zaman tüneli
counter social
yeni favori sosyal medya platformum. bluesky'ı denemiştim ve hala arada takılıyorum orada ama çok "ağlıyorlar" orada ya. ve twitter'dan/x'ten kaçanlar oranın ciddi kısmını kapladığından içerikler de ona göre şekilleniyor bs'de. bs!* counter social'da da amerikan politikası baskın olan "topic" ama burada daha, böyle nasıl desem efektif ve yerli yerinde bir muhaliflik var.
ayrıca müthiş güzel etkileşim aldım, daha dün akşam kayıt olmama rağmen coso'da. coso (böyle kısaltıyorlar), bluesky'dan epey daha eski, 2017'de açılmış. ama bir şekilde çok daha butik kalmış. bs'nin 33 milyon kadar kullanıcısı var şu anda sanırım, coso'nun ise 1 milyon bile yok galiba ki bunların da çok çok azı aktif diye gözlemledim, yani kayıt olup çıkmış herhalde çoğu. 160.000 üyesi varmış diye bir yazı görmüştüm ama bu 2022'nin verisiydi galiba. şimdi milyona bile ulaşmamıştır aslında, tahminen. biraz normal sözlük'ün globali/ingilizcesi gibi aslında. yani deli bir trafik yok, az aktif kullanıcılı, butik bir platform.
"hostile" diye belledikleri bazı ülkelerden girişi yasaklamışlar. vpn ve proxy gibi numaralarla girişe de izin verilmiyormuş. kurucusu, the jester denen bir hacktivist imiş. benim açımdan ortam güzel orada cidden. yani trump ve musk'ı daha gördüğüm ilk günden sevmediğimden buranın da o görüşte olması bana uygun.
bluesky, net bir twitter klonu gibiyken buranın default arayüzü daha farklı. gerçi standart twitter gibi de yapılabiliyormuş ama ben böyle yan yana sütunları dizerek kullanmayı tercih ediyorum. twitter/bluesky ile farklarından biri de, siz sayfayı yenilemeden buradaki girilerin yenilenmesi, yani en yenilerin şak diye önünüze düşmesi.
algoritma falan kullanılmıyor. temel "akış" community firehouse denen şeyden takip edilebiliyor. dediğim gibi, sayfayı yenilemenize gerek yok. akıyor yani kendisi, yeni yazılar girildikçe. ama yan yana sütunlar dizebildiğiniz için keyfinize göre olan içerikleri de takip edebilirsiniz burada. örneğin #cosomusic, #cosopolitics, #politics, #cosocats gibi hashtag'ler için de sütunlar koyup sadece oralardaki akışları da takip edebilirsiniz.
takip ettiğiniz üyelerin girilerini de my friends sütunundan takip edebilirsiniz. o "arkadaşlar" kısmından manyak bir akış olmaması adına günde 100 tane şey yazanları falan takibe almıyorum ben. zaten öyle binlerce kişiyi de takip etme niyetinde değilim. şimdilik benim açımdan normal sözlük gibi falan orası, akış takip etme babında. rahat yani.
yani her şeyini keşfedemedim henüz ama arayüzü gerçekten güzel ve fonksiyonel. ayda 4.99 dolar vererek "pro" olarak da kullanabiliyorsunuz ve çoğu kişi de öyle yapıyor diye gözlemledim. ben bir göz attım bunun sağladığı avantajlara ve şart da değil gibime geldi. bu arada sıfır reklam ve hiçbir yan gelirleri yokmuş, hiçbir şirketle iş birlikleri falan yokmuş. yani bu tür üyeliklerle ayakta kalıyorlarmış.
ben sadece ingilizce ve türkçe içerikleri görebilmek için ilgili ayarı yaptım. henüz türkçe bir içerik göremedim, haha. gördüğüm kadarıyla amerikanlar, avrupalılar, kanadalılar falan yoğunlukta orada. avustralyalılar falan da vardır herhalde. kendimden başka bir türk'e de rastlamadım henüz. 2000'lerin başlarından beri yabancı forumlarda fink attığım için benim açımdan uyum sağlamak kolay oldu ve müthiş güzel etkileşimler aldım henüz orada yepyeniyken. hatta sitenin/platformun sahibi/kurucusu da ilk politik girimi favoriledi ve beni takibe aldı. başka yetkililer de bir sürü güzel önerilerde bulundular.
coso büyüsün ister miyim istemez miyim... bilemedim ya. yani şu anda akışını, normal sözlükte olduğu gibi rahatlıkla takip edebildiğimden böyle daha güzel gibi. ama diğer taraftan da böyle bencilce bakmak da çok etik gelmiyor bana zira elbette sevdiğim bir platformun büyümesini de isterim. zaten o hashtag'lere göre sütun dizerek de çılgın bir akış olsa da genel değil de spesifik akışları takip ederek de optimum bir sözlük deney... pardon sosyal medya platformu deneyimi yaşayabilirsiniz orada. aslında normal sözlük de yarı-sosyal medya platformu gibi olduğundan o dil sürçmem çok da abes olmadı galiba. haha.
