zaman tüneli
güne bir söz bırak
"insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de."
devamını gör...
36 boys
yabancısın diye seni ezemesinler
cartel almanyanın üç köşesinden
cartel doğrudan 36 boys ile ilişkilendirilmese de 36 boys'u ilk cümle kadar iyi tanımlayan başka bir cümle yazılamaz sanırım. 36 boys sanılanın aksine ne dümdüz bir çete ne de bir rap müzik yapılanmasıdır.
36 boys en doğru tabirle bir azınlık dayanışmasıdır. türk kökenliler azınlık içinde çoğunluk olunca bir de gözleri daha kara olunca taşıyıcı kolon görevi görmüş 36 boys da bir türk çetesi gibi anılmıştır.
cartel klibinde gördüğünüz siyahi abi kübalı, almanca bölümleri okuyan abi alman, emali/m.ali ise türktür. bu üçlüye grup olarak da crime posse deniyor ve türk kimliğini benimsemek için mutlaka türk olmak gerekmediğine inanıyorlar.
bütün kaynaklarda 1980'lerin sonunda aktif olup 1990'ların ortalarına kadar aktif olduğu yazar ancak resmiyette 2007'ye kadar varlığını sürdürmüştür. ikinci nesil diyeceğimiz 36 juniors çetesinin çok daha şiddete meyilli olması 36 boys ve berlin senatosunu anlaşma yoluna itmiştir. daha önce kreuzberg'i tehlikeli bölge olarak tanımlayan senato temaslar çok daha önce başlasa da 2007'de resmi olarak 36 boys liderlerine bir iş tanımı yaparak ortak çalışmaya başladı. gençlik merkezleri ve semt merkezleri kurularak yetişkinlerin ihtiyaçları giderilirken gençlerin hem sorunlarına çözüm bulundu hem de illegal yollar yerine spora ve diğer alanlara yönlendirildiler.
yine kaynaklarda çete çözüldü/dağıldı gibi ibareler görmek insanı biraz üzüyor açıkçası. bu insanlar suç işleyelim, çete olalım diye bir araya gelmiş insanlar değillerdi. neo nazilerin saldırılarından bıkmış, ikinci sınıf insan muamelesi görmekten yılmış insanlar kendi toplumları için faydalı bir anlaşmaya imza attıktan sonra neden illegal kalmaya devam etsinler?
büyük çözüm adımları atıldıktan sonra illegal çizgide kalmaya devam edip bunun üzerinden maddi kazançlar elde etselerdi bugün efsane olarak değil başka türlü anılıyor olurlardı.
cartel'in ilk klibi radyoda neo nazilerin yaptığı bir ateş saldırısı sonucu ölen türkler haberini dinleyen bir adamla başlar. sürecin nasıl başladığını birkaç saniyede çok iyi anlatır ve şarkının içinde şu sözleri duyarsınız:
elini vicdanına koyup da söyle
bu hayat ne kadar sürecek böyle?
cartel almanyanın üç köşesinden
cartel doğrudan 36 boys ile ilişkilendirilmese de 36 boys'u ilk cümle kadar iyi tanımlayan başka bir cümle yazılamaz sanırım. 36 boys sanılanın aksine ne dümdüz bir çete ne de bir rap müzik yapılanmasıdır.
36 boys en doğru tabirle bir azınlık dayanışmasıdır. türk kökenliler azınlık içinde çoğunluk olunca bir de gözleri daha kara olunca taşıyıcı kolon görevi görmüş 36 boys da bir türk çetesi gibi anılmıştır.
cartel klibinde gördüğünüz siyahi abi kübalı, almanca bölümleri okuyan abi alman, emali/m.ali ise türktür. bu üçlüye grup olarak da crime posse deniyor ve türk kimliğini benimsemek için mutlaka türk olmak gerekmediğine inanıyorlar.
bütün kaynaklarda 1980'lerin sonunda aktif olup 1990'ların ortalarına kadar aktif olduğu yazar ancak resmiyette 2007'ye kadar varlığını sürdürmüştür. ikinci nesil diyeceğimiz 36 juniors çetesinin çok daha şiddete meyilli olması 36 boys ve berlin senatosunu anlaşma yoluna itmiştir. daha önce kreuzberg'i tehlikeli bölge olarak tanımlayan senato temaslar çok daha önce başlasa da 2007'de resmi olarak 36 boys liderlerine bir iş tanımı yaparak ortak çalışmaya başladı. gençlik merkezleri ve semt merkezleri kurularak yetişkinlerin ihtiyaçları giderilirken gençlerin hem sorunlarına çözüm bulundu hem de illegal yollar yerine spora ve diğer alanlara yönlendirildiler.
