yazarların korsan kitap hakkındaki naçizane düşünceleri

umrumda bile değildir diyebilirim.

bakın tezgaha bile gitmiyorum. kitabımı korsan olarak internetten indirip okuyorum.

ha sorarsanız ki; "sen kitap yazsan da seninkinin korsanını okusalar ne hissederdin?" diye, "zerre umrumda olmazdı" diye cevap verirdim. umrumda olsaydı iki yüzlü olurdum çünkü.

arkadaşlar etme bulma dünyası. şimdiye kadar pek çok pdf sitesinden ücretsiz kitap indirdim. kendimin de üç basılı kitabı var. iki tanesi bu heriflerin eline düşmüş. işte o zaman anladım ki iyi ki indirmişim yoksa enayi durumuna düşecektim. teşekkürler.

kimseyi okuduğu için eleştiremem. ama ben korsan okumuyorum. bir ara sağlığa da zararı olduğu söyleniyordu. kullanılan mürekkep açısından vs sıkıntılıymış.

uzun lafın kısası tercih etmesemde birilerini mutlu ettiğini, okurken bambaşka dünyalara götürdüğünü düşündüğümden iyi ki de varlar, diye düşünüyorum*.

(bkz: hırsızlık)

yazım hatalarına dayanamadığım için pek tercih etmediğim eylem. internetten alın en iyisi amazon'da çok iyi kampanyalar var

bir yazara bu konuyu sormuştum. o da “takılma kardeşim al, kitap başı bana düşen para 80 kuruş. olsa da olur olmasa da... sen yeter ki oku. parayı o kitap perakendecileri kazanıyor biz değil. bizim kazancımız okunması sayesinde gelen farklı işlerden oluyor. bir çok yayın evi piyasaya kendisi bandrolsüz kitap bile sürüyor.” demişti.

gene de mümkün olduğunca orijinal, bandrollü kitap almak lazım. kitapçılar pahalı geliyorsa fuarlar takip edilmeli.

ben okurum korsan, pdf ne varsa. dergi yapıyorum onu da ücretsiz dağıtıyorum. no problema.

4 sene önce 3 romana 15 lira verdim hala şaşkınım.

tercihim orjinal kitap almak. ama çok pahalılar be. bi aralar 5 liraya ne kitapları alıyodum. şimdi olmuşlar 40 lira 50 lira. fiyatlar bir sürü kitap okumaya kısıtlama getirdiğinden korsan kitap ne yazık ki tercih edilebilir.

bu durumu hırsızlık olarak görenlerin vs 'biz ne yapalım bu pahalı ama bir o kadar da her şeyin ucuz olduğu dünyada'' diyenlerin kapışmasını içeren başlıktır.

eğitim fakültesinde okurken stajda öğrencilere korsan kitabın usulsüzlüğünü sınıf arkadaşım anlatırken benim yanımdaki roman korsandı hiç unutamam. e okumayalım mı orjinalini alamıyorsak yoksa korsan mı okuyalım ayrımındaysak okuyalım derim zaten kitap okuyacak ruhu olan insan parası varsa gidip korsan almaz. ama o gün bu fikrimi kendime saklamıştım

emek hırsızlığı deyin ne derseniz deyin. şahsi tercihim korsan kitaptan yana değil hiç olmamıştır da. lakin bazı kitap fiyatları insanları korsan kitap almaya eğilimli hale getiriyor artık, ne yazık ki bunu da yadırgayamıyorum.

30 liralık kitabın 20 lirası yazara gitse eyvallah. tahminim 3 lirası filan yazara gidiyordur. 5-10 lirası da yayınevine dağıtıma vs. asıl kazığı perakendeciler atıyor. %100-200-300 koyuyorlar üzerine. bildiğin esnaf, çoğu yamyam.
kitabın üzerinde 55 lira etiket var. adam "40'a olur" alırsan diyor. içimden diyorum ki "oha a. bu nasıl kazık". sonra 30'a bırak alayım diyorum ve sonuç 35 liraya alıyorum. gel de sövme.
bence yazarlar matbaalara bastırıp kendileri sosyal medyadan satsınlar kitaplarını. 30 lira yerine 10 liraya satsınlar herkes kazansın, kazıkçılar kazanmasın. reklamı olmayan yeni yazarlara sözüm yok, yayınevinin dağıtımına muhtaç olabilirler.

bilginin korsanı olmaz diyerek makro çerçeveden bakıyorum. yazarın hakları kitap üstünden kazancı vs vs kişi kazansın ama ben kitabı okuyup çevreme anlattığımda, kitabın hayatıma kazandırdıklarıyla yazar daha çok kazanıyor eğer ticari kaygıyla yazmamışsa tabi. ben de isterdim korsan kitap kullanmamayı ama kullanıyor muyum malesef çünkü her ay 3-4 kitap okuyorsam onlar da benim alım gücüm için 100-150 liraya tekabül ediyorsa ben şimdi o kitabı okumıyım mı ? kütüphane desen doğru düzgün yok hadi var diyelim her kitaba ulaşamıyorsun hadi ulaştın diyelim sayfaları eksik oluyor bir şeyler vs vs... içimde bunun muhakemesini çok yaptım o yüzden ben değil bana bu kitabı aldıramayanlar utansın diyorum.

hırsızlıktır kardeşim.

üzülerek söylüyorum ki emek hırsızlığı. bir insan ömrünün belirli bir kısmını ona ayırıyor. sonra o emeği çalınıyor. işin daha kötüsü ise kitapların pahalı olması. insanlar okumak istedikçe ah hayır okuyamazsın sen geri zekalı ol diye ben senin kitaplarına kdv koyuyorum dersen o insanlar da gidip mecburen korsan alabiliyor.

korsan kitap hakkında düşüncem olmaz, naçizane düşüncem hiç olmaz. duruşum bellidir hiç okuma daha iyi.

emek hırsızlığı ibaresi sadece günümüz yazarları* için geçerlidir çünkü günümüzdeki yazarların hepsi kitaplarını ticari kaygı güterek para kazanma amaçlı yazıyorlar. şayet yazar olsaydım asla ne kadar satıldığına değil ne kadar okunduğuna ne kadar erişilebilir olduğuna bakardım çünkü benim fikirlerim ve düşüncelerim asla ama asla satılık değil.

ithal olan şeyler için asla hırsızlık olduğunu düşünmüyorum. hepsi için böyle. misal stephen king i full korsan okurum saikimde olmaz. adam zaten kendi ülkesinde vs kazanmış ne kazanacaksa. benim üç beş değersiz tl me asla ihtiyacı yok ama benim var. aracı kurum getirip satmaya çalışan da beni ilgilenirmiyor. kaçak araba alabilsem onu da alırım.

kesinlikle emek hırsızlığıdır. tabi bir kitabın en az 30-40 lira olduğu bir ülkede çok tartışılır. bir öğrenci en algılarının açık olduğu dönemde bir kitabı alıp okuyamıyorsa orada bir durup düşünmek lazım. ne zaman kitaba ulaşacak emekli ikramiyesini alınca mı?