1.
2.
3.
bugün düşünmenin günü, bugün insanın günü!
bugün dünya felsefe günü, kutlu olsun!
bugün dünya felsefe günü, kutlu olsun!
devamını gör...
4.
antik yunan'da ortaya çıkmıştır. bilgiyi, bilmeyi sevmek anlamına gelir.
devamını gör...
5.
okumak istediğim ama iş imkanlarının az olmasından dolayı okumadığım bölüm. *
devamını gör...
6.
düşünüyorum, öyleyse varım!
devamını gör...
7.
cevapsız sorulara cevap arayan bilimdir.
devamını gör...
8.
kelime anlamı bilgelik arayışı olan cevaplardan çok soruların önemli olduğu bilimin temelini oluşturan düşünce sistemi.
devamını gör...
9.
felsefeci itirafçıdır.
bu ilk elden bir gözlem değil, (bkz: agah aydın)dan duydum ilk kez. sonra düşündüm üzerine. gittikçe daha da oturdu. önce ne demek felsefe biraz onu düşünmek lazım. ondan sonraysa itirafçılığın üzerine düşünürüz.
felsefeci olmak illa çok okumak, çok yazmak ya da akademide olmak değildir. felsefeci olmak en temel haliyle söylersek “ne düşündüğünü düşünen insanın kendi kendini kovalamasıdır.” derim ben. bu tabii ki insan olmanın bir getirisi olduğundan hepimiz zaman zaman felsefe yapıyoruz. fakat her pasta yapan pastacı olamadığına göre her düşünen de felsefeci olamıyor doğal olarak. bunu hayatının en azından bir bölümünde önemli bir noktaya koyup ona göre yaşayan biri olmak gerekir kendine felsefeci diyebilmek için. dolayısıyla bu konulara kafa yoran birinin ‘ben felsefeciyim’ demesi kadar doğal bir şey olamaz. bu kısmı biraz açmış olmamın sebebi “sen kimsin ulen felsefeciyim diyorsun?” sorusuna önceden cevap vermek istememdi.
ikinci kısımda itirafçı olmanın ne demek olduğuna baktığımızda şunu görüyoruz: olayın içerisinden bilgi sızdıran kişi. bu bakımdan yalnızca gözlemci olmaktan da ayrılıp kendisini de işin içine dahil etmek kastediliyor. yani bir sosyolog ya da psikolog gibi dışarıdan gözlem yapmak yerine olayı deneyimleyerek sonuçlara ulaşmak kastediliyor. evet, sahiden felsefeci olmak itirafçılık yapmaktır. hayatın karanlık yönlerini aydınlatmaktır. insanın ne’liğini sorgulamak ve bu konuda itiraflarda bulunmaktır. sizi şaşırtmayan birisi felsefeci olamaz. size sizi itiraf eder felsefeci. ondandır ki felsefeci karşısındakini bilir. beylik laflar etmez öyle, atıp tutmaz. itiraf eder.
kendimce itiraf ediyorum. hayatın, ahlakın, aşkın ne olduğunu çözmeye ve sonra da itiraf etmeye çalışıyorum. niye peki? çünkü anlam arıyorum. itiraf ederken aslında yardım dileniyorum, sürünüyorum ben. tıpkı diğer felseficiler gibi, itiraf ediyorum. annesinden onay almak için ispiyonlayan bir çocuk gibi. hep onun peşindeyiz biz. en büyük itirafımız da bu zaten. onaylanmak istiyoruz biz.
bu ilk elden bir gözlem değil, (bkz: agah aydın)dan duydum ilk kez. sonra düşündüm üzerine. gittikçe daha da oturdu. önce ne demek felsefe biraz onu düşünmek lazım. ondan sonraysa itirafçılığın üzerine düşünürüz.
felsefeci olmak illa çok okumak, çok yazmak ya da akademide olmak değildir. felsefeci olmak en temel haliyle söylersek “ne düşündüğünü düşünen insanın kendi kendini kovalamasıdır.” derim ben. bu tabii ki insan olmanın bir getirisi olduğundan hepimiz zaman zaman felsefe yapıyoruz. fakat her pasta yapan pastacı olamadığına göre her düşünen de felsefeci olamıyor doğal olarak. bunu hayatının en azından bir bölümünde önemli bir noktaya koyup ona göre yaşayan biri olmak gerekir kendine felsefeci diyebilmek için. dolayısıyla bu konulara kafa yoran birinin ‘ben felsefeciyim’ demesi kadar doğal bir şey olamaz. bu kısmı biraz açmış olmamın sebebi “sen kimsin ulen felsefeciyim diyorsun?” sorusuna önceden cevap vermek istememdi.
ikinci kısımda itirafçı olmanın ne demek olduğuna baktığımızda şunu görüyoruz: olayın içerisinden bilgi sızdıran kişi. bu bakımdan yalnızca gözlemci olmaktan da ayrılıp kendisini de işin içine dahil etmek kastediliyor. yani bir sosyolog ya da psikolog gibi dışarıdan gözlem yapmak yerine olayı deneyimleyerek sonuçlara ulaşmak kastediliyor. evet, sahiden felsefeci olmak itirafçılık yapmaktır. hayatın karanlık yönlerini aydınlatmaktır. insanın ne’liğini sorgulamak ve bu konuda itiraflarda bulunmaktır. sizi şaşırtmayan birisi felsefeci olamaz. size sizi itiraf eder felsefeci. ondandır ki felsefeci karşısındakini bilir. beylik laflar etmez öyle, atıp tutmaz. itiraf eder.
