cafe cortado
ispanya, portekiz ve arjantin 'de çok yaygın kahvedir. türkiye de çok hazırlayan yer görmedim ama ispanya da müthiş yaygın.
"cortar" öncelikle kesmek demek. cortado da cut v3 olarak açıklanabilir diye düşünüyorum . yani hazırlayacağımız kahve basitçe "cafe cut" değerli yazarlar.
cafe cortado genelde 60 ml dir ve süt kahve oranı 1 e 1 dir. 30 ml espresso kahvemizi alıyoruz. 50-55 santigrat derecede buharla ısıtılmış sıcak sütümüzü kahvemize katıyoruz( köpük olmamalı)... bu kadar basit olmasına rağmen türkiye de bir çok mekanda bilinmiyor. yada ben göremedim. ispanya sınırları dahilinde yemek sonrası ¿ café o postre? sorusunun tek cevabıdır benim için...
fotoğraf ve ayrıntılı bilgi için bu siteye bakabilirsiniz.
afiyet olsun...
"cortar" öncelikle kesmek demek. cortado da cut v3 olarak açıklanabilir diye düşünüyorum . yani hazırlayacağımız kahve basitçe "cafe cut" değerli yazarlar.
cafe cortado genelde 60 ml dir ve süt kahve oranı 1 e 1 dir. 30 ml espresso kahvemizi alıyoruz. 50-55 santigrat derecede buharla ısıtılmış sıcak sütümüzü kahvemize katıyoruz( köpük olmamalı)... bu kadar basit olmasına rağmen türkiye de bir çok mekanda bilinmiyor. yada ben göremedim. ispanya sınırları dahilinde yemek sonrası ¿ café o postre? sorusunun tek cevabıdır benim için...
fotoğraf ve ayrıntılı bilgi için bu siteye bakabilirsiniz.
afiyet olsun...
devamını gör...
behzat ç.
pilli bebek isimli grubun varlığından haberdar olmamızı sağlayan efsane dizidir. ankara'yı sevdirendir. harunlu sahneleri candır. sorgu sahnelerinde cips yemeye doyamayan, çayın yanında püsküüt isteyen, cinayeti çözmek için araştırmaya gittikleri evlerin kapılarını çaldıklarında "siz kimsiniz?" sorularına verdiği ilginç yanıtlarla harun gönlümüzde büyük bir yer kazanmıştır. ** akbaba'nın "cinayet ben olmuşum" repliği de can alıcıdır.
devamını gör...
mike
devamını gör...
yaşadığını hissettiğin anlar
22 saat süren doğum sancısı sonrası, kızımın dünyaya geldiği an.. o acıyla öleceğimi düşünmüştüm. ölüme en yakın olan o andan hemen sonrası, benim için paha biçilemez bir haz, çok enteresan bir duyguydu. yaşadığımı hiç o anki kadar dolu ve yoğun hissetmemiştim.
devamını gör...
sivas'ta 30 erkeğin grup seks yaparken basılması
gülsekmi ağlasakmı ne etsek bilemedik bu nasıl haber böyle ..yanlış anlaşılmasın haber komik.
30erkek
30erkek
devamını gör...
gölgede ve güneşte futbol
bir eduardo galeano kitabıdır.
eduardo galeano okumak boyut değiştirmek gibi bir eylemdir. her şeye farklı ve daha insani bir gözle bakmak. neden insan olmamız gerektiğini anlamak ve her eylemin nasıl güzelleştirilebileceğini anlamaktır.
futbol ise bir yaşam tarzıdır. sanıldığı gibi yirmi iki adamın bir topun peşinde koştuğu bir oyuna indirgenemez. bir dönem kalecilik yapmış olan albert camus’nün bildiği her şeyi futboldan öğrendiğini söylemesi gibi doğru bir şekilde izleyen ve oynayan insana çok şey öğretebilir.
hepimiz biliriz ki ‘ futbol asla sadece futbol değildir.’ galeano bu kitapta bize futbolun güzel yanlarının yanı sıra çirkin yanlarını da göstermiş. endüstriyel futbolun içimizdeki samimi futbol aşkını öldürmek için neler neler yaptığını anlatmış. bazı bölümler ise tamamen hafızalara kazınan goller üzerine.
