evlilik baskısı

baskıyla yapılan evliliklerin yürüme olasılığı, kişinin kendi iradesiyle seçtiği bir eş adayıyla mutlu olma olasılığından daha azdır. dünya, bir taraftan uzay çağını yaşarken ve bunca teknolojik gelişmelere gebeyken, diğer taraftan da bir yerlerde kendi hayatını kurmaya çalışan bireylere evlilik baskısı yapılması şaşırtıcı bir duruma şahit kılıyor.

baskıyı yapan kişiye baktığınızda kendi mutsuzluğunda sürüklenip giden bunun farkında bile olmayan kişidir . neyi savunduğunu bile bilmez adeta içine çeken kara delikler gibidir .

18 yaşıma girdiğim andan itibaren dedemle ne zaman konuşsak 'ne zaman evleneceksin? çok geç kalmadın mı? bizim köyde biri vardı..' vs sözleri

annemin derdi dünyalara bedel... "ona göre" evde kaldim diye* kadın oyle bir saçmaliyor ki ; ne siz sorun, ne ben anlatayım.
geçen sene çocukluk arkadaşım demet evlendi. demet, ortalamanın altında güzelligi olan bütün çocukluğu ve genç kızığında erkeklerle duvar diplerinde çömelerek içki, sigara ve bonzai içerek geçen ,tabiri caizse dişi arizona kertenkelesi bir kızdı. (bir ara, kafası güzelken birini yaralayıp hapse bile girdi.)
annem demet'in düğününe gittikten sonra bir ay susmadan söylendi." o bile evlendi ,bu evde kaldi."diye.
.....

demet geçenlerde doğum yapmış, annemler de hayırlı olsuna gittiler.* bir ara demet'in kollarındaki bileğinden omuzuna varan jilet izlerini görmüşler. annemi tutabilene aşk olsun. beni dakika başı dürtüp söyleniyor.
-o tiple, o halde ,o kız bile evlendi çocuk yaptı. sen başımıza kaldın!
dayanamadim sordum artık:
+ anne istersen ben de jiletleyeyim kendimi?
-bırak bırak, kalsın! onu ben dedikten sonra yapacaksan, hic yapma!
+...!!*
ulen demet yaktın başımı....

arkadaş çevremin tek tek nişanlanması ve ailemin mezun olup işe girdiğim an evleneceğim gözüyle bakması bu baskıyı hissettiriyor. daha geçen gün annemin '3 yıl sonra elinde bebeğinle gelirsin' demesi kanımı dondurdu. komşu yada çevreden 'hadi hadi sen boşta kalmazsın sen bir işe gir havada kapacaklar seni' demeleri çok sinirlendiriyor. artık evlilik lafı duyunca kaçasım geliyor.

biz yaptık mutsuz olduk ve sizin evlenmeden tek yaşadığınızı görüp daha fazla mutsuz olmak istemiyoruz baskısı.

akademik baskı > evlilik baskısı

thales taktiği uygulayarak kırılabilecek baskıdır.

thales'in annesi -diogenes laeritus'e göre kleobulina- evlenmesi için thales'in başının eti yiyor, yuva kurması için baskı yapıyordu. thales ise her seferinde "daha zamanı değil." diyerek geçiştiriyordu.

aradan geçen yıllar ve thales'in evlenmek için hiç istekli olmaması, annesinin tekrar baskı yapmaya başlamasına ve thales'in de bu sefer "artık zamanı değil." cevabını vermesine yol açmıştı...

thales, güzel bir yöntem bulmuş. bunu kullanalım lütfen.

çevremin ama babannemin özellikle yaptığı - hatta daha bu sabah maruz kaldığım- olaydır. çevremdeki bütün arkadaşlarım ya evlendi ya da evlilik teklifi aldı.benim hayatımda adam yok.. bakınca bazen bana da garip geliyor ama nasiptir bu.

sırf birilerini mutlu etmek için- evlenmek için- evleneceksek, sokak insan kaynıyor zaten.eski insanların ( babannelerimiz- dedelerimiz vb) evliliğe bakış açıları beni korkutuyor.insanın evlenmekten korkması lazım.evlenmemekten değil..

tamam benim için sevgisizlik bu insani dünyada korkulacak hatta acıtacak bir şey( duygusal açıdan)
ama sırf evlenmeyi deneyimlemek içinde evlenilmez yani.. çünkü arkası daha zor.uyumlanamazsanız ve olmazsa, hayat kötü hale gelir.boşuna sinir harabı, stress..


babanneme doktora yapacağımı söylediğimde “ daha ne kadar okuyacaksın? “ dedi.. yani maalesef ki okuyup, kendimi güçlü bir kadın profili haline getirmemdense , evlenmemi daha mantıklı görüyor..işte açıkcası kadınların bu coğrafyada sorunu bu.. ben güçlü bir kadın olabilmek için okuyorum, saygı kazanmak için ama en önemlisi ileride aile kurduğumda, cocuklarıma istedikleri standardı sağlayabilmek, güzel eğitim almalarını sağlamak için.yüksek lisanslı halimle şu ülkede, şuan bir evladım olsa istediği iphone’u alamam.bırakın okuluna göndermeyi..tabi rabbim isterse hiç bir şey engel olamaz ama maddi durum göz önüne almadan dümdüz de evlenilmez.belki yapacağım doktora bile kurtarmayacak çocuklarımı ileride, post-doktoraya çıkacağım.kim bilir?

