zaman tüneli
2250 yılında normal sözlük başlıkları
devamını gör...
2250 yılında normal sözlük başlıkları
kızların erkeklerde aradığı özellikler
devamını gör...
iç dökme seansı
bugün de burdayım. belki buraya çok uğramamam gerek ama buradan başka içimi kusabileceğim bir yer de yok.
buradan başka bir sözlükte daha yazarlık yapıyorum. neredeyse herkes birbirini tanıdığı için ben orada sorunlarımı paylaşmıyorum. belki de beni dışarıdaki insanlar, en yakın (ailem) olan kişilerden bile daha iyi anlayacaklar. ona da eminim. yazan, çizen arkadaşlarım. tanıdıklarım ve tanımadıklarım da yazıyor. ama kimseyle konuşmak istemiyorum. reelden olan arkadaşlarımla da aynı şekilde. bazen böyle çok dolduğum zaman içimi dökmek istiyorum sonra da pişman oluyorum. özel hayatımı, sorunlarımı öğreniyor insanlar diye. sanki ellerine koz veriyormuşum, kendimi acındıriyormuşum gibi hissediyorum.
bir sorunla boğuştuğumu ailemde yaşarken gizlemeye alıştığım için, dışarıya da bu şekilde yapıyorum. öyle yazasim da geliyor ama sonra pişman olup yazdıklarımı da siliyorum "keşke yazmasaydim" diyorum. ama çoğu kişinin ağlama duvarı oluyor zaten sözlük hesapları...
neyse, sıcağı sıcağına bendeki kalp ve damar hastalıklarının, astımın başlangıcı hep stres ve üzüntü imiş. bedenim artık kötü duyguları taşıyamayinca bu şekilde hastalıklarla dışarıya vuruyormuş. şaşırmadım zaten...
babam bundan 1 ay önce işten çıktı, şimdi ise bugün ben hastanedeyken annemin de 10 yıldır çalıştığı fabrikadan istifa ettiğini öğrendim. evde artık herkes yüz yüze bakacak ve bu da daha fazla sorun, daha fazla kaos, daha fazla kavga demek benim için. bugün sesim kısıldı anneme bağırırken. sebebi; o kadar çok şey üst üste geldi ki, annemin sürekli telefonda bağıra çağıra, haykırarak konuşması, asla bizimle bir şey paylaşmadan sadece telefonda konuştuğu kişilere yüksek sesle konuşup ortalığı kaldırması bugünlük kotamın ona patlamasına sebep oldu.
babam dünyanın en cimri insanı, ennnnn ama. bu durum da hâliyle hiç hoşuna gitmedi. aslında ben size anlatmak istediklerimi bile anlatamıyorum. çünkü 25 yılı bu entrye sığdıramam.
psikolojimin, bedensel sağlığımın, hayatımın en berbat dönemlerine tekrar giriş yapıyorum. sanki güldüğüm, mutlu olduğum her günün cezasını çekiyormuşum gibi...
buradan başka bir sözlükte daha yazarlık yapıyorum. neredeyse herkes birbirini tanıdığı için ben orada sorunlarımı paylaşmıyorum. belki de beni dışarıdaki insanlar, en yakın (ailem) olan kişilerden bile daha iyi anlayacaklar. ona da eminim. yazan, çizen arkadaşlarım. tanıdıklarım ve tanımadıklarım da yazıyor. ama kimseyle konuşmak istemiyorum. reelden olan arkadaşlarımla da aynı şekilde. bazen böyle çok dolduğum zaman içimi dökmek istiyorum sonra da pişman oluyorum. özel hayatımı, sorunlarımı öğreniyor insanlar diye. sanki ellerine koz veriyormuşum, kendimi acındıriyormuşum gibi hissediyorum.
bir sorunla boğuştuğumu ailemde yaşarken gizlemeye alıştığım için, dışarıya da bu şekilde yapıyorum. öyle yazasim da geliyor ama sonra pişman olup yazdıklarımı da siliyorum "keşke yazmasaydim" diyorum. ama çoğu kişinin ağlama duvarı oluyor zaten sözlük hesapları...
neyse, sıcağı sıcağına bendeki kalp ve damar hastalıklarının, astımın başlangıcı hep stres ve üzüntü imiş. bedenim artık kötü duyguları taşıyamayinca bu şekilde hastalıklarla dışarıya vuruyormuş. şaşırmadım zaten...
babam bundan 1 ay önce işten çıktı, şimdi ise bugün ben hastanedeyken annemin de 10 yıldır çalıştığı fabrikadan istifa ettiğini öğrendim. evde artık herkes yüz yüze bakacak ve bu da daha fazla sorun, daha fazla kaos, daha fazla kavga demek benim için. bugün sesim kısıldı anneme bağırırken. sebebi; o kadar çok şey üst üste geldi ki, annemin sürekli telefonda bağıra çağıra, haykırarak konuşması, asla bizimle bir şey paylaşmadan sadece telefonda konuştuğu kişilere yüksek sesle konuşup ortalığı kaldırması bugünlük kotamın ona patlamasına sebep oldu.
babam dünyanın en cimri insanı, ennnnn ama. bu durum da hâliyle hiç hoşuna gitmedi. aslında ben size anlatmak istediklerimi bile anlatamıyorum. çünkü 25 yılı bu entrye sığdıramam.
psikolojimin, bedensel sağlığımın, hayatımın en berbat dönemlerine tekrar giriş yapıyorum. sanki güldüğüm, mutlu olduğum her günün cezasını çekiyormuşum gibi...
devamını gör...
babaların garip davranışları
cüzdanda kürdan biriktirmek.
devamını gör...
kalbi bozuk insan
şeytanlaşmış insandır. kara delik veya dipsiz kuyu gibi iyi ve güzel olan herşeyi içine çekerek yok ederler. en iyiye sahip olsalar bile ortalama olanı bile kıskanırlar.
devamını gör...
