z kuşağının kendini çok değerli görmesi

şimdi şurada yazılanları okuyorum da z kuşağı in söylenenleri sonra kendime bakıyorum benim yaşımda ben ne yapıyorsam onları yapıyorlar ne bekliyorsunuz ki? evreni yerinden mi oynasınlar?

yani her kuşağın kendi mekanikleri var siz bunu anlamıyorsanız onlar ne yapsın? mesela bak 23 yaşında bir çalışanım var burada mırın kırın ağlayan benim kuşaktan pek çok elemandan daha sağlam çocuktur. nesiller değil insanları yaratan şartlar.

sigara paketi kayboldu diye anksiyete geçiren z kuşağına sallıyor.

(bkz: yeni kuşaklar dejenere geyiği)

antik roma'da bile bu "geyik" varmış arkadaşlar. sümerlerde dahi varmış galiba hatta.

her kuşağın "sıradan" bireyleri olur ve "fark yaratan" bireyleri olur.

ben z kuşağı bireylerinin kendilerini değerli gördüklerine dair ifadelerinden ziyade onlara gömen y kuşaklarına rastlıyorum daha çok. ben de y kuşağına dahilim. gerçi 9 hafta falan önce doğsaymışım x kuşağından olacak imişim. biz y kuşağındakiler de siyah kuşak sahibi master dövüşçüler sayılmayız hani. *

z kuşağı gelmiş geçmiş en ahmak ve ahmak olduğunun da farkında olmayan bir kuşaktır. inanın düğünde geline bağlanan kuşak daha kıymetlidir.

çok doğru görüyorsun sevgili z kuşağı.

henüz topluma üst kuşaklarınız kadar zarar vermemiş olmanız da bizlerin gözündeki değerinizi daha da artırıyor.

miras aldığınız toplumda yaşamaya çalışıyorsunuz siz de bizler gibi ve biz de sizler gibi değerli miyiz yoksa değersiz miyiz diye hep sorguladık.
buna sebep olan üst kuşaklarımız ise genel kapsamda çok daha az sorgulama içerisindelerdi. şanslıydım, değer verdiğim üst kuşaklarımdan destekleyici ve değişime açık insanlar tanıdım.

kimimiz öğrendiğimiz bu negatif yöndeki sorgulatıcı mirası devam ettirirken kimimiz ben yaşadım, asla yaşatmayacağım ilkesini benimsedi. ben bu ilkeyi benimseyen taraftayım ve bu taraf çok daha huzurlu.

bilmemiz gereken en önemli şey ise değişimin kaçınılmaz oluşudur.

ister ayak uydurursun, ister savaşırsın ancak bu savaşın kazananı hiçbir zaman olmayacak.

çok seviyorum bu kuşağı. iki minak yeğenim de bu kuşaktan. ancak politik bilinçleri çok zayıf, örgütlülükten çok uzaklar, kendilerine güveniyorlar ama okumuyorlar. bu değer duygusu da her şeyi bilme özgüveninden ileri geliyor. evet değerliler ama bu iktidar sizin geleceğinizi çalıyor. o yüzden harekete geçmeniz gerekli.

atatürk' ün de dediği gibi tüm ümidim gençliktedir.

90 ların ezilen nesli tarafından "çok değerlisin,sen çok kıymetlisin,önce kendin"diyerek büyütülen çocuklarının kazandığı kişilik bozukluğudur ve olan olmuştur artık bu kuşağın düzelebilme gibi bir durumu yoktur.

her kuşak kendi haricindeki kuşakları ezikleyip kendilerini yüceltir zaten. 80'ler için de geçerli, 90'lar için de. z kuşağı olmak için fersah fersah büyük olsam da bu konuda haklarını yedirmemek gerekiyor

z kuşağı ne halt etsin?
bizim büyüklerimiz içinden geçti memleketin. biz de becerip düze çıkaramadık. şimdi şu bitmiş ülkede şu çocuklara yüklenmeye utanır insan. sadece üzülüyorum onlara, yazık oldu gariplere de bize de.
değerlisiniz minnoşlarım, bu ülkede hala gülebiliyor nefes alabiliyorsanız ne âlâ.
keşke size güzel günler, güneşli günler verebilseydik.

z kuşağı iyidir ya. niye bu kadar sallanıyor ben de anlamıyorum. z kuşağının da soruarı var elbette ama onun kabahatlisi yine z kuşağı değil.

dünya değişiyor. ben gençken sakalı saçı ağarmış, bilgisayar oyunu konuşan insanlar yoktu. sadece z kuşağı değil, diğer kuşaklar da değişti. z kuşağına sallamak biraz "vurun abalıya" durumuna dönüştü. z kuşağına sallıyoruz ama tiktok'taki teyzeler z kuşağı mı?

zaten çocuklar bizim gibi gezip tozamıyor, ekonomi olmuş ebesinin hörekesi. internette bir iki geyik yaptılar diye bu kadar yüklenmek saçma. z kuşağında benim de sevmediğim şeyler var elbette. fakat bununla barışmak lazım.