zaman tüneli

" acaba yediğimiz gerçekten yumurta mı?" diye sorguladığım bir dönemdeyiz. yapay et bile yapıldığına göre, yapay yumurta neden olmasın?

şaka gibi bir dönemdeyiz. yiyeceklerimize kadar bulaştılar. zombicilik teorileri böyle giderse gerçek olacak. bu kadar besinlerle oynayıp, hastalıklar icat ederek- aşılarını dayatarak yol açacakları şey mutasyon zaten.

#3813795
#3823139

uçaklarda bulunan tuvalet.

uçakta bulunan tuvaletler hepimizin bildiği üzere klozettir. farklı olarak, evlerde bulunan klasik sifon sistemi yerine vakum sistemi bulunur. ayrıca uçak tuvaletlerinde biriken kanalizasyon atığı, zannedilenin aksine aşağı bırakılmaz; uçağın indiği havalimanında yer hizmetleri görevlileri tarafından tankerlere çekilir. uçak tuvaletlerinin temizliğini kabin görevlileri değil, yer hizmetlerinin temizlik ekibi yapar. ancak zorunlu durumlarda kabin ekibi de temizliği sağlayabilir.

uçakta sigara içmek yasaksa, neden uçak tuvaletlerinde küllük var?

tamamen uçuş güvenliği için. tüm yasak ve uyarılara rağmen, tuvalette sigara içen kural tanımaz yolcular hep oldu ve olacaktır. bu küllükler; tuvalette sigara içen yolcuların, sigarasını çöp kovasına atmaması ve sigarasını küllüğe söndürmesi içindir. çöp kovasına atılan sigara, yangın çıkararak uçağın düşmesine bile sebep olabilir ve bu yüzden yaşanmış kazalar havacılık tarihinde mevcuttur.

aslında bu küllükler; tuvalette sigara içilen yolcuya verilen bir hizmet ya da tuvalette sigara içilmesine davetiye çıkarmak değil, aksine tuvalette çıkabilecek bir yangını önlemek için bir güvenlik önlemidir. küllüklerin bulunmaması veya bozuk olması, o uçağın uçuştan çekilmesine bile sebep olabilir.

havacılıkta milyonda bir ihtimaller bile hesaplanır ve onun için önlemler alınır.

ülkemizde uzun süre futbol oynamış iyi türkçe bilen eski kamerunlu kalecidir.hep eşofman giymesiyle ünlüydü. 2009 mu 2010 mu ne fenerin şutunu ya çizgiden kurtardı ya da top çizgiyi geçmişti ki hep bu tartışmalı pozisyonla gelirdi. o zaman var olsaydı neler olurdu acaba bir ara bebeği öldüğü için çok gol yemişti ki bu rakip dahil herkesi üzmüştü

-yargı machine orni off-
-her zaman güçlü olmak zorunda olmayan orni on-

son günlerde sıklıkla düşündüğüm kaçınılmaz son. his, bitiş, her şeyi , herkesi geride bırakış hali.* ben bu gerçeklikle ilk onlu yaşlarımda tanıştım. çok genç ve tek sevdiğim dayımı saçma sapan bir şekilde saatler içinde kaybettim. bana o kadar çok şefkat gösterirdi ki çekindiğim babamın yerine sanırım onu koymuştum. bir gece bir telefonda, onun evinde o basit bir ameliyat için orada, biz onun ertesi gün taburcu olmasını beklerken, ablamın çığlığı ile tanıştım ben ölümle. artık onu göremeyecek miyiz diye sorduğumda annemin çığlıklarıyla anladım beni artık omuzlarında taşıyamayacağını.

sonra dizlerimi kanattığım, abim dediğim vücudundan akan kanlara sarıldığım canımcığımla vedalaşmamla anladım ölümün kanlı, ıslak ve acımasız olduğunu. aynı evde, aynı odada kaldığım babaannemin açık gözlerini sürekli kapatmak olduğunu anladım kısa bir zaman sonra. gözü açık gitmeni bile umursamayan bir vicdansızdı artık benim için ölüm.

ben birine sarıldıkça o alıyordu. ben birinin varlığını önemsedikçe o benden çalıyordu; bu yüzden tek düşmanımdı artık benim için ölüm.

sanırım o yüzden hep az insana sarıldım, hep az insan sevdim ama benim için herkesten daha yakındı ölüm. bir kere yemin etmişti ya boş durmamaya gencecik yaşında hastalıktan aldı götürdü bana kadınların kahkaha atmasının ayıp bir şey olmadığını öğreten o çok güzel teyzemi de. kuzenimin ona çok benzediğim için haykırarak ağlarken sarıldığı o içimi acıtan boşluktu artık ölüm.

dine sarıldım ve ya imanım az diye sevdiklerimi çalan imtihansa diye düşündüğüm tek soruydu benim için ölüm. imandan sonra boşlukta savrulurken yoktu benim için ölüm çünkü tüm sevdiklerim sadece yok olmuştu. o zaman küçücük yaşta kaybettiğim için sarılamadığım ama mezarında yanına uzandığım abimdi benim için ölüm. o toprağa uzanırken gökyüzünde abimi ararken değil de yıllar sonra rüyamda bulunca gözyaşlarımdan beslenen bir zavallıydı benim için ölüm.

tam büyüdüm, yolumu buldum derken en yakın arkadaşlarımdan birinin gözlerinde dolaşan kararı fark edemediğim tek gerçekti benim için ölüm. ulan pikniğe götürdün de bembeyaz olmuş saçlarını boyamaya bile tenezzül etmediğinde de mi anlamadın dediğim bir azaptı benim için ölüm. iki gün sonra kendini öldürmeden önce sessizce veda edişini fark edemediğim o son sarılmadaki sonsuz pişmanlıktı benim için ölüm.

ölüm bir noktadan sonra o kadar çok yoluma çıktı ki bir arkadaştı, aileydi, dostu, sevsem de sevmesem de en fazla karşılaştığım tek histi. ben katılaştım içimdeki çocuk ölüme rağmen ölmedi. ben duvarlar ördüm içimdeki umut tırmandı. ben gömmek istedikçe yeşerdi içimdeki yaşama sevincim ve son günlerde tüm kaybettiklerimin hayaletleriyle konuşur oldum. * şimdi düşününce onlar için kurtuluşsa bana kalan sonsuz acı mıydı ölüm?

şimdi her hastaneye gittiğimde * büyük bir yalnızlıkla ağlayarak fark ettiğim ölüm. hastanelerden, yarattığı histen, kaybetmişlikten, tükenmişlikten, morgun önündeki çığlıkların içinde uğuldayan kulaklarım benim için ölüm.

hastanelerden hep kaçmama, hasta olmak istemediğim halde tüm çaresizliğimi kalbime hançeriyle saplayan bir kötülük benim için ölüm.

ölmekten bir saniye bile korkmayan bana zarar vermek için sevdiklerimi kullandığını, o hastane kokusundan midemi bulandıran, bana gül suyunu son suyunu da öğreten ve her ne olursa olsun yapayalnız, paramparça olduğumu hatırlatan tek dost benim için ölüm.

-her zaman güçlü olmak zorunda olmamalısın be orni mode off-

-yargı machine orni mode on-

bir aralar çok sarmıştım. tom'u tutmak için elmas biriktirirdim sonra tutardım. onun uyanma saatlerine alarm kurardım. eğer uyuyorsam uykumu bölerdim. evet, sırf tom'a amelelik yaptırmak içindi her şey. bir de gözüme çok batardı. elmas vermişim sana o kadar, uyumak senin ne haddine ulan. sürekli çalışman gerekiyor.

şimdi tekrar indirdim. oynamaya hevesim kalmamış ya.

diğer eğitim branşlarına göre en zor olan eğitim bence hep birilerini tatmin etmek zorundasınız yoksa işten çıkarılıyorsunuz mesela dershanlerdeki matematikçi fizikçi kimyacılar genelde bu durumu az yaşarlar

vahdettin tarihsel olarak osmanlının en yüz karası padişahlarından biridir. günahlarımı bile kendisinden daha yoğun seviyorum. en son dizisi yapılacak şahıstır kendisi.

"şak şak osmanlı! şak şak osmanlı! " dizileridir.

bu dünyada görebileceğiniz en sağlam manipülasyon taktiğidir. topluma atatürk'ten önce var olan devlet sistemini sevdirmeye çalışıyorlar çünkü şu an güncel siyasetin çok uluslu/ eşitliği baz alan bir yönetim biçiminden çok, tek adam yönetim rejimine dönme çabası var. din üstünden ağır provakasyonlar var. bakın bakalım tarihte bu portreyi normalleştiren hangi devletin dönemi? - cevap : osmanlı hanedanlığı.

dindarlık kisvesi altında 1 harem kuran, padişahın onayına bağlı çok katmanlı bir toplum sistemi olan bir devlet mantığı.. şimdi dönün günümüze.. atatürk'ün kurduğu sistem neyin içerisine dönüştürülmeye çalışıyor? özellikle ana yasanın değiştirilmeye çalışılmasının sebebi nedir?

diziler bu geçişi kolaylaştırıyor çünkü zemini hazırlayan diziler zaten. toplumu düzenli bu portreye maruz bırakıp, olacak her şeyi toplumsal hafızada normalleştiriyorlar.

türk kültürünün temeli osmanlı değildir. osmanlı, kültürün araplaşmaya başladığı dönemi sembol eder. asıl türk kültürü ve mitolojisi için geçmişe dönmek gerekir. hun türkleri, göktürkler'dir bizim asıl kültürümüz. "türk mitolojisi" denilen bir olgu var. niye üstüne diziler dönmüyor? devletin o hali kimsenin işine gelmiyorda ondan. göktürklerin, hun türklerinin devlet yönetim sistemine bakın, neden televizyonlarda dizi olarak izletilmediklerini anlarsınız.

oysa ki asya hun devleti, tarihin bilinen ilk türk devletidir. göktürkler, hun devletinden sonra tüm türkleri tek bayrak altında toplayan ikinci devlettir. neden bir tane bile dizileri yok?


kartal tibetin bile çektiği o "tarkan" film serisi, hun türklerini anlatır. nerede bu devletleri baz alan kurgular? nerede türk mitolojisi üstüne kurulu diziler?

yol belli, çıktığı yer belli.

tıbben inandırıcı gelmiyor. gerçekten çay gofret mi yeniyor, bizi mi yiyorlar anlayamadık..

geçenlerde yine boks temalı reklamda gördüğüm ve bana geçmişi hatırlatan boks spikeri

övmek istiyorlarsa gerçekleri çarpıtmaları ve yalan tarih anlatmaları gerekiyor.

utanç..

vergilendirme, harç, ceza vs. de var ama paylaşımda falan yok gibiyiz..
kafamız ziyadesiyle karışık. sormayın hiç..

her uyanış ya da her diriliş ayağa kalktıktan hemen sonra bir bitişe, bir sona bilet alır. hep ayakta olduğumuz yıllara fokuslanırsak anlam tamamlanamaz. ama sona doğru yılları anlatacak bir yürek çıkmayacağına göre ona da akp sonrası için bilet alalım.

kesinlikle ilk etapta lügatı( konuşma biçimi) + kişisel hijyeni ( genel kokusu ve ağız bakımı)

insanın kendisine karşı olan en büyük sorumluluğu kişisel hijyenini ve bakımını sağlamaktır. vücut bir makinedir. dolayısıyla, düzenli bakılması/ ilgilenilmesi gerekir. insanın doğası "ihmalkarlığı" desteklemez. mutlaka karşılığını görürsünüz.

mesela uzun süre dişlerinizi fırçalamazsanız, diş çürükleriniz ve plaklarınız oluşmaya başlar, ileri vakalarda bunlar size dişlerinizi bile kaybettirebilir.

yıkanmadığınız zaman, kötü kokarsınız. teninizde sivilce başta olmak üzere, benzeri diğer dermatolojik bulgular ile karşılaşabilirsiniz.


çok sık yıkanmayan saçlarda kir ve pislik birikmesi yüzünden saç dökülmesi tablosu ağırlaşabilir vb.


gördüğünüz üzere, hijyen bir lüks değil, insanın "yaşamsal gerekliliği" ve kendisine olan saygısını yansıtan ciddi bir olgudur. insan temiz olmalı ve kötü kokmamalıdır. hijyensizlik benim için ciddi bir red flag'tır. kendi varlığına saygı göstermeyen insan, sizin kapladığınız alana ve kendiniz ile alakalı olan çabanıza saygıyı "yersiz" görür.

osmanlı tarihini objektif anlatmak istiyorlarsa bu uygarlığın övündüğümüz nitelikleri kadar her devlete ders olacak son 300 yılına da aynı hassasiyetle bakmaları gerekir. vahdettin için çekilmesi muhtemel dizinin adına bakacak olursak;

vahdettin yıkılış

veya

vahdettin kaçış'tan başka bir isim bulamıyorum.

lüks otel zinciri. otobüsçü jargonunda, şoförlerin yattığı yere de denir.

-cimri olması
-egolu olması
-küçük dağları ben yarattım havası
-size hayatındaki yük gibi davranması
-küfür etmesi
-laubali hareketler
-empati kuramaması
-yalan söylemesi
-kişisel bakımına dikkat etmiyor oluşu
-bencil olması
-konuşmak yerine tartışması
-kavga ettikten sonra hiçbir.şey olmamış gibi davranması

tırt 1 diye de bilinen kanal.

dizileri boş beleş.
haberleri malum parti borazanlığı.
ucl maçı yayınlarlar ama mümkün olan her boşluğa reklam koyarak yayınlarlar. utanmasalar pozisyon tekrarlarını ve maçın durduğu anları da kaldırıp yerine reklam koyarlar.