zaman tüneli

ismini kadıköy'ümüzün güzel sokaklarından biri olan ayrılık çeşmesi sokağı'ndan alan selçuk altun kitabı.

görmemezlikten gelinir.

bir selçuk altun kitabıdır.

defalarca karşıma çıkmasına rağmen bugüne kadar selçuk altun kitaplarını okumayı hep erteledim. bunun mantıklı bir nedeni yok. içimden gelmedi okumak. ama bu kitabını okuyunca en azından bir kitaplık daha kredisi oluştu bende yazarın.

kitabın kahramanlarından biri ziya adlan. kendisi uzun süre akademisyenlik yapan bir insan. osmanlı hanedanına mensup olan bu hasta ve yaşlı adam konağına dönüp yaklaşan ölümünü beklerken ölmeden önce yapması gereken son şeyi yapmak istemektedir.

kitabın diğer kahramanı artvin ise küçük yaşta ailesi tarafından terk edilmiş, bir polis tarafından bulunup isim verilmiş, bekar bir kadın tarafından büyütülmüş ve saksafon çalma tutkusuna sahip bir adam. onun da yapması gereken bir şey var. elinin iki parmağını kesip onu en büyük tutkusundan mahrum bırakan adamı öldürmek.

bu iki adamın yolların kesişmesi ile de hikayemiz dolambaçlı bir yola girer.

kitapta en ilgimi çeken noktalardan biri godot'yu beklerken isimli muhteşem eserdeki godot sözcüğünün açıklamasını yapan akademik makale idi. yıllar önce bu makale ile ilgili bir yazı okumuştum ama yazarı aklımda değildi. sanırım selçuk altun o makalenin yazarı.

yanlış bilgidir.

aşkenaz yahudileri romalıların sürgün ettiği yahudiler ile yahudileşmiş baltık-slav, cermen kısmen de latinlerin bir karışımıdırlar, elbette içlerinde türk (hazar) kökenliler olabilir fakat geneli değildir.

genetik olarak da levant ve avrupa karışımı olarak modellenirler.

müslümanken dikkatimi çekmiyordu da, son 6-7 yıldır bu herif iyice sinir ediyor. geçen de bu cübbeli sanki zaman yolculuğu yapmış gibi anlatıyordu. "mahşerde allah bunu demiş, bilmem kim hazretleri şunu demiş"diye. ulan de**us ne ara gittin geldin de mahşeri anlatıyorsun?

bakın burası çokomelli, hz.vahşi de hz. hamza'yı katleder fakat adının önüne hz., ardına da "radiyallahuanh" yani; "allah ondan razı olsun" takısı almaktan geri durmaz.

yani fincancının katırları misali, cennetteki yasak meyveyi yemedikçe bakara 35. ayet, bir de muhammedin karıları ile evlilik yapmadıkça sorun yok. ahzab 33/53 ayetleri.

dünyanın yedi harikası, antik dönemde inşa edilen yedi yapıdır:

babil’in asma bahçeleri
zeus heykeli (olympia)
artemis tapınağı (efes)
mısır piramitleri (giza)
halikarnas mozolesi (kral mausolus'un mezarı)
rodos heykeli
iskenderiye feneri

dünyanın yedi harikası'ndan iki tanesi türkiye'de yer almaktadır.
artemis tapınağı (efes)
halikarnas mozolesi (bodrum).

yahudi bir ırk, musevilik dindir.

meme berekettir.

bizim hüsnü amcanın fotoğrafını çekmişler otlanırken, geçen sene kaybettik kendisini rahmetli otlanmayı pek severdi.

islam dinine sonradan sokulmuş uydurma görüş ve inançtır..

uygulamalara bakarsak, hz. muhammed savaşta ölen bir sahabinin namazını kendisi kılmamıştır. namazına katılmamıştır... neden ya resulullah, ne yanlışı vardı bu kişinin... diye sorduklarında o kişinin kumaş hırsızlığı yaptığını söylemiştir. bir insanın müslüman olduktan sonra çok daha özenli yaşaması gerektiğini ve müslümana yakışmayacak davranışlardan kaçınılması gerektiğini sürekli vurgulayan bir peygamberin ashabından bu konuda hassasiyet beklediği bilinmektedir. tövbenin bir alışkanlık halini almasını, bir güvence gibi görülmesini onaylayan bir peygamber görmüyoruz... öyle olmuş olsa dinin bir hükmü kalmaz insanlar nasılsa tövbe var diyerek hatalarından ders çıkarma ihtiyacı da hissetmezlerdi. tövbe yolu nasıl olsa açık diyerek yaşayan bir müslümanın namazı kılınmaz. hz. muhammed bu konuda nasıl tavır alınması gerektiğini bir çok defa göstermiştir.
böyle bir din, böyle bir tövbe anlayışı ve tövbe yoluyla kurtuluş ümidi hele hele böylesine korkunç sapkınlıklar için geçerli değildir.
günah insan içindir, tövbe her türlü günahı siler, yeter ki kişi tanrının varlığına ve birliğine iman etsin, hak dinin islamiyet olduğuna inansın.. mantığı mezhep imamları vasıtasıyla, uydurma hadislerle vb. sonradan dine ilave edilmiştir.

