3161.
hayatı bir sunum yeri olarak düşünüyorum bazen. o an ne sunuyorsam o kadar varım. bazen de sunulan bir yer gibi. ne kadar sunuluyorsam o kadar yok oluyorum.
devamını gör...
3162.
itiraf ediyorum, duşta onu düşündüm.
devamını gör...
3163.
ders çalışamadığımda bir ümit diyerek 90'lar türkçe pop açıyorum.
devamını gör...
3164.
bihter neyi itiraf edecek firdevs hanım? behlülle ne ilgisi var?...
devamını gör...
3165.
itiraf ediyorum, o itiraf bana yapıldı. *
dım tıs dım tıs dım tıs dara.
devamını gör...
3166.
bugün bankadan aradılar, icra dairesine vereceğiz borcunuzu yatırın diye. düşündüm 200 lira sadece. çalışırken kendimi gördüğüm garsonlara bahşiş bıraktığım miktara muhtacım şimdi. iş yok nakit yok hesap blokeli borç isteyeceğim kimse yok ne yapacağım bilmiyorum. sanırım beni kimse tanımadığı için buraya da rahat rahat yazabiliyorum.
-bana çaresizliğin resmini çizebilir misin asil?
+bugün sözlükte herkes 1 lira atsa diye başlık açmayı düşündüm daha ne yapayım.
devamını gör...
3167.
bir şey olmaması gerekiyorsa olmuyor cidden.
oradan , o noktada güzel dersler çıkarmak lazım gelir.
nereye bağlayacağım...
geçen sene nişanlanmış olan arkadaşlarımla buluşacaktık, onlara mütevazi ama tam yeni bir evliliğin mesajını yansıtan bir hediye almıştım, daha doğrusu ikisine de almıştım.
maalesef işleri çıktı buluşamadık.. ve hep hatırlattım, yahu bak hala hediyeniz bende, buluşalım da vereyim artık şunu, kalmasın bende , bilirsin sevmem böyle şeyleri.
bu sene eylül ayına nikah tarihi almışlardı bu arada..
gel zaman git zaman yoğundular, işleri oldu, ayarlayamadık bir türlü şu buluşma işini..
geçen hafta ise o sevimsiz haberi duydum kendisinden..
üstüne gitmedim, sonra anlatırsın dedim.. çünkü çok iyi biliyorum ki insanın konuşmaya bile hali olmuyor böyle zamanlarda..
sonuç ; aldığım hediye bende kaldı, buluşamadık, üzüntü ve muz kabuğu
hayırlısı....
devamını gör...
3168.
hayatım komple fiyasko. araba kullanmaktan nefret edip 7/24 araba kullandığım bir işte çalışıyorum. işin ilginci buradan çıkıp başka şirkete girsem yine bu şekilde devam edecek. sürekli sürekli yapılan ciro baskısından da sıkıldım. kazandığım para alkol masrafımı çıkartıyor mu ondan da emin değilim.

alkolü de çok arttırdım. içmediğim zaman uyumakta zorlanıyorum. uyku zaten hep problemdi benim için. en son düzgün bi 8 saat uykuyu ne zaman çektim hatırlamıyorum. her gece 86 kere uyanıyorum.