yine kaynaklarda çete çözüldü/dağıldı gibi ibareler görmek insanı biraz üzüyor açıkçası. bu insanlar suç işleyelim, çete olalım diye bir araya gelmiş insanlar değillerdi. neo nazilerin saldırılarından bıkmış, ikinci sınıf insan muamelesi görmekten yılmış insanlar kendi toplumları için faydalı bir anlaşmaya imza attıktan sonra neden illegal kalmaya devam etsinler?
büyük çözüm adımları atıldıktan sonra illegal çizgide kalmaya devam edip bunun üzerinden maddi kazançlar elde etselerdi bugün efsane olarak değil başka türlü anılıyor olurlardı.
cartel'in ilk klibi radyoda neo nazilerin yaptığı bir ateş saldırısı sonucu ölen türkler haberini dinleyen bir adamla başlar. sürecin nasıl başladığını birkaç saniyede çok iyi anlatır ve şarkının içinde şu sözleri duyarsınız:
elini vicdanına koyup da söyle
bu hayat ne kadar sürecek böyle?
devamını gör...
kusura bakma
çok sevdiğim bir sezen aksu şarkısıdır.
bak deme bana bakamam gözüne
gül deme bana gülemem yüzüne
kusura bakma iş işten geçti
olamayız artık eskisi gibi
benim de gözüm artık açıldı
her yanıma kısmet saçıldı
istemem ne aşk ne karakter
dünya para üstüne döner
herşey mal mülk, herşey para pul
dostlukmuş, sevgiymiş ara bul
yok deme bana sen de ben gibisin
isteseler canını verirsin
kusura bakma iş işten geçti
olamam ben artık eskisi gibi
bak deme bana bakamam gözüne
gül deme bana gülemem yüzüne
kusura bakma iş işten geçti
olamayız artık eskisi gibi
benim de gözüm artık açıldı
her yanıma kısmet saçıldı
istemem ne aşk ne karakter
dünya para üstüne döner
herşey mal mülk, herşey para pul
dostlukmuş, sevgiymiş ara bul
yok deme bana sen de ben gibisin
isteseler canını verirsin
kusura bakma iş işten geçti
olamam ben artık eskisi gibi
devamını gör...
hector salamanca
intikam kelimesinin ete kemiğe bürünmüş hali olan karakter. birkaç parmak hareketi ile bir imparatorluğu yok etmişliği vardır. q
devamını gör...
diyelim ki o bunu okuyor
o, bu, şu... okuyor ya da okumuyor.. bunu neden bu kadar önemsiyoruz.? yazdıklarınız, paylaşmaya yazmaya değer bulduklarınız, gerçekten yazmaya paylaşmaya değer şeyler değil mi.. kimseye yararı olamayacak şeylerse o, bu yada şu için nasıl önemli veya değerli olur ki..
düşünün ki, edebiyatta tarafları adresi belli aşk mektupları bile "hepimize" de bir şeyler anlatmıyor mu..
bırakın kimin okuyup okumadığını, siz ne'yi paylaşmak istiyor, yazmaya değer buluyorsunuz: asıl ve önemli olan o... varsa çıkınınızda yazın siz.
bırakın o büyük yargıç: zaman karar versin..
düşünün ki, edebiyatta tarafları adresi belli aşk mektupları bile "hepimize" de bir şeyler anlatmıyor mu..
bırakın kimin okuyup okumadığını, siz ne'yi paylaşmak istiyor, yazmaya değer buluyorsunuz: asıl ve önemli olan o... varsa çıkınınızda yazın siz.
bırakın o büyük yargıç: zaman karar versin..