ayrıca evliliğim yürümezse, gögsümü gere gere çocuklarıma tek bakabileceğim bir statüm ve maaşım olsun isterim.çocuklarımın “ annen ne iş yapıyor? “ dediğinde gururlanarak anlatmasını.eğitilmek için ömür çürütmek en büyük onur’dur.( insani dünyada)
omurgayı dik tutar.

bir kere kadının hala evlilik için baskı görüyor olması yanlış.erkek içinde yanlış fakat kadın için daha baskın bir yanlış çünkü kadın yaşıyla / cinsiyetiyle doğru orantılı istismar ediliyor.

kadına “ niye evlenmediğini” sormak bir kere istismar.her kadın evlenmek zorunda mı? niye evlenmeyen garipseniyor mesela halaa? doğurup yetiştirememek mi? yoksa evlenmemek mi? - hazır olana kadar.


bir kadın sadece kariyer odaklı olabilir, birine bağlanmak istemiyor olabilir vb bir sürü kişisel tercih sebebi ile bunu deneyimlemiyor olabilir..

sırf babanneler 2 göbek atsın, mutlu olsun, düğün olsun diye evlenelim.. peki ama sonra ne olacak? ya yürümezse? boşanma davasında da adliye koridorlarında halay çekerler artık. maksat aksiyon olsun..

son 20 yılda evlenme oranı %20 azalırken, boşanma oranı %47 artış gösterdi. (tüik). türk halkı günden güne fakirleştiriliyor. bu hayat pahalılığında bu enflasyonda çok yuvalar yıkılacak. geçinemeyen evde huzur mutluluk olur mu

kız çocuklarına evlenmek için büyüyecekleri algısını dayatıp , belli bi yaşa gelince en ufak ilişki girişiminde başka boyutlara taşınması..

bana yapamıyorlar diyorum bul yemek yapan ütü yapan brad pitt basayım nikahı yok bulamıyorsan sus.
mantı açan yaprak saran brad pitt vardı da ben mi evlenmedim?

toplumun evli olmayan insanlara başarısız gözüyle bakması durumudur.

evlilik farz değil tercihtir.

yersiz , bayağı , vasat altı baskı.
kurumsal sekse hayır !

"mahalle baskısı "...var bu. türkiye 'de çok yoğun olarak var...almanya'daki türklerde de var. katmerlisi var hem de...adamın alman kız arkadaşı var, "zorla!!" , bayaa zorla, tehditle kızdan ayırıp, türkiye 'den hiç tanımadığı kızla, evlendiriyolar...o, türkiye 'den evlenerek gelen kız, "kayıp insan!!" oluyo, kültür şokunun daniskasını yaşıyo çünkü!!

yanında eşlik eden biri olmadan, sokağa çıkamıyo, almanca bilmiyo çünkü!! kendini eve kapatıyo, çaktırmıyo ama depresyonun dibine vuruyo!!

evli mi, evli işte!!.. rize'deki anası komşulara hava atıyo-- benim güzel kızım, kısmetin yağlısını buldu, evlenip almanya'lara gitti!!, falan...

neler neler var...

evlenmedigin zaman toplum yetersiz ve herhangi bir sorumluluğu almadigindan bahsediyor. ama evlenenlerin çoğu aksine kendimizi yaktık diyor. bir takım teyzeler bu baskıyı oluşturuyor. oysaki yüzde 50 ihtimal ya evlenmek istersin yada istemezsin. iki nesil sonra dünyada herseyin baştan sifirlandigi bir ortamda bizim ülkemiz haricinde evliliğe bu kadar vasıf ve yucelik yükleyen başka bir ülkede yok.

en tiksindiğim baskıdır. evlilik baskısı 18'inden sonra birey olamamış tiplerin birey olmayı başarmış insanlara karşı hissettiği aşağılık kompleksinin dışa vurumudur.

üzerimde hissetmediğim baskı. bana da elbette soruyorlar sormuyor değiller ama ben duruma göre nasip diyerek konuyu kapatalım mı diyorum.

soranlar da çoğunlukla olaya bu açıdan baktıkları için bir şey de diyemiyorlar.

türk hukukunda evlenmeyi düzenleyen maddelerle ilgili konuşmaya başlasam konudan oldukça uzak oldukları için zaten ortak bir paydada buluşmak mümkün olmayacak.

bir insanla bir hayatı paylaşmak istiyorum diyen insanlar için evli olmak tek seçenek değil. çocuk sahibi olmak daha doğrusu çocuğun evlilik ilişkisi içinde doğması gerektiğini düşündüğüm için evlenmek istemiyorum demiyorum ama o noktaya gelmeden ilk buluşmalarda düğünü nerede yaparız modunda olan kadınlarla da görüşmemeyi seçiyorum çünkü onlar hayat arkadaşı değil evlenecek birini arıyor.




hani izmir'de chp kütüğü aday gösterse kütüğe oy verirler şakası yapılır ya bunlar da biraz öyle.

fazlasıyla yapılıyor. baskılara göğüs germekten yoruldum. bir gün yenik düşerim de yanlıslıkla yanlıs birisiyle evlenirim diye cok korkuyorum.

"bul birini evleneyim" diyerek başa çıktığım baskı kendileri.
"no zomon ovlonoyon"
evlenmiyorum cicim, daha o level açılmadı. bölüm sonu o.