya affedin valla gözüm ağrıyor. emeğinize parmaklarınıza sağlık. ama bir süre sonra dikkatim dağılıyor. ekrana bakmaktan başıma ağrı giriyor. böyle.

ilgimi çeken bir konuysa mutlaka okurum. en kötü favoriler vaktim olduğunda okurum.

uzun entry okunmaz kendini okutturur. *

eğer okuyanın ilgisini çeken bir konu değilse normal karşılanabilecek durum.
çağımızın sorunu denerek genellense de "eski çağlarda millet çok mu uzun yazı okuyormuş ?" diye karşılık verilebilir. uzun yazan yazarların eline sağlık, belki hak ettikleri kadar takdir edilmiyolar fakat emin olsunlar birilerine büyük yardımları dokunuyor.

entry olsa okurum ama onlar destan.