zaman tüneli
normal sözlük'te o trollü dövdüreceğim
allah rahmet eylesin iyi adamdı
devamını gör...
yazarlara gelen son mesaj
"bu arada çok güzelsiniz."
ulan bir de bunun amacını biliyorum. lanet gibi yalan olduğunu da biliyorum. püh sıfatınıza gerçekten ya... bir yandan böyle tiplere "bana kadar mı düştün gerçekten? allah seni bildiği gibi etsin" diye acıyorum, yandan da zaten yalan söylediğini bilip sinirleniyorum. hiçbir şekilde tutulacak yeri yok gerçekten bu tip erkeklerin. sinirlendim durduk yere yine.
ulan bir de bunun amacını biliyorum. lanet gibi yalan olduğunu da biliyorum. püh sıfatınıza gerçekten ya... bir yandan böyle tiplere "bana kadar mı düştün gerçekten? allah seni bildiği gibi etsin" diye acıyorum, yandan da zaten yalan söylediğini bilip sinirleniyorum. hiçbir şekilde tutulacak yeri yok gerçekten bu tip erkeklerin. sinirlendim durduk yere yine.
devamını gör...
iş yerindeki olumsuzlukları sevgiliye anlatıp durmak
hatun bana da anlatır. ben de dinlerim. sonra gerekli görürsek konu üzerinde istişare ederiz. konuyu bir yere bağlarız. birbirimizin dertlerine derman olmayacaksak biz niye sevgiliyiz?..
devamını gör...
normal sözlük'te o trollü dövdüreceğim
o değilde takıldığın mekanları değiştir luci bey kardeşim. üç aşağı beş yukarı nerelerde gezdiğini bilen biliyor. ya da uzun bir süre evden dışarı çıkma. çıkacaksan da yanına adam al öyle dolaş. yanında da mutlaka emanet bulundur.
bir dost tavsiyesi benden sana. normal sözlük eşkiyalarının affı olmazmış. ben de yeni öğrendim.
bir dost tavsiyesi benden sana. normal sözlük eşkiyalarının affı olmazmış. ben de yeni öğrendim.
devamını gör...
iş yerindeki olumsuzlukları sevgiliye anlatıp durmak
bi yandan sözlükteki manyak çocuğun özel mesajdan küfürlerini okuyorum diğer yanda 44 milyonluk bir alışverişinin gerçekleşmesi için uğraşıyorum sısıısısıs
neyini anlatayım manitişe?
neyini anlatayım manitişe?
devamını gör...
türk evlerindeki en gereksiz eşya
türk insanında dünyanın en gereksiz algısı var. adı " çeyiz".
hepimizin ailesinin evinde asla kullanılmayan ama büyük bir cam akvaryumun içerisinde sergilenen tabak- çanak fincan ve bardak grupları var hatta bu akvaryuma sofistike bir ad takılmış " vitrin" deniyor. düzenli olarak bunun tozu alınır, içindeki her şey yıkanır- geri koyulur ama asla içindeki eşyalar kıyılıp kullanılmaz. evinizin içerisinde boşuna hacim kaplayan, asla kullanılmayan bir eşya kalabalığı yorar hatta bıktırır sizi.
mantığıda çok saçmadır. ben neden kendi çocuğuma doğduğu yıldan 40 yıl öncesinin eşyalarını biriktirip vereyim? modası geçmiş- asla kullanılmayan bir ton eşyayı niye kullansın? ya da niye kullanmasını bekleyeyim? tamam hatıra olarak küçük bir şeyler saklanır ve verilir. ne bileyim antika bir fincan takımı, özel seri tabak seti vb anlarım ama kutu kutu , bin ton eşya nedir?
şahsen kendi anneme sık sık söylediğim durumdur bu. bana asla çeyiz biriktirmemesi gerektiğini, evleneceğim zaman kendi zevkime göre ihtiyacım olan her şeyi " az ve öz" alacağımı söylüyorum. annemin çeyize olan takıntısı ve evimizin eşya dolu olması sebebiyle
" aşırı eşya" fobim oluştu. minimal bir yaşam destekliyorum. kullanacağım kadar eşya alacağım ve ötesi olmayacak. kırıldıkça, her şeyin yerine yenisi konur. aynı şeyden 263737 adet alıp evde biriktirmeye gerek yok. kimse farkında değil ama evlerin gereksiz eşya doldurulması hem insanı yoruyor hemde insanın pozitif duygu alanına müdahale ediyor. evde baktığınız her yerin dolu olması inanılmaz sıkışmışlık hissi verir insana. şahsen bizim evin içi ruhumu daraltıyor. annem sağ olsun evin her yeri gömme dolap, evin her yeri tabak- çanak dolu. üstelik kendisi hala almaya devam ediyor.
