akla hayale gelmeyen şeyler.
sırf bu yüzden, kaç yıldır mindersiz, tek parça koltuk kullanıyorum.
devamını gör...

safranbolu-lokum.
devamını gör...

şaka gibi ama "evlilik" evlenmeyen hor görülüyor. evlenen kendini farklı bir statüde görüyor. tabi bir kesim için böyle.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

her şey bi kova mandalina etrafında şekillenmişti…
hayatımın ilk 15 yılı bir apartman dairesinde geçti. kirada oturuyorduk. ev sahibimiz babamın akrabasıydı. birçok şeyi orada yaşadık. mesela; en sevdiğim terliklerim dilenci tarafından çalındı. belli süre sonra kapının önüne bırakıldı. o vakitten sonra terliklerimi kapının önünde bırakmamayı öğrendim. aslında anlatılacak çok şey var da benim olayım bu bir kova mandalina üzerine…

evimizin bir cephesi mahalleye bakarken bir cephesi ev sahibinin bahçesine bakıyordu. bahçede de mandalina ve erik ağacı vardı. ikisi de zıt mevsimlerin ağacı. imrenirdim. imrenmemin sebebi meyvelerin çokluğu için değildi; sonuçta evimizde meyve eksik olmazdı. imrenmemin sebebi; bizim de bahçemiz olsa bizim de bahçemizde bir sürü ağacımız olsa ve o meyveleri toplasaydık. mandalinalardan, eriklerden koparırdık; ama her şey gibi onlar da sınırlıydı. sınırlar; biraz tok gözlü büyümekten biraz da kendinin olmayınca bi anlamı olmayışındandı

hiç unutmam; bir keresinde - ev sahibimizin torunu da bizim üst katımızda oturuyordu, kızla aynı yaştayız. - ev sahibinin torunuyla bahçeye girdik. erik mevsimi. en fazla 15 dakika kadar bahçede durduktan sonra “çıkalım artık.” dedi. mecburen çıktık. onun gittiğinden emin olduktan sonra deli dana gibi bahçeye saldırdım. ceplerimi erikle doldurdum. yaptığım ilk ve son hırsızlık denebilir. düşününce bu yaşta bile mahcup hissediyorum.*

üstüne zibilyon sene geçti. bir bahçemiz oldu. ilk başta sadece bahçe olarak kullandığımız yere müstakil bir ev yaptık. bahçeye dikilebildiği kadar ağaç dikildi: zeytin, ceviz, kiraz, vişne, armut, nar, erik, dut, limon, mandalina (3 adet) ağaçları; böğürtlen, fındık, asma… mevsimine göre meyveleri aldık, alıyoruz, alacağız. sadece biz almıyoruz elbette; gelen geçen, canı çeken herkes aldı, alıyor, alacak. her daim paylaştıkça çoğalır mottosu ile hareket edince yaşamak daha keyifli oluyor. dün mandalina toplarken bütün gün kirada oturduğumuz ev, mandalina ve erik ağacı aklımdaydı. doyasıya meyve toplayabildiğim için gülümsedim. her mevsim böyle oluyor. bahçeye indiğimde çocuklaşıyorum. çocuk mutluluğum ne bahçeye, ne eve, ne yaşadığım sahil kasabasına, ne ilçeye, ne ile sığıyor. taşıyorum resmen.

ilerde bi gün çocuğum olursa, olacaksa bahçeye inip özgürce ağaçtan ağaca koşturmasını, dallara uzanıp, hiçbir sınır olmadan meyveleri koparmasını hayal ediyorum şimdi. ilerde bir gün… belki…

ve tüm bunlar için teşekkür ediyorum. *
devamını gör...

ismil yk nın ınstagram sayfasına yönlendirilmiş alan adı.
devamını gör...

"bir gün aklına gelicek olursam,
bana şiir ısmarla..
eylül'ü
konuşalım.."

-cemal süreya
devamını gör...

bir gün zengin olursam açacağım un fabrikasına vereceğim isim. ilk ihracatımı da kuzey kore'ye yapacağım.
devamını gör...

yönetmenine göre farklılık gösterecek oyunculardır.

kötü bir yönetmenin eline anthony hopkins'i bile verseler durumu kurtar(a)maz.
devamını gör...

herkesin kendi ismini yazdığı,kibar yazarlar toplanma alanı başlığıdır.
devamını gör...

paranın, sevdiğinin, işinin, aşının olduğu her yaş.
devamını gör...

zamanında zelda hakkında bir şeyler karalamıştım ama kendi yorumumdan daha çok nilgün'ü şahsen tanıyan değerli insanların yorumunu buraya betimlemek isterim.

