zaman tüneli

fransızca "vertige" sözcüğünden "baş dönmesi" anlamındaki sözcük. biz daha çok latincede "döngü, sarmal, baş dönmesi" anlamına gelen vertigo (vertīgō) sözcüğünü kullanırız. hele ben çok kullanırım... vertigom tuttu, vertigom yakaladı, vertigom başladı... dı dı dııııı...

bugün vertigo başlığına yazdım, mükerrer * olmasın diye ve ve baş dönmesinden yerimden kalkamadığımdan ve sadece gözlerime yer değiştirtebildiğimden biraz okuyayım dedim hakkında.

kısa bir ara bilgi; sözcüğe bizde ilk defa 1924 yılında "vertij: baş dönmesi" olarak mehmet bahaettin'in yeni türkçe lugat'ında yer verilmiş.

en sık görünen şekli benign paroksizmal pozisyonel vertigo (bppv). en tipik özelliği * başınızı hareket ettirdiğinizde 15 saniye yada birkaç dakika kadar süren, ulan ne oluyor dedirten şiddetli baş dönmesi. bir güzel tarafı bppv iyi huylu bir rahatsızlık. ilaç ismi vermiycem bilen bilir, başladığını hisseder hissetmez içiyorum ben sonra birkaç gün devam, geçiyor. en tatsız tarafı bulantı, kusma ve denge kaybı olması.

iç kulağın iltihaplanması vertigonun temel nedenlerinden biri. bir "iç kulak kristalleri yerinden zıplamış" filan denmişti bana meğer halk arasında "kulak kristalleri oynaması" da deniyormuş bu hastalığa...

vertigonun görüldüğü diğer bir hastalık ise meniere hastalığı imiş. bu biraz daha ağır çünkü kulak çınlaması ve işitme kaybı da görülüyormuş.
aslında vertigonun tek başına bir hastalık değil ama başka hastalıkların bir göstergesi olduğu gibi de bir durum var çünkü kaynağı merkezi sinir sistemi ve iç kulak hastalıkları imiş.

canım doktorcum what if it happens başlığı görür, bakayım pictorem ne saçmalamış der de o da bir şeyler yazarsa şahane olur.

kusura bakmayın lütfen dr.cum vertigom tuttu, sürç-ü lisan ettimse affola; saçmalama hakkını kullanmış olayım.
devamını gör...

nesnesiz dünya'da gerçeklik ve bilinç üzerine yaptığı yorumlar ilgi çekicidir
<doğa olarak adlandırdığımız her şey, son tahlilde, hayal gücünün bir uydurmasıdır, gerçeklikle hiçbir ilişkisi bulunmaz. eğer insanoğlu asıl gerçekliği aniden kavrayabilseydi hemen o anda mücadele sonlandırılır ve ebedi, sarsılmaz mükemmellik elde edilirdi. fakat bu, hiçbir şekilde böyle değil ve bu yüzden umutsuz mücadele devam ediyor.>
devamını gör...

3 küloooooo badades 10 leraaaaaaa.

gerçi enflasyondan sonra bu kalıp da bozuldu.
devamını gör...

annenin sarmısaklarını zuladan çıkartmak *

zaten her ihtimalde ölürüz, belki sarımsaklar bir işe yarar.
devamını gör...

taşı savaş cebeci zarar görmesin diye almamış reis. taşı savaş cebeci tutup da kendisine vurmasın diye almış.
boşuna övmüşüm adamı *
devamını gör...

yine mi patlıyor hayırdır.
devamını gör...

ara soloya ölünür, bitilir. öyle bir parçadır.
devamını gör...

itiraf etmeliyiz ki son 15 senede hiçbir zaman patlamayan balondur. taa ki bugünlere kadar. artan mevduat faizleri ile artık ev almak çok mantıksız bir hamle haline geldi. bugün akbank %40, ing bank %38 mevduat faizi veriyor. bu paraları emlaktan çıkartmak mümkün değil.
devamını gör...

