zaman tüneli

ayrılığın ilk günlerinde oluşan bir umut...

ya aşırı saçma bir umut ki dönse belki o da hatalarını görmüştür tekrar başlarız belki diye insanı biraz tutan da bir şey..

çırpınan birini gördüğümde çok isterim başarılı olmasını ve çırpınışlarının son bulması adına dilerim başarılar amin.

bizim bir hocanın arabası 1.5 milyon ikinci eli

rektörlük binasındaki araçlar ise 10 milyondan aşağı değildir.

inceldiği yerden kopsun anından sonra ufaktan kendini gösteren o nefeslenme anında hissedilen....

tam olarak ya bir dakka dediğiniz yerde başlıyor..

kıyıda köşede yan yana gelmeyen kelime ararken ışık parlaması yaşamak diyelim biz buna.

arkasından gelen boşluk hissi ve hayal kırıklığı ile baş edilemezse bir daha elde etmek için motivasyon gücü bulunamayacak olanlar.

vazgeçmektir ama vazgeçecek kadar cesaretli olmamaktır. kendi kendine, azalarak bitmesini beklersin.

hayvan bilimi kısaca, az önce sınavından çıktım.sınav kol gibi olsada balık sorusu bana sağlam girsede genel olarak ben girdim sınava. muhtemelen en yüksek ben alırım diye tahmin ediyorum. sinir hücresinde allah ne verdiyse yazdım, a4 ün bir yüzü sinir hücresi anlattım, 20 puan dı, balıkta 20 puandı. kalan 60 puan karışık doğru yanlış ve boşluk doldurma birde test idi. 60 + garantide belki 70 + da olur.

çok sabrettiğimiz zamanlar vardır ya da içinde bulunduğumuz o süreci kabullendiğimiz.. bitmeyecek gibi gelir o kadar içindeyken hatta ki zaten ya bu artık böyle buradan dönüş yok dediğiniz için hem sabreder hem kabullenmiş olursunuz..

ama içten içe de tükenirsiniz.. bitersiniz.. tükendiğinizin de farkındasınızdır.. ve bu farkındalık artık sizi daha çok yer bitirir.. bu farkındalık olan her ne ise olacak olan her ne ise olmuş olan her ne ise artık sizi yeter noktasına getirir.. o sesiniz kısılana kadar yeter diye kendinize, dünyaya, gelmişine geçmişine bağırdığınızda o ses artık bir kere çıktığında.. kendi yeter sesinizi duyduğunuzda da gelen o an farkındalığıdır...................

bezginlik belirten söz.
her şey göze alınır artık ve olacaklardan zerre pişmanlık duymayacağına emin olanların bu işe girişmesi gerekir.

sanırım standart kullanıcılar için hep aynı tonda yazılar yazıyor. birkaç gündür burada yazılan tanımlara denk geliyorum. tam laf salatası yapıyor. konu ile ilgili yanlış olmayan ama kimseye beş kuruş faydası olmayan şeyler . sınavda kağıt boş gözükmesin diye bildiği her şeyi yazan öğrenci gibi.

(bkz: kızım sana söylüyorum gelinim sen anla)

(bkz: ethem dede) ye başvurulmalı.

yetersiz bulduğum kanıtlardır. bence bir kadın kafasında silmişse tamamen biter. sonra vah hâlinize. öyle “geri döneyim, vazgeçtim, seviyor muyum acaba” falan olmaz genellikle. geçmiş olsundur.

türkiye cumhuriyeti tarihinin en büyük tüy dikmek hareketi olur.

kalbimizi kiranlarin karakterini copy paste ettigimiz icin hep bunlar. en cok olmak istemedigimiz seye donusmek adli durum

belki de hepimiz ölümü hayatla aldatmış birer ölüyüz.
nerden bakarsak elimizde olmayan şeyleri değiştiremiyoruz, o yüzden burada bahsedilen aldatma meselesi biraz “tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış” meselesidir.

yüreği vardır gardaşşhsjdbs.

paragraf yazmanın mutlak kuralları vardır. bir tanım cümlesi ile başlanmalı, örnekler, benzetmeler, sayısal verilerden yararlanmalar ve alıntı yapmalarla fikirler desteklenmelidir.

güzel paragraf yazabilmek için çok okumak gereklidir. ama sadece okumak yeterli değildir. okumak tıpkı bir tiyatro izlemek gibidir; yazmak ise o tiyatroyu oynamaktır. bu yüzden aktif olunmalıdır. konu hakkında araştırılmalar yapılmalıdır. kelimeler özenle seçilmeli, okuyucu ile empati yapılmalıdır.

nihayetinde anlatılmak istenen düşünce özetlenmeli ve ana fikir okuyucuya aktarılmalıdır.

belgesel...