coso'daki dominant tema/konu amerikan politikaları olsa da öyle "off, saat 2 oldu hala uyuyamadım" falan gibi şeyler de yazılabiliyor. yani her telden takılabiliyorsunuz orada aslında, normal sözlük'teki gibi. bluesky'a üstün tuttuğum taraflarından biri de... orada böyle içeriğe hakim olayım diyebileceğim bir yöntem bulamadım. belli sekmelere tıklayarak onlarla ilgili girileri okuyabilirim ama gene de görebildiğim kadarıyla yetinmek zorundayım ve "büyük resmi görebilmek" gibi bir opsiyonum yok, ya da ben bulamadım. burada ise istersem tüm içeriği takip edebilirim gibi. bunu yapmayacağım elbette ama platformda takılırken, mesela 1 saat boyunca yazılan her şeyi okuyabilirim. hatta geçmişe giderek diğerlerini de okuyabilirim.
şimdilik net bir sınır da koymuyorum kendime. yani dediğim gibi daha dün akşam kayıt oldum. şimdilik gözlemlerim bu kadar. orada vakit geçirdikçe farklı gözlemlerim olursa ya da kullanma alışkanlığım oturduktan sonra bazı görüşlerimi ve orayı kullanma biçimimi revize edersem buraya not düşerim gene.
birkaç şeyden daha bahsedeyim... privacy'nize önem veriyorsanız bu konuda burası oldukça ideal görünüyor. ayda belli bir para verip pro bir user olursanız da acayip güvenlik önlemleri falan da ekleniyor gibi algıladım. mesela normal sözlük'teki gibi küfür falan yasak olmasa da belli kelimeleri içeren tanımları görmek istemezseniz bununla ilgili ayarlar yapabilirsiniz. tabii başka böyle platformlardaki gibi deneyiminizi oldukça kişiselleştirebileceğiniz birçok başka özellik de sunuyor coso.
counter social'ın en öne çıkarılan şeyi, işte "hostile"* bellenen, öyle yaklaşımları ve müdahaleleri olduğu belirtilen spesifik ülkelerin default olarak bloklanması; bunun yapıldığı ilk sosyal medya platformunun burası olduğu söyleniyor.
bir de coso'da kullanıcı adı değiştirmek net olarak yasak. yani kayıt olduğunuz kullanıcı adınızı hiçbir şekilde değiştirmenize izin verilmiyor. belli istismarları önlemek falan için sanırım. eğer farklı bir nick kullanmak istiyorsanız yapabileceğiniz tek şeyin hesabınızı tamamen kapatıp/silip yeni bir hesap açmak olduğu bilgisi veriliyor. ama tüm o "arkadaşlarınız" falanla birlikte, eski hesabınızda yazdığınız tüm şeyler de tümden yok oluyor. tamamen sıfırdan başlıyorsunuz yani böyle yaparsanız. eski kullanıcı adınızı başkalarının alması da engelleniyormuş, o hesabınızı silerseniz zira biri sizin gibi davranarak başınıza bela açabilir diye. işin özü, oraya kayıt olmak isterseniz nick'inizi iyi düşünerek seçin. sanırım böylesi bir durumda sıfırdan başlamak istemezsiniz zira. görünen adınızı ise istediğiniz gibi, sınırsız kez değiştirebiliyorsunuz burada.
bir de komik ve hoş bir detay... ben normalde 4 tane sütunu yan yana dizip oralardaki akışları takip ediyorum. mesela bir akıştaki bir giri veya girideki kullanıcı ilgimi çekerse ona tıklıyorum ve en sağdaki ana panelde o içerik spesifik olarak konuyor. o sağ paneli eski haline getirebilmenin kısa yolu ise klavyedeki "g" ve "s" harflerine arka arkaya basmak. gs! bir galatasaraylı olarak beni gülümseten bir şey oldu bu. hehehe.
