yazarların vatan için yaptıkları

toplumsal kurallara uyuyorum ve asla sahtekarlar gibi vergi kaçırmıyorum.

14 ay boyunca aralıksız her gün ermenistan sınırında günde 12 saat hudut nöbeti tuttum. sigaraya başladım, sağlığımı kaybettim, asabi biri olup eve döndüm. bir de iki tane civan gibi delikanlı yetiştirdik. biri önümüzdeki yıllarda ülkesini olimpiyatlarda temsil edecek diğeri de idealist bir mühendis olma hayaliyle çabalıyor

torpille işe girmedim. fırsatım da vardı yapmadım. ha birde 15 ay askerlik.

aylarca dağlarda kelle koltukta gezdim, verilen vazifeyi yerine getirdim. yine olsa yine yapardım.

vergi veriyorum. çalıp çırpmıyorum. bence bu dönemde nadir bulunan bir şey.

tayyib'e oy vermemek.vatan için yapılacak en şerefli ve kutsal görevdir bence.

türkiye ve türkler hakkında basmakalıp düşünceleri olan batılılara bol bol ayar vermek. hayır, ben de çok eleştiri yaparım bu konularda da ben burada yaşıyor ve deneyimliyorum bunları. sen mal batılı ise oradan okuduğun şeylerle atıp tutuyorsun. hakikaten malsın ya. kızdım bak şimdi gene. biri yine ülkeme sallasa da onu gene akrep gibi soksam. *

bu arada ciddiyim aslında. gidip bir yerde en az 3 ay kalmadığınız sürece orası hakkında atıp tutmayın. ben bu öğüdü yüksek lisansta abd'li bir profesör hocamdan almıştım. o da ülkesinde yale üniversitesi'nde prof iken, "fransızlar şöyle, türkler böyle..." diye sallayan öğrencilerine, "gidip oralarda en az 3 ay yaşa, ondan sonra konuş" diyormuş. haha.

ülkeyi hâlâ terk etmedim. bu arada fırsatını yaratma şansım var. sadece biraz daha zamanım var.

türk turizmini kurtardım. nasıl diye sormayın. uzun hikaye.

6 ay askerlik.
örnek bir insan olmaya çalıştım hep. işimde de hayatımda da.
uzun yıllar yurt dışında ülke ülke gezdim. her yerde ülkemi kötülemeden anlatmaya çalıştım yanlış bildiklerini.
şu ada başka bir ülkeye yerleştim kalıcı olarak yada gittiği yere kadar. bir ayağım yine memlekette. ve hala devam ediyorum vatanı sevmeye. herşeye rağmen.

kilimi kipirdatmam