kendi evimde eşya kıtlığı oluşturacağım bu sebeple. erkek arkadaşımada aynı şeyi söyledim. allahtan benimle benzer düşüncede. ikimizde içi eşya dolu, tıkış tıkış evlerden nefret ediyoruz.
minimal eşya, maksimal alan. bu kadar.
hepimizin ailesinin evinde asla kullanılmayan ama büyük bir cam akvaryumun içerisinde sergilenen tabak- çanak fincan ve bardak grupları var hatta bu akvaryuma sofistike bir ad takılmış " vitrin" deniyor. düzenli olarak bunun tozu alınır, içindeki her şey yıkanır- geri koyulur ama asla içindeki eşyalar kıyılıp kullanılmaz. evinizin içerisinde boşuna hacim kaplayan, asla kullanılmayan bir eşya kalabalığı yorar hatta bıktırır sizi.
mantığıda çok saçmadır. ben neden kendi çocuğuma doğduğu yıldan 40 yıl öncesinin eşyalarını biriktirip vereyim? modası geçmiş- asla kullanılmayan bir ton eşyayı niye kullansın? ya da niye kullanmasını bekleyeyim? tamam hatıra olarak küçük bir şeyler saklanır ve verilir. ne bileyim antika bir fincan takımı, özel seri tabak seti vb anlarım ama kutu kutu , bin ton eşya nedir?
şahsen kendi anneme sık sık söylediğim durumdur bu. bana asla çeyiz biriktirmemesi gerektiğini, evleneceğim zaman kendi zevkime göre ihtiyacım olan her şeyi " az ve öz" alacağımı söylüyorum. annemin çeyize olan takıntısı ve evimizin eşya dolu olması sebebiyle
" aşırı eşya" fobim oluştu. minimal bir yaşam destekliyorum. kullanacağım kadar eşya alacağım ve ötesi olmayacak. kırıldıkça, her şeyin yerine yenisi konur. aynı şeyden 263737 adet alıp evde biriktirmeye gerek yok. kimse farkında değil ama evlerin gereksiz eşya doldurulması hem insanı yoruyor hemde insanın pozitif duygu alanına müdahale ediyor. evde baktığınız her yerin dolu olması inanılmaz sıkışmışlık hissi verir insana. şahsen bizim evin içi ruhumu daraltıyor. annem sağ olsun evin her yeri gömme dolap, evin her yeri tabak- çanak dolu. üstelik kendisi hala almaya devam ediyor.
kendi evimde eşya kıtlığı oluşturacağım bu sebeple. erkek arkadaşımada aynı şeyi söyledim. allahtan benimle benzer düşüncede. ikimizde içi eşya dolu, tıkış tıkış evlerden nefret ediyoruz.
minimal eşya, maksimal alan. bu kadar.
devamını gör...
normal sözlük'te o trollü dövdüreceğim
sonum yaklaşıyor gibi... işten eve nasıl geldim bilmiyorum.. sokakta yürürken arkamdan lambalar söndü hep.. kız arkadaşım varmış gibi telefonda konuşma numarası yaptım.... tanrımmm sonum böyle mi olacaktı? kızın birine duyduğu saplantı sebebiyle bir ev dombilisinin beni dövdürmek için tutacağı bir iki takım elbiselinin ellerinde can mı verecektim...
fiziki olaylarda her zaman şiddetin karşısında duran, durduğunu ifade eden solcu yazarların sessiz kalması daha da sarstı beni.. küfürün yasak olduğu bu yüce makamda.. sırf kadınları çok seviyorum diye, olur olmadık küfürlere maruz kaldım.. kadınların anlattığı taciz hikayelerine sayfa sayfa moral mesajı atan erkek yazarların, aynı taciz karşısında sessiz kalmaları karşısında bir kere daha solculuğa olan inancım derinden sarsıldı..
insan hakları, cinsiyetçilik diye sabaha kadar kafa açan solcular, resmenn olup bitene alkış tuttu. lanet gelsin size de solculuğa da. adilerrrr.