500 karakter sınırı vardı galiba bir giride. ayrıca foto ile birlikte video da yükleyebiliyorsunuz ve paylaşabiliyorsunuz, link vermekle birlikte bunu da yapabilirsiniz. 500 terabaytlık bir counter share şeysi varmış. sağ en altta görülüyor. dosya paylaşımı da yapılabiliyor yani herhalde ama bu, girilerle mi ilgili/sınırlı yoksa mesela peer-to-peer file sharing falan da yapılabiliyor mu, henüz bilmiyorum. tıklayınca oranın bakımda olduğu uyarısı geliyor. belki de sadece ücret ödeyen üyelerle sınırlı da olabilir o özellik. bu dosya paylaşımı şeysinin şu ana kadar yalnızca 4.6 gigabaytı kullanılmış. bu arada yazıda bahsettiğim sütunlar, sağ altta vs. gibi şeyleri laptopumu baz alarak söylüyorum elbette. yoksa mobilden işler herhalde farklıdır. anket açma seçeneği de var. henüz kullanmadım veya anketli bir giriye de rastlamadım galiba ama metin yazma panelinin altında "add a poll" butonu var.
bluesky'dan daha "hızlı" bir platform olduğunu söyleyebilirim. bs'de de işinizi görebiliyorsunuz ama orası biraz hantal. coso adeta ışık hızında. haha.
şu ana kadar çok iyi etkileşim almam, orada yeni olmamla da alakalı/sınırlı olabilir elbette. pek de fark etmez açıkçası. yani sıfır etkileşim alınsa bile takılması zevkli bir platform benim açımdan. 4 akışı aynı anda takip etmek mesela çok güzel ki hiçbirinde deli bir trafik olmadığı için gözlerinizin/beyninizin konforu da bozulmuyor. hatta community firehouse dışındaki herhangi bir sütunda bir akış bile olmuyordur belki. yani siz o şekilde ayarlayabilirsiniz işleri. işte dediğim gibi, günde 100 tane falan şey yazanları takip etmiyorum ben. my friends kanalında sanırım takip ettiklerim ve beni takip edenlerin yazıları ve yeniden gönderileri sıralanıyor. sadece takip ettiklerim de olabilir. bunları ayırarak da sütunlara koyabilirim belki. veya örneğin sadece "mutual"lar için de bir sürun koyabilirim falan... kaldı ki, beni mesela binlerce kişi takip etse ve ben de sayısız kişiye takip etsem bile "customize" edebilirim sanırım ilintili şeyleri ve kendime göre ideal, optimum bir akış sağlayabilirim. şu anda sitenin bu tür, deneyimimi kişiselleştirebileceğim şeylerini karıştırmaya gerek duymuyorum zira cidden her şey yerli yerinde gibi...
kullanıcı rehberi falan bir şekilde sizi tatmin etmezse, ve/ya herhangi bir, oralarda bahsedilmeyen bir sorun yaşarsanız belli hashtag'lerle meramınızı anlatıp derdinize derman arayabiliyormuşsunuz. başka bir hashtag ile de orası için önerilerde bulunabiliyormuşsunuz. bunlar herhalde yetkililer tarafından hemen görünür. yani benim ilk politik içerikli girimi sitenin kurucusu favorileri ve beni takibe aldı çok kısa sürede. başka yetkililer de bu hashtag'ler ve kullanıcı kılavuzu hakkında beni bilgilendirmişlerdi ki otomatik mesajlar da değildi bunlar. yani oraya adım attığınızı fark ettiklerini anlıyorsunuz. ehehe. bir kullanıcı da bana bir sürü bilgi verdi ve önerilerde bulundu. öyle bir ortam yani.
şimdiye kadar 2 tane politik içerikli giri girdim ve ikisinde de türk olduğumu belirttim. herhangi birinde düşmanca bir yaklaşımla karşılaşmadım. zaten ben pek karşılaşmıyorum öyle reaksiyonlarla. girdiğim her yabancı platformda türk olduğumu rahatlıkla söylerim ve karşılığında negatif bir geri dönüş aldığımı hatırlamıyorum. yani ya başıma ya hiç öyle bir şey gelmemiştir ya da geldiyse de tek tük, cılız şeylerdir. yoksa aklımda kalırdı. bir iki deneyimimi hatırlıyorum, "bir türk'ün bana akıl vermesi gülünç..." falan gibi ama bana onu diyen kişi sonra bana gerçek adımla dahi hitap etmişti. yani belli bir duruşunuz varsa böyle şeyler pek de başınıza gelmez, gelse de nadiren olur ve neticesinde karşıdakine kendinizi kabul ettirebilirsiniz.
böyle benimseyebileceğim bir yabancı platform arıyordum açıkçası ve buldum galiba. bluesky da kötü değil, hatta x'i de arada kullanıyorum hala ama coso cidden daha interaktif bir deneyim yaşayabildiğim, daha ideal bir ortam sanırım benim için ki arayüzünün de bunda etkisi büyük. bu gibi konularda maymun iştahlı değilimdir aslında ve benimsediğim yerlere adeta kök salarım. ama işte, bs ve x belli bakımlardan bana tam olarak uymadılar. coso ile takılınacak yabancı platformumu bulduğumu sanıyor ve umuyorum. şimdilik mutlu ve gururlu bir cosonaut'um. böyle bir ünvanınız oluyor orada. haha.
