üst komşuya söylemek istenen şeyler
hiç büyümeyen çocuk mu yaptın allahsız karı.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ses tonları
şuraya şarkı söyleyip atsam, ses güzelliği konusunda hristiyan'la yarışırım. onu tahtından etmemek için, sadece dinleyicisi olduğum başlık.
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
sınıfta uzun eşek oynarken pantolonumun dikişlerinin patlaması. daha da kötüsü terzi için izin almaya gittiğimde nöbetçi öğretmenin bakayım bi' deyip bakarken kahkaha atması.
devamını gör...
çocukken inanılmaz kıymetli olan şeyler
bayram harçlıklarıyla alınan abur cubur. özellikle magnum dondurma.
devamını gör...
tanımadığınız bir şahsın aniden pardon bakar mısınız demesi
en son otobüste bir kadın saç rengimi çok beğendiği için yanıma gelmişti, kendisi beyaz tenli ve kızıl saçlı, bende esmer kızıl saçlı olmama rağmen saç rengimin çok güzel olduğunu ve bana çok yakıştığını söylemek istemiş, kuaförümü sordu, birde vapurda bir kadın turist, arkamdan yetişerek, ben koşar adım yürüyordum çünkü, yine omzuma dokunup bana çat pat türkçesiyle saçlarınız çok güzel, harika filan demişti, genelde kadınlar bir şekilde yanıma gelip ayakkabımı, kıyafetimi, saçımı, parfümümü makyaj malzememi, soracak kadar merak ediyorlar. bende yalnızlığı ve özgürlüğü o kadar sevdiğim halde, en sevdiğim şey kahvemi alıp çarşı pazar eskici antikacı gezmektir ama, dışarı çıktığım andan itibaren artist muamelesi görüyorum resmen, sanki ünlü görmüş gibi şaşırıyorlar, tamam iri yapılıyım ama benden daha büyük cisimler var, 1,70 boyunda standart bir insanım yani, bi rahat rahat gezemiyorum.
devamını gör...
çağımızın hastalığı
linç kültürü ve tahammülsüzlük.
devamını gör...
moderasyona soru sor
@iko istediğim özellik ne zaman gelecek? *
devamını gör...
attila ilhan
türk edebiyatının, aşkı en iyi anlatan ve aşkın çelişkilerle bezeli yönünü en iyi aktaran şairlerinden bir tanesidir. bana göre atilla ilhan bu konuda en iyisidir. aşka çoğu duygu içkindir, özlem, kıskançlık, öfke ve zaman zaman nefret. onun için gerçekten aşık olan biri, stabil bir ruh halinde olamaz ve bütünlüklü bir benliği karşısındaki insana yansıtamaz. bir gün onunla tekrar bir araya gelebilmek için her şeyini vermeye razıyken, bir diğer gün ise kendisini “kötü, karanlık, çirkin” biri olarak tanıtabilir. genellikle aşk ve delilik arasında kurulan ilişki de böyle bir durumdan neşet etmektedir ve aşık insanın ruh dalgalanmalarına işaret etmektedir. takdir edersiniz ki, kuvvetli bir duygu stabil bir şekilde yaşanamaz, ölçüsüz, ayarsız ve tekinsizdir. tıpkı atilla ilhan şiirlerinde olduğu üzere.
“aysel git başımdan ben sana göre değilim” diye başlayan şiiri, “aysel git başımdan seni seviyorum” diye biter, “vurdun kanıma girdin itirazım var” mısrasıyla başlayan şiiri “vurdun kanıma girdin kabulümsün” itirafıyla sonlanır. atilla ilhanın şiirlerinde hep kendisiyle savaşan bir adam vardır ve kendisini hiçbir zaman ötekinin benliğinde eritmeyen bir insanın portresini sunar bize. ötekiyle arasındaki mesafenin farkında olan ve kendisini o mesafeye konumlandırarak, farklı duygular arasında gidip gelen bir insanın haykırışlarını dinleriz. mesafe sadece fiziksel uzaklık demek değildir, mesafe bazen de aşk duygusunun neşet ettiği kaosun alanıdır. kişi kendisini ötekinin benliğinde eritmeye çalışınca, güvenli sular aşk olarak telakki ediliyor. bize güven veren insanla yaşadığımız, riskten ve belirsizlikten uzak ilişkiyi aşk sanıyoruz.