peki ya muhafazakar hanımlar? değerli akpliler? hangi birinizi bugüne kadar solcu kadınlardan ayırdım? hangii birinizi solcuların memeleri daha iri olur diye ötekileştirdim? her birinizi ayrı ayrı çok sevdim. bunu biliyordunuz.. hani filistin kardeşliği? hani rabia forever? ayıp beee.
yakamda bir gül, takım elbisemi giyeceğim gün geldi işte.. hissediyorum.. dıkşınnnn kan içinde yerdeyim..
o an bile... son bi defa daha bir sözlük kızıyla cilveleşeyim isterim kesin...
huyum kurusun.
son bir duduş..
son bir meme.
pattt öldüm ya lan işte.
fiziki olaylarda her zaman şiddetin karşısında duran, durduğunu ifade eden solcu yazarların sessiz kalması daha da sarstı beni.. küfürün yasak olduğu bu yüce makamda.. sırf kadınları çok seviyorum diye, olur olmadık küfürlere maruz kaldım.. kadınların anlattığı taciz hikayelerine sayfa sayfa moral mesajı atan erkek yazarların, aynı taciz karşısında sessiz kalmaları karşısında bir kere daha solculuğa olan inancım derinden sarsıldı..
insan hakları, cinsiyetçilik diye sabaha kadar kafa açan solcular, resmenn olup bitene alkış tuttu. lanet gelsin size de solculuğa da. adilerrrr.
peki ya muhafazakar hanımlar? değerli akpliler? hangi birinizi bugüne kadar solcu kadınlardan ayırdım? hangii birinizi solcuların memeleri daha iri olur diye ötekileştirdim? her birinizi ayrı ayrı çok sevdim. bunu biliyordunuz.. hani filistin kardeşliği? hani rabia forever? ayıp beee.
yakamda bir gül, takım elbisemi giyeceğim gün geldi işte.. hissediyorum.. dıkşınnnn kan içinde yerdeyim..
o an bile... son bi defa daha bir sözlük kızıyla cilveleşeyim isterim kesin...
huyum kurusun.
son bir duduş..
son bir meme.
pattt öldüm ya lan işte.
devamını gör...
beşiktaş
devamını gör...
rutger hauer
rutger oelsen hauer
1944-2019
çok yönlü ve üretken hollandalı aktördür. oyunculuk yaptığı 50 senelik zaman diliminde aksiyon filmi kahramanlarından amansız kötü adamlara kadar türlü rollerde izleyici karşısına çıkmıştır. oynadığı düzinelerce filmden akıllarda en çok yer edinenleri; turkish delight (1972), nighthawks (1981), batman begins (2005) ile birlikte ve muhtemelen bunlardan da çok, zorba bir android olan roy batty'yi canlandırdığı, bir bilim kurgu klasiği olan blade runner'dır (1982).
hauer, bruekelen'de (hollanda), 2. dünya savaşının en şiddetli olduğu zamanda (1944 - ocak 23) doğmuştur. bu tarih, hollanda'nın nazi işgaline uğradığı döneme tekabul eder ve oyuncu, verdiği röportajlarda savaşın dehşetinin onu yetişkinliğinde nasıl da pasifizme yönelttiğini anımsadığını anlatmıştır. 15 yaşındaki isyankar bir gençken evden kaçar bu aktör ve bir yük gemisinde çalışmaya başlar. bir gemi kaptanı olmanın hayallerini kursa da renk körlüğü yüzünden bu gerçekleşemez. bu hevesi kursağında kalınca bir sene sonra evine, liseyi bitirmek için dönüş yapar rutger. annesi ve babası oyuncudurlar ve amsterdam'da bir oyunculuk okulunu işletiyorlardır. oğullarının filizlenmekte olan yaratıcı tarafını besleyen ebeveynleri sayesinde hauer, amsterdam tiyatro ve dans akademisi'nde oyunculuk dersleri almaya ve bundan hemen hoşlanmaya başlar. ancak, kısa bir süreliğine akademiyi bırakır ve hollanda kraliyet ordusu'na katılır. bu ara yalnızca birkaç ay sürer ve rutger oyunculuk okuluna geri döner. nihayetinde ünlü isim* bu tiyatro ve dans okulundan 1967 yılında mezun olur.