ayrıca müthiş güzel etkileşim aldım, daha dün akşam kayıt olmama rağmen coso'da. coso (böyle kısaltıyorlar), bluesky'dan epey daha eski, 2017'de açılmış. ama bir şekilde çok daha butik kalmış. bs'nin 33 milyon kadar kullanıcısı var şu anda sanırım, coso'nun ise 1 milyon bile yok galiba ki bunların da çok çok azı aktif diye gözlemledim, yani kayıt olup çıkmış herhalde çoğu. 160.000 üyesi varmış diye bir yazı görmüştüm ama bu 2022'nin verisiydi galiba. şimdi milyona bile ulaşmamıştır aslında, tahminen. biraz normal sözlük'ün globali/ingilizcesi gibi aslında. yani deli bir trafik yok, az aktif kullanıcılı, butik bir platform.
"hostile" diye belledikleri bazı ülkelerden girişi yasaklamışlar. vpn ve proxy gibi numaralarla girişe de izin verilmiyormuş. kurucusu, the jester denen bir hacktivist imiş. benim açımdan ortam güzel orada cidden. yani trump ve musk'ı daha gördüğüm ilk günden sevmediğimden buranın da o görüşte olması bana uygun.
bluesky, net bir twitter klonu gibiyken buranın default arayüzü daha farklı. gerçi standart twitter gibi de yapılabiliyormuş ama ben böyle yan yana sütunları dizerek kullanmayı tercih ediyorum. twitter/bluesky ile farklarından biri de, siz sayfayı yenilemeden buradaki girilerin yenilenmesi, yani en yenilerin şak diye önünüze düşmesi.
algoritma falan kullanılmıyor. temel "akış" community firehouse denen şeyden takip edilebiliyor. dediğim gibi, sayfayı yenilemenize gerek yok. akıyor yani kendisi, yeni yazılar girildikçe. ama yan yana sütunlar dizebildiğiniz için keyfinize göre olan içerikleri de takip edebilirsiniz burada. örneğin #cosomusic, #cosopolitics, #politics, #cosocats gibi hashtag'ler için de sütunlar koyup sadece oralardaki akışları da takip edebilirsiniz.
takip ettiğiniz üyelerin girilerini de my friends sütunundan takip edebilirsiniz. o "arkadaşlar" kısmından manyak bir akış olmaması adına günde 100 tane şey yazanları falan takibe almıyorum ben. zaten öyle binlerce kişiyi de takip etme niyetinde değilim. şimdilik benim açımdan normal sözlük gibi falan orası, akış takip etme babında. rahat yani.
yani her şeyini keşfedemedim henüz ama arayüzü gerçekten güzel ve fonksiyonel. ayda 4.99 dolar vererek "pro" olarak da kullanabiliyorsunuz ve çoğu kişi de öyle yapıyor diye gözlemledim. ben bir göz attım bunun sağladığı avantajlara ve şart da değil gibime geldi. bu arada sıfır reklam ve hiçbir yan gelirleri yokmuş, hiçbir şirketle iş birlikleri falan yokmuş. yani bu tür üyeliklerle ayakta kalıyorlarmış.
ben sadece ingilizce ve türkçe içerikleri görebilmek için ilgili ayarı yaptım. henüz türkçe bir içerik göremedim, haha. gördüğüm kadarıyla amerikanlar, avrupalılar, kanadalılar falan yoğunlukta orada. avustralyalılar falan da vardır herhalde. kendimden başka bir türk'e de rastlamadım henüz. 2000'lerin başlarından beri yabancı forumlarda fink attığım için benim açımdan uyum sağlamak kolay oldu ve müthiş güzel etkileşimler aldım henüz orada yepyeniyken. hatta sitenin/platformun sahibi/kurucusu da ilk politik girimi favoriledi ve beni takibe aldı. başka yetkililer de bir sürü güzel önerilerde bulundular.
coso büyüsün ister miyim istemez miyim... bilemedim ya. yani şu anda akışını, normal sözlükte olduğu gibi rahatlıkla takip edebildiğimden böyle daha güzel gibi. ama diğer taraftan da böyle bencilce bakmak da çok etik gelmiyor bana zira elbette sevdiğim bir platformun büyümesini de isterim. zaten o hashtag'lere göre sütun dizerek de çılgın bir akış olsa da genel değil de spesifik akışları takip ederek de optimum bir sözlük deney... pardon sosyal medya platformu deneyimi yaşayabilirsiniz orada. aslında normal sözlük de yarı-sosyal medya platformu gibi olduğundan o dil sürçmem çok da abes olmadı galiba. haha.
coso'daki dominant tema/konu amerikan politikaları olsa da öyle "off, saat 2 oldu hala uyuyamadım" falan gibi şeyler de yazılabiliyor. yani her telden takılabiliyorsunuz orada aslında, normal sözlük'teki gibi. bluesky'a üstün tuttuğum taraflarından biri de... orada böyle içeriğe hakim olayım diyebileceğim bir yöntem bulamadım. belli sekmelere tıklayarak onlarla ilgili girileri okuyabilirim ama gene de görebildiğim kadarıyla yetinmek zorundayım ve "büyük resmi görebilmek" gibi bir opsiyonum yok, ya da ben bulamadım. burada ise istersem tüm içeriği takip edebilirim gibi. bunu yapmayacağım elbette ama platformda takılırken, mesela 1 saat boyunca yazılan her şeyi okuyabilirim. hatta geçmişe giderek diğerlerini de okuyabilirim.
