zaman tüneli
allah'ın var olduğuna dair kanıtlar
nereden geldiğimizi araştırırken harcadığımız çabayı, şu anda yaşadığımız dünyayı nasıl güzelleştiririz diye harcasak inanın hem biz hem gelecek nesiller daha mutlu, daha hoşgörülü,daha adil bir dünyada yaşarlar.
devamını gör...
teizm felsefesini din üzerinden eleştirme yanılgısı
sadece teizm değil aslında herhangi bir felsefi düşünce için geçerli bir yanılgı aslında, fakat özellikle teizm üzerine yapılan eleştirilerde gördüğüm bir yanılgı olduğundan başlığı bu şekilde açtım.
söz konusu felsefi argümanları veya düşünceleri sadece bir dinin öğretileriyle değerlendirmek ve olayı o pencereden eleştirmek, o felsefi düşüncenin veya argümanın gerçek niteliğini ve anlamını görmeme riskini taşır.
bu yüzden felsefi argümanlar veya düşünceler bağlamında eleştiri yapılırken; ilgili felsefenin çerçevesinden çıkmadan kendi içindeki tutarlılığı, geçerliliği gibi felsefi ölçütler üzerinden veya karşıt argümanlar ile eleştirilmelidir. bu şekilde, felsefi düşüncenin gerçek içeriği ve anlamı daha iyi anlaşılabilir ve yapılacak eleştiri sağlıklı bir eleştiri olur. son olarak şunu da belirtmek gerekir, evet teizm felsefesi dinlerin doğmasına yol açmıştır ama bu teizm eleştirisi yaparken din üzerinden yapmayı doğru kılmaz. bu iş şuna benzer. teizm bir demir metali olsun mesela. şimdi o metalden bir kılıçta yapabilirsiniz, bir gemide. biri şu üzerinde seyahat etmeye yarar diğeri adam öldürmeye. ayrıca demir merakını eritip başka metallerlede karıştırmanız mümkün, bu durumda adı dayanıksız bir metal ile demiri karıştırıp dökülen bir zırh olsun. şimdi zırh savaşta parçalanırsa suçlu demir mi olur yoksa demire karışan adi metalden mi? yada o adı metali karıştıran kişide mi?
bu durumun bir benzeri ise; inanç veya ideolojiyi eleştirirken aslında o inanç veya ideoloji ile uyuşmayan hareketler yapan insan/insanlar üzerinden eleştiri yapmaktır, ki bu durumdan (bkz: inanç veya ideolojik fikirleri eleştirirken yapılan hatalar) başlığında #2771425 no'lu tanımımda değinmiştim.
söz konusu felsefi argümanları veya düşünceleri sadece bir dinin öğretileriyle değerlendirmek ve olayı o pencereden eleştirmek, o felsefi düşüncenin veya argümanın gerçek niteliğini ve anlamını görmeme riskini taşır.
bu yüzden felsefi argümanlar veya düşünceler bağlamında eleştiri yapılırken; ilgili felsefenin çerçevesinden çıkmadan kendi içindeki tutarlılığı, geçerliliği gibi felsefi ölçütler üzerinden veya karşıt argümanlar ile eleştirilmelidir. bu şekilde, felsefi düşüncenin gerçek içeriği ve anlamı daha iyi anlaşılabilir ve yapılacak eleştiri sağlıklı bir eleştiri olur. son olarak şunu da belirtmek gerekir, evet teizm felsefesi dinlerin doğmasına yol açmıştır ama bu teizm eleştirisi yaparken din üzerinden yapmayı doğru kılmaz. bu iş şuna benzer. teizm bir demir metali olsun mesela. şimdi o metalden bir kılıçta yapabilirsiniz, bir gemide. biri şu üzerinde seyahat etmeye yarar diğeri adam öldürmeye. ayrıca demir merakını eritip başka metallerlede karıştırmanız mümkün, bu durumda adı dayanıksız bir metal ile demiri karıştırıp dökülen bir zırh olsun. şimdi zırh savaşta parçalanırsa suçlu demir mi olur yoksa demire karışan adi metalden mi? yada o adı metali karıştıran kişide mi?
bu durumun bir benzeri ise; inanç veya ideolojiyi eleştirirken aslında o inanç veya ideoloji ile uyuşmayan hareketler yapan insan/insanlar üzerinden eleştiri yapmaktır, ki bu durumdan (bkz: inanç veya ideolojik fikirleri eleştirirken yapılan hatalar) başlığında #2771425 no'lu tanımımda değinmiştim.
devamını gör...
allah'ın var olduğuna dair kanıtlar
hemen ayet açıyorsunuz ya. karşı taraf da az değil 'varsa var' kafasında.
yoksa da yok hatta.
şöyle ansızın bir beşiktaş barında keşke 5 kadın 2 erkek bu konuyu tekila şatlarken tartışabilsek. çok nefis konular. muhabbet hiç bitmeyeceği için hemen taksiyle falan paldır küldür eve geçer, salonda müzik açardık loş ışıkta. çok derinsel konular çünkü.
allah varsa neden sevişmiyoruz falan diye bağlardık konuyu mis gibi.
başka sözlüklerde hemen sevişiyorlar. bu sözlüğü şu türden konularda yetersiz buluyorum. noluyoo size canikom böyle.
yoksa da yok hatta.
şöyle ansızın bir beşiktaş barında keşke 5 kadın 2 erkek bu konuyu tekila şatlarken tartışabilsek. çok nefis konular. muhabbet hiç bitmeyeceği için hemen taksiyle falan paldır küldür eve geçer, salonda müzik açardık loş ışıkta. çok derinsel konular çünkü.
allah varsa neden sevişmiyoruz falan diye bağlardık konuyu mis gibi.
başka sözlüklerde hemen sevişiyorlar. bu sözlüğü şu türden konularda yetersiz buluyorum. noluyoo size canikom böyle.
devamını gör...
fransız yönetmenlerin sanat filmi yapma takıntısı
amerikan kurgusunun neredeyse her kitap ve filmde uygulanan kuralları vardır.
- kahraman, yaptığı işte çok iyidir. (mükemmel dövüşçü, mühendis, pilot, ajan, sevgili vs. )
- kahraman bunun farkında olmayabilir, öyle bile olsa, bunu ortaya çıkartacak bir problemle karşılaşacaktır. (hayati tehlike, sevdiğinin elinden alınması, farkında olmadan başına aldığı bela)
- kahraman ilk sürtüşmede yenilir ya da yenileyazar.
- kahraman çok çalışır, duygusal bir aydınlanma ve aslında karaker dönüşümü olmayan ama öyle sunulan bir sekansla gelişir, saklı gücünü bulur.
- kahraman finalde ana challege ile yenilmesine yüz tutan bir karşılaşma yaşar, son anda dramatik bir dönüşle bunu aşar. mutlu son.
moana 'dan iron man'e, jason bourne'dan matrix'e, yıldız savaşları'ndan forgetting sarah marshall'a bunlar popüler filmlerin standart olay akışıdır. bunun dışında kalan cars (kazanmamayı seçer), rocky gibi istisnalar çok azdır. senede bir bile çıkmaz.
seyirci sıkılmasın diye bir sahnenin 1.5- 3 dk. uzunlukta olması, sonra değişmesi gibi teknik standartlar da var.
şimdi yeni sjw zırvaları bunu beter etti. artık karakerin gelişmesi, kendini aşması da gerekmiyor. "sen eşsiz bir kar tanesisin, kendin ol, irade ve emeğe gerek yok, bütün dünya sana değer vermek zorunda" mesajı sümsük, şımarık nesiller yetiştiriyor. yeni pamuk prenses, yıldız savaşları filmeri gibi.
bu standarta o kadar alıştık ki, bunun dışında kalan her öykü kalıbı bize zorlama, filme aykırı geliyor. "sanat filmi" dediğimiz çoğu film aslında sanatsal kaygıyla çekilmemiş, sadece holivud şablonu izlemediği için adını öyle koyduğumuz filmler. yoksa yüzbinlerce fransız filmi var. hepsinde sanat kasıntısı asla yok. çoğunda bile yok. ve hatta çoğu yukarıdaki şablonu takip de ediyor. sadece holivud'dan uzak bir gelenek olduğu için, etmeyeni daha fazla.
