zaman tüneli

vurd...

kadınlar sağdaki gibi erkekleri beğenseler de (kit harington-1,73) ya akıllarında ya da hayallerinde hep bir ortadaki arkadaş vardır(jason momoa)*

kader de değil.
boy uzatan sporları geçtim artık ameliyatı bile var.

film sahnelerinin akıştaki değerine vurgu yapan ve sinema sektörünün babalarından diyebileceğimiz bir yönetmen. kamera oyunları üzerine çok fazla yenilik denemiş.
ayrıca izleyicinin psikolojisini anlayarak bu psikolojiyle nasıl oynayabileceğini çözmüş ve hâlâ izlenen gerilim filmleri yapmıştır.

nası yaa..! tamam sevgilim vardı ama, üniversiteyi bitirmemde yeminlen bak etkisi falan olmadı.. olamazdı ki.. yahu ayrı fakültelerde okuyorduk, branşlarımız bile farklıydı diyorum. :)

2018'de muhalefet bu adamı cumhurbaşkanı adayı falan yapmak istiyordu, çıldırırsın.

+ tesettür denemek ister misiniz?

- aa tabi tabi memnuniyetle...

önce çay.
sonra cani ne isterse o.

üniversite zamanında nil karaibrahimgil kendisine sırılsıklam aşıkmış.

yakışana çok yakışıyor.
yakışmayan tarık mengüç'ten kötü oluyor.
bunun bilgisini verelim. boyaların kalitesi mi fark ediyor ne yapıyor bilmiyorum.

neyse, tabi yapana saygı duyuyorum ama kızıl saç yapanlara daha bir saygı duyuyorum.

her yılbaşı yaklaştıkça insanın içini kaplayan tatlı telaş. ama bazen huzursuz da edebilen telaştır.
yılbaşı gecesi ile ilgili önceki tecrübelerime dayanarak konuşacak olursam biraz ümitsizim..
bu gece bana ne vadediyor ya da ben bu geceye ne katacağım? sorusu beni huzursuz etmeye yetiyor.

bu zamanlarda hep o günü layık olduğu biçimde, o güne yakışacak biçimde karşılamamız gerekiyormuş gibi düşünüyorum... hayalini kuruyorum,
gözümün önüne süslenmiş çam ağaçları, karlı gecede eğlenen çocuklar ve noel baba kartpostalları geliyor. ve soruyorum kendime, ben de bu resmin bir üyesi olabilir miyim? fakat ne oluyor dersiniz?
hep hüsran. heyecanla beklediğimiz o gün geliyor ama sönük geçiyor. herkese neşe getiren, güzellikler sunan o akşam ve gecesi beklentime bir türlü cevap vermiyor.
o büyülü yılbaşı gecesinin dışında kalıyorum yine. o sevinç bize uğramıyor anlayacağınız.. hayal kırıklığı.

(bkz: makina mühendisi) adayı olabilir.
o bölümde arkadaş vardı 2 tane, bir gün hep siz bize geliyorsunuz lan biz de sizin kantine gelelim dedik.
aaa dedim "siz kışlada mı okuyorsunuz?"*
1 erkeğe 100 erkek düşüyor.

renksiz saç da mı var ki.. ( yoksa süslü sülo'nunki gibi olanları(!) mı kastediyorsunuz..)

ben parayı domates soslu tabanla birlikte peynire ve üzerindeki diğer malzemelere verdim, kuru hamura değil diyen insandır.

4 ihtimal var ya üniversite dışı sevgili yaptı ya davranışı bozuk ya istemedi ya da beğenen olmadı ama hepsi de allahtandır

keşke batmasaydı. rekabet iyidir.

ayrıca kalem gibi ince uzun boeing 757'leri çok hoşuma gitmekteydi.

ciddi insandır başarılıdır

şştt.! (şimdi "dünya düz zaten" diyen zevat sözlüğe yığılır.. malum papada kurtarmadı gündemi saptırmak için bahane arıyorlar.)

yalaaaan başkası yalan
dünyada kızıldan başkası yalan