şimdilik net bir sınır da koymuyorum kendime. yani dediğim gibi daha dün akşam kayıt oldum. şimdilik gözlemlerim bu kadar. orada vakit geçirdikçe farklı gözlemlerim olursa ya da kullanma alışkanlığım oturduktan sonra bazı görüşlerimi ve orayı kullanma biçimimi revize edersem buraya not düşerim gene.
birkaç şeyden daha bahsedeyim... privacy'nize önem veriyorsanız bu konuda burası oldukça ideal görünüyor. ayda belli bir para verip pro bir user olursanız da acayip güvenlik önlemleri falan da ekleniyor gibi algıladım. mesela normal sözlük'teki gibi küfür falan yasak olmasa da belli kelimeleri içeren tanımları görmek istemezseniz bununla ilgili ayarlar yapabilirsiniz. tabii başka böyle platformlardaki gibi deneyiminizi oldukça kişiselleştirebileceğiniz birçok başka özellik de sunuyor coso.
counter social'ın en öne çıkarılan şeyi, işte "hostile"* bellenen, öyle yaklaşımları ve müdahaleleri olduğu belirtilen spesifik ülkelerin default olarak bloklanması; bunun yapıldığı ilk sosyal medya platformunun burası olduğu söyleniyor.
bir de coso'da kullanıcı adı değiştirmek net olarak yasak. yani kayıt olduğunuz kullanıcı adınızı hiçbir şekilde değiştirmenize izin verilmiyor. belli istismarları önlemek falan için sanırım. eğer farklı bir nick kullanmak istiyorsanız yapabileceğiniz tek şeyin hesabınızı tamamen kapatıp/silip yeni bir hesap açmak olduğu bilgisi veriliyor. ama tüm o "arkadaşlarınız" falanla birlikte, eski hesabınızda yazdığınız tüm şeyler de tümden yok oluyor. tamamen sıfırdan başlıyorsunuz yani böyle yaparsanız. eski kullanıcı adınızı başkalarının alması da engelleniyormuş, o hesabınızı silerseniz zira biri sizin gibi davranarak başınıza bela açabilir diye. işin özü, oraya kayıt olmak isterseniz nick'inizi iyi düşünerek seçin. sanırım böylesi bir durumda sıfırdan başlamak istemezsiniz zira. görünen adınızı ise istediğiniz gibi, sınırsız kez değiştirebiliyorsunuz burada.
bir de komik ve hoş bir detay... ben normalde 4 tane sütunu yan yana dizip oralardaki akışları takip ediyorum. mesela bir akıştaki bir giri veya girideki kullanıcı ilgimi çekerse ona tıklıyorum ve en sağdaki ana panelde o içerik spesifik olarak konuyor. o sağ paneli eski haline getirebilmenin kısa yolu ise klavyedeki "g" ve "s" harflerine arka arkaya basmak. gs! bir galatasaraylı olarak beni gülümseten bir şey oldu bu. hehehe.
500 karakter sınırı vardı galiba bir giride. ayrıca foto ile birlikte video da yükleyebiliyorsunuz ve paylaşabiliyorsunuz, link vermekle birlikte bunu da yapabilirsiniz. 500 terabaytlık bir counter share şeysi varmış. sağ en altta görülüyor. dosya paylaşımı da yapılabiliyor yani herhalde ama bu, girilerle mi ilgili/sınırlı yoksa mesela peer-to-peer file sharing falan da yapılabiliyor mu, henüz bilmiyorum. tıklayınca oranın bakımda olduğu uyarısı geliyor. belki de sadece ücret ödeyen üyelerle sınırlı da olabilir o özellik. bu dosya paylaşımı şeysinin şu ana kadar yalnızca 4.6 gigabaytı kullanılmış. bu arada yazıda bahsettiğim sütunlar, sağ altta vs. gibi şeyleri laptopumu baz alarak söylüyorum elbette. yoksa mobilden işler herhalde farklıdır. anket açma seçeneği de var. henüz kullanmadım veya anketli bir giriye de rastlamadım galiba ama metin yazma panelinin altında "add a poll" butonu var.
bluesky'dan daha "hızlı" bir platform olduğunu söyleyebilirim. bs'de de işinizi görebiliyorsunuz ama orası biraz hantal. coso adeta ışık hızında. haha.