düşünün ki kamuya ait olan bir şeyi çalan bir sahabinin namazını bile kılmayacak kadar hassas olan bir peygamber, babasını öldürüp annesine tecavüz eden bir insana nasıl bir cezayı uygun görürdü?

tövbe şeytanın kurtuluş ümidi olamaz.
hüküm belli.
dinde yeri yok. affı yok bunun.

edit, müslüman olmasam bile gerçekleri konuşmak zorundayım.

böbrekte biriken kalsiyum, ürik asit veya farklı minerallerin kristalize olması sonucu oluşan taşların idrar yolu ile atılması durumudur.

küçük taşlar kendiliğinden belirti vermeksizin atılabilir ama büyükleri böbrek kanalını veya idrar yolunu tikayabilir. zaten tikadigi zaman belirti verirler. böbrekte yerleşmiş ama idrar akışını etkilemeyen taşlar hiç belirti vermeyebilir.

vücuttan atilamayan taşlar genellikle idrar yolundan girilerek kırılarak çıkarılır. nadir olarak cerrahi müdahale gerektirir.

annem 2-3 yılda bir sıkıntı yaşadığı için epey tecrübe kazandım.
sancılar, mide bulantısı, kusma, idrarda kan gibi belirtiler veriyor.
annemde sık tekrarlanınca doktorlar şüphelenip paratroid kalsiyum seviyesi testleri yaptılar ve paratroid bezlerini almaya karar verdiler.
ve sonunda düzeldi.

elinde meme yoktur.

cübbeli'nin, freud'un bin yıllık işlerine daha yeni sardığını gösteren klişe demeç.
oedipus kompleksi abicim hep bunlar. freud'a göre erkek çocuk babayı kıskanır. annenin ilgisine, sevgisine tamamen sahip olmak için babayı öldürüp onun yerine geçmek ister. hatta yine bir freud klişesi olaraktan, çocuk babasının misilleme yapacağını, onu hadım edeceğini düşünür. hadım edilme korkusu yaşar. (bkz: kastrasyon anksiyetesi)

kız çocuklarımız da, babanın penisini kıskanır. benim neden çüküm yok derler. sonradan bunu bastırırlar. penis kıskançlığı elektra kompleksi'nin bir parçasıdır. sonra kızlar, bari çocuklarımın çükü olsun diyerek üremeye yönelirler. erkekler manyaklaşıyor yine gördüğünüz gibi. kızlar regular bir üreme arzusuna yönelir. fakat normal sözlükte kimse yönelmez. herkes gösterir ama elletmez. bu nedenle yavaş yavaş delirir erkekler. (bkz: delirium vajinus) (bkz: birinizde verinus)

bon jovi- ıt's my life.

2 gün önce ilgili belgeselin üçüncü bölüm'ü de çıkmış ve son derece tarafsız bir yapım olmuş. medusa'nın salı bir akp belgeseli'nin üçüncü bölümü'nde; akp türkiyesi’ne giden süreçte ülkenin her yönden kötü anlamdaki dönüşümü; tüpraş'la sembolleşen özelleştirmeler, fetö'nün yükselişiyle tsk'deki atlantikçi-avrasyacı çekişmesi, akp-pkk ilişkileri*, 15 temmuz 2016 darbe girişimi gibi yakın tarihin önemli olayları bir bir ifşa ediliyor.
ilgili link:

günü yorucu geçtiyse deme ki.

bir banka kredi kartınızla şu kadar harcamaya şu kadar bişi bişi..

boğaz köprülerinden kgs ile geçildiği ve gişelerin olduğu zamanlar.

nicki cehennem..

eritilmiş ezine peyniri veya ton balığı.