zaman tüneli

ağlayarak meyveli yoğurt yemek...

acıların en mutlu anlara bile sızarak kendini hatırlattığının bir neticesidir.

allah böyle kalplerin yükünü hafifletsin.

amin....

(bkz: adam kazandı)

karşınıza bir sürü insan çıkıyorsa ve siz yanlış olanı seçiyorsanız, öngörünüzün pek başarılı olmadığını gösterir. ben hep en doğru kişiye sordum. yanlış kişiye sorduğum zaman da "bu olmadı, başkasına sorayım" diyorum. ben adamı adres tarif edişinden tanırım.*

(bkz: çok fazla erkek vardı rahatsız oldum)

bunların hepsini döverim ben.

(bkz: dalgalandım da duruldum)

olgun zımba yada durgun serseri.

edit: kafam çok karıştı bu kadar seçenek koymayın.*

çeşit çeşit erkek versusudur..

hepsi adı üstünde zaten tanımlamaya gerek yok sanıyorum..

durgun erkek en başta elenir.

#3802190

bence bu ama kahkaha atamıyorum.
çünkü iş yerindeyim.

eheh

hastanızı kurtaramadık, başınız sağ olsun.

yakıcı, yıkıcı ve dönüştürücü.

ben mutluluk saçarak yiyorum olmaz mı?

romantik ihtilalci şair lord byron'ın kızı olması bir yana; tarihin ilk bilgisayar programcısı, matematikçi ingiliz kadını. 1815-52 arasında doğma ölme london insanı, soylu kişi.babası kadar yaşamıştı 36 yıl.

ilk mekanik genel maksat analitik makinesine algoritma yazmış matematikçi olarak dünyanın ilk bilgisayar programcısı kabul edilir.

ingilizler dünyayı yönetiyorsa kadın yazarları, kadın bilimcileri, kadın politikacılarının bunda katkısı büyük. o zaman rahatlıkla, kadına yapılan yatırımın değerini öngören ilk devlet britanya imparatorluğu diyebiliriz.
ardından da türkiye cumhuriyeti gelir. bu da atatürk'ün dehası nedenlidir. yazık ki bizim yatırım erkenden 'karşı devrime' yenildi. yoksa g20 bize dar gelirdi. di mi?

ilkokul öğretmeni çok ödev verirdi. allah var çoğunu da yapardım -sınıf birincisiydim yıllar yılı- bir gün yalan söyledim "-öğretmenim eve misafir geldi yapamadım" diye. "misafir gelmişmiş. size kim misafirliğe gelir be" diye bağırmıştı. bağırdığına değil "neden bize misafir gelmesin ki" diye üzülmüştüm. 8-9 yaşındaydım.

parklar kemik artıkları,kasaplardan kavga dögüş aldıkları satılmamış et parçaları ve ekmek kırıntılarından geçilmez olmuştu.su kovalarını apartman girişlerine bırakmaya başlamışlardı.olay bu yönü ile de degerlendirilmeli.evet her canlının yaşam hakkı vardır,ama bu yaptıkları saglıklı ve mantıklı bir davranış degil.

öyle bir şey yok ben hiç görmedim bana yalan söylemeyin

hamam böceği
seni hiç sevmem
babanı da sevmezdim

eve giderken aldım iki kilo mandalina
poşeti taşırken elim acıdı, diğer elimle tuttum
onu tutayım derken senin elini bıraktım
bi uyandim saat 8 olmuş, geç kaldım

kan şekerim düştü armut yedim bir de ekmek
insan yoklukta taze fasulye bile yer hem de kılçıklı
önemli olan elin diline düşmemektir
ve zaten el elin eşeğini türkü söyleyerek-evet

ekran süresini biz bulduk aynı limon gibi
limon ve scottish fold kedi insanlık için aynıdır
hamam böcekleri de yıllardır aynı hep
keske sadece toprakta yaşasalar, onları görmek çok kötü

en iyi kahve o an içtiğindir
en iyisi o olmasa da ihtiyaç karşılar en azından
mesela bu aralar filtre kahveyi baya seviyorum
düne kadar sorsan türkiye kahvesi canım derdim

kimsenin ortasında parlatmaya çalışmadığı, önemsizmiş gibi görünen... küçük, sessiz, ama her şeyi toparlayan görünmez bağ gibidir o de