- kahraman, yaptığı işte çok iyidir. (mükemmel dövüşçü, mühendis, pilot, ajan, sevgili vs. )
- kahraman bunun farkında olmayabilir, öyle bile olsa, bunu ortaya çıkartacak bir problemle karşılaşacaktır. (hayati tehlike, sevdiğinin elinden alınması, farkında olmadan başına aldığı bela)
- kahraman ilk sürtüşmede yenilir ya da yenileyazar.
- kahraman çok çalışır, duygusal bir aydınlanma ve aslında karaker dönüşümü olmayan ama öyle sunulan bir sekansla gelişir, saklı gücünü bulur.
- kahraman finalde ana challege ile yenilmesine yüz tutan bir karşılaşma yaşar, son anda dramatik bir dönüşle bunu aşar. mutlu son.
moana 'dan iron man'e, jason bourne'dan matrix'e, yıldız savaşları'ndan forgetting sarah marshall'a bunlar popüler filmlerin standart olay akışıdır. bunun dışında kalan cars (kazanmamayı seçer), rocky gibi istisnalar çok azdır. senede bir bile çıkmaz.
seyirci sıkılmasın diye bir sahnenin 1.5- 3 dk. uzunlukta olması, sonra değişmesi gibi teknik standartlar da var.
şimdi yeni sjw zırvaları bunu beter etti. artık karakerin gelişmesi, kendini aşması da gerekmiyor. "sen eşsiz bir kar tanesisin, kendin ol, irade ve emeğe gerek yok, bütün dünya sana değer vermek zorunda" mesajı sümsük, şımarık nesiller yetiştiriyor. yeni pamuk prenses, yıldız savaşları filmeri gibi.
bu standarta o kadar alıştık ki, bunun dışında kalan her öykü kalıbı bize zorlama, filme aykırı geliyor. "sanat filmi" dediğimiz çoğu film aslında sanatsal kaygıyla çekilmemiş, sadece holivud şablonu izlemediği için adını öyle koyduğumuz filmler. yoksa yüzbinlerce fransız filmi var. hepsinde sanat kasıntısı asla yok. çoğunda bile yok. ve hatta çoğu yukarıdaki şablonu takip de ediyor. sadece holivud'dan uzak bir gelenek olduğu için, etmeyeni daha fazla.
devamını gör...
yabancı müzik dinlememek
nasıl yani hiç mi yabancı müzik dinlemiyorsunuz diyesi geliyor insanın.*
dünyanın dört bir yanındaki etnik müzikleri dinlemeyi seviyorum.
sizlerin de dünyanın her yerinden müzikler çalan radyo voyage'ın insanı hayaller kurmaya sürükleyen, dünyanın bir diğer ucuna götüren muhteşem müziklerinden mahrum kalmanızı istemem doğrusu...*
dünyanın dört bir yanındaki etnik müzikleri dinlemeyi seviyorum.
sizlerin de dünyanın her yerinden müzikler çalan radyo voyage'ın insanı hayaller kurmaya sürükleyen, dünyanın bir diğer ucuna götüren muhteşem müziklerinden mahrum kalmanızı istemem doğrusu...*
devamını gör...
boşluk virgül boşluk
kitap okudum o halde yazar olmalıyım diyen tiplerin belirgin özelliği.
devamını gör...
depresif insanların ölmemekteki ısrarı
akıntıya karşı yüzmek istediklerindendir.
devamını gör...
burun
sözcüğün yan anlamı olarak ilk anlamından başka bir anlam ifade etmesini istediğimizde de kullandığımız olur.
örnek : ayakkabının burnu
örnek : ayakkabının burnu
devamını gör...
depresif insanların ölmemekteki ısrarı
ölmek için değil tam olarak yaşamak istedikleri için depresif bir hale girerler...
devamını gör...
depresif insanların ölmemekteki ısrarı
vallaaa ne bilim... bir amaçsızlık, boşver yürürcülük hakim böyle semalarda.
ne yaşamayı beceriyorlar ne ölmeyi.
aileleri düşünsün yav. bize düşen..
'yanınızdayız' :/
yazmak... bence bu dur.
ne yaşamayı beceriyorlar ne ölmeyi.
aileleri düşünsün yav. bize düşen..