kendimce itiraf ediyorum. hayatın, ahlakın, aşkın ne olduğunu çözmeye ve sonra da itiraf etmeye çalışıyorum. niye peki? çünkü anlam arıyorum. itiraf ederken aslında yardım dileniyorum, sürünüyorum ben. tıpkı diğer felseficiler gibi, itiraf ediyorum. annesinden onay almak için ispiyonlayan bir çocuk gibi. hep onun peşindeyiz biz. en büyük itirafımız da bu zaten. onaylanmak istiyoruz biz.
devamını gör...
10.
kelimenin yunanca aslı “philosophia” dır. “philia” yani sevgi ve “sophia” yani bilgelik ya da bilgi anlamına gelen iki kelimeden türemiştir. bu fesefe'nin kelime anlamıdır ya da etimolojisidir. felsefe nedir sorusuna cevap değildir. felsefe nedir sorusu, felsefe'nin büyük sorularındandır ve cevaben filozoflar kendi aralarında ortak bir tanim yapmazlar. filozoflar zaten birbirlerinden ayrı orjinal düșünce sistemleri vardır. felsefeyi tanımlarken kendi orjinal fikirlerini yansıtırlar. fesefe'nin güzelliği de budur. tabii benim çok beğendiğim tanım kant'ın tanımıdır.
"kendisini akla dayanan nedenlerle meşru kılmak veya haklı çıkarmak iddiasında olan bir zihinsel etkinlik biçimi"
"kendisini akla dayanan nedenlerle meşru kılmak veya haklı çıkarmak iddiasında olan bir zihinsel etkinlik biçimi"
devamını gör...
11.
insanoğlunun hiçbir zaman ulaşamayacağı bilgeliğe ulaşma çabasıdır.
devamını gör...
12.
yolda olmaktır. bitmeyen bir yolculukta olmaktır. felsefe, neleri bilmediğini bilmektir. felsefe, düşüncenin mikroskobudur. tüm bilimlerin ruhudur. felsefe sorudur, meraktır, şüphedir.
devamını gör...
13.
soru sorma kabiliyetidir.
devamını gör...
14.
her şeyden önce sağlıklı bir beyin gerektiren; düşünme, yorumlama, sorgulama ve sorgulamalara dönük izah getirme etkinliğidir. (bkz: cogito ergo sum)
devamını gör...
15.
şeyleri sorgulamak ve sorgulanan şeyleri anlamaya yönelik geliştirilen metodolojiler bütünüdür.
devamını gör...
16.
düşünmek. düşünmeyi düşünmek.
soru sormak. sorduğunu düşünmek.
varlığı düşünmek. varlığın düşünde kaybolup çıktığında “neredeyim?” diye düşünmek. düşünce döngüsü. düşünmeyi sevmek.
öğretmenlerim de hep “yolda olmaktır, bilim değildir.” demişti. böyle işte bu kadar benden.
soru sormak. sorduğunu düşünmek.
varlığı düşünmek. varlığın düşünde kaybolup çıktığında “neredeyim?” diye düşünmek. düşünce döngüsü. düşünmeyi sevmek.
öğretmenlerim de hep “yolda olmaktır, bilim değildir.” demişti. böyle işte bu kadar benden.
devamını gör...
17.
dogmaları olduğu gibi kabullenmeye karşı çıkmaktır.
devamını gör...
18.
adalet, eşitlik gibi evrensel değerleri sorgularken bunların "ben'in etrafında büküldüğünü gördükçe içinde olunan karmaşaya bir anlam verme sürecidir benim için.
bu adaletli değil derken kendini onu yaparken görürsün ve gayet de adaletli bulursun durumu.
çatışma hâlidir insanoğlu. ve annemin deyişi ile insan bir dert yumağıdır. hepimiz acımızı dindirecek şeylerin peşinde koşuyoruz.
bu adaletli değil derken kendini onu yaparken görürsün ve gayet de adaletli bulursun durumu.
çatışma hâlidir insanoğlu. ve annemin deyişi ile insan bir dert yumağıdır. hepimiz acımızı dindirecek şeylerin peşinde koşuyoruz.
devamını gör...
19.
ölene dek cahilliğine neden aramaktır. bildiğimizi sandığımız bilgiler değişiyor ve değişmeye devam edecek, ne zaman ki son nefesimizde bu neden-sonuç ilişkisi arasında sorgulamamız bitecek işte o an felsefenin ne olduğunu öğrenebileceğiz. bir şeyi bilmedikçe bilge olunabilir ama her şeyi bildikçe cahillikten kaçamayacak insanoğlu. kısacası her canlı birer cahildir ve bu ancak ölümle son bulacak.
devamını gör...
20.
"felsefe nedir" diye sormaktır.
devamını gör...