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
müstesna bir kişilik olduğunu düşünüyorum ama fazla insancıl sanki. bu kadar fazla merhamet bazen ters dönmüş namluya benzer. her şey gibi o da sadece hak edene verilmelidir.
devamını gör...
göz doldurmak
tdk:
görünüşü ile umulduğundan çok etkilemek:
bu futbolcu antrenmanda göz doldurdu.
bir de gözleri dolmak var. mesela siz göz doldurdunuz, karşınızdakinin gözü dolmuş oluyor. iki gözünü de doldurursanız ise karşınızdakinin gözleri dolar, kulakları euro. bu da kulak dolgunluğu demek. yani onu etkileyeyim derken ağlatmaktır bir nevi bir nevi, göz doldurmakla yetinemeyip gözleri doldurmak... kaş yapayım derken göz çıkartmak... yağmurdan kaçarken doluya tutulmak... siz siz olun, göz doldurun ama 1 tane yeterli.
görünüşü ile umulduğundan çok etkilemek:
bu futbolcu antrenmanda göz doldurdu.
bir de gözleri dolmak var. mesela siz göz doldurdunuz, karşınızdakinin gözü dolmuş oluyor. iki gözünü de doldurursanız ise karşınızdakinin gözleri dolar, kulakları euro. bu da kulak dolgunluğu demek. yani onu etkileyeyim derken ağlatmaktır bir nevi bir nevi, göz doldurmakla yetinemeyip gözleri doldurmak... kaş yapayım derken göz çıkartmak... yağmurdan kaçarken doluya tutulmak... siz siz olun, göz doldurun ama 1 tane yeterli.
devamını gör...
yar senden kalınca ayrı
ahmet yağmur kucur tamburuyla ne güzel çalıp söylemiş..
devamını gör...
takip edilesi sözlük yazarları
illaki herkesin vereceği bir mahlas vardır ama bu sadece takipçi sayısı olarak yansıyor. yani takip et tuşunun pek bir fonksiyonu yok, zaman tünelime tıklayacaksın da, oradan takibe değer bulduğunu bulacaksın da, sonra yazdığını okuyacaksın.
bu biraz şeye benziyor teşbihte hata olmaz o yüzden şimdiden soryy, eşek ölecek de ters dönecek de çükü güneş görecek.
zahmetli iş ve ben hayatımın bu evresinde zahmetli gördüğüm herşeyi minimum seviyeye düşürerek ilerlemeye çalışıyorum. bir çoğunuz takibe değer de ben de o enerji yok. dürüst olmak gerekirse gaza gelip takip ettiklerimi dahi entrysine denk gelmedikçe okumuyorum.
bu biraz şeye benziyor teşbihte hata olmaz o yüzden şimdiden soryy, eşek ölecek de ters dönecek de çükü güneş görecek.
zahmetli iş ve ben hayatımın bu evresinde zahmetli gördüğüm herşeyi minimum seviyeye düşürerek ilerlemeye çalışıyorum. bir çoğunuz takibe değer de ben de o enerji yok. dürüst olmak gerekirse gaza gelip takip ettiklerimi dahi entrysine denk gelmedikçe okumuyorum.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
ağaçkakan - herhangi kasabanın, herhangi çocukları
devamını gör...
youtube
insanlığa katkısı yadsınamaz ama kötüye kullanımı da kontrol altında tutulması gereken küresel tv kanalı.
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
espresso mardinide yengesiyle mırra içen bir hanımağa olduğunu düşünüyorum.*
devamını gör...
esra erol vs zuhal topal
güzellik olarak bence esra erol daha hoş bir kadın. daha samimi geliyor. bazı saçma konuşmaları var ama o kadar da olsun.
zuhal topal çok yapmacık ve itici.
zuhal topal çok yapmacık ve itici.
devamını gör...
şevket altuğ
karakterini bilmem ama oyunculuk açısından bakılırsa sempatiklik abidesi güzel gülüşlü bir insan.
devamını gör...
yara bandı kullanıldıktan sonra çöpe atılır
ihstagram da gördüm . yani diyor ki.
yaralanmayın. sebebi olmadığınız şeyleri düzeltmeye kalkmayın.
yaralanmayın. sebebi olmadığınız şeyleri düzeltmeye kalkmayın.
devamını gör...
kusura bakma
kusura bakma dememek için, arınılacak kusurlar konusunda özen göstermeyi öncelemedikçe, aslında hep geç kalınmış olunduğunun sadece itirafından başka bir anlamı olmayan tutum..
belkide kusura bakılmalı ki, kusurlar azalabilsin.. çünkü "bakma" demenin, çokta onarıcı ve önleyiciliği olamıyor demekki, ha bire söylenmesine rağmen değişmediği ve söylenmeye de devam olunduğuna göre.. değil mi.?
belkide kusura bakılmalı ki, kusurlar azalabilsin.. çünkü "bakma" demenin, çokta onarıcı ve önleyiciliği olamıyor demekki, ha bire söylenmesine rağmen değişmediği ve söylenmeye de devam olunduğuna göre.. değil mi.?
devamını gör...