çocukken gölgede ve güneşte oynadığımız futbolun işin içine para ve kar amacı güden şirketlerin karışması ile ne hale geldiğini hala izlemekteyiz. galeano bize başka türlüsünün olduğunu da anlatıyor.
biz iyisi mi galeano’dan okuyalım futbolu ve bizi sevenleri üzmeyelim baba.
eduardo galeano okumak boyut değiştirmek gibi bir eylemdir. her şeye farklı ve daha insani bir gözle bakmak. neden insan olmamız gerektiğini anlamak ve her eylemin nasıl güzelleştirilebileceğini anlamaktır.
futbol ise bir yaşam tarzıdır. sanıldığı gibi yirmi iki adamın bir topun peşinde koştuğu bir oyuna indirgenemez. bir dönem kalecilik yapmış olan albert camus’nün bildiği her şeyi futboldan öğrendiğini söylemesi gibi doğru bir şekilde izleyen ve oynayan insana çok şey öğretebilir.
hepimiz biliriz ki ‘ futbol asla sadece futbol değildir.’ galeano bu kitapta bize futbolun güzel yanlarının yanı sıra çirkin yanlarını da göstermiş. endüstriyel futbolun içimizdeki samimi futbol aşkını öldürmek için neler neler yaptığını anlatmış. bazı bölümler ise tamamen hafızalara kazınan goller üzerine.
çocukken gölgede ve güneşte oynadığımız futbolun işin içine para ve kar amacı güden şirketlerin karışması ile ne hale geldiğini hala izlemekteyiz. galeano bize başka türlüsünün olduğunu da anlatıyor.
biz iyisi mi galeano’dan okuyalım futbolu ve bizi sevenleri üzmeyelim baba.
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
(bkz: canım kendim)
devamını gör...
harvard business review
dünyanın en prestijli iş ve yönetim dergisidir. iş dünyasını yaratma, yönetme ve dönüştürmeye yönelik en iyi fikirlerin kaynağı olma amacı taşıyan harvard business review 1922 yılından bu yana yöneticilerin karşı karşıya kaldığı her duruma yönelik güvenilir bilgi kaynağı olarak, dünyanın rakipsiz yönetim dergisidir.
buradan ulaşabilirsiniz.
buradan ulaşabilirsiniz.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
sınava gireceğim. yarın kimseyle iletişim kurmak istemiyorum. ayt çalışmadım. sözel kısmını yaparım. onu da okulda öğrendiklerimle. matematik de yaparım azcık. bakalım ne olacak. mezun gibi de hissediyorum ya da hissetmiyorum onu bilmiyorum. evet canım çalışmak istemedi. ama çok iyi biliyorum yine gireresem iyi bir sonuç yaparım. bu yıl neyin yapılmayacağını öğrendim. şunu keşfettim çok çalışınca vs çok para kazanmıyoruz öyle bir şey yokmuş. sahi başarı nedir ki? sınavda iyi bir sonuç mu yoksa çok para kazanmak mı yoksa kısa hayatta mutlu yaşamak mı? onu çözemedim. kişiden kişiye değişir tabi. sonuçlara göre hareket edeceğim. bu sıralamadan bi cacık olmaz dersem kalırım yine denerim. ailemle daha çok uzlaşmam gerekli. hem onlara yardım hem derslerime çok çalışırım. bilmiyorum aslında ne olur. hayat değişken. biz bu değişimde değişmemek için direnemeyiz ki direnmeyelim zaten. acaba şans yüzüme güler mi? gayem ekonomik özgürlüğümü kazanmak. sınavdan sonra da atraksiyonlu olacak. hadi bakalım. bilmiyorum hiçbşr şey. bizim planlarımız ve hayatın planları uyuşur mu bilmem. öyle durup gözümün önünden hayatın akışını izliyorum.