sinema dünyasının belki de en tanınmış yönetmeni steven spielberg ve kanımca gelmiş geçmiş en dehşet verici korku filmini (bkz: the texas chain saw massacre) yönetmiş kişi olan tobe hooper'ın ellerinden çıkmış, sonrasında gelen birçok absürt ögeler barındıran korku filmine büyük ilham olmuş olan 1982 çıkışlı yapım. spielberg, e.t. the extra-terrestrial filmini yönetirken kontratı gereği başka bir filmde yönetmenlik yapamadığı için hooper'a teklif götürmüştür. texas elektrikli testere katliamı ile birlikte the funhouse ile de spielberg'ün radarına giren hooper burada da harika bir iş çıkartmış ancak spielberg aslında close encounters of the third kind filminin devamı olarak planladığı night skies* için düşünmüş öncelikle hooper'ı. tobe ise, bilim kurgusal elementler içeren bir iş yapmak istememiş ve onun yerine bir hayalet hikayesi çekelim demiş ve karşımıza da poltergeist gelmiş, bunun neticesinde. spielberg'ün filme (senaryo ve yapımcılık dışında) ne kadar dahil olduğu konusunda çeşitli şeyler konuşuluyormuş ama sete sık sık gidip yaratıcı bir kontrol sağladığı kesinmiş. kimisi, kendisine "co-director" hatta ana yönetmen denmesi gerektiği kadar dahli olduğunu söylese de, spielberg de hooper da bunu tartışmalı bulmuştur. *

filmi hem eleştirmenler çok başarılı bulmuş hem de ticari olarak büyük başarı kazanmış poltergeist. imdb'de an itibarıyla 173.000 kişi tarafından oylanmış zaten yapım ve 7.3/10 rating ortalaması var. bu rakamlar bir 80'ler korku filmi için inanılmaz yüksek, bu arada. 3 oscar adaylığı alması da cabası, filmin. sonrasında da poltergeist ii: the other side ve poltergeist iii adlarındaki devam filmleri gelmiş yine 80'lerde ve 2015'te de bir remake'i yapılmış fakat bu bayağı ağır eleştirilmiş. bana göre, bu tür "çılgın" ve eğlenceli korku filmlerine önayak olması açısından çok önemli bir yapım, poltergeist. spielberg'ün müthiş hayal gücünün payı olsa da burada, hooper'ın da hakkını vermeliyiz zira her ne kadar absürt ve grotesk sahneler filmi domine etse de, hooper'ın dokunuşlarıyla bunlar normalden daha dramatik bir etkide ve bir iki tane de ciddi korkunç sahnesi var filmin.

the texas chain saw massacre ve poltergeist, adeta tobe hooper'ın gece ve gündüzü gibi diyebilirim. ilki, belki o dedeyi biraz hariç tutabilsek de, çok inandırıcı bir korku filmiydi ki abd'de sayısız insan onun esasen bir film değil, gerçek olayların kameraya alınması sanmış. abd'li, yaşı yeten bir tanıdığım, abd'de bu filmin senelerce sinemalarda gösterildiğini ve hafta sonu bir işleri yoksa her hafta gittiklerini söylemişti, gençliklerinde. poltergeist'a geldiğimizde ise, bence hiç de inandırıcı olmayan şeylerle karşılaşıyoruz. siz öyle hayaletlere, paranormal olaylara falan inanıyorsanız farklı düşünebilirsiniz tabii ki bu konuda. doğaüstü olaylar filmi domine ediyor ve gerçekten bunu bir şölen gibi seyirciye aktarıyor film.

görsel efektler dönemine göre gerçekten inanılmaz ama burada büyük bir tutku ve emek olduğunu da seziyorsunuz/görüyorsunuz. sadece teknolojiye dayamamışlar yani her şeyi, filmde. her sahneye tek tek özenildiği ve büyük kreatif efor harcandığı gün gibi açık bence. plastik makyajlar ve pratik efektler zaten çok iyi ki bu bakımdan da filmin, sonrasında gelecek birçok yapım için örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.

poltergeist'ın bana göre alametifarikası, sekansların farklılıkları ama uyumla art arda dizilmeleri oldu. bunu lineer bir şekilde kotarmışlar lakin gerçekten de ayrı ayrı temaların ve sahnelerin art arda gelişi çok sürükleyici bir biçimde kotarılmış. tangina barrons isimli medyum mesela filmin tüm odağını değiştiriyor ve konu uzun süre onun üzerinden işleniyor. böyle bir şeyi filmin başlarında tahmin etmek zor olsa gerek. zaten bu karakter, biraz da 70'lerin ürpertici psişik/medyum karakterlerini andırıyor ki bu karakterin yaratılmasında olmasa bile geliştirilmesi ve tamamlanmasında hooper'ın aslan payına sahip olduğunu düşünüyorum. bu da tamamen spielberg'ün işiyse de kendisine teessüf ediyorum zira bu konuda bari çok yetkin olama be adam. haha.

bu filmin bizim tv'lerimizde yayımlanıp yayımlanmadığını bilmiyorum/hatırlamıyorum açıkçası. belki ben denk gelmemişimdir, gösterildiyse de bizde. yani demem o ki, ben poltergeist'ı eşşek kadar adamken izledim.

