yılmaz güney

yol filmi ile tanınan insan.

eşinin kafasına meyve koyup ateş edecek kadar insanlıktan çıkmış biri ama bizim soft solcular ona "çirkin kral" lakabını vermiştir. yani siyasi görüşünüz sayesinde her türlü adam kabul edilirsiniz sağcısı solcusu farketmez ama kimse nasıl biri olduğunuza bakmaz.

kendi tanımıyla ''bağımsız birleşik kürdistan'' savunucusu mafya bozuntusu katil bir ... çocuğudur. ek olarak karısını döven bir barzodur. bu barzoyu feministlerin canla başla savunması çok ilginçtir.

fikri ile zikri bir olan insan çok nadirdir. yılmaz güney bunlardan biri değildir.
onun da kendince savunduğu fikirleri savunan herkes yılmaz güney'i de savunacak diye bir şey olmaz. bu basit hataya düşen de olur illa ki.
yılmaz güney'in yaptiklari yüzünden fikrine saldirmak nasil bi mantik hatasi ise, fikrini paylaşanlarin da yılmaz güney'in zikrini savunmasi ayni hata. benim tanıdığım az biraz kendini bilen solcu da feminist de yılmaz güney'in kişiliğini savunmadı.

'kazanacağız, mutlaka kazanacağız' diye bitirdiği bir konuşması vardır hani. zannedersin aslan parçası yek pare halk.
sonra bir de bakarsın o halkın yarısı olan kadına bir davranışı vardır. fikri feodal olan her şeyi yerle bir etmeyi vaad ederken kendisi boğazına kadar feodaldir. yanisi yilmaz guney de baya baya bu topraklardaki 'erkekliği' solur her nefesinde.

ha şimdi ürettiği sanatı konuşmayalım hiç. bazı filmleri boş beleş piyasa filmlerine az biraz toplumsal duyarlilik eklenmesinden ibaretken; sürü, duvar, umut yol gibi türk sinemasının en iyi ürünlerinden bazılarını da yaratmıştır.

bu bi çelişki mi? bence değil. ıyi olana kötü demek manasız. ıyi yapilandan dolayı kötü ye kötü dememek de manasız.

bu tip cok fazla örnek sunulabilir. pablo neruda misal tecavüzcü alçak bir heriftir. şiiri çok iyidir de bu durumunu değiştirmez.

ben şahsen kötü tarafına denk geldiğimi okumam da övmem de.
kalkıp hiç bir yerde yılmaz güney de övmem neruda da övmem. ama deseniz ki neruda'nın şiiri bok gibi, ya da yol bok gibi film. ona da he demem.

büyük kürt yönetmen.

adananın yumurtalık ilçesinde , tartıştığı yumurtalık hakimi sefa mutlu'yu öldürmüş , hapse girmiş ve hapisten kaçıp fransaya sığınmış kişidir kendisi . ek olarak sürekli karısını dövdüğü şiddet bağımlısı olduğu birçok kişi tarafından bilinir
çakma solcuların idolü korkak kral yılmaz güney.

1970'li seneler, sinemaya çirkin kral namıyla damgasını vurduğu seneler. çektiği, yapımcılığını üstlenip oynadığı hatta yönettiği filmlerde her sene ödülleri toplamış, altın koza'da almadık ödül bırakmamış.

bir savcı katili, çakmadan sinemacı, solcu ve genelde doğu kökenlilerin ortamlarda entel görünmek için kullanıldığı çirkin bir put nesnesi. bu kadar tanım bu kötü insan için yeterli.

kürt olması hiçbìrşeyi değiştirmez.ayrıca güzel insandır.umurunuzda olmayacak ,ama,devrimcidir..

her bakımdan kan/cannes/dan beslenmiştir.

samsun'da caddede karısını döven adamı linç eden "devrimci" zihniyet, aynı bkun laciverdi yılmazı tanrılaştırıyor.
kendi kulvarında iyi yönetmendir belki, ama kadın döven karaktersiz bir insandır.. katildir.
"yol"undan giden şerefsiz kahpe yoldaşları da savcı kiraz'ı makamında katletmişlerdi.

bir gün yılmaz güney sevmeyenler ekibi olarak birileriyle buluşalım istiyorum.

bu adamın kahramanlaştırılmasına dayanamıyorum. midem bulanıyor. sinirim zıplıyor.

hayır hakimi öldürme sebebi de yılmaz güney isimli şahıs meskun mahalde tabancasını kullanıyor ve hakim de yapma diyor. hakim %100 haklı. hoş haksız olsa da niye öldürüyorsun adamı?

bir de işin garip yanı hakimin ailesinin demeci ortalıkta pek yok.

