zaman tüneli

dava mı..!??

tuvalet adabı ciddiyet gerektirir.

vardiya cizelgesine baktım da sabahciymisim. bir iki kadeh rakı içer senede bir kez giydiğim kırmızı pijamami giyer sabah da noel babanın geyikleriyle işe giderim.

bu vatandaş basın işiyle uğraşıyordu. zamanında başı dertte olan meslektaşları için "bana ne" diyordu.

şimdi kendi başı dertte. hatırımı sormayan "sermaye sahiplerinden" bunu hesabını soracağım diyor.

bak ben sonucu tahmin edebiliyorum. anlamadığın onlar sermaye sahibi, sen maaşlı çalışansın. bence dene.

29 şüpheli hakkında tutuklama isteğiyle mahkemeye sevk edilmiş. gs li genç çocuk ve mert hakan da dahilmiş.

bir çok açıdan değerlendirilmesi gereken konudur. kendisi mi çok güzel veya yakışıklıdır yoksa sözlüğün beklentisi mi bu yöndedir, ya da kayda değer başka bir bilgi mi paylaşmamıştır.

sergenella hocamdan maçın ikinci yarısında cerny-necip değişikliği yapıp maçı vermesini bekliyorum.

every month me and eyluling.

blue (da ba dee)

birazdan başlayacak trendyol süper lig 15. hafta maçı.
başarılar kara kartal! attığın gol, yediğin ofsayt olsun.

#3816007 silinirse diye ss de ekleyeyim:

baba sana tek bir sorum var sen şu adam mısın?

sanırım telegram'ı seçerdim..

matematik/fen öğretmenlerinin, bir problemin sonucunu sadece rakamla verdiğinizde verebildiği klişe tepkidir. diğer bilinen öğretmen klişelerinden ikisi için: (bkz: kapıyı dışarıdan kapat), (bkz: kendini de unutsaydın)

"70 ne? elma mı, armut mu?" şeklindedir bu başlığın konusu olan klişe öğretmen reaksiyonu.

şu aşağıdaki görsel demin önüme çıktı da. gavurlarda da yakınmış demek ki, sadece armut yerine muz var. (bkz: omuzlarına abanan bir anıdan kaçıyorsan) ahaha. bu arada "kapıyı dışarıdan kapat" klişesini de 1800'lerin sonu veya 1900'lerin başındaki bir victorian humour dergisinde görmüştüm. gerçi bunda öğretmenlik konusu yoktu, sadece kapıyı dışarıdan kapat klişesi vardı.

teknik bilgi için çok teşekkürler meja arkadaş.. siz doğal olarak yeterlik alanınızda süreci çok net aydınlatmışsınız.
da, bizdeki bu cüsseli fatura ve vergiler, sürece nerede eklemleniyor.. buna rağmen de sistem, gerçek ihtiyaç anlarında niye ortadan sıvışıyor, iş göremiyor.. eğer sistem aynı ilke ve teknolojiyse, avrupada neden bizdeki komplikasyonlar görülmüyor; kısmını da, keşke hökümatımız bize açıklayabilseydi dimi..

fırın işleticisi uğur erdem'e sorarsan söyler: ''biz boşuna mı belediye meclis üyesi oluyoz bedavaya? böyle işler için güç devşirmeye oluyoz'' der. devrek akepe ilçe başkanına git: ''bu gibi yararlar sağlamazsak belediye meclis üyesi bulamayız, kararlarımızı belediye meclisinden geçirecek gönüllü adam lazım. meclis üyeliğinin maaşı yok ki'' der.

buna ''siyasetin finansı'' deniyor ve yönetenlerimiz çok iyi bildikleri bu çarpık gidişatı düzeltmeye hiç cesaret edemiyorlar.

reis'in unutulmaz aleni beyanını şuraya not düşelim: ''ilçe başkanlarına mal beyan zorunluğu getirirsek, partiler ilçe başkanı bulamaz''

100 küsür yıllık şarkıları dinlerim. klasik caz. kulaklığı takıp uzanıcam. hoş sesli kadınlara sığınacağım yine.

taraftarının bir kısmı, özellikle yaşı genç yeni nesil taraftarları ali koç dönemine denk geldikleri için hep böyle geldi hep böyle gidecek sanıyorlar(maalesef). bu yüzden de başarı ve başarısızlık kavramları önceki nesil taraftarlardan çok farklı.

ali koç döneminin galatasaray için nasıl bir nimet olduğu yıllar geçtikçe daha iyi anlaşılacak.
kim ezeli rakibine süper kupa hediye eder? normalde şöyle bir insanın aklı almaz. rüyanda görsen ya ne saçma rüya dersin.

fatih terim'in devre arasında dönemin görece iyi oyuncularından serdar ve tolga'yı, bonservis bile istemeden, ezeli rakibine gitme ihtimalini göre göre kapının önüne koyması ve bu iki ismin davulla zurnayla karşılanmasını kim organize edebilir mesela? bi de üstüne açıklama falan yapılmıştı. nerde abi yerli sergio ramos serdar aziz? burada bahsettiğim şey transferin tutup tutmaması değil bu arada. takımların transflerinin yarısı tutmuyor zaten. rakibinin devre arası herhangi bir gelir bile beklemeden elden çıkardığı oyuncuyu alıp armayı öptürme ritüelinden bahsediyorum. serdar zeki topçu bu arada güzel maaşa da anlaştı kendini kurtardı onluk bi şey yok. armayı da öper bayrak da sallar.

takımı saha içinde çok iyi giderken tam ivme yakalamışken kim konuyu saha dışına çeker mesela? kimse kendi kendini böyle sabote etmez. rakibine bu kıyağı kolay kolay kimse yapmaz. aynı güruh 2018'de de maça gitmeyin, destek vermeyin, alışveriş yapmayın kampanyası yapmıştı o sene seçim olduğu için. aziz yıldırım'ın kaybedip ali koç'un başkan olduğu sezondan bahsediyorum.

buraya 75 madde yazılır da bir daha ahmet ercanlar ve ümit özat'la görüşüp toplantı yapan(ahmet ve ümit'in kendi beyanları) bir rakip başkanı daha zor denk getiririz.

o yüzden bilhassa genç taraftarların nasıl olsa şampiyon oluruz kafasından bir an önce çıkması gerek.

son 4 yıldır olduğu gibi yine nöbette olurum muhtemelen.

sıradan bir günde ne yapıyorsam onu yapacağım.