2250 yılında normal sözlük başlıkları
marsa gidişler askıya alındı.
devamını gör...
hayatı boyunca windows'tan başka işletim sistemi kullanmamak
android miş ios muş hiçbiri windows reisin eline su dökemez. eskiler iyi bilir windowslu değilse kullanılmaz.
devamını gör...
kışın crop giyen kız
görmeden inanmam
foto atın
foto atın
devamını gör...
kışın crop giyen kız
kesinlikle ilgi duymayacağım kız tipidir. hata yazın giyene de duymam. çok çirkin ve varoş gözüküyor
devamını gör...
küçükken istenen ama sahip olunamayan şeyler
kolsuz yelek.
devamını gör...
insana mutluluk veren sıradan olaylar
duş sonrası kendini yatağa bırakmak. uyumak.
devamını gör...
küçükken istenen ama sahip olunamayan şeyler
kocaman boyum kadar bir et bebek. et bebek derlerdi çok gerçekçi bir oyuncak bebek işte. babamın arkadaşı emel teyze durumu olmayan bir ailenin çocuğuna almıştı yardım yaparken. bebeğe öyle içim giderek bakıyordum ki sana da alacağım söz dedi. 24 yıl geçti emel teyze hani verdiğin sözler hani bebeğim nerde!
devamını gör...
insana mutluluk veren sıradan olaylar
yol boyunca tüm ışıkların yeşil yanması.
devamını gör...
25 aralık 2025 1,5 milyon kişinin borcunun silinmesi
kendi yarattığı borcu affeden ve bunu da iyilik yapmış gibi gösterebileb bir iktidar her topluma nasip olmaz.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
turkcell akademi gelişim
bu arada turkcell’e çok kırgınım. sebebini sormayın.
t: personel gelişimi için düzenlenen eğitim programı.
t: personel gelişimi için düzenlenen eğitim programı.
devamını gör...
kingdom come deliverance 2
oyunun tek kötü tarafı dövüş mekaniği. onu bari biraz gerçekçi yapmasaydınız. onun haricinde efsane oyun. 2025 senesi ne oyun yaptı denildiğinde onun adı başlarda anılacak.
devamını gör...
turkcell akademi gelişim
ya da kısaca ''tag''
turkcell'in 2011 yılında kurduğu, bünyesinde çalışan personellerin teorik anlamda da gelişebilmesi için hazırladığı, çok kapsamlı bir online eğitim platformu.
yaklaşık 4 aydır turkcell superonline çalışanıyım. turkcell bu eğitimleri tamamlamamızı zorunlu kılıyor. ben de elbette bu sebeple eğitimlere bir göz gezdirdim, ve aslında kıytırık bir eğitim programı olmadığına kanaat getirdim. mesela bizim ekibin çoğu üyesi sırf eğitimi tamamlamak için tamamlarlar. yani pek ciddiye almazlar. ben de esasen bu amaçla yapmak istedim ne yalan söyleyeyim. ama sonra kendimi bir anda akademi profesörü olmuş gibi hissettim. çünkü çok detaylı, değinilen konular ilmek ilmek işlenmiş, ve bu konular da videolu eğitimlerle desteklenmiş, çok ama çok kapsamlı bir eğitim programıymış gerçekten. bana akademi profesörüymüşüm gibi hissettirebilmiş. yabana atılmaması gerek, eğer bir turkcell çalışanıysanız.
turkcell'den ne kadar çok, ya da ne kadar az memnun kalır insanlar bilemem ama, en azından personel eğitimini oldukça ciddiye alan bir firmaymış turkcell bunu anladım. ha yine de sırf iyi diye hunharca eğitim içeriği elbette tüketmeyeceğim. deli miyim ben? boş zamanımı sokakta mı buldum?
ama ve ama neticesi tam olarak şu ki, eğitim programı gerçekten çok kaliteli. önyargıyla yaklaşan tüm çalışanlara tavsiyemi sunarım.
turkcell'in 2011 yılında kurduğu, bünyesinde çalışan personellerin teorik anlamda da gelişebilmesi için hazırladığı, çok kapsamlı bir online eğitim platformu.
yaklaşık 4 aydır turkcell superonline çalışanıyım. turkcell bu eğitimleri tamamlamamızı zorunlu kılıyor. ben de elbette bu sebeple eğitimlere bir göz gezdirdim, ve aslında kıytırık bir eğitim programı olmadığına kanaat getirdim. mesela bizim ekibin çoğu üyesi sırf eğitimi tamamlamak için tamamlarlar. yani pek ciddiye almazlar. ben de esasen bu amaçla yapmak istedim ne yalan söyleyeyim. ama sonra kendimi bir anda akademi profesörü olmuş gibi hissettim. çünkü çok detaylı, değinilen konular ilmek ilmek işlenmiş, ve bu konular da videolu eğitimlerle desteklenmiş, çok ama çok kapsamlı bir eğitim programıymış gerçekten. bana akademi profesörüymüşüm gibi hissettirebilmiş. yabana atılmaması gerek, eğer bir turkcell çalışanıysanız.
turkcell'den ne kadar çok, ya da ne kadar az memnun kalır insanlar bilemem ama, en azından personel eğitimini oldukça ciddiye alan bir firmaymış turkcell bunu anladım. ha yine de sırf iyi diye hunharca eğitim içeriği elbette tüketmeyeceğim. deli miyim ben? boş zamanımı sokakta mı buldum?
ama ve ama neticesi tam olarak şu ki, eğitim programı gerçekten çok kaliteli. önyargıyla yaklaşan tüm çalışanlara tavsiyemi sunarım.
devamını gör...