30 yaşında fiyasko bi hayatın, şehrin, insanların içinde sıkıştım kaldım. radikal değişiklikler yapmayı düşünüyorum. tek sıkıntı ne zaman radikal bir karar alsam hayatım daha da kötüye gidiyor.
devamını gör...
3169.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
saat 00:47
bu ağaca sarılarak ağlıyorum.
bunu buraya unutmamak için koyuyorum. gelecekte baktığım zaman şuan çektiklerimin bir manası kalacak mı değer mi değmez mi merak ediyorum.
devamını gör...
3170.
lan adam gecenin ortasında ağaca sarılarak ağlıyor drama bak, oturduğum yerde içim sızladı yemin ederim. kak git evine kanka değmez ya. 00:47'de ağaca sarılmış lan alooo.
devamını gör...
3171.
gitme diyemediğim için, sırf o istiyor diye kararına saygı duydum ve yollarımızı ayırdık. gönül bağımız kaldı mı bilmiyorum, henüz 3-4 gün oldu fakat benim içim hala bir parça acıyor. gecenin itirafı.
devamını gör...
3172.
hiç bir zaman "toplum kurallarına göre" iyi bir insan olmadım.
eleştirildim sürekli.
oysa ben sadece keyif almayı, gezmeyi ve eğlenmeyi seviyorum.
bunu sevmediler.
devamını gör...
3173.
bu gece de uyumazsam, canım arkadaşlarım yarın beni yerden kazımak durumunda kalacaklar. yok, itiraf bu değil.

biri var ki yazsa, bu gece de uyumamaya ve yarın kalabalıklar arasında bayılmaya varım.

edit: asıl itiraf gelsin, bu başlıktaki ilk entrymdeki ana kahraman ile bugünkü aynı kişi. iki yıl oldu ilk tanıyalı ve ayrılalı. özlüyormuşum o zamanlar, bugün neyi özlediğimi dahi unuttum, öyle kafamdan silmiştim. dün gece eleğin üstünde kalan tortuları hor görmüştüm, ama tam şu an fark ediyorum ki onlar aslında kaliteli karakterinin değerli taşlarıymış hikayesi önemsiz. gereksiz ayrıntıları unutmuşum ve sadece bu insanı hayatımda ne kadar istediğim kalmış, ona ihtiyacım olmaksızın. kendisine bunu asla söyleyemem o sormadan. uzun uzun anlattığı, birbiri ardına dizdiği kelimelerin bir kısmına baktım, ama en çok o günden geriye kalan sesine düşkünüm; hiç tanık olamadığım mimiklerinin peşindeyim.
devamını gör...
3174.
az önce küllük dolu olduğu için içine biraz su koyup küllük yaptığım pet bardağı dalgınlıkla kafama diktim.
devamını gör...
3175.
7 ay oldu… onu çok özledim… onun unrunda değil.

hani odun olan erkekler romantik kırılgan olan kadınlardı? yalanınızı …

(bkz: adını gizleyeceğim sende bilme lavinya)
devamını gör...
3176.
yazdım sildim. demek ki daha yeterince demlenmemiş sözlük
devamını gör...
3177.
maalesef bugüne de bir itiraf: az önce fark ettim, tanım yaparken bi yazar var, ona dönüşüyor üslubum. sanırım sonunda çizdik kafayı. neyden nefret edersen gelir bulurmuş seni. eski neşem nerede?.. korkmaya başladım artık. çık içimdeki uzaylı... çık*
devamını gör...
3178.
geleli bir hafta olmadı ama şimdiden çok bunalıyorum. nasıl bir ortam ki yine tüm döngüm bozulmuş gibi hissediyorum. geleceği düşünmekte istemiyorum. canım sıkılıyor düşündükçe.
devamını gör...
3179.
yeni bir şirkette işe girdim. 2-3 ay iş aradım 20 den fazla şirketle görüştüm fakat son sıraya koyduğum şirket kısa sürede beni işe aldı. maaşı düşük, hafta sonu çalışma var. tüm olumsuzluklar arka arkaya aslında biraz daha sabretsem belki karşıma başka bir teklif çıkabilirdi ama kendime olan güvenim kaybolmuştu. şimdi ise bir yanım daha iyi şartlarda iş bulursam bu işi bırakmam gerektiğini söylüyor, diğer yanım ise işe yavaş yavaş alışıyorsun en az bir sene çalışmalısın diyor.
nasıl ilerleyeceğimi bilemedim..
devamını gör...
3180.
hayatımın hatasını yaptım sözlük, bu iki oldu. iş görüşmesinden çıkmıştım. mutluydum, keyfim yerindeydi. uzun bir müddet otobüs bekledim çıkışta (bkz: arabası olmayan erkek) hatta durakta beklerken orada çocukları ile oturan hanım hanımcık hanım ablaya "apla buradan 95/a geçiyo mu?" diye sordum, birkaç dakika sonra ufak çocuğu gelip "11 dakikası var abi" dedi. ulan dedim helal size *

