zaman tüneli

herkese yakışmıyor neye güvenerek boyatıyorlar hâlâ anlamıyorum. bazı renklerin insanı var ve o insan sen değilsin demiyor mu kimse?
tamamen özenti olan bir durum . zaten kendimize has doğal ne kaldı ki?
güzelleşeyim derken iyice çirkinleşiyorsunuz.
üzgünüm bunu yazmak istemezdim ama görünen köy kılavuz istemez.

'bir direğim bile yok..' !

bundan sonrasını masadan pipetle içeceğim *

sanat can sıkıntısı içindir.

siyahi kadınlar bile sarı saç yapıyor. sen gelmiş benim bacılarımın sarı saçlarna laf ediyorsun.

bacılarımın sarı saçlarından sen sorumlu değilsin. yıkıl...hadsiz...

sarı saçın, özellikle platin sarısı gibi renklerin aşırı sırıttığı ve hiç yakışmadığı gerçeğine rağmen türk kadınlarındaki sarı saç takıntısının sebebidir..

kabul edilmesi gerekir ki biz avrupalı değiliz, kuzey avrupalı hiç değiliz.. ten rengim beyaz, yok gözüm renkli, o halde bana sarı yakışır gibi bir mantık çok saçma.
ten rengin beyaz ama geri kalan her şey türk..
sarı sırıtıyor. maalesef.

"eski bir sevdadan kurtulmuşum
artık bütün kadınlar güzel"
orhan veli

tehlike, uyarı, duyuru v.b özetle -aman abi dikkat et işte.. mübarek görevlerimiz..

"beğenmeyen oğluna almasın" tarzı yaklaşımlar.
(bkz: işimize gelmir)

beni twisted sister ve gorgoroth ile tanıştırmış belgesel. hayatının bir bölümünde metal müzik dinleyenler, gönül verenler mutlaka izlemelidir.

bir de bunun devam şeysi var onu izlemedim. izlemem de bana ne. ilkinden iyi olan tek film terminator 2’dir, bunu bilir, bunu derim.

#3812342 tşk.

*sevmeyen bir kadına takıntılı biçimde bağlanması
*her şeyin en iyisini biliyormuş gibi davranması ve gereksiz küfür,argo konuşmaları gerçekten itici geliyor
* baba parası ile var olması
* kişisel bakımına dikkat etmemesi (hepsini ayrı ayrı yazmayacağım)
* son ses müzikle dolaşıyor oluşu
*dar kesim kıyafetler
*boş egoları
* çok rahat olmaları (biraz edep yahu)
*hemen her olayda gereksiz yükselme (kavgaya çok meyillisiniz kabul edin)
*konuştuğunuz her kıza sahip olabileceğinizi düşünüyorsunuz ama bilmediğiniz ve kabul etmeniz gerçekler var (herkesi elde edemezsiniz, reddetmek olduğu kadar reddedilmeyi de kabul etmelisiniz)
*saçına, kaşına kesik atmaları (ayyy rezalet)
* yayılarak oturmalarıııııı aşırı ayar oluyorum bak buna
*yüzsüzlükleri
*kadınları aşağılamaları
ayyyy liste uzar gider.
kısaca var olmanız yetiyor

kanadalı yönetmen ve aynı zamanda bir antropolog olan sam dunn belgeseli.

dunn bu filmde yönetmen ve headbanger kimliğinin dışında bir antropolog olması sayesinde metal müziği sadece bir müzik türü olarak değil, toplumsal ve kültürel bir yaşam biçimi olarak incelemeyi hedeflemiştir. temelde heavy metal'in neden sürekli yanlış anlaşıldığını, tu kaka dendiğini ve buna rağmen milyonlarca hayran tarafından tutkuyla sevildiğini anlamlandırmaya ve anlatmaya çalışır.

belgeselde heavy metal tarihinin birçok önemli figürü ile röportajlar yer alır. black sabbath'tan tony iommi, dio'dan ronnie james dio, iron maiden'dan bruce dickinson, motörhead'den lemmy kilmister, slayer'dan tom araya, twisted sister'dan dee snider, alice cooper, rob zombie, vince neil gibi birçok efsane isimle yapılmış röportajlar vardır.

belgeselde, heavy metalin nu metal, power metal, death metal, black metal gibi 20’den fazla alt türüne değinilerek bu müziğin ne kadar çeşitli olduğu gözler önüne serilmiş; ayrıca norveç black metal sahnesindeki kilise kundaklama olaylarından 1980’ler amerika’sında metal müziğe yönelik sansür girişimlerine kadar birçok farklı konu ele alınmıştır.

misyon olarak, metal müziğe karşı ön yargılı olan ve bu türü sadece karanlık, şiddet ve gürültü olarak gören izleyicilere, metalin aslında bir kimlik ve yaşam tarzı olduğunu göstermeye çalışmıştır. filmde dışlananlar, öfkeliler, ötekileştirilmişler veya kendini toplum içinde yalnız ve yabancı hissedenler için metalin bir sığınak, kendini kültürel olarak ifade etme biçimi, duygusal bir çıkış yolu ve düşünsel bir keşif aracı olduğu; ayrıca felsefe, estetik, tarih, din ve mitoloji gibi farklı unsurlarla temas etme imkanı sunduğunu, aynı zamanda bir deneyim, topluluk ve aidiyet duygusunu da taşıdığı anlatılmıştır.

filmin yönetmeni sam dunn, 2007 yılında gemini ödülleri'nde belgesel programında en iyi yönetmen kategorisinde aday gösterilmiş ve en iyi belgesel programı ödülü'nü kazanmıştır.

üç gündür deli manyak hastaydım, dün akşam saatlerinde daha iyiydim. şimdi ise bayaa iyileşmiş hissediyorum, ve dünyayı fethedebilirim gibi hissediyorum.

size de, sanki hastalıktan yeni çıkmışsınızcasına, ape-descendant bir homosapienin ilüzyonik akılalmaz omnipotent hissiyle, motivasyonuyla ve cesaretiyle geçirdiğiniz bir gün diliyorum sayın sözlük!

günaydınlar!

sözlükte bu kadar yakışıklı adam varken kızların yok ki demesi büyük tehlike.

kızlar sizi nasıl bir çıtanız var..

bak evde kalır kurur gidersiniz ben diyim.

allah hepsini affetsin ama kendilerini kandırıyorlar

yapmam vs yapamam...
çaktırmam...
misal havada 3 parende hayatta atmam ben..

alper tanga öldü mi
izsiz külot kaldı mi
penti öcün aldı mi
emdi file yırtulur

(bkz: akepeye oy atmak)