“mademki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin, onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum.” diyor ya hüznün şairi. yani âşık olmak bazen o kalbi kazanmayı değil, yıkmayı da içerir. insan çelişik duyguların altında ezilirken kendine bir çıkış ararken o kalbi de parçalayabilir. ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu bilen biri, o kişinin salt varlığını sever, o kişinin şahsında kendisini değil. bir insanın tinsel derinliği de çelişik duygularından anlaşılmaz mı zaten? tinsel derinlik farklı uçlarda salınmayı içerimlemez mi? hem öfkeyi hem pişmanlığı hem özlemi hem aşkı aynı anda hissetmek demek değil midir ruhsal derinlik. tinsel bir derinlik olmadan, gerçek bir aşk yaşanabilir mi?
modern insanın en büyük yanılgısı, aşkı tekinsizlikten, belirsizlikten, çelişkilerden azade kılmaya ve salt hoşnutluğa indirgemeye çalışmasıdır. belki de modern insanın güvenli suları aşk sanmasına tepki olarak tekrar ve tekrar atilla ilhanı okumak lazım. aşkın sadece iyilik ve sevgi pıtırcıklığı olmadığını, karanlık yönleri de içerimlediğini anlamak için onun şiirlerini okumak lazım. ve belki de ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu idrak edebilmek ve aşkın yanımızda olanın varlığını değil, bizatihi onun varlığını sevmek olduğunu anlamak için hüznün şairini okumak lazım.
“aysel git başımdan ben sana göre değilim” diye başlayan şiiri, “aysel git başımdan seni seviyorum” diye biter, “vurdun kanıma girdin itirazım var” mısrasıyla başlayan şiiri “vurdun kanıma girdin kabulümsün” itirafıyla sonlanır. atilla ilhanın şiirlerinde hep kendisiyle savaşan bir adam vardır ve kendisini hiçbir zaman ötekinin benliğinde eritmeyen bir insanın portresini sunar bize. ötekiyle arasındaki mesafenin farkında olan ve kendisini o mesafeye konumlandırarak, farklı duygular arasında gidip gelen bir insanın haykırışlarını dinleriz. mesafe sadece fiziksel uzaklık demek değildir, mesafe bazen de aşk duygusunun neşet ettiği kaosun alanıdır. kişi kendisini ötekinin benliğinde eritmeye çalışınca, güvenli sular aşk olarak telakki ediliyor. bize güven veren insanla yaşadığımız, riskten ve belirsizlikten uzak ilişkiyi aşk sanıyoruz.
“mademki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin, onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum.” diyor ya hüznün şairi. yani âşık olmak bazen o kalbi kazanmayı değil, yıkmayı da içerir. insan çelişik duyguların altında ezilirken kendine bir çıkış ararken o kalbi de parçalayabilir. ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu bilen biri, o kişinin salt varlığını sever, o kişinin şahsında kendisini değil. bir insanın tinsel derinliği de çelişik duygularından anlaşılmaz mı zaten? tinsel derinlik farklı uçlarda salınmayı içerimlemez mi? hem öfkeyi hem pişmanlığı hem özlemi hem aşkı aynı anda hissetmek demek değil midir ruhsal derinlik. tinsel bir derinlik olmadan, gerçek bir aşk yaşanabilir mi?
modern insanın en büyük yanılgısı, aşkı tekinsizlikten, belirsizlikten, çelişkilerden azade kılmaya ve salt hoşnutluğa indirgemeye çalışmasıdır. belki de modern insanın güvenli suları aşk sanmasına tepki olarak tekrar ve tekrar atilla ilhanı okumak lazım. aşkın sadece iyilik ve sevgi pıtırcıklığı olmadığını, karanlık yönleri de içerimlediğini anlamak için onun şiirlerini okumak lazım. ve belki de ayrılığın da sevdaya dahil olduğunu idrak edebilmek ve aşkın yanımızda olanın varlığını değil, bizatihi onun varlığını sevmek olduğunu anlamak için hüznün şairini okumak lazım.
devamını gör...
spotify
rakibi olan apple music’in kayıpsız ses ve dolby atmos desteğini ek ücrete tabi tutmadan sunduğunu (ve öğrenci ücretinin az da olsa düşük olduğu) göz önünde bulundurarak geçiş yaptıktan sonra iki uygulamayı da detaylı bir şekilde karşılaştırma şansı buldum ve deneyimlerimi paylaşmak isterim. (bu nedenle entryim sadece spotify’ı odağını alan değil karşılaştırma gibi olacak)
öncelikle spotify hemen hemen bir seneye apple music’i ise bir aya yakındır kullandığımı belirterek başlamak istiyorum.
genel olarak kullanıcı arayüzünü değerlendirdiğimde (alışkanlıktan da olabilir) spotify’ın daha kullanışlı ve kullanıcı dostu olduğunu söyleyebilirim ayrıca sanki spotify yeni müzik bulma ve müzikle etkileşim konusunda bir tık daha önde. ancak apple music’in şarkı sözlerini genius gibi parça parça vermektense tam olarak şarkıyla senkron halinde göstermesi benim gözümde büyük bir artı.(malum apple’ın shazam’ı satın alması sonrası beklenilen bir özellikti)
ses kalitesini karşılaştırmaya geldiğimizde ise apple music’in sunduğu 24-bit/192khz’e kadar kayıpsız ses özelliği spotify’ın henüz plot uygulama olarak sadece seçilmiş bazı üyelerine sunduğu benzer kayıpsız ses (büyük ihtimalle yeni bir üyelik seviyesi olarak gelecek tidal, deezer gibi) özelliğine göre çok daha gerçek ve kullanılabilir durumda, unutmadan kulaküstü kablolu kulaklıkla dinlediğimi ve henüz standart bluetooth codeclerinin (ldac ve muadilleri hariç) desteklemediğini bu nedenle sizlerin de iki servis arasında değerlendirme yaparken bu durumu göz önünde bulundurmanız gerektiğini söyleyeyim. ayrıca dolby atmos’u destekleyen parçalarda (özellikle rock, caz ve klasik kategorilerinde) gerçekten farklı bir deneyim sunduğunu da söylemeden geçmeyeyim, enstrümanları çevrenizi saracak bir biçimde deneyimlemek maalesef spotify’ın henüz sunamadığı bir özellik.
sonradan hatırlama editi: apple music üzerinden aynı zamanda konser ve çeşitli videolara ulaşabiliyorsunuz, spotify’da henüz böyle bir özellik mevcut değil.
cihaz desteğine geldiğimizde ise her ne kadar apple music android ve windows üzerinde bulunsa da spotify kesinlikle cihaz desteğinde hem daha kapsayıcı hem de tüm cihazların birinde çalınan müziğe eşitleniyor olması gerçekten muazzam. (apple tarafında benzer özellik mevcutsa değerli yazarlarımızın mesajlarını bekliyorum)
diğer önemli gördüğüm bir konu ise uygulamaların öneri algoritmaları ki bence bu konuda da spotify fazlasıyla önde, zevkinizle uyuşan ancak dinlemediğiniz parçaları bulmak, gerek günlük listeleri gerek şarkıcılara göre yapılan listeleri (benzer öneri listelemeleri apple music’de de var ancak spotify’ın çok daha nokta atışı olduğunu söyleyebilirim) spotify’ı öne taşıyan özellikler arasında. ayrıca son güncellemesiyle gelen arkadaşlarınızla dinleme zevkinize göre algoritmik olarak oluşturulmuş dinleme listeleri olan blend listeleri de bence spotify’ı ön çıkaran özelliklerden.
podcastlerden de kısaca bahsederek bitirmek istiyorum, spotify’ın uygulama içinde podcastleri sunması bana göre hem podcast kültürünün yaygınlaşmasını hem de podcastlere ulaşmayı kolaylaştırıyor ancak apple tarafında ayrıca podcast’ler uygulamasını indirmeniz gerekiyor bu da atılması gereken ayrı bir adım oluşturuyor.
iki servis de gayet kullanışlı, kullandığınız cihazlara ve bir müzik uygulamasından beklentinize göre seçeceğiniz iki servis de sizleri üzmez beklentinizi fazlasıyla karşılar. 7/24 müzikli ve sanatlı günler diliyorum.