efendime söyleyeyim, kulağımda kulaklık takılı bir "senin yüzünden" bir "bon voyage" dinleyip duruyorum. sigara üstüne de sigara yakıyorum. artık sigara içmekten de sıkıldım. bu arada iş görüşmesinden çıkıp işe gidiyordum.

neyse otobüscağızım geldi. oturdum ters koltuklardan birine, en arka kapiya bakan. açtım "şema terapileri" kitabını okuyorum. hatta hızımı alamadım kitapta geçen bir başlığı buraya başlık olarak açtım ve altındaki tüm metni buraya taşıdım o otobüste. başlık şuydu: #2047705

her neyse gel zaman git zaman yanıma bir hatun oturdu. giymiş kırmızı bir elbise. ama ne çok kırmızı ne de soluk kırmızı. kırmızı işte akü. ee tabii ki insan bir enerji-sinerji, evrimsel psikoloji hissediyor *

ama bu sefer ki farklıydı (bkz: erkek yalanları) her neyse. benim de keyfim iyi ya (bu arada doğa ananın bana verdiği bir hediye olarak kendimi nadiren çok iyi hissederim) enerjim falan pozitif, full, deli doluyum, hatta etrafa aura yaydığımı falan hissediyorum.

her neyse kız oturdu abi, o da çok hareketli. bir de pabuçları da cok güzeldi ya. ben ayıp olmasın diye yandan yandan süzüyordum*

hatta belli belirsiz bi ellerini göresim geldi yüzük var mı yok mu diye. her neyse, siyah ayakkabılar, böyle açık maçık işte, kırmızı elbise. bu arada hissettiğim şeylerin burada tarifini yapmayacağım. şöyle düşünün alelade bohemce hisler olsaydı bunlar burada onları tarif ederdim. ama şu an kendime saklıyorum.

önümüzde koruyucu cam var. ben tabii yılların mitoloji okuyucusu olarak hemen perseus'un medusa'nın direkt gözlerine bakmayıp elindeki aynayla ona bakması gibi (çünkü medusa'nın gözlerine bakan taş kesiliyordu. ben de bu hatunun gözlerine direkt baksaydım hafizanallah orada taş kesilirdim)

her neyse iste ben olayın bug'ını buldum abi. camdan kıza bakiyom * o da ama böyle sürekli ama sürekli cama bakıp sağ eli ile saçının sağ tarafını düzeltiyor. ama çok hızlı refleksler ile ve üst üste (şu an bile heyecan yaptım terleyeceğim akü) ben cam tarafında olduğum için yola da bakıyordu ara ara.

her neyse kız indi otobüsten.

ve bu salak kardeşiniz inip de en azından bir "merhaba" diyemedi.

ya biliyorum, böyle yazınca hatta daha salakça geldi. tanımadığın bir insan ve bu şekilde bir yaklaşım belki nahoş evet, ama ne yapayım. yanılsam da, rededilsem de, haftaya olan bir dahaki izin günümde, yine iş görüşmesinden çıktığım yere gideceğim. oradan yine aynı saatte aynı otobüse bineceğim. sonra belki görürsem ve kendimi iyi hissedersem o kıza tebessüm ederek bir "merhaba" diyeceğim.

tahminlerim doğru ise, ya o saatte mesaisi vardı, ya da başka bir isi vardi. eğer o saatte işe gidiyorsa karşılaşma ihtimalim var. düşük bir ihtimal, karambole oynuyorum belki, ama bu hissimin peşinden gideceğim. 3 gündür iş görüşmesinin sonucundan çok o kızı kaçırdığımı düşünüyorum **
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim