zaman tüneli
pers
pers, bildiğimiz iranlılar olan farsların orijinal adıdır çünkü arapçada "p" harfi yoktur onun yerine "b" ya da "f" kullanılır. zaten arap sözcüğünün orijinali "arab"tır. örneğin platon-(e)flatun, parakletos-faraklit, pavlus-bolüs vb.
hatta tarihte pers imparatorluğuyla alakalı persepolis şehri vardır. polis, yunanca şehir(kent) anlamına gelmektedir. persepolis: perslerin şehri
hatta tarihte pers imparatorluğuyla alakalı persepolis şehri vardır. polis, yunanca şehir(kent) anlamına gelmektedir. persepolis: perslerin şehri
devamını gör...
islam ülkelerinin bilime yatkınlığı
devamını gör...
yazarların yakaladıkları şeyler
herkesin yaşam gereğince yakaladıkları vardır bu sadece balık ve otobüs disinda olan olaylarda vardır. asansörde cifti yakalamak ,yasli amcayi birini keserken yakalamak ..indirim fırsatı yakalamak..
ben bugün güzel bir indirim yakaladım son gününü yakaladım hemde ..
ben bugün güzel bir indirim yakaladım son gününü yakaladım hemde ..
devamını gör...
yabancı müzik dinlememek
kime yabancı?
bana yabancı olan bir müzik yok.
bana yabancı olan bir müzik yok.
devamını gör...
çizgisini bozmayan insan
çizgisinin ne olduğuna göre değişir. değişmek iyidir ve hayat prensip ve ilkeleri çiğneyecek koşullar yaratmak da pek ustadır.
devamını gör...
islam ülkelerinin bilime yatkınlığı
başlığı görünce kahkaha attım keşke gerçek olsa .islam ulkelerinin yatkınlığı bir tek sey var oda uremek ...suriyelilere bakin köpek gibi uruyorlar...
devamını gör...
çizgisini bozmayan insan
doğru ve dürüst insandır. bunlar olmasa her şekilde bozuktur.
devamını gör...
burcunda taşıdığın bir özellik
ateş.
yangın yeri heep..
yangın yeri heep..
devamını gör...
doğal hukuk sorunu
kitabın tam adı doğal hukuk sorunu aristoteles'in politika'sı hobbes'un leviathan'ı. vahdet işsevenler tarafından yazılmış. pinhan yayıncılık basmış. yazar aslında hukuk felsefesi literatüründeki bir boşluğu görüp kapsamlı bir makale yazmayı düşünmüş; ancak makale boyutlarını aşıp çalışmayı kitaba çevirmiş. iyi de yapmış. kısa, özlü ve yoğun bir kitap. doğal hukuk kavramına ilişkin aslında doğru dürüst bir tanım bile yapılamadığından dem vuruyor. bazı kulaktan dolma ve beylik laflar var, o kadar. indirgemeci tavırlar görüyor kavrama yaklaşımda. oysa çok kadim bir mesele bu. felsefenin ve hukukun kesiştiği ciddi bir kavram. doğal hukuk nedir? kabaca doğallıkla yapılması gereken ve kaçınılması gereken şeyler vardır. doğa kavramından uzaklaşmadan düşünmek gerekir doğal adaleti. öldürmemek veya çalmamak gibi basit ilkeler geliyor akla. bunların her yerde kınanacağı filan. bundan emin değilim, kültürel farklılıkları göz ardı etmeden bakmaya çalışırım ben. ama yine de doğal hukuk özünde adaleti imlediği için bunun evrensel olduğu savunuluyor. iki filozofa odaklanılmış çalışmada; aristoteles ve hobbes. bunların birbirlerine tamamen zıt olduklarını savunuyor vahdet işsevenler. en azından bu mesele bağlamında. aristoteles'te uzlaşıma veya sözleşmeye dayanan bir yasallık yanında her zaman ve her yerde geçerli olan doğal hukuk/yasa da vardır. yani genel ve özel yasaları ayırır. özel yasalar her toplumun kendi içinde yurttaşlarına yönelik belirlediği ilkelerdir. bu yasalar sözlü veya sözsüz olabilir. toplumsal ilişkileri düzenlerler esas olarak. değişebilirler. kaldırılabilirler. anayasa değişince yasalar da pekâlâ değişebilir. yasa koyucunun iradesine bağlıdırlar. sözgelimi solon atina için yasalar koymuştu. toplumu yeniden düzenlemişti. oysa genel veya evrensel yasa sabittir. filanca kişinin egemenliğine dayanmaz. doğal adalet arayışı aristoteles'e göre evrenseldir. bir yasa geçerli olabilir ama bu onun âdil veya meşru olduğu anlamına gelmez. bunu en iyi bizler biliriz. can atalay'ı rehin tutan yasa pekâlâ geçerlidir ama âdil veya meşru değildir. adalet en önemli kavram doğal hukuk/yasada. hobbes insanların doğa durumunda aralıksız bir savaş hâlinde olduğunu savunuyordu. yani devlet ve yasa öncesi kurgusal bir jungle. herkes herkesin kurdu. kör tuttuğunu haklıyor. senden güçlüysem vay hâline. çünkü yasa yok, yasa yoksa adaletten söz edilemez. yani hobbes için adalet uzlaşımsal bir şey. adalet ve yasa devletle birlikte oluşuyor. daha doğrusu egemenle birlikte. yasa egemenin şahsına bağlı. leviathan'ın şahsına. onun dediği şey yasa. biz savaş durumundan çıkıp güvenlik karşılığında bütün haklarımızı leviathan'a devrettik. var kalma hakkı hariç bütün haklar. doğal hukukçu olarak anılan hobbes'un aslında öyle olmadığını iddia ediyor vahdet işsevenler. bunun tartışmalı olduğunu ifade ediyor. hobbes doğal adaletle ilgili bir sürü şey sayıyor aslında leviathan kitabında. ama yasayı ve aslında dolaylı olarak adaleti de egemenin şahsına bağlaması çok kafa karıştırıcı. bu bağlamda kesinlikle aristoteles'le karşı kutuptalar. aristoteles'te zaten doğa durumu denen bir şey yoktur. insan doğal olarak politiktir. devlet doğal bir şeydir.
devamını gör...
feminist yalnızlığı
sevgili yazara bir parça araştırma, okuma ve anlama görevi veriyoruz.
feminizm sosyal hayatta kadın ve erkeğin eşitliğini savunur. istediği mesleği seçmesinde, ehliyet almasında, eğitim görmesinde, aynı oranda maaş almasında eşit muamele yapılmasını savunur. bunun gibi aklınıza gelebilecek birçok farklı hukuki alan da dahil yani kimse kimsenin aile kurup kurmamasına, eş seçimlerine, hayat tarzına bir eleştiride bulunmuyor.
bu ideoloji erkeklerden nefret edelim çünkü başka işimiz gücümüz yok mentalitesi üzerine kurulmuş değildir.
kısa ve öz açıkladım ama tabii insan nerden bakmak isterse hep oradan görür.
not: başlık benim değil
feminizm sosyal hayatta kadın ve erkeğin eşitliğini savunur. istediği mesleği seçmesinde, ehliyet almasında, eğitim görmesinde, aynı oranda maaş almasında eşit muamele yapılmasını savunur. bunun gibi aklınıza gelebilecek birçok farklı hukuki alan da dahil yani kimse kimsenin aile kurup kurmamasına, eş seçimlerine, hayat tarzına bir eleştiride bulunmuyor.
bu ideoloji erkeklerden nefret edelim çünkü başka işimiz gücümüz yok mentalitesi üzerine kurulmuş değildir.
kısa ve öz açıkladım ama tabii insan nerden bakmak isterse hep oradan görür.
not: başlık benim değil
devamını gör...
çizgisini bozmayan insan
buna itibar deniyor.
ne demiş laz ziya?
- itibarı 50 senede edinirsin ama 5 dakikada kaybedersin.
ne demiş laz ziya?
- itibarı 50 senede edinirsin ama 5 dakikada kaybedersin.
devamını gör...
yürekten atması zor şeyler
sevdiklerinin ölüm haberi ve dost vefasızlığıdır.
devamını gör...
çizgisini bozmayan insan
kararlı ve kendinden emin kişilerdir. bulunması zordur kıymeti bilinmeli.
devamını gör...
yürekten atması zor şeyler
anılar ve travmalardır.
insanlar demiyorum çünkü anılar insanlara verdiğimiz öneme göre değişir.
insanlar demiyorum çünkü anılar insanlara verdiğimiz öneme göre değişir.
devamını gör...
uzlaşma
tutkularınızdan azade olmanız beklenir.
devamını gör...
burcunda taşıdığın bir özellik
inatçılık
devamını gör...
yabancı müzik dinlememek
gerçekten çok güzel olanlar vardır biliyorum ama ben anlamadığım derinlerine kadar hissetmediğim müziği dinleyemiyorum ya. bir de söyleme kısmı var tabi. o şarkı bağıra bağıra söylenecek yaşanacak. yabancı şarkılarda bunu yapmak da çok zor*
devamını gör...