öncelikle spotify hemen hemen bir seneye apple music’i ise bir aya yakındır kullandığımı belirterek başlamak istiyorum.
genel olarak kullanıcı arayüzünü değerlendirdiğimde (alışkanlıktan da olabilir) spotify’ın daha kullanışlı ve kullanıcı dostu olduğunu söyleyebilirim ayrıca sanki spotify yeni müzik bulma ve müzikle etkileşim konusunda bir tık daha önde. ancak apple music’in şarkı sözlerini genius gibi parça parça vermektense tam olarak şarkıyla senkron halinde göstermesi benim gözümde büyük bir artı.(malum apple’ın shazam’ı satın alması sonrası beklenilen bir özellikti)
ses kalitesini karşılaştırmaya geldiğimizde ise apple music’in sunduğu 24-bit/192khz’e kadar kayıpsız ses özelliği spotify’ın henüz plot uygulama olarak sadece seçilmiş bazı üyelerine sunduğu benzer kayıpsız ses (büyük ihtimalle yeni bir üyelik seviyesi olarak gelecek tidal, deezer gibi) özelliğine göre çok daha gerçek ve kullanılabilir durumda, unutmadan kulaküstü kablolu kulaklıkla dinlediğimi ve henüz standart bluetooth codeclerinin (ldac ve muadilleri hariç) desteklemediğini bu nedenle sizlerin de iki servis arasında değerlendirme yaparken bu durumu göz önünde bulundurmanız gerektiğini söyleyeyim. ayrıca dolby atmos’u destekleyen parçalarda (özellikle rock, caz ve klasik kategorilerinde) gerçekten farklı bir deneyim sunduğunu da söylemeden geçmeyeyim, enstrümanları çevrenizi saracak bir biçimde deneyimlemek maalesef spotify’ın henüz sunamadığı bir özellik.
sonradan hatırlama editi: apple music üzerinden aynı zamanda konser ve çeşitli videolara ulaşabiliyorsunuz, spotify’da henüz böyle bir özellik mevcut değil.
cihaz desteğine geldiğimizde ise her ne kadar apple music android ve windows üzerinde bulunsa da spotify kesinlikle cihaz desteğinde hem daha kapsayıcı hem de tüm cihazların birinde çalınan müziğe eşitleniyor olması gerçekten muazzam. (apple tarafında benzer özellik mevcutsa değerli yazarlarımızın mesajlarını bekliyorum)
diğer önemli gördüğüm bir konu ise uygulamaların öneri algoritmaları ki bence bu konuda da spotify fazlasıyla önde, zevkinizle uyuşan ancak dinlemediğiniz parçaları bulmak, gerek günlük listeleri gerek şarkıcılara göre yapılan listeleri (benzer öneri listelemeleri apple music’de de var ancak spotify’ın çok daha nokta atışı olduğunu söyleyebilirim) spotify’ı öne taşıyan özellikler arasında. ayrıca son güncellemesiyle gelen arkadaşlarınızla dinleme zevkinize göre algoritmik olarak oluşturulmuş dinleme listeleri olan blend listeleri de bence spotify’ı ön çıkaran özelliklerden.
podcastlerden de kısaca bahsederek bitirmek istiyorum, spotify’ın uygulama içinde podcastleri sunması bana göre hem podcast kültürünün yaygınlaşmasını hem de podcastlere ulaşmayı kolaylaştırıyor ancak apple tarafında ayrıca podcast’ler uygulamasını indirmeniz gerekiyor bu da atılması gereken ayrı bir adım oluşturuyor.
iki servis de gayet kullanışlı, kullandığınız cihazlara ve bir müzik uygulamasından beklentinize göre seçeceğiniz iki servis de sizleri üzmez beklentinizi fazlasıyla karşılar. 7/24 müzikli ve sanatlı günler diliyorum.
devamını gör...
normal sözlük güvenlik açığı iddiası
sabah iş yerinde yazılımcıdan duyduğu terimlere ekleme yapıp paylaşmış birinin iddiası gibi duruyor.
itiraf etmek gerekirse bugüne kadar sakladık ama artık söyleme zamanı geldi; bir açığımız var o da kapımızdır ve herkese açıktır oradan rahatça giriş yapılabilir.
itiraf etmek gerekirse bugüne kadar sakladık ama artık söyleme zamanı geldi; bir açığımız var o da kapımızdır ve herkese açıktır oradan rahatça giriş yapılabilir.
devamını gör...