bu şarkıda dans da etmiştim iyi gelmişti ama bu sefer edemedim. ay da bugün ne güzel. onca dedim sevdiğime, 2 dk görüntülü konuşalım diye. konuşmadı. pazartesiye kadar görüşmicem. çok kısa konuşurum. nasıl olsa yanına gitme planlarım var inşallah gidebilirsem. kıyamıyorum o'na. ne biliyim seviyorum ben onu ya. onsuz hayatım da kara delik varmış gibi hissediyorum. gülüşü,sesi, sıcaklığı, sempatisi... çok tatlı bi de. öyle konuşsun ben onu dinlerim.
görüşmek üzere canım yazar arkadaşlarım. pazar gününe ışınlansak keşke.
bu şarkıda dans da etmiştim iyi gelmişti ama bu sefer edemedim. ay da bugün ne güzel. onca dedim sevdiğime, 2 dk görüntülü konuşalım diye. konuşmadı. pazartesiye kadar görüşmicem. çok kısa konuşurum. nasıl olsa yanına gitme planlarım var inşallah gidebilirsem. kıyamıyorum o'na. ne biliyim seviyorum ben onu ya. onsuz hayatım da kara delik varmış gibi hissediyorum. gülüşü,sesi, sıcaklığı, sempatisi... çok tatlı bi de. öyle konuşsun ben onu dinlerim.
görüşmek üzere canım yazar arkadaşlarım. pazar gününe ışınlansak keşke.
devamını gör...
atatürk'ün en sevilen sözü
benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. fakat türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
devamını gör...
başımıza düşen milli geliri kim yiyor sorunsalı
herkesin yaşadığı memlekette bir ak parti il binası vardır illaki.
işte oralarda seçim olduğu zaman gidin yakınlarında durun, gelene geçene bakın.
başınıza düşen milli gelir ile cebinize girmesi gereken rızkınızı kim yiyor net bir şekilde görürsünüz.
işte oralarda seçim olduğu zaman gidin yakınlarında durun, gelene geçene bakın.
başınıza düşen milli gelir ile cebinize girmesi gereken rızkınızı kim yiyor net bir şekilde görürsünüz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
"ben" dedi kadın, onu aslında şimdiye dek hiç duymayan, görmeyen adama;
"ben senden kaçtığımı sanıyordum, her gittiğim yere yine seni de götürdüğümü bilmeden. her uzaklaşmaya çalıştığımda daha çok özleyerek geri döndüm sana. sonra anladım ki izin verdiğin kadar uzağa gidebiliyor, sonra ateşe uçan pervaneler gibi kendimi yaka yaka senin etrafında dönüyorum. ne sabrım tükeniyor, ne ümidim. her yeri sana boyuyorum ben, ikimize dair bir dünya inşa ediyorum gittiğim her yere, anılarımızı yerleştiriyorum o dünyanın içine, yeni hayaller kuruyorum geleceğe dair. sonra sen gelip her şeyi yerle bir ediyorsun. ve bunu iyi hal indirimi alabilmek için takım elbise giymiş bir katilin soğukkanlılığı ile yapıyorsun. hafifletici sebepler sunuyorsun "ama" ile başlayıp "üzgünüm" ile biten. ben de her seferinde kabulleniyor, boyun eğiyorum suçlu benmişim gibi., tutunacak bir dal arıyorum kelimelerinin arasında. izin ver gideyim artık. şimdi değil ama bir gün, unuturum, iyileşirim belki. alttan alttan depreşip, ara ara yoklayacağını biliyorum, göz yaşartıcı sebeplerim hep olacak; bir şiir dizesi, bir şarkı, sesi sana benzeyen birisi belki. ama artık bırak gideyim ben. başa dönüp dönüp aynı yerde tekrar yıkılıp kalmaktan yoruldum. iyi gibi görünmeye çalıştıkça içten içe kemiriyor beni, yok oluyorum yavaş yavaş görmüyor musun? ışığım söndü, ilk tanıdığında çiçek bahçesi gibi rengarenk olan kadın koyu gri bir hüzne büründü artık. bırak beni artık, bırak gideyim"
kadın
artık ağlamıyordu,
artık üzülmüyordu,
artık yoktu çünkü,
hissetmiyordu...
ve adam
"iyi geceler" dedi,
"konuşuruz bunları uzun uzun" dedi kısacık cevabında...
ve kadın biliyordu,
o adam verdiği sözleri tutmazdı.
