yazarların en son güldüğü şey

sisme montlarımıza ellerimizi sürtüp statik elektrik üretip birbirimizin kulak memesine elektrik verme oynadık. cat çut ses geliyordu evet buna manyak manyak güldük yol boyunca.

boşluğuma mı geldi nedir, hala gülüyorum sjsjjjns.*

sizlerin tanımları...

bazıları bayağı kafa patlatılmış güzel espriler oluyor.

#1574415

basit ve komik.

uçurumdan düşen sarhoş dayı videosu.

sınıftaki kuantum mekaniği tartışmasında bir arkadaşımın '' hocam ben o kadar şanssızım ki farklı evrenler varsa bile benim yerleştirme puanım yetmez'' demesi absürtlüğü. ama o an komik gelmişti...

devlet bahçeli: yağsız yemek yapılır, yarınsın türkiye olunmaz.
eşek eşektir. bu en eşekleri

biraz evvel yaşadığım hadisedir. keyif çayı içtiğimiz esnada tosbağa hanım bir anda bana dönerek, ''uçağı uzatır mısın canım?'' diye sordu. bu soru benim bir anda mavi ekran vermeme vesile oldu. o kısa düşünme süreci içerisinde, uçağı ne zaman aldığımızı ve bu uçağın bize ne kadara patladığını düşünüp, maliyet hesabı yapmaya başladım. sonra boş boş birbirimize baktık. eşim gülmeye başladı. gözlerinden yaşlar gelene kadar güldü. ben de doğal reaksiyonla kendisine katıldım. bayağı bir güldük anlayacağınız. iş ortamında geçen yoğun bir kaç günün sonucunda uçak sahibi olmuştuk. millet evini arabasını satarken, biz uçak almıştık. daha ne olsundu? biz gülerken eşim halen bir eliyle uçağı istiyordu. kalktım bizim ufaklığın odasına doğru yöneldim. ama hala gülüyorum. o da anladı sanırım. iki büklüm oldu. hala gülüyordu, gitme, dur bile diyemedi. oyuncak sepetinden uçağı aldım, geldim eşime verdim. otomatiğe bağladığımız için gülmeye devam ettik. meğerse bizim uçak basit bir çakmakmış. bundan sonra eşimden çakmak isterken, ''uçağı uzatır mısın canım?'' diyerek, kendimi bizim de bir uçağımız olduğuna inandıracağım. hülasa; öyle bir refah seviyesine ulaştık ki, içtiğimiz sigarayı uçakla yakıyoruz. gerisini varın siz düşünün. kendi derdinize yanın. *

arkadaşları tarafından çarmıha gerilmiş dayının videosu. ne manyaklar var ülkede.

aklıma gelen komik bir şeye.

birkaç yıl önce kızılay'da durakta otobüs bekliyorum efendi efendi. sonra bir baktım ki biri karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor. meşhur fıskiyelerin yanından. hayır yani geçebileceği milyon nokta var. bir ilerlese ışıklar, hadi beklemek istemedi diyelim metro altı..

kış bir de. melih gökçek'in özenle çalıştırdığı süs havuzları donmuş. adamın ayağı kaydı, içine düştü. buz gibi havada buz gibi suyla ıslanmış kotla.. oh no. yine de o ara içimden gülmüştüm.

alkollü bir arkadaşım muhabbetin ortasında durduk yere s***r çekmişti, g**me baka baka gitmiştim.
şu an anlatırken pek öyle görünmese de o an komik gelmişti.
buraları okuyorsa selamlar.

bugün maaş günü, mutluyum valla, güldüm. *

benim dalağım düşük. ben ota boka gülerim

uzuun zamandır geceleri beni döven ve üzerinden atmaya çalışan yatağımı değiştirmiş olmam. kahkaha atacak kadar mutlu oldum resmen. üstüne bir de yeni yastık aldım. bütün gece sarılıp öpeceğim kendisini.

ülke standartları gereği maalesef emeklilik rüyası gibi bir şeydi benim için gerçek oldu. **

yok imarlı iskanliyim.

youtube da izlediğim birşeyler.

kendime güldüm. saatlerdir bir şeyler düşünüyorum. kendi kendime kuruyorum falan. iç sesler birbirine girdi. evet bir tane değil benimki. neyse kavga çıktı içimde. kavgada en sinir olduğum iç sesime dışımdan yüksek sesle kızdım, susturdum sjsjjsj. gülme tuttu beni. deliriyorum mu inceden?

hani agladiktan sonra bi gulme gelir ya gozunuzden yas suzulurken kahkaha atmaya baslarsiniz* oyle gülmüstüm ama neye güldügümü bilmiyorum. belki de aglanacak halime gülüyorumdur.*