üstünde ne var sorusu
yılların çilesi var.
devamını gör...
behzat ç.
türkiye'de, dönemin siyasi, sosyolojik, psikolojik sorunlarına cesurca değinen yıllar geçse de anlamını kaybetmeyecek dizi. blutv'de yayınlanan yeni versiyonunu şahsen beğenmediğimi söyleyebilirim, erdal beşikçioğlu'da beğenmemiş olacak ki proje iptal edildi.
--! spoiler !--
ben bi kadın sevdim.
savcıydı mına koym. keşke savcı olmasaydı.ya da savcı olsaydı ne bileyim
bu kadar idealist bi savcı olmasaydı keşke…
burda olsaydı, bana sarılsaydı…
uyurken ben ona pek sarılmazdım ha. onun sarılmasını isterdim.
o böyle sarıldığı zaman, beni sevdiğini hissederdim. bazı akşamlar böyle
hava soğuk olduğu zaman, ben ondan önce yatağa girerdim, öyle üstümü
örterdim ama ayaklarımı örtmezdim lan. sonra o gelirdi bakardı bana, ilk önce
ayaklarımı örterdi benim. çok hoşuma giderdi be. ben böyle numaralar
çekecek adam falan değildim ama, yapıyordum işte.
esra varken yapıyodum işte.
--! spoiler !--
--! spoiler !--
ben bi kadın sevdim.
savcıydı mına koym. keşke savcı olmasaydı.ya da savcı olsaydı ne bileyim
bu kadar idealist bi savcı olmasaydı keşke…
burda olsaydı, bana sarılsaydı…
uyurken ben ona pek sarılmazdım ha. onun sarılmasını isterdim.
o böyle sarıldığı zaman, beni sevdiğini hissederdim. bazı akşamlar böyle
hava soğuk olduğu zaman, ben ondan önce yatağa girerdim, öyle üstümü
örterdim ama ayaklarımı örtmezdim lan. sonra o gelirdi bakardı bana, ilk önce
ayaklarımı örterdi benim. çok hoşuma giderdi be. ben böyle numaralar
çekecek adam falan değildim ama, yapıyordum işte.
esra varken yapıyodum işte.
--! spoiler !--
devamını gör...
ingilizce deyimler
ingilizce deyimlerin paylaşılacağı başlık.
en bilinenlerden başlayalım.
raining cats and dogs: bardaktan boşanırcasına yağmur yağması
every cloud has a silver lining: her işte bir hayır vardır (her bulutun gümüş bir kaplaması vardır)
hit the books: çok çalışmak, ineklemek
on thin ice: riske girmek, tehlikede olmak, kötü bir olayın olmak üzere olması
in the red: borç içinde olmak
en bilinenlerden başlayalım.
raining cats and dogs: bardaktan boşanırcasına yağmur yağması
every cloud has a silver lining: her işte bir hayır vardır (her bulutun gümüş bir kaplaması vardır)
hit the books: çok çalışmak, ineklemek
on thin ice: riske girmek, tehlikede olmak, kötü bir olayın olmak üzere olması
in the red: borç içinde olmak
devamını gör...
aioi köprüsü
japonya'nın hiroşima kentinde "t" şeklinde üç yollu alışılmışın dışında bir köprüdür. şekli itibari ile dikkat çeken köprü amerikalılar tarafından atom bombasının atılacağı hedef olarak seçilmiştir. patlamadan sonra ağır hasar görse de yılmayan köprü kırk yıl daha kullanıldı. bir replikası yapıldığında köprüden arta kalanlar barış anıtı parkı kapsamına alındı.

devamını gör...
bu başlıkta kendimizi kandırıyoruz
2021 ekim ayı işsizlik oranı 12.7
devamını gör...
4 kişiyle pazar kahvaltısı yapma şansınız olsa
yalnızlık, çaresizlik, dertler ve ölüm.
devamını gör...