zaman tüneli

kalbimin güzelliğinin benim ve tanrı için önemini daha fazla önemsemekteyim. bendeki iyi, doğru, güzel olan şeylerin başkaları tarafından takdir edilmesi beklentisine girmem. ve buna pek de önem vermem.

diyelim ki yakışıklıyım, kendimi fiziksel olarak da beğenen biriyim. yine başkalarından gelecek ilgi, iltifat benim için çok önemli olmazdı. insanların, yakışıklı/güzel/fiziksel olarak etkileyici insanlara olan yaklaşımlarına bakarak, buna da kıymet vermeyeceğimi şu an içinde bulunduğum olgunluk açısından rahatlıkla söyleyebilmekteyim..

dışarıdan gelene değil, içten gelene odaklanmak en iyisi. öncelikle insan kendinde olan cevherleri keşfetmekle ve bunları geliştirmekle sorumlu bana göre.
insanlara fazla takılı yaşarsak, insanların bize karşı olan olumlu/olumsuz tavırlarına odaklı yaşarsak bu farkındalıktan mahrum bırakırız kendimizi.

evrimi risale-i nur ile geçersiz kılacağını düşünenlerin varlığını gösteren başlık.

benim herkesten neyim eksin lan?
günde 11 adım hadi bakalım!

takım elbise? adı üstünde örnek.

üzümlerin namusu mu tehlikede hayırdır.! (kadir abimizin tatar ramazan posterlerinden asın çitlere. bakarsınız etkili olur. kendisi bu aralar rahatsız tedavi görüyormuş ama konu alfalık olduğu için size anlayış gösterir sanırım.)

düşük bel pantolan kadar rahatsız başka giysi var mıdır... insanı giydiğine pişman eder. belin ayrı ağrır, karnın ayrı kertilir, daşşakların otururken ayrı yürürken ayrı işkence çeker. eski zamanlarda ne güzeldi. adamların şalvarına iki tane değirmen taşı sığıyormuş.

gül kurusu renginde bir röpdoşambr.
öyle terlik ve pijamalı değildir, evin içinde dahi janti dolaşıyordur.

bir ağacın çekirdeğinde olmayan ve kodlanmamış bir şey, meyvesinde ortaya çıkabilir mi?

varoluş bir ağaç olarak nitelenebilir, okey. ama bu niteleme bile bize gösterir ki; ağacın meyvesi olan insan türündeki canlılık ve bilinç, bu varoluş ağacının çekirdeğinde(özünde, başında, ilk ortaya çıkışında) da vardır.

meyve canlıysa odun ve kök de canlıdır. meyvede bilinç varsa çekirdekte de vardır.

canlılık ve bilinç kendi kendine neden varoldukları açıklanamayan bazı fiziksel durumlar sonucu ortaya çıkmış değillerdir. hayat ve şuur bu ağacın çekirdeğinde mevcuttur.

o yüzden gelin bu ağaca; evrim ağacı veya varoluş ağacı değil de yaratılış ağacı diyelim. bu ağacın meyvesi ise hz. muhammed özelinde insan türü olsun.

(risale-i nur okurken aklıma gelenler)

zayıf kadınlara yakışıyor. ama benim gibi tombullara hiç yakışmıyor. kim başımıza bela ettiyse bu pantolon türünü, normal belli ve cepleri olan pantolon bulamıyorum. bulduklarım da aşırı yüksek belli ve düdük gibi dar oluyor. o yüzden ben hep erkek reyonundan pantolon alıyorum. mis gibi, beli de ideal boyda, cebi de var, boru paça ama tayt gibi de yapışmıyor. erkek pantolonları candır.*

bırakın atsınlar...
bir gün geliyor, o bakışlar hiç olmuyor.

nike eşofman ve kalın sweatshirt.

o lanet yüksek beli tekrar moda yapanların abv zaten.
hele ki bu ülkede**

kiminin içi mevsimlik sebzeyle, kimisi biberle, kimisi domates salçasıyla, kimisi de reçelle dolar. hele o kavanozun kapağının altında yalnızca kışlık yiyecek değil, bir mevsimin anlamı ve hatırası da gizli. şimdiyse mutfaklar gelişti, yenilendi, yerlerini no-frost buzdolapları ve vakumlu poşetlere bıraktılar.

ben sürekli düşük bel pantolon tercih ediyorum çünkü daha hoş duruyor bence
her kadına yakışmaz
ama bazı kadınlarda dehşet durur
hatta dehşetül vahşet bir şey
gurmeler bilir
qeppat

saten bir pijama, evin içinde rahmi koç gibi dolaşıyordur şu an

yüz güzelliğinin yarısı genetik diğer yarısı da zeka düzeyi ve ruh sağlığına bağlı. genetiğiniz iyi olmasa bile zeka seviyenizi yükseltip ruh sağlığınızı iyileştirerek yüz güzellliğinizi, aura enerjinizi daha iyi hale getirerek kendinizi biraz daha çekici hale getirebilirsiniz.

çirkinin kalbi senin yüzüne iyi gelmez yiğidim.

#3830036

sürekli ona buna it diyorsun da doğruyu söyle sana birinin tasma takıp it gibi gezdirmesini mi istiyorsun?

sonuçta ağzından tasma falan düşmüyor gizli submissive olabilir misin?