yaz aşkı

aşk kelimesinin yanlış kullanıldığı bir alan.
bunun adı aşk değil olsa olsa ilişki veya beraberlik olabilir. aşk güzel özel ve büyük bir duygudur. böyle basite indirgenemez.

genellikle tatillerini yazlıkta geçirenlerin başına geldiği hadise.
gençliğimde okullar kapanır kapanmaz giderdik, 3 ay boyunca yazlıkta, neredeyse her yaz birlikte büyüdüğüm arkadaşlarımla.
önce platonik başlar, sonra yaş aldıkça ciddileşir. güzeldir yaz aşkı, çocuksudur.

genelde yaz bittikten sonra mesafelerin aşka engel olup bittiği aşklardır. ülkenin hatta belki dünyanın farklı şehirlerinden aynı yazlık mekana gelen insanların başına gelen durumdur yaz aşkı olayı. profesyonel bir yazlıkçı olarak hiç yaz aşkım olmadı. * kışın aşk yaşamaya daha uygunum sanırım. * bir arkadaşım vardı yazlıktan. tatile gittiğimiz şehirde bir çocuğa aşık oldu. o kadar mutlulardı ki. biz de arkadaş grubu olarak komple olayın içindeydik zaten. daha 20'li yaşlardayız. yaz bittiğinde herkes istanbul'a evine döndü. bizim esas oğlanla esas kız farklı semtlerde de olsa aynı şehirdelerdi. bu iyi bir şeydi. yani çok da bir engelleri yoktu. bir gün arkadaşımla eminönün'de taksiden ineceğiz parayı ödüyoruz. önümüzde duran taksiden bir çift indi. çocuk kızı dudağından öptü ve el salladı. o an bir ışınlanma olsaydı da oradan kaçabilseydim diye düşündüm. kızı öpen çocuk arkadaşın sevgilisiydi. biz bir şey diyemedik. donakaldık. yaz aşkı deyince benim aklıma hep bu an gelir.

zaten ege abimiz de konuyla ilgili "biteceğini bile bile bu aşka başlamam" demiştir.

sanırım sadece yazlık sitelerde yaşanan çocukluk eğlencesi.

bütün yalnızların tatile çıkarken hayali ama aşırı zor denk gelir olay

daha çok tatile farklı şehirlerden gelen insanların yaşadığı aşk türü sanırım.

nasıl bir şey merak ediyorum. hani böyle mevsimlik işçi gibi mi? ben daha uzun süreli aşık olamıyorum millet 3 aylığına aşık oluyor.

herkesin yaptığı kimisinin kavuşup ayrıldığı kimisinin içine gömüp bir dahaki yaz başka birine aşık olduğu kişiler. ya çok da hoş nerede o yazlar nerede o aşklar diyesi geliyor insanın hele çocukken bunları yaşamak çok utanç vericiydi ama şu an hatırladıkça güldürüyor insanı.

aşkı kategorilere ayırmak gerekirse yaz aşklarının bu konsepte farklı bir yeri vardır. nice aşklar bir yaz günü öğle sonu denizin kenarında, güneşin altında başlamıştır. ama çoğu da denize veda edilirken kumsalda kalmış, güzel bir anı olarak hafızalara işlemiştir. bazıları da yazı, güneşi, kumsalı aşıp bunlara teslim olmadan yaşayıp ölümsüzleştirmiştir.

yaz aşkı, toplu taşıma aşkı.. eros bu arkadaşlara mesai yapıyo galiba sürekli.
siz dizilere bakmayın, aşık olunca her mevsim yaz zaten.
bu tamlamayı yaza duyulan aşk olarak bilmek istiyorum sadece.

yazın özgürce yaşanan aşk kışın unutulan yaşananlardir. bu ilişki boyutunu kışa çevirirseniz tadından yenmez.

öpüşmektir. arzudur, kokudur, aşkcıktır. 16'da başlar, 23'de aniden biter. ve sonra shakespeare'in acı dolu aşk sahneleri yer alır hayatında. şanslıysan sallanan bir sandalyede eşinle birlikte emekli olur gidersin, kaderin bahtsız yazılmışsa da ya ahmed arif ya da bir müzeyyen senar olur çıkarsın. bu hayat aşkı bizden kıskandı güzel sevdalı dostlarım benim, bizi kandırdı.

en şehvetli olan aşk türüdür. ama makulu eylül ayı gelince ayrılmayı gerektirir.

takık olunmaması gereken aşk çeşididir.

başlarda biraz kalp ağrısı yapar ama sonradan alışırsın, ne de olsa hayatın hızlı bir akışı vardır ve seni de içine alır. uzun yıllar geçtikten sonra da resimlere bakar gülümsersin, öylece o yazda asılı kalan o aşka..

90'ların en çok sevilen ve çalınan şarkılarındandı. şimdiki aşklar biliktelikler de yaz aşkları gibi olmuş. insanlar birbirini şekerli ciklet gibi ciğneyip şekeri tükenince tükürüyor. yazık. çok yazık.

sezonluk dizi gibidir tutarsa devam eder.

bazen evlilik ile sonuçlanır.

mevsimlik aşk işte, mevsimlik işçi gibi.

mevsim biter herkes yoluna.

halbuki biz böyle miyiz, 4 mevsim araba lastiği gibi her türlü şartta yola devam diyoruz.

kıymet bilinir mi? onu da göreceğiz nasılsa yol uzun ömür varr..

kategorilendirirsek (kış aşkı, lise aşkı, platonik aşk vs hani) aşkların en güzeli, insanı en kıpır kıpır eden ama en kısa ömürlü olanıdır.

eskiden yani çocuklukta her yaz bi' yerlerde favori yaz aşkı bulurdum kendime. özellikle abimle kanka olacak olsalardı ayrılmazdım peşlerinden. platonik olarak devam eder ağustos sonu birimizden biri açılır sonra ayrılırdık genelde. çünkü bi' de onunla mı uğraşacaktım aman yani geldi içimi bir hoş etti geçti gitti.* şimdilerde o eski yazlar kalmadı ki üstüne bir de aşık olalım be.

ciddi bi ask degildir. cunku o gozle de bakilmaz zaten. ama unutulmasi da en zor olan asktir anasini satiyim. aylari yillari devirmis iliskilerinizi unutmak kolay. bazi sebeplerden olamadiginiz yaz askinizi unutmayi deneyin bide