yedi numara dizisi replikleri

vahit – “bana şööle fırında nar gibi kızarmış davuk taklidi yapabülü müsünüz?”
cansu – “onu yapamam; ama istersen tavşan taklidi yapabilirim.”
vahit – “olur olur. recep sen de turşu ol

amanın mor koyun! me! meler gelir
amanın dağları! de! deler gelir.

-oğlan olursa sana benzeyecek ben biliyom. senin gibi haşmetli, senin gibi asaletli, senin gibi sıcacık... göğümde iki güneş parlayacak: bi sen, bi de o. pantollar, mintanlar dikecem ona. elinden tutup okullara götürecem. masallar anlatacam. öğütler verecem. uyurken yüzünü seyredicem. yüzünde ikimize bakacam. yirmi yıllık sevdamızı görecem. o yaşadıkça vahitle zeliha da yaşayacak.

+kız olursa sana benzeyecek. keklik sekişli, tatlı dilli, sürmeli... benim de iki kadınım, iki sevdam olacak: bi sen, bi o. anası gibi kıvır saçlarıyla oynayacam. baba dedikçe bin baba olup uçucam yanına. geceleri senin koynundan kaçıp benim koynuma gelicek. minicik parmaklarını kulağıma sokup uyandırıcak beni. ertesi gün sen kıskanmayasın diye sana çiçekler toplıcaz. gelinlik yaşı gelince damatlara kan kusturucam.
bana uyanıkken tatlı rüyalar gördürdün ya zeliha.. rüyaların en güzeli senin olsun. sen sabah rüyandan uyan ama bırak ben bu rüyadan hiç uyanmayayım.

yusuf güdük – “orası neresi ki gardaşım?”

cansu – “burası kraliçe elizabeth’in gardolabı.”

yusuf güdük – “allah allah, sen kimsin ya?”

cansu – “ben kraliçenin sekreteriyim, not bırakacaksınız sizi banyo küvetine bağlayım.”

yusuf güdük – “ya ne diyon gardaşım, cepten konuşuyom ha bire yazıyor zaten. orada recep ballıoğlu bulur mu aslanım?”

cansu – “ayy üzgünüm, hiç kalmadı. ama buzdolabına bir bakayım. belki bir parça ayırmışlardır.”

- nereye yenge?
+ ay hilali batmadan nöbetçi bir ceviz ağacı bulmaya...

"bağışla mustafa.
kafamla anlıyorum ama yüreğim alev alev.
haklı olsan bile bunu taşıyamayacağımı hissediyorum. kabul etmiş gibi görünüp sonradan acısını senden çıkarmak istemem. bırak, ilişkimiz hatırladığımız gibi güzel kalsın, olur mu?

şşş. lütfen.
seni çok seviyorum.
ama bir abi olarak." *

"kısa yaşadım, müsrüflük oldu."

+ demagoji yapma ayten
- o ne? yeni bir cilt maskesi falan mı?
+ evet özellikle seçim arefelerinde kullanılır. tabii sürenlerin bir yüzü kaldıysa!

"-fazla iddialı buldun. dahası var: iddialı ama güzel budun. ama sen güzel ve iddialı olmaktan hoşlanmazsın. ciddi bir kızsın. ya da en azından öyle olmaktan hoşlanıyorsun.

+nerden anladın?"

"pembe bulutlar, beyaz martılar
kapı önlerinde kediler mırlar
çiçekler açar, kuşlar uçar
bahar gelmiş neyleyim.."

rüya'dan şiir, 44. bölüm.

"bak postacı geliyor selam veriyor
herkes ona bakıyor merak ediyor
çok teşekkür ederim postacı sana
sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında..
ay ne biçim çocuk şarkısı bu ya?"

meryem...

herhalde, galiba, sanırsam.

-armağana bi armagan

yedi numara ulusal kavilleşmesini hatırlıyorum:

dağlar, taşlar, kurtlar, kuşlar, kavlini tutmayanı cadılar dürtüşlerr.

recepin ucuz marketlere gitmek icin otobüse binmeyi yasaklayip 40-50 km. yürümesi ve haydari da yürütüp pestilini cikarmasi,

recebin herhangi birseyi satin alirken önce iskonto isteyip sonra pazarliğa baslamasi,

bunlari izlerken hakkaten sesli kahkaha atiyordum.

“mutluluğun suç,
sevginin aç,
paranın güç,
sahtekarlığın revaçta olduğu,
baş kaldırının başın kurallara uygun kaldırılmadığı gerekçesiyle yasaklandığı,
iyi niyetin ahmaklık,
rüşvetin alışkanlık olarak algılandığı
bir yerde
zeliha yengenin iyileşmesi sadece
şiddet içeren programlar izlememesine,
iki hap yutup,
yarım saat yürümesine mi bakıyor yani?”

eyt'lilerin toplandığı başlık.

aslanım gıralıçam

kim hortlatıyor nan bunu yeter bıhtıh