zaman tüneli

hayatım : nereden baksan tutarsızlık / nereden baksan ahmakça.

ye yiğidim ye aslanım. lazım olur.

#1424838 2021de 2.5 tl oluşundan yakınılmış. 10 tl şuan bizim fırında. ekmek 7,5

insanoğlunun bilimde , teknolojide , sanayide devleşen medeniyetlerine inat , amigdalada yaşadığının kanıtıdır.
aş bunları aş!

(bkz: basic instinct)

tavan yetmez, duvarlara da döşeyelim. maksat gözümüz doysun.

okurken yoruldum. karı olsam yeter be diyerek eteğimi sıyırırdım.

kleopatra(κλεοπάτρα), etnik köken olarak yunan asıllı olup antik mısır'ın son helenistik kıraliçesidir ve antik dünya'nın en güçlü kadın liderlerinden birisidir. 39 gibi çok genç bir yaşta ölmüştür. sağlam tarihi kaynaklara göre kıleopatra, 9 dil biliyordu ve modaya "kıleopatra makyajı" olarak sitili getirmiştir. kıraliçe kıleopatra, roma imparatoru sezar'la aşk yaşamıştır ve bu aşktan üç çocuğu olmuştur. yakın dönemlerde, kıraliçe kıleopatra'yı sinemada katy perry canlandırmıştır.
yunan asıllı antik mısır kıraliçesi kıleopatra
katy perry'nin "dark house" adlı klibinde kıleopatra'yı canlandırdığı sahneler

kadınlar saçma oldukları için almaya devam etmek lazım gibi.

200 tl verip, işimize bakmalıyız.

tripod'da kur tam olsun. özel hayat diye bir mahremiyet kalmadı artık, üzücü ama gerçek.

insan boydan ölçü çekerken utanır cam ustasının yanında. bir dirhem yüzleri kızarmaz böylelerinin. emekçi cam ustası o an ne düşünüyor acaba? kalbi dayanmaz bir insanın 'usta film gibi çek camı' demeye. hayal ederken bile kalbim sıkıştı ya.

lanet gelsin bu erkek zihniyetine be. illa her detayı görecek. pis herif.

cok kapsamli ve bir cok yerde kullanabileceginiz programlama dili.
android'de uygulama gelistirmek de bunlardan biri.

şımarıklık olarak kestirip attığımız şey aslında bir sermaye savaşı. starbucks'ın pastadan aldığı dilimi akp'li kocadağ ailesinin espressolab'ına vermek istiyorlar. o yüzden starbucks mümin kardeşlerimizin kanını içirirken espressolab zemzemle demliyor kahvesini. akp'nin allayıp pullayıp önümüze koyduğu her meselede mevzubahis paradır. bu hiç şaşmamıştır.

birkaç yiğit dost, bu enikleri kağıt pipetle dövmediği sürece bunlar havlayıp duracak.

aralarinda bulundugum grup. (bkz: avusturya)'dan selamlar.
kanguru yok burda kardesim, burda daglarda milka inekleri var sadece.

olaya para olarak bakarsan evet. sevdiğin birini mutlu etmek olarak bakarsan hayır.

arkadaşları şöyle alalım:


kabe'nin dibindeki starbucks'lara gitsinler mesela.
nedense oranın vatandaşları tepki vermiyor oradakilere...
buyrun gidin siz verin.
verin ki suudi yönetimi turizmi baltaladığınız için size şeriatın (oranın siyasal islamının) gerektirdiği cezalardan versin*
artık bir tarafınızı davul gibi gerdirirler mi, oradan soktukları kazığı ağzınızdan çıkartırlar mı bilmem...

kuru müslümanlık yapmayın, maneviyatı en yüksek yerin dibindeki starbuckslara tepki verin.
yiyorsa*

yazdıkça güçleniyor gerçekten, bir kaç sene önceki halimle şimdiki halim arasında cidden fark var. kısaca kelimelerle dans etmek pratiklik gerektirir, ne kadar pratik o kadar estetik ve güçlü bir dans.

volume uppppp...hey douglas

hortensia latince bir kız ismi. antik romada ki formu ise hortensius. her ikiside hortus kelimesinden türemiş. yine latince hortus bahçe demek.
latince ve ingilizce adı hortensia olan hydrangea çiçeğine biz zaman içerisinde fonetik olarak türkçeleştirerek ortanca demişiz.

ortanca için gönül alma çiçeği derler. ne kadar doğru bilmem ama aşkına karşılık bulamayan gencin hikayesinde , genç adam ilk kez gördüğü bu güzel çiçeğe aşık olduğu kadının , hortensia'nın adını vererek aşkını ölümsüzleştirmek ister. hikayeye göre oğlan karşılık bulamadığı aşkından hastalanır ve ölür. hortensia bu duruma çok üzülür ve pişmanlık dolu hayatının sonuna dek gencin mezarına ortanca çiçekleri götürür.

4 önemli karakter vardır romanda hepsi birbirinden bağımsız tiplerdir.
dorian, narsist bir tiplemedir. kendisine aşık ve hayrandır, güzelliğinin farkındadır ve dış güzelliği içini karartacak derece de güçlüdür. bu gücü de sonuna kadar kullanır.
lord henry, hedonist biridir ve dorian'ı da bu konuda etkiler. çekici ve etkili bir konuşmacıdır.
basil, ünlü bir ressamdır. dorian in portresini çizen kişidir, onun güzelliğinden büyülenir ve onu kimseyle paylaşmak istemez. sibly karakteri başarılı bir aktristir. dorian ona güzelliği ve başarısı yüzünden aşık olur, herkesin hayran kaldığı bu kızı kendine yakistirir fakat bir başarısızlığı sonucunda kızı acımasızca eleştirip terk eder ve ölümüne sebep olur. kısacası kızı harcar.
dorian gray'in kendisi yaşlanmazken, dorian'ın kendi yaşam tarzı ve tercihleri portresinde belirginleşir, günden güne çirkinleşip yaşlanmaya başlar.
roman, ahlaki değerlerin çürümesi ve yozlaşma konusunu inceler.
oscar wilde, eserinde estetik anlayışı ve güzellik kavramlarını sorgular. karakterler arasındaki çatışma, yüzeydeki güzellik ile içsel güzellik arasındaki dengeyi keşfeder. dorian gray, dönemin toplumunun yüzeysel beklentileri ve ahlaki normlarına meydan okur. wilde, toplumsal beklentilere ve ahlaki kısıtlamalara karşı çıkarak bireyin özgürlüğüne vurgu yapar. ressam basil hallward'ın portresi, sanatın gücünü ve bir eserin gerçek dünyayı nasıl etkileyebileceğini temsil eder. sanat ile gerçek yaşam arasındaki etkileşim ve güç ilişkisi romanın önemli bir unsuru haline gelir.

bazı işgüzar erkekler nedendir bilmem hep kadınların meme bölgesiyle, çok afedersiniz entel ortamdayız ama popik bölgesine su sıkmayı tercih ediyorlar.

terbiyesiz kılıklılar. hadsizler...