rutger, mezuniyetinden hemen sonra aktörlük işine başlar. en erken başrollerinden birini floris (1967) isimli hollanda yapımı dizide oynar fakat bu tv dizisi yalnızca 1 sezon sürmüştür. gene de bu yapımda edindiği ve oyunculuk kabiliyetini geliştirmesine olanak sağlayan deneyimi, rutger'a hollanda'da bir tiyatro şirketinin finanse ettiği birtakım oyunlarda rol alabilmesinin yolunu açar. aktörün bu dönemde ekran için yaptığı işler minimal düzeydedir. 1973 senesine geldiğimizde kendisi hollanda yapımı bir romantik drama filmi olan turkish delight'ın oyuncu kadrosunda yer bulur hem de başrollerden biri olarak. bu yapım hem hollanda'da hem de kimi başka ülkelerde o kadar beğenilir ve iş yapar ki hauer, uluslararası piyasada aranan bir oyuncu olmuştur artık. bundan sonra aktör, global olarak albenisi daha yüksek filmlere doğru yelkenini açar ve 1975'te, ingilizce dilinde oynadığı ilk film olan the wilby conspiracy gelir. ancak, kendi ülkesinin prodüksiyonlarında yer bulmaktan da geri duymuyordur hauer. örneğin oynadığı soldier of orange (1977) ve spetters (1980) isimlerindeki hollanda yapımları çok iyi kritikler ve büyük övgüler almıştır.
artık sıra abd sinemasına gelmiştir... sylvester stallone ile birlikte oynadıkları nighthawks filmiyle 1981'de amerikan sinemasına giriş yapan aktör, bu sinemaya esas ve esaslı damgasını bundan bir sene sonra çıkan blade runner yani buradaki karakteri batty ile vuracaktır. ridley scott'ın bu filmi gişede çok büyük iş yapmamış olsa da yıllar geçtikçe sinema tarihinin en büyük klasiklerinden biri olarak anılmaya başlamıştır ve bu her zaman güncelliğini koruyan ve bilim kurguda bir nevi referans noktası olarak adlandırılan yapımda rutger'ın da katkısı ve payı büyüktür; onun oynadığı amansız android roy batty, ikonlaşmış sinematik bir karakterdir artık. oyuncu, 80'lerde başka amerikan filmlerinde de oynamıştır; örneğin ladyhawke (1985), the hitcher (1986) ve blind fury (1989). 90'lara geldiğimizde aktör, split second (1992) ve omega doom (1996) gibi kimi düşük bütçeli yapımlarda yer alsa da, 2000'lere geçildiğinde, sin city (2005) ve batman begins (2005) gibi önemli ve daha yüksek bütçeli filmlerde yeniden görürüz hollandalı ismi. 2010'larda da oyuncu olarak aktif kalabilmiştir hauer ve gerek filmlerde gerekse tv dizilerinde çeşitli işler yapmıştır.
ekranda ve beyaz perdede geçirdiği yarım asırda 170 ayrı film ve tv dizisinde yer almıştır hollandalı aktör, oyuncu olarak ve bu da onu kuşağının en üretken aktörlerinden biri yapmaktadır. 75 yaşındayken, kısa bir hastalığın ardından hayata gözlerini yuman rutger hauer, ismini sinema tarihine başarıyla yazdırmıştır.
kaynak: www.fandango.com/people/rut...
1944-2019
çok yönlü ve üretken hollandalı aktördür. oyunculuk yaptığı 50 senelik zaman diliminde aksiyon filmi kahramanlarından amansız kötü adamlara kadar türlü rollerde izleyici karşısına çıkmıştır. oynadığı düzinelerce filmden akıllarda en çok yer edinenleri; turkish delight (1972), nighthawks (1981), batman begins (2005) ile birlikte ve muhtemelen bunlardan da çok, zorba bir android olan roy batty'yi canlandırdığı, bir bilim kurgu klasiği olan blade runner'dır (1982).
hauer, bruekelen'de (hollanda), 2. dünya savaşının en şiddetli olduğu zamanda (1944 - ocak 23) doğmuştur. bu tarih, hollanda'nın nazi işgaline uğradığı döneme tekabul eder ve oyuncu, verdiği röportajlarda savaşın dehşetinin onu yetişkinliğinde nasıl da pasifizme yönelttiğini anımsadığını anlatmıştır. 15 yaşındaki isyankar bir gençken evden kaçar bu aktör ve bir yük gemisinde çalışmaya başlar. bir gemi kaptanı olmanın hayallerini kursa da renk körlüğü yüzünden bu gerçekleşemez. bu hevesi kursağında kalınca bir sene sonra evine, liseyi bitirmek için dönüş yapar rutger. annesi ve babası oyuncudurlar ve amsterdam'da bir oyunculuk okulunu işletiyorlardır. oğullarının filizlenmekte olan yaratıcı tarafını besleyen ebeveynleri sayesinde hauer, amsterdam tiyatro ve dans akademisi'nde oyunculuk dersleri almaya ve bundan hemen hoşlanmaya başlar. ancak, kısa bir süreliğine akademiyi bırakır ve hollanda kraliyet ordusu'na katılır. bu ara yalnızca birkaç ay sürer ve rutger oyunculuk okuluna geri döner. nihayetinde ünlü isim* bu tiyatro ve dans okulundan 1967 yılında mezun olur.