bir de yeşilçam, neşet ertaş romantizmi yapmaktan başka bir şey bilmeyen çakma edebiyat dergilerinin kapağında da görüyoruz kendilerini. o dergilere de ayrıca uyuzum da neyse.

ikimiz de dal gibi inceydik. ismail hepimizi, bütün atları geçerdi, hep birinci olurdu. bir gün sonuncu geldiğim atı olduğun çocuk beni dövdü. çok dokunmuştu bu ismail'e. ben ağlıyordum sümüğümü çekerek. çocuklar bırakıp gitmişlerdi bizi. duvarın dibinde, akşamın serinliğinde yalnızdık. ismail gözlerini uzaklara dikmiş bekliyordu; bir daha kimsenin atı olmayalım" dedi. şimdi küçüğüz ama bir gün büyüyeceğiz. işte o zaman kimsenin atı olmayacağız.

hücrem

bizim parasızlıktan kesemediğimiz sakalımız serseriye moda olmuş.
iyiki doğdun çirkin kral..

annemin dedesi duran dedemin hapisten arkadaşıdır. suçsuz yere yıllarca hapis yatan duran dedem, yılmaz güneyle koğuş arkadaşlığı yapmıştır. (duran dedemin üzücü hayat hikayesi dinleyenleri duygulandırır.)

rahmetli amcamla ulucanlar cezaevinde yatmış sinemacı.
bu adama olan hayranlığını dile getiren, yere göğe sığdıramayan cihangir kişilerini anlayamıyorum. aynı kişiler cumhuriyet, atatürkçülük, kadın hakları savunuculuğu söylemlerinde de bulunur. eski eşi nebahat çehre ve tuncel kurtiz ile olan anısını bir okuyun isterseniz. ayrıca bu adam kürdistan savunuculuğu da yapar. ya samimiyetsizsiniz ya da bilgisiz. bilmiyor olmak ayıp değil o öğrenilir de samimiyetsiz olmanız tiksinç doğrusu.

sırf komünist olduğu için pislikleri görmezden gelinen vandal herif. çocukluğundan beri kavga, dövüş zaten default... hamile karısına dayak, nebahat çehre'nin kafasına bardak koyup gerçek silahla ateş, üstüne nebahat çehre'yi arabayla ez, yetmedi 16 yaşındaki kızla emri vaki evlen, gazinoda içip azıt, sağa sola ateş et, seni uyaran hakimin kafasına sık, ertesi gün suçu yeğeninin üzerine at, bütün şahitleri tehdit et, yalancı şahitlerle "karıma asıldı" yalanını yay, yine de çapraz sorguda patates olup hapse gir, komünist yoldaşların yardımıyla hapisten kaç, sen hapisteyken yol filmini çeken şerif gören'den filmi alıp fransa'ya git, çekmediğin filmin ödülü alıp sahiplen, fransa'nın fonlamasıyla türkiye'yi kötüleyen film çek, öcalan ile görüş, pkk'yı öv, kürdistan için kürtleri silahlı mücadaleye kışkırt, sonra geber git...

tebrikler... artık faşizme karşı dik duran entelektüel bir yönetmensin... tüm bunlar için türk halkının sana daha yıllarca "çirkin kral" diye saygı duyacağından şüphen olmasın...

sırf sol görüşlü olduğu için kendisine düşmanlık beslenen, bu topraklardan çıkmış değerli bir yönetmen, oyuncu ve sanatçıdır. işlerine gelince sanatı dışında her şeyi nefret etmek için malzeme yapanlara şunu hatırlatayım.



madem sanatı dışında bazı şeyleri konuşmak istiyorsunuz bunu konuşun.


*

bir kaç gün önce vibio kanalı yılmaz güneyle ilgili bir video paylaştı. bir güzellemeler, bir hayranlıklar falan. tabi yeni kuşak pek bilmez ya sevdirelim bu adamı dediler.

sonra bir süredir takip ettiğim ve sosyal medyada her konuda doğruları söyleyebilen çekinmeyen ve son zamanlarda ülke gündemine düşen skandalları ( belediyelerin insan kaçırması gibi ) ortaya çıkaran twitter kullanıcısı erlik vibionun videosu ile ilgili asıl yılmaz güneyi anlattığı bir video paylaştı. buradan bunun üstüne vibio videoyu kaldırdı.

bunlar gibilerine fırsat vermeyen erlik'e teşekkür etmek gerek.

ali ismail korkmaz öldüren fırıncılar da çok güzel ekmek yapıyordu (farz-ı mahal) bizim bir çiğköfteci var son dərəcə ləzzətli dürümler hazırlıyor, ama karısının başına ayzberg marul koyup ateş etmiş. onu da övecek misin? kişizade önce insan olacak. ötesine sonra bakarız.