şu ana kadar çok iyi etkileşim almam, orada yeni olmamla da alakalı/sınırlı olabilir elbette. pek de fark etmez açıkçası. yani sıfır etkileşim alınsa bile takılması zevkli bir platform benim açımdan. 4 akışı aynı anda takip etmek mesela çok güzel ki hiçbirinde deli bir trafik olmadığı için gözlerinizin/beyninizin konforu da bozulmuyor. hatta community firehouse dışındaki herhangi bir sütunda bir akış bile olmuyordur belki. yani siz o şekilde ayarlayabilirsiniz işleri. işte dediğim gibi, günde 100 tane falan şey yazanları takip etmiyorum ben. my friends kanalında sanırım takip ettiklerim ve beni takip edenlerin yazıları ve yeniden gönderileri sıralanıyor. sadece takip ettiklerim de olabilir. bunları ayırarak da sütunlara koyabilirim belki. veya örneğin sadece "mutual"lar için de bir sürun koyabilirim falan... kaldı ki, beni mesela binlerce kişi takip etse ve ben de sayısız kişiye takip etsem bile "customize" edebilirim sanırım ilintili şeyleri ve kendime göre ideal, optimum bir akış sağlayabilirim. şu anda sitenin bu tür, deneyimimi kişiselleştirebileceğim şeylerini karıştırmaya gerek duymuyorum zira cidden her şey yerli yerinde gibi...
kullanıcı rehberi falan bir şekilde sizi tatmin etmezse, ve/ya herhangi bir, oralarda bahsedilmeyen bir sorun yaşarsanız belli hashtag'lerle meramınızı anlatıp derdinize derman arayabiliyormuşsunuz. başka bir hashtag ile de orası için önerilerde bulunabiliyormuşsunuz. bunlar herhalde yetkililer tarafından hemen görünür. yani benim ilk politik içerikli girimi sitenin kurucusu favorileri ve beni takibe aldı çok kısa sürede. başka yetkililer de bu hashtag'ler ve kullanıcı kılavuzu hakkında beni bilgilendirmişlerdi ki otomatik mesajlar da değildi bunlar. yani oraya adım attığınızı fark ettiklerini anlıyorsunuz. ehehe. bir kullanıcı da bana bir sürü bilgi verdi ve önerilerde bulundu. öyle bir ortam yani.
şimdiye kadar 2 tane politik içerikli giri girdim ve ikisinde de türk olduğumu belirttim. herhangi birinde düşmanca bir yaklaşımla karşılaşmadım. zaten ben pek karşılaşmıyorum öyle reaksiyonlarla. girdiğim her yabancı platformda türk olduğumu rahatlıkla söylerim ve karşılığında negatif bir geri dönüş aldığımı hatırlamıyorum. yani ya başıma ya hiç öyle bir şey gelmemiştir ya da geldiyse de tek tük, cılız şeylerdir. yoksa aklımda kalırdı. bir iki deneyimimi hatırlıyorum, "bir türk'ün bana akıl vermesi gülünç..." falan gibi ama bana onu diyen kişi sonra bana gerçek adımla dahi hitap etmişti. yani belli bir duruşunuz varsa böyle şeyler pek de başınıza gelmez, gelse de nadiren olur ve neticesinde karşıdakine kendinizi kabul ettirebilirsiniz.
böyle benimseyebileceğim bir yabancı platform arıyordum açıkçası ve buldum galiba. bluesky da kötü değil, hatta x'i de arada kullanıyorum hala ama coso cidden daha interaktif bir deneyim yaşayabildiğim, daha ideal bir ortam sanırım benim için ki arayüzünün de bunda etkisi büyük. bu gibi konularda maymun iştahlı değilimdir aslında ve benimsediğim yerlere adeta kök salarım. ama işte, bs ve x belli bakımlardan bana tam olarak uymadılar. coso ile takılınacak yabancı platformumu bulduğumu sanıyor ve umuyorum. şimdilik mutlu ve gururlu bir cosonaut'um. böyle bir ünvanınız oluyor orada. haha.
devamını gör...
yalnız yaşayanların nedense delirmemesi
niye delirelim yahu yatak bazalı altına kimse giremez.
devamını gör...
sabah sabah dinlenen şarkı
devamını gör...
akşamdan kalan bardaktaki bir parmak viskiyi sabah dikmek
israf haramdır anlayışını şiar edinmiş promili bütün bir kardeştir.. (bir parmak veya değil, nasılsa bir yerden başlanacak diye düşünüyordur sanırım. ve belli ki dolu.. hiç bulaşmayalım bence.)
devamını gör...
yalnız yaşayanların nedense delirmemesi
çünkü delirdikten sonra yalnız yaşamaya başlıyorsun.
devamını gör...