rutger, mezuniyetinden hemen sonra aktörlük işine başlar. en erken başrollerinden birini floris (1967) isimli hollanda yapımı dizide oynar fakat bu tv dizisi yalnızca 1 sezon sürmüştür. gene de bu yapımda edindiği ve oyunculuk kabiliyetini geliştirmesine olanak sağlayan deneyimi, rutger'a hollanda'da bir tiyatro şirketinin finanse ettiği birtakım oyunlarda rol alabilmesinin yolunu açar. aktörün bu dönemde ekran için yaptığı işler minimal düzeydedir. 1973 senesine geldiğimizde kendisi hollanda yapımı bir romantik drama filmi olan turkish delight'ın oyuncu kadrosunda yer bulur hem de başrollerden biri olarak. bu yapım hem hollanda'da hem de kimi başka ülkelerde o kadar beğenilir ve iş yapar ki hauer, uluslararası piyasada aranan bir oyuncu olmuştur artık. bundan sonra aktör, global olarak albenisi daha yüksek filmlere doğru yelkenini açar ve 1975'te, ingilizce dilinde oynadığı ilk film olan the wilby conspiracy gelir. ancak, kendi ülkesinin prodüksiyonlarında yer bulmaktan da geri duymuyordur hauer. örneğin oynadığı soldier of orange (1977) ve spetters (1980) isimlerindeki hollanda yapımları çok iyi kritikler ve büyük övgüler almıştır.
artık sıra abd sinemasına gelmiştir... sylvester stallone ile birlikte oynadıkları nighthawks filmiyle 1981'de amerikan sinemasına giriş yapan aktör, bu sinemaya esas ve esaslı damgasını bundan bir sene sonra çıkan blade runner yani buradaki karakteri batty ile vuracaktır. ridley scott'ın bu filmi gişede çok büyük iş yapmamış olsa da yıllar geçtikçe sinema tarihinin en büyük klasiklerinden biri olarak anılmaya başlamıştır ve bu her zaman güncelliğini koruyan ve bilim kurguda bir nevi referans noktası olarak adlandırılan yapımda rutger'ın da katkısı ve payı büyüktür; onun oynadığı amansız android roy batty, ikonlaşmış sinematik bir karakterdir artık. oyuncu, 80'lerde başka amerikan filmlerinde de oynamıştır; örneğin ladyhawke (1985), the hitcher (1986) ve blind fury (1989). 90'lara geldiğimizde aktör, split second (1992) ve omega doom (1996) gibi kimi düşük bütçeli yapımlarda yer alsa da, 2000'lere geçildiğinde, sin city (2005) ve batman begins (2005) gibi önemli ve daha yüksek bütçeli filmlerde yeniden görürüz hollandalı ismi. 2010'larda da oyuncu olarak aktif kalabilmiştir hauer ve gerek filmlerde gerekse tv dizilerinde çeşitli işler yapmıştır.
ekranda ve beyaz perdede geçirdiği yarım asırda 170 ayrı film ve tv dizisinde yer almıştır hollandalı aktör, oyuncu olarak ve bu da onu kuşağının en üretken aktörlerinden biri yapmaktadır. 75 yaşındayken, kısa bir hastalığın ardından hayata gözlerini yuman rutger hauer, ismini sinema tarihine başarıyla yazdırmıştır.
kaynak: www.fandango.com/people/rut...
devamını gör...
gülüp eğlenirken akla gelen dert
arda turan yüz ifadesiyle uzaklara baktırır.
devamını gör...
yazarlara gelen son mesaj
"bir şeye ihtiyacın var mı?" deyişime yolladığı "senin iyi ve mutlu olmana." mesajı.
