zaman tüneli

bunu harbi zor zamanında fark etmek koyuyor insana.

olum ben 2010'lar da uzun boylu kategorisindeydim.
çok garip yemin ediyorum, şimdi yeni nesil beni kısa kabul ediyor.

aşkım orası değil

ben bir kere hak ettiğini düşünd...
yav he he tamam.
ehehehe

trafikteyken başıma gelen şey.
düzgün kullansanıza olum şu arabalarınızı.

ruh eşim kesin evlenmiş birisinden nafaka alıyordur.

12.5 falandı desem gençlerin hiçbiri anlamaz.
gerçi yaşıtlarım da anlamaz ama güler ehehe.

üşenirim.
açarsam da az izlenirliği kafama takmam.

mutlu sağlıklı yılların olsun çocuk.

daha demin yaptım ve üşendim doğru başlığa girmek için.

öyle bir gülümse ki
gülüşün tutuklansın
bakışın yasaklansın
dağlar.. dağlar
dağ olmaktan utansın...
.....
diyor cevdet bağca şarkısında..

bir korhan bozkurt filmidir.

filmin senaryosunu şenol zencir yazmıştır. filmde ersin korkut, şahin ırmak, özge ulusoy, ceyhun fersoy, hüseyin elmalıpınar, sinan bengier, abidin yerebakan, güzin usta ve ececan gümeci rol almıştır.

kutsal damacana serisinin üçüncü filmi olan bu filmde şafak sezer'in yokluğu bile filmi kurtaramamış. hatta film diğerlerinden çok daha kötü bir film olmuştur.

büyük bir evde bekçi ve bahçıvan olarak çalışan sebahattin zengin bir iş insanının kızına aşıktır. elbette açılmayı başaramaz. ama aşkını da içinde yaşamaya pek niyeti yoktur.

bu esnada zengin ve gizemli bir adam sebahattin'in çalıştığı evi satın alır ve sebahattin'in işine devam etmesine izin verir. zira bu zengin adam dracula'dır ve sebahattin'in ataları ile büyük sorunlar yaşadığı için intikam almak peşindedir.

sebahattin ve dracula arasında güzel bir kadının piyon olarak kullanıldığı bir savaş başlar.

şeytan çıkarma ve kurt adamdan sonra bir başka korku filmi klişesi olan vampirlere de el atan kutsal damacana serisi bunu da eline yüzüne bulaştırmayı başarmıştır.

yakalanmamak.

kapının önünde iki tane kız bekliyor. kapının arkasında da iki köpek var. ben de zombi gibi sallana sallana geliyorum. kızlar duruyor diye ben de durdum. otobüs mü bekliyoz babalar ilerlesinize anlamına gelen bi hırıltı çıkardım. kızlar beni köpek sandı. onlar zıplayınca ben de istemsizce bi ayyy dedim. köpek değilim demeye çalışırken erkek de değilim gibi bişey oldu. kızlardan birisi "köpek var da" dedi. atletik vücudumu 15 derece sağa eğip kızların arasından baktım. evet köpek var. aynen geri döndüm kendi bloğuma doğru. eve gidip yattım. canımdan kıymetli değil. ben sadece iki tane çırpı gibi ayağı olan horozla baş edemedim. götüm tatlı valla.

bu akşam 20:30'da başlayacak olan ziraat türkiye kupası a grubu ilk hafta maçıdır. atv canlı yayınlayacakmış. buna şükredelim. ya banttan yayınlasaydı? * bu arada d grubu maçı olsa dtv mi yayınlayacaktı gibi sorular aklıma... gelmedi. zırvalıyorum. ehi ehi.

bastır galatasaray!

bisiktirol denilen terimler.

#2885058
oldu valla. baya iyi şarkılar var.

çok tehlikeli canlılar.
omuzunuza kafanıza konup sıçıyorlar. :(

hangi platformda olursa olsun ben oranın yazarıyım demek bana hep tuhaf gelmiştir. bunu kendim bilsem yeter. bir de aynı platformdan birkaç arkadaş oldu mu tamamdır. kimseye sözlük yazarısın diye madalya takmıyorlar. açıkçası bundan söz edip havasını atmaktansa farkında olup bir kalabalık içinde kendimi gizlemem bana daha çok haz veriyor. söz etmezsen var olan değeri korumuş olursun. sözlük yazarlığıyla ilgili diyelim dışarıdan biri sen şu sözlükte şu yazar mısın diye sorsa cevap vermem. şüphelenen kişinin yazara o soruyu sözlükten sorması daha uygun geliyor. oldu da bir paylaşma ihtiyacı hasıl oldu o zaman buna giriş dışarıdan değil içeriden olmalı. bi zahmet yerinden kalkıp sözlüğe girecek, bir hesap açacak ve oradan soracak. bu kadarlık özeni hepimiz hak ediyoruz. bu arada ekşi'nin karizması varsa da o çok eskilerde kalmıştır.

bu fırıldaktan kurtulmanın yolu yok mu yav? whatsapp ne işine yarayacak olum? ben huylanıyorum köşede bekliyor sinsi sinsi. sallasan bi yapay zekaya çarpacak zaten. sen de orada olmayıver.

temmuz 88