şok havuzu
özetle soğuk su havuzudur.
hamam, sauna, spa gibi yerlerde buhar odası, kuru sıcak odalardan çıktıktan sonra girilen havuzdur.
ben utanmaz olduğum için çıplak girmiştim. daha da gitmem ne o öyle bir sürü erkek.
hamam, sauna, spa gibi yerlerde buhar odası, kuru sıcak odalardan çıktıktan sonra girilen havuzdur.
ben utanmaz olduğum için çıplak girmiştim. daha da gitmem ne o öyle bir sürü erkek.
devamını gör...
bayram kıyafeti
eyyüp kurt tarafından yönetilmiş olan yaklaşık 6 dakikalık kısa film; 2019 yılında yayınlanmıştır.

karşılıksız iyilik yapmanın önemi ve mendil satan çocukların bayramlık almak isterken mağazadan kapı dışarı edilmeleri sonucu onlara bayramlık alınmasını konu ediniyor.
aileleri olmayan, okula gitmek yerine dilenmek ya da küçük öteberi satarak para kazanmaya çalışan çocukların yeri sokaklar değil okul sıralarıdır.
çocukların kendilerine bayramlık alacak yeterli imkânları yok ve beğendikleri ayakkabıların fiyatını öğrenince verdikleri para karşısında mağaza sahibi çılgına dönüp çocuklara hakaret ediyor, ayrıca fiziksel şiddet de uyguluyor.
çocukların bir ağacın altında üzgün üzgün konuşmalarını dinleyen ve o sırada az ötede kitap okuyan genç adam onlara kulak misafiri oluyor, bayramlık almaya götürüyor ve bütün mendillerini alıyor, mendilleri satın alma sebebi ise hiçbir şey almadan elbise alırsa çocukların gururunun kırılabileceği gerçeği.
asıl bayramın bir çocuğu sevindirmekle başladığını vurgulayan, bazı sahneleri duygusal olan bir kısa filmdi.
ağacın altında kalın bir kitabı okuyup onlara bayramlık alan adamın hangi kitabı okuduğunu bir türlü göremesem de izlediğim için pişman olmadığım bir kısa film oldu.

karşılıksız iyilik yapmanın önemi ve mendil satan çocukların bayramlık almak isterken mağazadan kapı dışarı edilmeleri sonucu onlara bayramlık alınmasını konu ediniyor.
aileleri olmayan, okula gitmek yerine dilenmek ya da küçük öteberi satarak para kazanmaya çalışan çocukların yeri sokaklar değil okul sıralarıdır.
çocukların kendilerine bayramlık alacak yeterli imkânları yok ve beğendikleri ayakkabıların fiyatını öğrenince verdikleri para karşısında mağaza sahibi çılgına dönüp çocuklara hakaret ediyor, ayrıca fiziksel şiddet de uyguluyor.
çocukların bir ağacın altında üzgün üzgün konuşmalarını dinleyen ve o sırada az ötede kitap okuyan genç adam onlara kulak misafiri oluyor, bayramlık almaya götürüyor ve bütün mendillerini alıyor, mendilleri satın alma sebebi ise hiçbir şey almadan elbise alırsa çocukların gururunun kırılabileceği gerçeği.
asıl bayramın bir çocuğu sevindirmekle başladığını vurgulayan, bazı sahneleri duygusal olan bir kısa filmdi.
ağacın altında kalın bir kitabı okuyup onlara bayramlık alan adamın hangi kitabı okuduğunu bir türlü göremesem de izlediğim için pişman olmadığım bir kısa film oldu.
devamını gör...
güne bir türkü bırak
sümer ezgü - asmam çardaktan
devamını gör...
buhar odası
#3447263
simdi anlasildi ekonun kasli erkek fobisinin altinda yatan gizli neden... artik o mekanlarda neler olduysa...
eko, bize anlatabilirsin basindan gecenleri. biz bir aileyiz.
simdi anlasildi ekonun kasli erkek fobisinin altinda yatan gizli neden... artik o mekanlarda neler olduysa...
eko, bize anlatabilirsin basindan gecenleri. biz bir aileyiz.
devamını gör...
güne bir türkü bırak
tam da denk geldi ha.
devamını gör...
kafein bağımlılığı
bu illetten kurtulmanın yolunu bulmak üzereyim.
şimdi üzerinde çalıştığım yöntem anasının gözü gibi kahve içmek.
üç mü bağımlıyım? beş içiyorum. beş mi bağımlıyım? evet dogru altı yedi içiyorum anasını satayım.
on içemem ölürüm inşallah altı yedi bağımlı olup on içmek zorunda kalmam umuyorum ki bu illetten kurtulacağım. yöntemim umut verici.
şimdi üzerinde çalıştığım yöntem anasının gözü gibi kahve içmek.
üç mü bağımlıyım? beş içiyorum. beş mi bağımlıyım? evet dogru altı yedi içiyorum anasını satayım.
on içemem ölürüm inşallah altı yedi bağımlı olup on içmek zorunda kalmam umuyorum ki bu illetten kurtulacağım. yöntemim umut verici.
devamını gör...
buhar odası
sauna spa gibi mekanlarda bulunan , nefes almanın bile zorlaştığı oranda buhar basılan odalardır.
roma tiyatrosu tarzında 2-3 basamaklı oturma alanları olur içerisinde.
kapıdan girince yüksekte oturan bacağı ayrık dayıların pipileri görülür. s.a. küçük dayılar denip korka korka bir köşeye oturulur.
nereye baksan dayı testisi olunca korkudan iyice terlenir ve çıkılır.
bir daha öyle bireysel olmayan buhar odalarına adım atılmaz.
roma tiyatrosu tarzında 2-3 basamaklı oturma alanları olur içerisinde.
kapıdan girince yüksekte oturan bacağı ayrık dayıların pipileri görülür. s.a. küçük dayılar denip korka korka bir köşeye oturulur.
nereye baksan dayı testisi olunca korkudan iyice terlenir ve çıkılır.
bir daha öyle bireysel olmayan buhar odalarına adım atılmaz.
devamını gör...
durul gence
#3447236
okay temiz'in de hakkını yemeyelim..
okay temiz'in de hakkını yemeyelim..
devamını gör...
yağmur adam
bir barry levinson filmidir.

filmin senaryosunu barry morrow ve ron bass birlikte yazmıştır. filmde bu filmdeki rolüyle en iyi erkek oyuncu oscar ödülünü kazanan büyük oyuncu dustin hoffman, dört kez oscar adayı olup hiç kazanamayan ve hollywood'un en tartışmalı isimlerinden biri olan tom cruise, valeria golino, gerald r. molen, jack murdock, michael d. roberts ve ralph seymour rol almıştır.
sekiz dalda oscar adayı olan film en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo ile birlikte en iyi erkek oyuncu ödülünü de kazanmıştır.
film biri kendini tamamen para kazanmaya adamış olan bir adam olan charlie babbit diğeri ise bir hastanede hayatını geçiren otizmli raymond babbit olan iki kardeşin hikayesi. babalarının ölümü ile bir araya gelen ve birlikte uzun bir yolculuk yaparken birbirlerini yakından tanıyan bu iki kardeşin yıl boyunca yaşadıkları dönüşüm anlatılıyor filmde.
hemen herkes gibi beni aklımdaki sahnelerden biri de o efsane kürdan sayma sahnesidir. ama bence filmdeki en zekice şeylerden biri raymond ismi üzerinde yapılan kelime oyunudur.
filmin müzikleri de çok iyidir zira hans zimmer imzalıdır.
izlemekten sıkılmayacağım bir filmdir.

filmin senaryosunu barry morrow ve ron bass birlikte yazmıştır. filmde bu filmdeki rolüyle en iyi erkek oyuncu oscar ödülünü kazanan büyük oyuncu dustin hoffman, dört kez oscar adayı olup hiç kazanamayan ve hollywood'un en tartışmalı isimlerinden biri olan tom cruise, valeria golino, gerald r. molen, jack murdock, michael d. roberts ve ralph seymour rol almıştır.
sekiz dalda oscar adayı olan film en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo ile birlikte en iyi erkek oyuncu ödülünü de kazanmıştır.
film biri kendini tamamen para kazanmaya adamış olan bir adam olan charlie babbit diğeri ise bir hastanede hayatını geçiren otizmli raymond babbit olan iki kardeşin hikayesi. babalarının ölümü ile bir araya gelen ve birlikte uzun bir yolculuk yaparken birbirlerini yakından tanıyan bu iki kardeşin yıl boyunca yaşadıkları dönüşüm anlatılıyor filmde.
hemen herkes gibi beni aklımdaki sahnelerden biri de o efsane kürdan sayma sahnesidir. ama bence filmdeki en zekice şeylerden biri raymond ismi üzerinde yapılan kelime oyunudur.
filmin müzikleri de çok iyidir zira hans zimmer imzalıdır.
izlemekten sıkılmayacağım bir filmdir.
devamını gör...
güne bir türkü bırak
devamını gör...
attila ilhan
her şiir denildiğinde "adını mıh gibi" aklımıza kazımış, yetenekli büyük şairlerimizdendir. namı diğer kaptan..biraz divan sevdası taşır.. ve içsel bunalımlarının sürüklediği çıkmaz dışında da yazsaydı keşke..
devamını gör...