kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
şu şekil bir yavrucağım var ve kendileri 1.5 aylık. henüz yeni yem yemeye başladığı için eğitmeye yeni yeni başlıyorum. anne ve babasını eğitmedeki üstün başarısızlığımdan sonra bu sefer uysal ve insanlara alışmış bir kuş yetiştirebilmeyi umuyorum. anası da babası da aşırı yabani oldular ,alıştıramadım insanlarla olmaya*, sürekli ısırıp kaçıyorlar. yavruları da şuan onlar gibi ama geç olmadan müdahale edip eğitebilmeliyim.* adını da uysal koyduk, uysal olsun yabani olmasın diye*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
adına boncuk demişler ama 'ramon' olması daha uygun olan kuşçuk.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
atarlı giderli diğer koca kuş ablalarına, abilerine kafa tutan bir adet minnak efe.
kendileri şuan bizim misafirimiz. pek deli dolu pek sesli bir çaçaron.

alayım şundan bir tane diyorum sonra aklıma cokcok ve onun her şeyle oynama aşkı geliyor. içime kaçıyor kuş sevgim.

hayvanlarla ilk iletişimim sanırım kuşlarla başladı. istanbul çocuğu malum nerde bulsun ineği, dinazoru. evimizde asıl, açık mavi bir muhabbet kuşumuz vardı. ama nasıl beyefendi. onu sevmek istediğimiz zaman takım elbisemizi giyiyor, önümüzü inikliyorduk. hee öncesinde tabi bir randevu ayarlıyor kapısına ona göre gidiyorduk.

bir gün evimizin arka tarafındaki camdan sokak kuşlarına* bakarkene ağaçların üzerinden süzülüp yeşil bir kuş kafama kondu. anam bendeki sevinç, bağır çağır haller. anam kadın koş gel 'noldu noldu?' heyecandan kalbi ağzından çıkmak üzere. neyse efem sağa sola haber saldık ses eden olmadı adını yeşim koyduk bizle yaşadı gitti.

çok kısa bir süre sonra ablamlar bize bir papağan getirdi. evde yeğen rahat bırakmamış kuşcağızın tüm kuyruk tüylerini yolmuş. üç muhabbet büyüklüğünde ama nasıl ürkek ve çaçaron. kırmızı, yeşil çeyrek horoz kıvamında bir adam. adı maşuktu. işte bu boncukta aynı maşuk havası var. yani ramon.

maşuk evde deli deli koşardı. uçamazdı hiç. karga edasıyla paytak paytak gezerdi halıların üstünde. bir gün evde biri banu diye bağırdı. anneme gidiyorum ben çağırmadım. ablama gidiyorum ufff git be sılık benim senle ne işim var.

bir iki gün sürdü bu muhabbet gayipten sesler duyduğumu düşünmeye başlamıştım ki. bir sabah abim uyandırdı koş koş seni çağırıyor. balkona bir çıktık bizim maşuk 'banu gel, gel banu gel, banu hadi gel'
sonra zaten söktü konuşmayı. bir çok kelime kullanmaya başladı. 'anne, baba, yemek ye, şiii gel kız buraya, baksana şii şii buraya baksana'

sokaktan geçenler yukarılara bakınıyor 'bu kim yahu?' diyordu. eve ve bize çok alışmıştı maşuk. akıllı ablam çocuğu yıkayıp balkona koyana kadarda böyle devam etti.

ilk arkadaş kaybımı o zaman yaşadım. ertesi gün cansız bedenini kafesinde bulunca uzun bir süre kendimize gelememiştik. ah be maşuk nasıl özlemişim seni şimdi fark ettim. ramon kılıklı boncuk sayesinde seni de anımsadık bugün. özlemle...
devamını gör...
şarkılarımın yegane dinleyicisi. canım, ciğerim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların muhabbet kuşları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim