yusuf güney'in astral seyahat ile uzaya gidişi

nejat uygur'un tiyatro oyunlarından birindeki (cibali karakoluydu yanılmıyorsam) "ohohoo! o da bi şey mi ben içince paşa oluyom" repliğini akla getiren hadisedir

bir dakika ya geçen gün ben de astral seyahatteydim hiç kimseyi görmedim.
yalan söylüyor. gerçekten astral seyahatte olsaydı kesin görürdüm onu.

keşke kalsaydı

geçen gencin biri nihat hatipogluna soruyor hocam astral seyehat ile hacca gitsem kabul olur mu diye,gülsek mi ağlasak mi bilemedim.saçma salak bir kaosun içinde gibiyiz.

anlaşılan yusuf güney youtube'daki parapsikoloji kanallarına baya sarmış.

senin yaptığın en iyi seyahat rafet el roman'ı bulmaktı.

bazen ünlüler unutulmamak amaçlı, son albümü tutmadıysa veya yeni albüm çıkaracaksa böyle saçmalıklar yapıyorlar. ikinci yapacağı şey ise feyk sevgili yapıp haftalarca ekranlarda görünecek, sonra bir anda ayrılacak falan. boş işler müdürlerinden biri.

ulan daha demin evdeydim. kim götürdü lan beni uzaya.

(bkz: methamphetamine)

namık kemalin olduğu söylenen bir söz var. bana o sözü hatırlatan açıklamalar.

burnuna pudra şekeri mi kaçtı acaba diye düşündürmüştür.

malum parti destekçisi, pudra şekeri olarak ne kullanıyor acaba.

"mabadı açıkta kalmış cereyan kapmış.." dedirten bir başlıktır..

adamın dünya üzerinde geçirdiği süre astral seyahatten kısa...
yemiyor içmiyor seyahat ediyor..

ben de astral seyahate çıkarım sık sık.
ne zaman çıksam yusuf ile karşılaşırım...
orda tanışmıştık. telefonunu vermişti. dönüşte ara demişti. dünyaya döndükten sonra aradım.
açan kimdi bilin bakalım...

yusuf ülkeleri pek gezmiyor. onun mekanı ay...
yıldızlara vize alamıyorum hacı. engelliyorlar diyor.
dedim ki, hacı engelleyen yok bizi. o kadarına gücümüz yetmiyor sadece...
ikna olmuyor tabii.
yok abi, mutlaka engelleyen bir güç var bizi diyor. öyle inandırmış kendini...

keşke biri bana da öğretse astral seyahate çıkmayı. gerçek dünyaya hiç dönmez arafta kalırdım.

evet geldi. satürn'den geçerken ki o arada biz satürn'ün halkasında yaza veda partisi yapıyorduk, o da mars'a geçiyordu bir anlık gördük el salladık. bize şarkı söyledi canlı canlı.

yusuf güney e kefil değilim, fakat cia in `stargate project ` projesinde psişik olarak tabir edilen, astral seyahat yapabilen kişileri kullandığı istihbarat görevleri `freedom of information act` kapsamında geçmişte yayınlanmıştır. konuyla alakası olanlardan birisi de nisan 1973 teki jüpiter araştırması (bkz: probe of planet jupiter).

bu konuda ahkam kesmeden önce şöyle düşünün,
bulunduğunuz yerde radyo dalgaları, wireless dalgaları, bluetooth ... tüm bunlar var ve bir yerden bir yere hareket ediyor, duvarların içinden geçerek. biz insanlar bu dalgaları göremiyoruz hissedemiyoruz diye bunlar yok demek olmuyor.

bizim "gerçeklik" olarak algıladığımız frekans aralığı,
burayı iyi okuyun,
ölçülebilir frekans spektrumunun yüzde 1i
bir de ölçemediğimiz var.

rapora dönecek olursak 2 ilginç şey

- iki psişiğin jüpiter e ilişkin aktardıkları arasındaki benzerlikler
(rüzgar fırtınası, inanılmaz büyüklükte düz yüzeyler, devasa dağ, manyetik fırtına, gümüş iğne görünümlü şekiller, su birikintisi)

- aralık 1973 pioneer 10 uzay aracından gelen bilgilerin ve bugün jüpitere ilişkin bilgilerimizin psişikleri doğrulaması





www.cia.gov/readingroom/doc...

olmaz öyle saçma şey.

astral'dan ziyade "ass troll" bir değerde açıklamadır, telaffuz problemi nedeniyle yanlış anlaşılmıştır da yusuf güney kim.?

yusuf güney'in açıklamalarına şöyle bir boyut katmak istiyorum, gerçi bazı insanlar yine anlamayacaklar ama. genel olarak insanlık tarihinde şöyle bir durum vardır, biz insanlar eğer bir durumu kavrayamıyorsak, anlayamıyorsak, o duruma inananı bir şekilde delilik ile açıklarız. zamanında dünya yuvarlaıktır diyen insana yapılanlar gibi, yahut genel olarak bilim çağında mükemmel icatlara sahip olan insanların çevresinden aldıkları tepkiler gibi düşünebiliriz bu durumu.

yusuf güney astral seyahate çıkıyor yahut çıkmıyor, bunu net olarak kanıtlayamayız, var veya yok, evet ya da hayır. ama e güzel insanlar, bu klasik cümle başlangıcını yapmayı pek sevmem ama, yıl olmuş 2024, teknolojik anlamda sürekli ilerliyoruz, her gün yeni yeni şeyler keşfediliyor. yani halen anlamlandıramadığımız şeyleri delilikle açıklamak ne kadar mantıklı yahu? yani o insan görebiliyor belki ve siz göremiyorsunuz, belki de olay bu kadar basit yani. çok da abartmamak gerek bazen olayları yahu sen o adamın gördüğünü göremeyebilirsin, tamam, bunu net şekilde belli ediyorsun zaten. fakat neden sürekli yok delirmiş, yok şöyle olmuş böyle olmuş diyorsun ki. bu genel olarak tarihten beri gelen insanlık anlayışı ile ilgili yani. din haricinde insanlar hep anlamlandıramadığı şeyleri delilik ile yaftalamışlardır. dine laf yok ama değil mi. güzel insanlık hep çelişkilerle dolu.

saygılarımla.