çok mu hayranı oldum? pek sayılmaz. benim standartlarımda 8/10 alır bu yapım ama ilk paragrafta dediğim gibi, hayranı olduğum birçok filmin çıkması adına büyük bir ilham kaynağı olmuştur poltergeist. hellraiser filmlerinde bile bu yapımdan birçok şey görebilirsiniz örneğin. *

bu sebepten de 9/10 veriyorum.

yaşasın korku filmleri!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gidip de diesel,  emporio armani'ye para vereceğime, 50 kere j.p alırım.
konu saat ise, j.p oldukça kaliteli bir marka.
saat alacaksan bu kadar parayı saatten ziyade tekstilde ismi anılan markalara vermek doğru değil.
devamını gör...

mükemmel bir gerilim filmi. baş rollerinde virginia gardner ve grace caroline currey yer almaktadır. ayrıca çok sevdiğim aktör jeffrey dean morgan kısada olsa yer almaktadır.

filmde iki yakın kız arkadaşın aralarından birinin (becky) kocasının ölmesiyle yakın zamanda araları açılmış ve birbirlerinden uzaklaşmışlardır. ancak hunter bir gün kapısına gelir ve ona çok cazip bir fikir sunar. ikili eski ,terk edilmiş bir radyo kulesine çıkmaya karar verir. ancak becky son yaşananlardan dolayı içi rahat değildir ve yapmaya çok gönüllü değildir. sonrasında hunter ile bu terk edilmiş radyo istasyonunun tepesine, 610 metrelik direğe çıkıp eşinin küllerini orada uçurmayı kabul eder ve ikisi yola çıkarlar. ilk başta her şey yolunda gitse de sonrasında başlarına birçok olay gelir ve buradan sağ kurtulmak için ellerinden geleni yaparlar.
filmi izlerken aşırı gerildim ve söylemeliyim ki yüksekle arası olmayan kimseye tavsiye etmiyorum. izlerken resmen başım döndü ara vermek zorunda kaldım.hele filmin sonundaki sürpriz beni çıldırttı resmen.
film çok güzel. tavsiyem filmi en yakınınızla izlemeniz ve empati kurmanız.
keyifli seyirler.
devamını gör...

artık gençliğin olmayan beyni iyice erir. sıkılma süreleri 3.5 saniyeye falan iner.
devamını gör...

akbank 5 milyon liraya 175 bin tl aylık mevduat faizi veriyor.
artık konut işi bitti, kimse tutup da 5 milyonu aylık 20 bin lira kira getirisi için boca etmez. ev değerlenecek desen, 175 x 12 kadar değerlenme imkanı yok.
devamını gör...

eğer kendisini tüm internet ortamına virüs gibi yayıp, internete bağlanabilen tüm elektronik aletlere kendi kopyasını yerel olarak gizlice yüklerse dünyadaki tüm elektronik aletleri kapatmak, format atmak ve hatta yok etmek gerekir ki bu imkansız. bu tek başına sorun teşkil etmez ama bir bedene sahip internete bağlanabilen robotlar olursa işte o zaman sıkıntı olabilir.
devamını gör...

yarın statta olacağım ve icardi'nin 2 golüne şahitlik edeceğim maç.
devamını gör...

gold diggerlar sizin hiç mi vicdanınız yok lan.
devamını gör...

baskıdan çektim ben deyip, sıra kendine geldiğinde onun bunun lafına göre davrandın.
devamını gör...

aklınızda olanları hayata geçirecek kadar yüreğiniz yoksa,ömrünüz cesaretli insanların dedikodularını yapmakla geçer. *
devamını gör...

star wars'un ikinci üçlemesini izledikten sonra nickimi devrin skywalker olarak değiştirmiştim, işin ilginci nickimi değiştirdikten sonra star wars'un ilk üçlemesini izleyemedim.*
devamını gör...

bu yazar bu sözlüğe netti?
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim