zaman tüneli

(bkz: yaşamak)

norveçli black metal grubudur ancak black metal faşistlerinin dışlayacağı hatta dışladığı türden bir soundları vardır. melodic black metal icra ederler, thrash etkileri hatta rock and roll etkisi bile vardır grubun soundında. black metalin o soğuk, karanlık ve yırtıcı karakteri üzerine melodik, thrash soslu bir tarz inşa etmek de oldukça orijinal ve zordur. klasik kayıtlar gibi kirli sound değil daha temiz kayıtları vardır. favorim arche parçaları, özellikle 3.50'den sonra başlayan cayır cayır solo adeta bir rock and roll parçasından fırlamış gibidir. arche

the smoke of many fires parçasıyla kafamı duvardan duvara vurma hissi uyandıran muazzam grup. her parçaları sıkmadan dinletebiliyor kendini, büyük başarı kesinlikle. saf melodik death metal değil, progresif etkiler hatta black metal etkileri bile var soundında grubun.

yalaka ve omurgasız bir yapay zeka.
diyorum ki naruto değil pain haklıydı diyor ''evet''. diyorum ki pain haksız naruto haklı diyor ''evet''

yapay zekanın bile duruşu olması lazım

ne kadar mayışşş alıyon diye devam eder…

kendisi için söyleyebileceğim çok bir şey yok..

kader ağlarını örmüş o gece.. düşmüş yolu yolumun geçtiği yere..

tanımaktan, tanıyor olmaktan, hayatında olmaktan, hayatımda olmasından bir şekilde orada olduğunu bilmekten.. aşırı ama çok aşırı çarpı 1500 aşırı mutlu olduğum güzel insan...

dileğim şudur ki.. yollar açılsın.. ayağına taş değmesin gerçekten..

ben buradayım ya da orada.. iyiki varsın...

yapılacak bir şey yok, teşekkürler.

hiç umrumda olmaz, ergence işler.

cinayetleri(maalesef) ayrı tutuyorum hiçbir konu komşunun, akrabanın camların dışını, evin dış cephesindeki herhangi bir yeri temiz görecek olması böyle bir riski almaya değmez.

zamanında anneme de söyledim allah korusun böyle bir şey olsa seni asla affetmem dedim. hiç öyle kader, ecel, kaza falan diye düşünmem.

eskiden yazarları da stalklardım.*
nerede oturuyor, ne iş yapıyor, ne hakkında yazmış... (salak mı, zeki mi, kültürlü mü...)
en son geçmişte bir yazardan azar işittim artık vaz geçtim ahaha.

ben sosyalleşme işini burada beceremiyorum.
bak burada sosyalleşmeye de çalıştım.

eski sevgili mevzusuna gelince, bağım olmadığı kişileri stalklarken sıkılıyorum.
bana ne sonuçta.

eski sevgilimi değil de onun yeni sevgilisini stalkılıyorum. çok tatlı duruyor kız ve mutlu mu değil mi kontrol ediyorum arada. ayrılırlarsa arkadaş olacağım tetikteyim.

eğer becerebilirsem bu sene benim senem olacak.
ilk hedefim, araba almak. kısmetse olacak.
ikincisi, ailemi ilk kez yurtdışına çıkartmak. bir asya gezisi istiyorum. umarım olur.
üçüncüsü, saçımı uzatmak ve istediğim bedene yaklaşmak. psikolojik yeme olayını bırakabilmek. umarım hallolur.
ilki yüzde yüz olacak gibi ama diğerleri de olursa ve bir de ailem de yanımda olursa, hepimiz sağlıklı, mutlu ve huzurlu olursak tadından yenmez! başka da bir arzum yok zaten.

dikkat ettiyseniz hep kadınlar düşüyor.. garip değil mi?

hökümatımız muhtemelen konuyla yakınen ilgilenip, "balkonlardan düşmek suretiyle ölerek, hökümatın müteahhitsever inşaat, imar politikaları konusunda, sanki bir eksik varmış yönünde kamuoyunu dezenforme girişiminde bulunan tüm unsurlar hakkında gerekenin yapılacağı" şeklinde açıklamada bulunacaktır ümidindeyiz..

aklınıza bile gelmemesi gereken bir eylem..

şimdi düşününce hatırladım eski sevgilim olduğunu.. hakket ya bir ex vardı... işte bunlar hep ayrılık sonrası acının yasın hakkını vermekten... oh mis..

eğer ekrem imamoğlu gerçekten suçlu olsaydı, duruşmaları sadece trt den değil,
70 kanaldan aynı anda yayınlanırdı.

i traversed the long and wearisome path,
ever anticipating the moment i should be dashed
upon the depths of a chasm
whose end my eyes could not discern.
yet i found myself condemned
to a fall without conclusion.
and when i at last arrive
at the final threshold, i shall say:

"o my dear god,
of thy heaven i remain ignorant,
yet thy hell i have witnessed a thousandfold...
and i fear it no more."

edit: imla.

hey gidi zaman fotosu.