zaman tüneli

vay be büyük hilmi, allah rahmet eylesin komik oyuncuydu.

aynı anda aynı başlığı açanlar. okumayanlar. aramaya inanmayanlar…dır.

insanlık.. çünkü erkeği kadını yok.. insana en çok yakışan şeydir insanlık..

telefonsuz 2 gundur full beat yaptigim uygulama. bilgisayar basindayim hep, yani iftari bile unutuyorum. hala iftar yaptigim soylenemez ama.

gerci hip hop'in beatmakerlik kismi benlik degil ama amator ruhla beat yapiyoruz iste.

az önce haberi okudum şok oldum ya çok severdim o adamı ben allah rahmet eyleslin. elveda büyük hilmi.

(bkz: beni tanıdılar siz niye kaçıyorsunuz)

sozluk trolleri. berbat basliklarina tahammul ediyoruz allah allah bu nedir abi.

karisik ve berbat. evet.

doğru. bazı exlerim önümden çırılçıplak geçse tahrik olmam.

çok severek izlediğim bir oyuncuydu.

çok şaşkınım.

allah rahmet eylesin.

katiyen gidemem tabii ama gençler gitsin. fazlasıyla kabalık, kirli ve gürültülü. üstüne üstlük çadırma falan kalmak gerek.

no thx.

buradan

51 yaşında olan, çok güldüğüm bir oyuncuydu, allah rahmet eylesin.

eylul 1984te çıkan türk müziğinin devrim albümü, modern pop müziğin ilk albümü, doksanlar müziğinin temeli. türkiye'nin en iyi bestecisi ve aranjörü onno tunc'la türkiye'nin en iyi şarkı sözü yazarı ve hit avcısı sezen aksu'nun ilk kez bir araya gelmesiyle böyle bir album yapıldı.

garo mafyan dokunusuyla zerrin özer ve kayahan- iskender paydaş dokunuşuyla nilüfer bu modern tada 1988de ulaştılar, sonrasında da aşkın nur yengi, yonca evcimik, ajda pekkan'in 90 ve 91 albümleri, levent, sertab derken doksanlar popu tam patladi. türkiye'deki ilk senfonik pop örnekleri de bu albümde. sezen aksu'nun önceki albümüyle bu albümü arasındaki uçurumu fark etmemek mümkün değil.

haydi gel benimle ol, bu gece, 1945, yeter ve bir başka aşk sarkilari tarz olarak türkiye'de ilktir. cızırtılı nostaljik türk popu yerini zamansız, ışıltılı, yıldızli ,çoğunlukla mutluluk asilayici ve coşkulu bestelere ve düzenlemelere bırakmıştır. sezen- onno ikilisi 1988 ve 1991de bu albümden bile daha iyi albumler yapmayı başardılar.

iz birakamayan sevgililerin ve partnerlerin insana kardeşi gibi gelmesi durumu. bu derecede mesafeli ve sıradan geliyorlar. duygusaldan çok cinsel izden bahsediyorum. hayatıma o kadar kişi girdi çıktı, hatırlarlarken heyecanlandigim kişi sayısı en fazla 3- 4tür. bir şeyler yaşadığı kadınları off ben bununla şöyle şöyle yaptım diye anlatan erkeklere hep bön bön ve küçümseyerek baktım ben. normalde insanlar yattıkları insanlari düşünürken akıllarına hep mahrem hâlleri geliyor ama bende böyle bir şey uç istisnalar dışında hiç olmuyor, benim aklıma ya insani hâlleri ya da beni sinirlendiren hâlleri geliyor.

kadınlardan çok erkeklerin beni anlayacağını düşünüyorum. çoğunlukla erkeklerde bir şeyler yaşanan kişinin kardeş gibi gelmesi durumu oluyor. boşuna evliler belli bir yıldan sonra kardeş oluyor demiyorlar.

yakında zeytinli'ye, yani mahallemize geri dönecek olan festivaldır.

almanya ve türkiye'nin ulusal yolculuğunun birbiriyle uzaktan yakından alakası yoktur. almanların kendilerine alman demesi bile henüz geçtiğimiz yüzyıldan bir hadise. zaten bu yüzden hitler gibi bir salağın parmağında oynayıp durdular. milli bilinçlerinin eksikliğini salak bir ressam gelip doldurunca ortaya çıkanı en iyi kendileri deneyimledi.

türklükten bahsedilince gelen bu almanya örneği kulağa büyük bir konfor getirse de bunu hatrısayılı insanların olduğu yerlerde söylememenizi tavsiye ederim. sözlük, twitter falan böyle işler için uygun. buralardan devam. kolay kolay rezil eden çıkmaz veya iki günde unutulur zaten.

bu arada hatırladıldığı iyi oldu. bu yetmez ama evet solcuları ve akp'nin kankalığı sonucu andımız kaldırılmıştı. türkiye'ye çağ atlatacaklardı bu şekilde. 2010 yılında böyle söylüyordu kamiller. hiçbir şeyi yok edemeyince artık öcalan'ı meclise davet edecek kadar ileri gitme cüreti buldular.

almanlar hitler derken bile utanıp ağlıyor. bakalım sizi nasıl anacağız?

#3441999

ziya gökalp türkçülüğün esasları basım tarihi 1923 tür.

kökeni 1880 lere dayanıyor ortada ekim devriminden eser falan da yok.

buradan

genelde anlaşamayız.
zorda kalmadıkça pek çalmıyorum kapısını artık.
hiç samimi gelmiyor bana, ruhu olana dek de gelmeyecek.

hem korkulan, hem çok keyifli olandır. insanlardan kaçtıkça ona sığınırsın ve anlarsın ki en büyük hazinedir senin için...