hem komik, hem sinir bozucu hem de sevimli. sevimli olmasının sebebi kardeşimden gelmesi. minik veletlerin bu tarz söylemleri güldürüyor. sinir bozucu kısmı da sanki abla değil de kardeşim ben bir de mutsuz ve iyi olmadığımın altını çizmesi. ya da öyleyim diye ben çiziyorum bilemiyorum.
hem komik, hem sinir bozucu hem de sevimli. sevimli olmasının sebebi kardeşimden gelmesi. minik veletlerin bu tarz söylemleri güldürüyor. sinir bozucu kısmı da sanki abla değil de kardeşim ben bir de mutsuz ve iyi olmadığımın altını çizmesi. ya da öyleyim diye ben çiziyorum bilemiyorum.
devamını gör...
dini inancın zayıflama nedenleri
bunu yaptığımda 16 yaşındaydım. önce sorgularsam cehenneme giderim korkusunu yendim. elmalılı hamdi yazır'ın türkçe kuran mealini her ayeti anlayana kadar tekrar tekrar okudum. fakat en önemli etken o yaşa gelinceye kadar markasist teori yi çok iyi bilmemdi bence.
devamını gör...
yazarlara gelen son mesaj
bir sözlük yazarı bunu nasılll yapar nasıllll!!! aklımı yitireceğim..
insan, karşısındaki kişi anneannesi bile olsa yazım yanlışı yapıyorsa tdk'ya görefsdfsdfsd
anneanniş, de'yi de bitişik yazıyoordur kesin.. nerede bu sitenin tdk'dan sorumluları????
insan, karşısındaki kişi anneannesi bile olsa yazım yanlışı yapıyorsa tdk'ya görefsdfsdfsd
anneanniş, de'yi de bitişik yazıyoordur kesin.. nerede bu sitenin tdk'dan sorumluları????
devamını gör...
jeffrey dahmer
1960'lı yıllarda türkiye'nin gündemini sarsan çumra canavarı'nın amerikan versiyonu. aralarındaki benzerlik çok dikkat çekici.
devamını gör...
cehennemde söylenecek ilk söz
buranın olmaması lazımdı ama ya!
devamını gör...
sarhoş kadınla sevişmek
dünyanın en büyük hatasıdır. bunu kadına indirgememek gerekir.
"sarhoş herhangi bir insanla" sevişmek hatadır çünkü genelde kendisini kaybedecek kadar içen insanların çok derin yaraları ya da sancıları vardır. kendisini bu düzeyde hırpalamayı seçen biriyle seks yapmak o kişiyi suistimal etmektir çünkü hepimizin bildiği üzere, sarhoşluk hali "irade" barındırmaz. belkide ayık haliyle sizinle asla fiziksel temas kurmayacak birine, kendisinde olmadığını bildiğiniz halde yaklaşıyorsunuz. çoğu insan uyanınca hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edip, sizi yok sayıyor zaten. sadece bazı insanlar için bu büyük trauma oluyor ve yaygarayı koparıyorlar. yani her 2 durumda da sarhoş insanla beraber olmayı tercih etmiş taraf için rezillik.
onurunuzu düşünün. biraz zevk alıcam diye böylesine düşürmeyin kendinizi.
"sarhoş herhangi bir insanla" sevişmek hatadır çünkü genelde kendisini kaybedecek kadar içen insanların çok derin yaraları ya da sancıları vardır. kendisini bu düzeyde hırpalamayı seçen biriyle seks yapmak o kişiyi suistimal etmektir çünkü hepimizin bildiği üzere, sarhoşluk hali "irade" barındırmaz. belkide ayık haliyle sizinle asla fiziksel temas kurmayacak birine, kendisinde olmadığını bildiğiniz halde yaklaşıyorsunuz. çoğu insan uyanınca hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edip, sizi yok sayıyor zaten. sadece bazı insanlar için bu büyük trauma oluyor ve yaygarayı koparıyorlar. yani her 2 durumda da sarhoş insanla beraber olmayı tercih etmiş taraf için rezillik.
onurunuzu düşünün. biraz zevk alıcam diye böylesine düşürmeyin kendinizi.
devamını gör...
13 kasım 2023 özel mesaj yoluyla tehdit edilmem
hep diyorum abi, "kavga" eklensin konulara, moderasyon orada özet geçsin, ilgili ne varsa da sıradan okuyalım.
biz hobbitköy'de uzak kalıyoruz sauron kimmiş, silmaril'i kim kesmiş falan.
biz hobbitköy'de uzak kalıyoruz sauron kimmiş, silmaril'i kim kesmiş falan.
devamını gör...