politika
aristoteles'in büyük eseridir. siyaset felsefesi ve biliminin en temel kitaplarından biridir. toplam sekiz kitaptan oluşur. bazı kısımlarda eksikler olduğu düşünülse de metnin bütünlüğünü bozan bir durum söz konusu değil. remzi kitabevi baskısından okudum ben, mete tunçay çevirisi. orijinalinden değil ingilizceden çevrilmiş. gerekli görülen yerlerde kısa ve öz açıklamalar yapılmış. mete tunçay önemli bir siyaset bilimci ve entelektüel; ancak çeviride yer yer zorlama sözcükler kullandığını düşünüyorum. genel olarak iyi bir çeviri. kitap aile(hane) yönetimi incelemesiyle başlıyor. geçim kaynakları, geçimi sağlamak, para, kâr ve hangi yolun tutulması gerektiği tartışılıyor. aristoteles için geçim sağlamak doğal bir şey. bunun farklı yolları var. çiftçilik, çobanlık, avcılık ve toplayıcılık gibi. bunlar takdir ediliyor. para meselesine pek sıcak bakmıyor. para doğal bir şey değil çünkü. ticaret de keza öyle. insan gereksinimlerinin ötesine geçip amacı para kazanmak olarak belirliyorsa bu hoş değil. bir biyolog gibi yaklaşıyor devlete. onu parçalarına ayırıyor. aile en küçük birim veya topluluk. aileler birleşip köyleri meydana getirirler; köyler de birleşip kenti(devleti) oluştururlar. kent dediğimiz politik birlik iyi'yi amaçlar. insanların bir araya gelerek politik birliği oluşturmalarının ereği iyi'ye erişmektir. ortak yararı sağlamaktır. kent yurttaşlarını iyi ve erdemli alışkanlıklara yöneltmelidir. amaç sadece yaşamak değil; iyi yaşamaktır. mutluluk herkesin istediği ve kendisine yöneldiği şeydir. kendisi için istenendir. başka şeylere erişmek için mutluluğu istemeyiz. aristoteles çeşitli anayasaları inceliyor. anayasadan siyasal rejimleri veya yönetim biçimlerini anlamalıyız. ona göre makbul üç anayasa biçimi ve onlardan sapan üç de bozulmuş biçim vardır. makbul olanlar: monarşi, aristokrasi ve politeia(anayasal yönetim/siyasal yönetim). üç sapma biçimi ise: tiranlık, oligarşi ve demokrasidir. politeia çoğunluğun yasaya dayalı yönetimidir. demokrasi ve oligarşinin bir karmasıdır. orta sınıf rejimidir. aristoteles çok tutar bu anayasayı. orta sınıflar ölçülü olmayı çağrıştırır. doğru orta öğretisiyle de uyumlu. hangi anayasa hangi toplum için uygundur? sorunun cevabını oldukça ayrıntılı olarak tartışır. nüfus, coğrafya, toplumun gelenekleri, kentin erdemi ve eğitim gibi önemli unsurlara değinir. anayasaların korunması için neler yapılması gerektiğini tartışır. yasaların bu noktada çok büyük önemi vardır. yasaların amacı yurttaşlara erdemli ve iyi alışkanlıklar kazandırmaktır. ayrıca devrimleri de inceler. her bir anayasa için nelerden kaçınılması gerektiğini irdeler. sözgelimi oligarşilerde yoksulları tamamen ezmemelidir. mülkiyet sahibi sınıf halkı aşağılamamalıdır. tartışılan meselelerden biri de köleliktir. aristoteles için bu doğal bir şeydir. kimileri yönetilmek için vardır. yalnızca beden işlerine uygun olanlar doğadan köledir. canlı araçlardır köleler. bunlar gülünç argümanlar tabii ki, ulusal ön yargılar. kitapta eğitim meselesi önemli bir yer tutuyor. kamusal bir mesele olarak görülüyor. gençlerin eğitimine odaklanmak gerekir. onlar geleceğin yurttaşlarıdır. sparta, girit ve kartaca anayasaları ele alınıyor. olumlu ve olumsuz yönleri tartışılıyor. sparta'yı kadınlar yıkmıştır diyebiliriz, işin latifesi olarak. aristoteles sparta'da kadınların çok başıboş olduklarından yakınıyor. toprakların ciddi bir kısmına sahip olmalarını kabul edilebilir bulmuyor. yine sparta'da yalnızca askerlik meselesinin önemsenmesinden hoşlanmıyor. kitabın önemli savlarından biri kişilerin değil, yasaların yönetiminin savunulmasıdır bence. yasalar erdemli olmalıdır, yurttaşları iyi alışkanlıklara yöneltmelidir. genel olmalıdırlar. herkes için geçerlidirler. ''yasanın yönetmesini isteyen tanrının veya aklın yönetmesini istiyordur.''
devamını gör...