'yanınızdayız' :/
yazmak... bence bu dur.
devamını gör...
benden uzak olsun dediğimiz insan
kendini en mükemmel zanneden o tip var ya. hah. o işte. kendisi dışındaki herkesin yalancı, sahtekar, riyakar falan olduğu o harikulade kişilik.
devamını gör...
allah'ın var olduğuna dair kanıtlar
kanıt da olsa inanmayan inanmamaya devam eder. iş kanıt meselesi değil:
eğer, onlara gerçekten melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplasaydık, allah dilemedikçe (kendileri de istemedikçe), onlar yine de inanmayacaktı. fakat onların çoğu (yaptıkları cahilliğin kendilerini nereye götüreceğini) bilmezler.
-enam süresi, 111. ayet-
eğer, onlara gerçekten melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplasaydık, allah dilemedikçe (kendileri de istemedikçe), onlar yine de inanmayacaktı. fakat onların çoğu (yaptıkları cahilliğin kendilerini nereye götüreceğini) bilmezler.
-enam süresi, 111. ayet-
devamını gör...
edebi ıslatan yazarın 1.60 boyunca aslan gibi erkek çıkması
ne diller döker o. çenebaz sanatını edebiyatla harman eder akar gecelerde oluk gibi kadın yazarların profiline. rivayete göre denilir ki hiçbir kadın iç çamaşırı dayanamaz ona. 3.. 4 defa günlük duşa ihtiyaç duyduğunu ifade eden kadınlarla dolu internet. bu adam tam bir akrep.
aforizmayla ön sevişmeyi tamamlayan er yazarımız, bir nick altı selamıyla özel mesajlarda işi bitirir. itiraflar gibi samimiyet dolu başlıklarda üzgün kızlarımızı teselli edecek nice akrep entel beklemede.
babam bugün hiç yüzüme bakmadı gibi erkek yükseltici yazılar yazarken diggatli olun kızlar. nooldunu anlamadan bir entel takibe almıştır sizi.
bu adamlar tam bir organizasyon.
aforizmayla ön sevişmeyi tamamlayan er yazarımız, bir nick altı selamıyla özel mesajlarda işi bitirir. itiraflar gibi samimiyet dolu başlıklarda üzgün kızlarımızı teselli edecek nice akrep entel beklemede.
babam bugün hiç yüzüme bakmadı gibi erkek yükseltici yazılar yazarken diggatli olun kızlar. nooldunu anlamadan bir entel takibe almıştır sizi.
bu adamlar tam bir organizasyon.
devamını gör...
depresif insanların ölmemekteki ısrarı
keşke bu ısrarı hayatlarınızı düzeltmek için harcasanız.
devamını gör...
the cactus channel
melbourne , avustralyada doğmuş bir başka müzik grubu .
ilk kez the cactus channel dinlediğimde yaptıkları bana o kadar samimi geldi ki bir daha hiç listemden çıkarmadım.
genellik enstrümantal hip-hop ve golden era soul 'e eşit mesafede duruyorlar ve kendilerine özgü şarkılar üretiyorlar ama albümlerinde hep bir başka hip-hop yapan işbirlikçileri oluyor.
benim gibi sözden arınmış müzik severler için iyi bir alternatif diyebilirim.
stay a while
dinlerseniz sizde biraz kalacaksınız , hatta birazdan fazla kalacaksınız kaktüs kanalında.
ilk kez the cactus channel dinlediğimde yaptıkları bana o kadar samimi geldi ki bir daha hiç listemden çıkarmadım.
genellik enstrümantal hip-hop ve golden era soul 'e eşit mesafede duruyorlar ve kendilerine özgü şarkılar üretiyorlar ama albümlerinde hep bir başka hip-hop yapan işbirlikçileri oluyor.
benim gibi sözden arınmış müzik severler için iyi bir alternatif diyebilirim.
stay a while
dinlerseniz sizde biraz kalacaksınız , hatta birazdan fazla kalacaksınız kaktüs kanalında.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
wow
devamını gör...
burun
ergenlikten itibaren bi tuhaflaşmaya başlayan organ.
devamını gör...
gönlünün alınmasını beklemek
sabahın sekizinden gecenin 2'sine kadar bekliyorsunuz hee sözlükte.
gelen giden olmuyoo muu yhaa.
gelen giden olmuyoo muu yhaa.
devamını gör...