zaman tüneli

kimseyle bir sorunum yok. engellediğim biri olmadı hiç ama engellendiysem bilmiyorum. zaten böylesi platformlarda yaz-geç kısmına inanırım.

lakin moderatörler aynı kategoriye giriyorsa, bir-iki kişinin kulağını çekmek gerek.

amca sen bize bi alköl al sana zahmet

benim sevdiğim tüm yazarlar gitmiş nerdeyse ya. içeride canım çok sıkılıyor. okunmaya değer yazar arıyorum.

bu sözlükteki dramaların konusunu ana fikrini anlamaya çalışmak divan edebiyatı ingiliz edebiyatı çalışmaktan daha zor 2-3 kişi oturduk çözemiyoruz.

muhammed ismi sadece bizde değil tüm dünyada bu şekilde görülüyor bu arada, psikopat gözüyle bakıyorlar.

hatırlamıyom ama 1 defa dedi ki “dünyayı tanımlayabilir misin” düşündüm ve de sahildeydik. baktım sadece. o kadar huzur doluydum ki, birkaç gün sonra ölsem bile gam yemezdim.

saatlerce susar, otururduk. normalde sıkılır insan iletişime alışmıştır muhakkak. sıkılmadım. belki senelerce yapabilirdim bunu. en azından bana eğlenceli gelirdi.

öyle umutluydu ki dünyayı değiştireceğimi düşündüm. dünya küçük geldi ama bir o kadar büyüktü.

ayrılık vakti geldiğinde bir meyhanede buldum kendimi. öyle bir akşam oldu ki sabaha bir başka evde uyandım. adeta dobro vecer’in o muhteşem dizelerine hapsolmuş gibiydim.

“ yüzünü yıkıyor şimdi zerre tanımadık biri
soruyor iyi misin ayıpsın fevkaladeyim”

inanılmaz kötü bir şey. elimdeki şeyi neden vereyim? m.ö 3000 filanda mıyız abi neden vereyim?
hiçbir şeyimi vermem. parasını verir alırım çok şükür.

tam şu an aklıma birini getirdi... ben birine şahit oldum çok yakından hemde.
tertemiz duyguları ile çok sevdiğine...
onu gizliden gizliye koruyuşuna, kıyamayışına...
gizliden gizliye kıskanmasına (imkansız aşktı)
ona olan bakışına... o kadar masum, o kadar tertemizdi ki...
gece gece üzüldüm şimdi...
umarım çok mutlu olursun, çok çok güzel bir hayata sahip olursun.
hep söyledim hep söylerim ömrün bereketli olsun.

kütüphanemi izliyorum bazen sapık gibi. öyle bomboş kitaplara bakıyorum ve odamda bu kadar çok kitap olduğu için mutlu oluyorum. bak öyle kitaplığın karşısına geçiip kurcalamak falan bile değil, öyle durup öküzün treni seyrettiği gibi seyrediyorum dakikalarca. swh.

kimi öğrenci kimi vardiyalı filan... normal. mesela sabah bir giriyorum sabah sapığım 20 şeyi beğenmiş, bazan gece bir bakıyorum gece sapığım her lafımı beğenmiş.

adımız çıkacak.

votkam bitmedi. viski de var. ayrıca daha dizi izlemem ve gta v oynamam lazım. hayat cidden çok zor.

siz de çok beklemeyin, yarın pazartesi.

anlamadım ki. şarap sıcaklık ve enerjı verdi sanırım.

su terapisi gibidir. dinlendirir, kas ağrılarını hafifletir, rahatlatır. en sevdiğim.

köpükle bu saçtan yapıyorumdur
nett

küfürlü şeyler genelde.

seven kadın değilse hiç sevmemiştir
erkek milleti üç şey sever
para
alkol
uçkur
ne kadın mı seviyorlarmışşş? memesidir ya o

ben sevmeyi sevdim, kadın ayırmadım hiçbir zaman. sonra biri şey dedi; sen gerçekten sevmeyi bilmiyorsun. kimseyle derin bi bağın yok, kimseyi hayatına almıyorsun. rol yapıyorsun sadece, karşındakini inandırmak ne kazandırıyor sana bilmiyorum ama bu yaptığın sürdürülebilir değil.

derine inmek isteyen hatunlar eklesin.

gitmeni de istemedim kalmanı da.
gitmen de tüketti yüreğimi kalman da.
varlığında yokluğuna; yokluğunda varlığına ağlattın.
hiç ortası olmadı bu aşkın.

mahşer yeridir hesap zamanıdır.

-bunu mu çok sevdin?
-...
-bu değil.
-allah'ı kandırmaya çalışma.
-bu değil.

zeval gelmesin. allah'ı kandırmaya çalışacağım... hesabım yok.