’nilgün marmara’nın ‘’kırmızı kahverengi defter’’ adlı kitabındaki biyografisi şöyle yazılmıştı:
1958’de doğdu; yirmi dokuz yıl sonra yeryüzünü terk etmeye karar verdi. aslında bundan sonra vereceğim çoğu bilgi onun kim olduğuyla alakalı değil bu dünyada geçici taşıdığı sıfatlar ve yüklerden ibaret.’’

cemal süreya nilgün marmara’nın ölümünün ardından: ‘’nilgün ölmüş, beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağıya atarak canına kıymış. ece ayhan söyledi. çok değişik bir insandı zelda. akşamları belli saatten sonra kişilik, hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. yüzü alarır, bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi, çok da gençti sanırım otuzuna değmemişti… ece ile gergedan için yaptığımız aylık söyleşide ondan şöyle söz etti: bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. dönüp baktığımda bir acıda buluyorum nilgün’ün yüzünde, o zamanlar görmemişim. bugün ortaya çıkıyor.’’ cemal süreya’nın bu satırları aslında nilgün marmara’nın intiharının anlık bir karar olmadığı, uzun zamandır süregelen bir mücadelenin yaşama isteğinin kaybolmasıyla sonuçlandığını anlıyoruz. ki marmara veda mektubunun henüz başında ‘’her gün kötücü bir düşü kurmak ve taşımak artık kılgıyı gerektiriyor.’’ diyerek bu yükü uzun zamandır taşıdığını ve taşımaktan kurtulamayacağına kanaat getirdiğini ifade etmek istiyor aslında. bir bakımı bu seçiminin bir vazgeçiş olduğunu anlatıyor.

nilgün' ün yeri çok ayrıdır bende o yerkürenin bütün arka bahçelerini görmüştür, hem de 20'lerinde. öyle güzeldin ki kuş koyduk yoluna cancağazım.
devamını gör...

ortalama bir türk'ün makus talihi. ortalama bir batılı bize göre acayip şeylerle uğraşırken bir türk bu döngünün içinde yerini bulmaya çalışmakta ve çoğunlukla son aşamadaki yerini almaktadır.
devamını gör...

-karma puan uğruna durduk yere yüzlerce entrynizi beğenir.
-devamlı küfür edemiyoruz diye başlık açar.
-atatürk içerikli, din içerikli, kadın temalı başlıklar açar.
-hatası söylenince sağa sola sataşır, işine gelmez ve size @2 olup başlıklarda saldırmaya çalışır.
-havlar ama ıssıramaz.

düşman sözlükler başına, azalarak bitmesini umduğum yazar tipidir.
devamını gör...

yönetmenliği, stuart rosenberg'ın yaptığı 1980 yapımı hapishane filmidir. oyunculuklarını, robert redford, yaphet kotto, jane alexander, morgan freeman, nicolas cage paylaşmıştır.

bir hapishanede, rüşvet , yolsuzluk, işkence, cinayet gibi olayların hapishanede yaşanması üzerine vali, hapishane koşullarını iyileştirmek, ve reform yapmak üzere, henry brubaker'i hapishaneye müdür olarak gönderir.
brubaker, hapishaneyi araştırmak amacıyla bir suçlu olarak girer ve çalışmalara başlar.
morgan freman, ömür boyu hücre cezası alan biridir ve bir gün, onu yatıştırmak amacıyla müdür olduğunu söyler. o anda freman gülmeye başlar. onunda dalga geçtiğini sanar. ancak beklediği saygıyı yalanda olsa aldığından, freman taleplerini saymaya başlar. sanırım filmin en güzel yeri burasıydı.
gerçekten müdür olarak hapishanenin başına o andan itibaren geçmeye başlar brubaker.
film eğlenceli bir şekilde hapishane trajedisine değiniyor.
film, hapishane sistemindeki çarpıklardan bahsederken, ceza sistemindeki adaletsizliğe de değiniyor. tıpkı, tuvalete zarar vermekten ömür boyu hapis cezası alan, larry lee bullen gibi.
film, başta başrol ekseninde dönsede; bullen, 'dickie' hikayeleri üzerinden, brubaker'e güvenmemesinin nedenlerini çok güzel anlatmış.

en iyi dizilerden biri olarak gördüğüm, ''oz'' da, hapishane reformları üzerine dönen bir dizi idi. bu sebeple mahkumlarla empati kurabilmemize yardımcı olmuştu. çok sert bir dizi oz ile, romantik bir film arasında olan ''yeşil yol'' arasında bir yerlerde bu film bence.
oz kadar sert değil, ancak; yeşil yol kadar romantik değil.ikisin arasında ve çok lezzetli.
tavsiye ederim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

iletişimsizlik ve yalnızlık.
devamını gör...

insanların pinti olmasıdır. yahu insan kız arkadaşına çiçek almaz mı ayıptır.
devamını gör...

oylanmayan entry oyalanan entrydir.
devamını gör...

müthiş muazzam bir yayın olacağı her halinden belli. 90lar.. en sevdiğim.
devamını gör...

bütün sözlük yazarları olabilir aslında. hepinizi merak ediyorum. kimsiniz kimlerdensiniz? kafamda deli sorular.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim