a summer morning yazar profili

a summer morning kapak fotoğrafı
a summer morning profil fotoğrafı
rozet
karma: 324 tanım: 36 başlık: 0 takipçi: 4

son tanımları


amsterdam

king's day kutlamaları esnasında her sokağına, neredeyse her evin önüne ayrı sahne kurulan, kocaman bir partiye dönüşen şehir. her telden, her zevkten insana hitap eder. sokak aralarında seyyar biralar ve başka çeşitli içkiler satılır. kanal gezileri düzenlenir, her bir teknede ayrı eğlence olur. bir de ulusal renkleri turuncu olduğu için insanlar turuncu ağırlıklı giyinirler bu özel günde.

normal zamanlarda da oldukça kalabalıktır. arabalar size yol verir ama bisikletliler asla.. muhteşem müzeleri, red light stricti, birbirinden farklı değişik ürünler satan mağazaları, ve elbette coffee shop'ları ile ünlü, gezilesi, yaşanılası bir şehir. schiphol havalimanına trenle yaklaşık 10 dakika mesafededir.
devamını gör...

into the wild

yıllar önce bir arkadaş önerisiyle izlemeye niyetlenip nedense yarım bıraktığım film.
filmi taze bitirdim geldim, o sebeple düşüncelerim hala biraz dağınık, toparlayabildiğim kadarıyla yazacağım. buradan sonrası spoiler içerebilir.
--! spoiler !--

filmde en çok dikkatimi çeken şey alex(chris)in kimseyle doğru düzgün vedalaşmaması oldu. bir tek sevdiceği tracy ile sarılıyor vedalaşırken. genellikle habersiz gelip habersiz gitmeyi tercih ediyor, kimsenin hayatının bir parçası olmak istemiyor sanki. kimseyi de hayatına o denli dahil etmiyor. bağlanmak istemiyor belki de. fakat tam tersi, bu yolculukta kiminle tanışsa ya onu kendi çocuklarının yerine koyuyorlar, ya da evlatlık almak istiyorlar.

düşündüm de, hayatımıza giren herkes için geçerli belki de bu. bir gün hayatımızdan çıkacaklarını, er ya da geç, bildiğimiz halde hep bizimle kalsınlar istiyoruz. geleceğe dair kocaman kocaman hayaller kuruyoruz. kaybettiklerimizin yerini doldurmaya çalışıyoruz bir şekilde. ama işte hayat, kimse olduğu yerde kalamıyor.

alex'e gelince, mutluluğu her zaman kendinde, ve doğada aramayı tercih ediyor. insanlardan hiç bir beklentisi kalmamış.
filmin başında ailesi ile tartışan alex'in film boyunca ne kadar uyumlu, herkes ile sohbet edebilen ve insanlara kolayca kendini sevdirebilen biri olduğunu görüyoruz. oysa ailesi ona hiç öyle davranmamıştı. yani bu bakımdan çekip gitmek konusunda haklı buldum alex'i. ama keşke sonu böyle bitmeseydi de dedim.

"happiness is only real when it's shared"
sözüyle de anlıyoruz, aslında alex de aradığını tam anlamıyla bulamıyor.

--! spoiler !--

ayrıca film müziklerinin çoğunluğu eddie vedder'a ait olan film.
kapanıştaki müzik için tık
devamını gör...

kırmızı oda (dizi)

son bölümde tutarsız olan tek kısım boncuk'un hikayesinde hollanda'da insanların onu uyarmaya çalışması ve daha da absürtü yeni boyanmış banka oturduğu için kahkaha atarak, parmakla göstererek gülmesiydi. hollanda'da ve hatta bir çok avrupa ülkesinde insanlar size dönüp bakmazlar bile gülmek şöyle dursun. ya da uyarmazlar, böyle bi çaba içine girmezler.
tanım: aralıklı olarak favori danışan belirleyip sadece onun kısımlarını izlediğim tv8 yapımı dizi.
alya'yı izliyordum, alya bitince boncuk geldi ona bakıyorum şimdi denk gelince.
devamını gör...

yüzyıllık yalnızlık

orijinal ismi için (bkz: cien años de soledad)

bana insanları anlamamda ve hatta olduğu gibi kabullenmemde çok büyük faydaları dokunmuş olan, en sevdiğim márquez romanı.
isimler konusu sadece başlarda sıkıntı olmuştu benim için, kitabı okumaya devam ettikçe her bir karakteri yakından tanımaya ve dolayısıyla kimden bahsedildiğini daha kolay anlamaya başlıyorsunuz.
yüzyıllık yalnızlık, bana göre insanı, insan olmayı en iyi anlatan kitaplardan biri. her şeyin bir sebebi mutlaka vardır. insanlar değişir. insanlar durduk yere kötü olmazlar. insanlar durduk yere iyi olmazlar. insan, insandır işte ve yalnızlığa mahkumdur. büyülü gerçekliklerin, asırlar süren yaşamların içinde de böyledir, gerçek dünyada da.
márquez'in genel olarak anlatım tarzını severim, diğer birçok kitabını da okudum, ancak yüzyıllık yalnızlık içlerinde apayrı bir yere sahip.
devamını gör...

geceye bir kadın yalanı bırak

"bakarız" - külliyen yalan. bakarız hayır demektir. ya da istemiyorum, asla, dünyada olmaz olarak da çevrilebilir duruma göre.
hem kadın hem de erkeklerde geçerli olan bir yalan ama kanıt olarak kendimi sunacağım için bu başlığa yazdım :d
devamını gör...

kolun kapı koluna çarpması

sanırım başlığı açarken yazarın kolu yine kapıya çarpmış ve bu çarpmanın etkisiyle de ı yerine a ya basmış diye düşündüren başlık.
devamını gör...

zakkum

hipokondriyak şarkısı ile tanıdığım grup.
zaten duygusal olarak dipte olduğunuz zamanlarda dinler, dinledikçe daha da dibe çekilirsiniz.
bazı sözleri çok acıtır.
"seni hiç terk etmediler mi?"
devamını gör...

çocukken ansiklopedi okumak

çocukken okuduğum resimli bir ansiklopedi vardı, kapağında siyah arkaplan üzerine ansiklopedinin konusu üzerine resim olurdu. dinazorlar ve big ben ile ilgili olanlar en sevdiklerimdi, açar açar resimlere bakardım.
devamını gör...

ilk sayfasında kendisine bağlayan kitap

masumiyet müzesi
bir gün duvarlarında kitaplar olan bir kafede birini beklerken elime aldım ilk. kendimi kaptırıp baya okumuştum. kitabı kafede bırakmak zorunda olduğum için devamını okuyamadım tabi. bir ara alıp okunacak kitap listemde ilk sıralarda kendisi.
devamını gör...

okunur korkusuyla günlük tutamayanlar

bir de bunun yazıp yazıp sonra defterleri türlü aksiyonlarla yok etmeye çalışan versiyonları var. mesela yakarak olur, parçalayarak olur..
madem yakacaktın, neden yazdın? neden kıydın güzelim deftere? bana verseydin ben yazardım :( dedirten insanlardır.
devamını gör...

öğretmenin trip atıp dersten çıkması

online eğitim süreçlerinde zoomu kapatıp çıkarak aynı zamanda herkesi dersten de atabilir duruma gelmişlerdir.
devamını gör...

toplu taşıma araçlarında kitap okumak

otobüslerde mide bulantısına sebep olabildiğinden ötürü en rahat metro, marmaray gibi araçlarda okunur. hem ayakta da okunabiliyor böylece.
bölüm sonuna çok az kaldığı zamanlarda yürüyen merdivenlerde devam edebilen eylem.
devamını gör...

supernatural

12 sezon olunca artık sezon finalleri heyecanlandırmayan, nasıl olsa kurtulacaklar bir şekilde diye düşündürten dizi.
melekler cennetten kovulmuştu en son orada bıraktım.
devamını gör...

gece vakti çöken yalnızlık hissi

an itibariyle içinde bulunduğum ruh halinin özetidir adeta.
gece sokaklara çöken sessizlik, hafif serin hava, şehrin uğultusu, bir bardak kahve ve arkada çalan sakin bir melodi eşliğinde gelmiş geçmiş tüm seçimlerinizi, yaptığınız hataları, yapmadığınız, içinizde kalan keşkelerinizi; sakin, dingin ama her an fırtınıya dönebilecek bir düşünce akışı içinde sorgulatır.
perdeleri çekilmiş, ışıkları sönmüş pencerelerde, geçmişinizin ve belki geleceğinizin yansımalarını arar durursunuz.
devamını gör...

ezgi mola

konuk olduğu programları izlediğimde kendisini ve fikirlerini çok sevdiğim ama yer aldığı projeleri izleyince kendisine üzüldüğüm oyuncu.
devamını gör...

hediye almak

hediye aramakla geçen süre ile hediyenin vereceği memnumiyetin ters orantılı olduğu eylem.
devamını gör...

sicim teorisi

uzun zamandır kitaplığımda duran bir kitabı okumaya başlamamla ilgimi çekmiş teoridir.
sicim teorisinin temelde amacı tüm evreni açıklayabilecek tek bir formüle ulaşmaktır. sicim şu anda bilinen en küçük parçacık olan kuarkların yapıtaşı olduğuna inanılan, birbirinden farklı frekanslarda titreşen ipliksi yapılara verilen isimdir. ancak bunun gerçek olması için süpersimetrik olmayan sicim teorileri 26, süpersimetrik sicim teorileri de 10 boyuta ihtiyaç duymaktadır. süpersimetri ile sicim teorisi aslında ayrı şeyler olsa da süpersimetri sicim teorisini çok büyük oranda desteklemektedir.
süpersimetri ise bildiğimiz her parçacık için kütlesi ve yükü aynı olan ancak farklı spin yapan parçacıklar olduğunu öngörüyor.
elektron - süper elektron (selektron)
foton -fotino gibi.
ancak cern'deki büyük hadron çarpıştırıcısında yapılan deneylerde bu parçacıklara rastlanamamış. bu da bu parçacıkların kütle olarak çok daha büyük olabileceğini ve çarpıştırıcıda gözlemlenemediği iddialarını beraberinde getirmiş. eğer bu parçacıklar bulunursa sicim teorisi de büyük ilerleme katetmiş olacak.

konuyu bilale anlatır gibi anlatan, bahsi geçen kitap: sicim teorisi hakkında küçük bir kitap - steven s. gubser
sicim teorisini anlamakta faydalı olabilecek bir panel loose ends: string theory and the quest for the ultimate theory
devamını gör...

a clockwork orange

izlerken son derece rahatsız olduğum, başlarda ne olduğunu tam anlayamadığım, ama sonunda tuhaf düşüncelerle akan jeneriği izlediğim filmdir.
devamını gör...

su bardağında çay içmek

paralel evrendeki bir sözlükte "çay bardağında su içmek" olarak açılabilecek başlık.
devamını gör...

normal sözlük için öneriler

uzun tanımlarda devamına gör..'e tıklayınca satırlar genişliyor ve yazı kayıyor. düzeltilebilir bişey diye düşünüyorum.
he birde yazıları iki duvara yaslanmış şekilde görsek çok daha düzgün durur.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim