yaşanmamış olayları yaşanmış gibi anlatmak

irbaam kıllıses yalama babından ballandıra ballandıra bir seçim öncesi anlatıyo: oğlu doğmuş muş, evi falan feşmekanmış mış da efenim, o tarihte belediye başkanı olan güzide bir şahsiyete demiş miş ki efenim bizim oğlan üşüyo aman bi gaz felan verin bizim veledi kurtarın. o güzide koca yürekli şahsiyet, bırakmış cümle işini, bir emir eylemiş ki kenti boş verin, ibonun şeyi şey olmuş, tiz gidesüz kurtarasuz sabiyi.. işte efenim mehteranla eve bi gaz vermişler ki cayır cayır.... (yav yani masal bu minval üzre işte.) gelin görün ki merak edenler de yememiş içmemiş bakmışlar kayıtlara ki ne göreler.. oğlanın doğduğu yılda bebekliğinde o güzide şahsiyet henüz güzide olmadığı gibi, belediyede şoför olarak bile çalışmıyor muş.
ha bu gerçek kendisine hatırlatılınca ne mi yapmış.. derhal halaya başlayıp gözyaşları içinde şappii şappii tey tey tey diye... yaa..
eveett. yaşanmamışı yaşanmış gibi.. (ama mebus adaylığını kapmış da urfa ona küsüp seçmemiş o önemsiz bi teferruat.)

maladaptive daydreaming aleminden güzide sözlüğümüze astral seyahat yapmışsa demek.

bazen gerçekten yaşanmış gibi hissettiren.

manifest olayları ile kafayı kıran insanların şeysi bu

büyük ustalık ama belli bir yerden sonra açık verir

yaşanmış olayları biraz süsleyerek, neden-sonuç ilişkisini gerçeklikten koparıp tamamen kendine göre kurarak anlatan biriyimdir ben. bişi olmuş evet, nedeni ne olursa olsun ben başka bi neden eklerim ona. bu bazen komik durur, bazen hikayeye fantastik bi hava katar bazen de daha da sıkıcı bi hale sokar. ne yapam benim de tarzım bu.

bi gün hiç unutmam, normandiya çıkarması yapacaz, fransızın biri almanın kızına mı ne asılmış, alman da toplamış dazlakları bunu dövmüş, malına çökmüş. yalvarıyo gelin beni kurtarın diye. neyse bindik gemiye....

bu kişiler,,
zihinlerinde bir senaryo yazar, tekrar tekrar bu senaryoyu hayalinde oynar ve sonra gerçekten yaşamış gibi kaydedip inanarak anlatırlar. bazen de başkalarının hikayelerini alıp kendisini olayın kahramanı yapar, kendi yaşamış gibi hatta detay vererek anlatır mimik ve vurgularını dinlryenin tepkisine göre ayarlar.

bir diğer özellikleri de sorgulanmaya karşı ön almak ve hayali karakterini pekiştirmek için saldırgan taraflarını da masaya koyarlar iyi ama tersi pis rolüne bürünürler.

bu davranışın bilinçli/ bilinçsiz temel amacı ve beklentileri,
ilgi görmek, fark edilmek.
onaylanmak, kabul görmek.
kendisini kahraman/başarılı hissetmek
bir kimlik/karakter inşa etmek,öz değer oluşturmaya çalışmak.
kendini sevmeye, katlanmaya çalışmak.

bu davranışlarının temelinde birçok farklı etken olsa da, genel hatlarıyla temel etkenler;

aile içinde görünmezdirler ihmal edilmişlerdir,onaylanmamışlardır. sosyal ve iş hayatında da aynı durumu yaşamış, kendilerince pasiflikleri nedeniyle suistimal edilmişlerdir. arkadaş ve sevgililerinden saygı görmemiş sömürülmüşlerdir. bütün bunların temeline inmek yerine, aynı refleksle bunların sorumlusu olarak sadece kendilerini görürler, kendilerini sevmezler. bu eksik benlik algısını da hayali başarılar ile güçlendirmeye çalışırlar. bahaneler üretmekte çok ustalaşmışlardır. sürekli bir meşguliyet ararlar ya da uydururlar.

bu arada,
insanları kandırmak, dolandırmak, menfaat elde etmek, kullanmak amacıyla yalan söyleyen, olay/hikaye uyduranlar bu tanıma dahil değildir. onlar konuşmaya değmez aşağılık insanlardır..

bu bir kurgudur yazın bari ben inanıyorum çok ayıp etmişsinizzz..

ben bütün mallıklarımı kendim yaşadım direkt ne yazdıysam öyle işte katıksızım hahsja.

yapılmamalıdır. inananlar vardır, hakka giriyorsunuzdur günahı boynunuza tüü kim bilir kaç kurgu okudum da üzüldüm daha da üzülürsem zibilyonuncu olsun.

keşke anlattıklarımın hepsi yaşanmamış olsaydı.

eğer bu kişi yaşanmamış olayları yaşadığına eminse sahte anı sendromundan, demans veya başka bir beyin hasarı varsa konfabülasyondan muzdarip olabilir. sahte anı sendromu psikolojiktir, stres veya travmaya bağlıdır. konfabülasyon ise beyindeki bir hasarla ilgilidir. bu ikisi farklı olsa da ortak noktaları bilinçli olarak yapılmamasıdır.

yok bunlar değilse ve bilinçli olarak yapıyorsa da o kişi dümdüz mitomanidir.
hiçbir gruba dahil olmayıp direkt şizofren de olabilir gerçi, bilemedim.*

ayrıca (bkz: zihnin sahte anı üretmesi)

işte sen anlatırken ben içimden seninle dalga geçiyorum ve benim için güvenilmez ve dikkat çekmek için yalan söyleyebilen insanlar sınıfına giriyorsun.
he benim fikrimin ne önemi var da diyemezsin bu düşünce kafamda dönüyor sen bilmiyorsun.
gerçekten gittim bu sefer çünkü sıkıldım.