zaman tüneli

avrupa'da yerel para birimlerinden avro'ya geçilirken belçika'da yaşıyordum. geçiş sürecinde her ülke, halkı üzerinde etki sahibi politikacıları, ekonomistleri televizyon yayınlarına çıkartıp avro'ya geçişin olumlu yönlerinden bahsederken portekiz farklı bir yol izleyip, kiliseyle anlaşmış ve papazları kapı kapı gezdirmişti.

tamer levent'i çanakkale otogarı'nda görmüştüm. sanırım ahlat ağacı filminin çekimleri için uğruyordu.

- nick cave ile arada sırada karşılaşıyorum.
- fatboy slim'in kafesinde, bazı siparişlerimi onun aldığı oluyor.
- karl marx'ın karşısında durup bir süre bakmıştım. tabii o sırada marx mezarın içindeydi ama olsun.

(bkz: alamancı yazarlar)

genelleme yapıyorum: türkiye ekonomisinin en azılı düşmanlarının başında gelen güruh.

elinle kazdırdın öfkene kabrimi
gönlünde gezmemiş sevmenin hederi
ezelden bilirim gittiğin dünleri
bir ölümlük fani allah değilsin...

gece gece insanın canını çektiren başlıklar. sıcacık simit, yanında üçgen peynir, demli bir çay. of.

level 1 inançlının sorusana paragraflarca yanıt veren fikirdaşlarınız konusunda ne düşünüyorsunuz? hahshdhdh

kalkmadıysa istiklal caddesi'nde vardı bir tane.

- devlete ait kapıt fabrikaları satılırken ses çıkartmadınız çünkü kağıtla fazla işiniz olmuyordu.
- özel hastaneler açılıp, devlet hastanelerindeki doktorlar özel hastanelere itilince, ses çıkartmadınız çünkü özel hastanelerin ücretlerini ödeyebilecek güçteydiniz.
- tarım arazileri maden firmalarına peşkeş çekilirken, siz işinize gücünüze baktınız çünkü sizin ege'de zeytinliğiniz yoktu.
- karadeniz'deki nehirler zehir dolu atık kanallarına dönüştüğünde, televizyonda haberini görüp kanalı değiştirdiniz çünkü siz karadeniz'de yaşamıyordunuz.
- okulların özelleştirilmesi gerektiğini savundunuz çünkü siz öğretmenlerden fazla çalışıyordunuz ve kendi çalışma sürenizi azaltmak için mücadele etmek yerine, diğerlerinin çalışma saatlerini artırmayı istemek daha kolaydı.
- liberalizmi savundunuz çünkü amerika'da herkesin havuzlu villalarda yaşayıp, 8 silindirli arabalara bindiğini görüyordunuz.
- eğer dürüstseniz, plaj giriş fiyatlarına da ses çıkartmamalısınız. ucu size değene kadar kafanızı çevirdiğiniz liberal ekonomik sistemde devlet işletmecilik yapmaz ve talep arzı belirler. devlet o plajı ve diğer tüm plajları özelleştirmeli; parası olan denize girebilmelidir. bu durum size uymuyorsa, ege'deki zeytinliklerin maden firmalarına satışına da karşı çıkacaksınız. ona karşı çıkmadığınız için bugün plajlara giremiyorsunuz ve yarın da özel hastanelere gücünüz yetmeyecek.

benden başka varsa burda aralarında bulunduğum gruptur.

yay burcuyum olm ben.

insan silmek, affetmemek bildiğin hobi gibi bir şey bende.

bugun marmaray da bi erkek bebek eski sevgilime benziyordu. cok masum gozukuyordu. birden aglamaya basladim. sonra tam gozyaslarimi sildim, bi kiz bebek bindi. o da eski samimi bi kiz arkadasima benziyordu. o da cok masum gozukuyordu. gene agladim.

dunya cok kirli. masum seyler duygularimi selale yapiyor.

bir yabancıyım,
kendi dilimde bile sürgün.
herkesle konuşuyorum gibi,
ama kimseye varamıyorum..

almanca'da 'sağlam' demektir.