"ben senden kaçtığımı sanıyordum, her gittiğim yere yine seni de götürdüğümü bilmeden. her uzaklaşmaya çalıştığımda daha çok özleyerek geri döndüm sana. sonra anladım ki izin verdiğin kadar uzağa gidebiliyor, sonra ateşe uçan pervaneler gibi kendimi yaka yaka senin etrafında dönüyorum. ne sabrım tükeniyor, ne ümidim. her yeri sana boyuyorum ben, ikimize dair bir dünya inşa ediyorum gittiğim her yere, anılarımızı yerleştiriyorum o dünyanın içine, yeni hayaller kuruyorum geleceğe dair. sonra sen gelip her şeyi yerle bir ediyorsun. ve bunu iyi hal indirimi alabilmek için takım elbise giymiş bir katilin soğukkanlılığı ile yapıyorsun. hafifletici sebepler sunuyorsun "ama" ile başlayıp "üzgünüm" ile biten. ben de her seferinde kabulleniyor, boyun eğiyorum suçlu benmişim gibi., tutunacak bir dal arıyorum kelimelerinin arasında. izin ver gideyim artık. şimdi değil ama bir gün, unuturum, iyileşirim belki. alttan alttan depreşip, ara ara yoklayacağını biliyorum, göz yaşartıcı sebeplerim hep olacak; bir şiir dizesi, bir şarkı, sesi sana benzeyen birisi belki. ama artık bırak gideyim ben. başa dönüp dönüp aynı yerde tekrar yıkılıp kalmaktan yoruldum. iyi gibi görünmeye çalıştıkça içten içe kemiriyor beni, yok oluyorum yavaş yavaş görmüyor musun? ışığım söndü, ilk tanıdığında çiçek bahçesi gibi rengarenk olan kadın koyu gri bir hüzne büründü artık. bırak beni artık, bırak gideyim"
kadın
artık ağlamıyordu,
artık üzülmüyordu,
artık yoktu çünkü,
hissetmiyordu...
ve adam
"iyi geceler" dedi,
"konuşuruz bunları uzun uzun" dedi kısacık cevabında...
ve kadın biliyordu,
o adam verdiği sözleri tutmazdı.
devamını gör...
şöyle koyayım böyle koyayım
küfürü de söylemeden anlatmaya çalışınca, daha kötü olduğunu deneyimlediğimiz yoldaş vecizesi.
devamını gör...
machine learning
(bkz: makine öğrenimi)
devamını gör...
eşine 12 lira bırakarak canına kıyan genç
hayatta geriye bırakabildiği şey bir allahaısmarladık bir de 12 lira... 6 ekmek parası, dolapta yanında yiyebileceği bir şeyler kaldıysa 2 günü geçirirlerdi. sonrası? sonrası yok.
nedendir bilmem şeyma subaşının mısırlı milyarder sevgilisinin özel jet bulamayınca bir yolcu uçağını kiralaması aklıma düştü. bilmiyorum ya hayat çok zıt.
nedendir bilmem şeyma subaşının mısırlı milyarder sevgilisinin özel jet bulamayınca bir yolcu uçağını kiralaması aklıma düştü. bilmiyorum ya hayat çok zıt.
devamını gör...
yaran nickler
devamını gör...
normal sözlük’te açılan ilk başlık
kendisini merak ettiğim başlıktır. (bkz: buralar eskiden hep tarlaydı)
devamını gör...
linç yerim korkusuyla düşünceleri özgürce söyleyememek
cem yılmaz abartıldığı kadar komik değil.
devamını gör...